17. Hukuk Dairesi 2019/1469 E. , 2020/3711 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ile davalı ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların maliki, sürücüsü ve sigortacısı bulunduğu araç ile müvekkillerinin murisi ..."ın idaresindeki motorun karıştığı kazada, ..."ın hayatını kaybettiğini belirterek şimdilik 100.000,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalılardan ..."ın ve araç sahibi ..."in müvekkillerin eş ve babaların ölümüne sebebiyet vermeleri sebebi ile ... için 100.000,00 TL, ... için 150.000,00 TL ve ...için ise 150.000,00 TL"sinden sorumlu olmak kaydı ile toplamda 400.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlara göre; davanın kısmen kabulü ile 104.647,39 TL"nin davacı ..."a, 36.758,26 TL"nin davacı ..."a, 10.402,42 TL"nin davacı ..."a ait olması kaydıyla toplam
151.808,07 TL"nin davalı ... şirketinden dava tarihinden itibaren diğer davalılardan 15.02.2014 olay tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, Tedavi gideri araç hasarı, defin giderine ilişkin talep yönünden vazgeçme nedeniyle karar tesisine yer olmadığına, Davacı yanın manevi tazminata ilişkin davasının kısmen kabulü ile her bir davacı açısından takdiren 50.000,00"er TL"den toplam 150.000,00 TL manevi tazminatın 15.02.2014 olay tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ..."den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ile davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekili ile davalılar ... ve ... vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dava konusu kaza, çift taraflı meydana gelmiş, olaya ilişkin olarak mahkemece hükme esas alınan kusur bilirkişisi raporunda davalı sürücünün doğrultu değiştirme manevralarını ihlal nedeniyle %80 oranında kusurlu olduğu, motorsiklet sürücüsü davacılar desteğinin ise kask takmaksızın trafiğe çıkmakla %20 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiş ve murisin %20 kusuru düşülerek hesaplanan tazminat hüküm altına alınmıştır.
6098 sayılı Borçlar Yasasının, "Tazminatın belirlenmesi" üst başlıklı 51/1 maddesi ile (818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 43.maddesi); Hâkimin, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği hükme bağlanmıştır.
Tazminattan indirim sebeplerini düzenleyen, Türk Borçlar Yasasının 52.maddesinde (Borçlar Kanunu 44. madde) öngörülen sebepler, daha çok zarar görenle ilgilidir. "Hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı" yönündeki genel hukuk ilkesinin etkisiyle, maddede sayılan belirli hal ve durumlarda tazminattan indirim yapılması mümkün bulunmaktadır.
Davacı desteği motorsiklet sürücüsüne, meydana gelen kazada kesinleşen ceza dosyasında alınan raporlarla da uyumlu olan mahkemece alınan raporda kask takmamak dışında kusur atfedilememiş olup kask takmanın sürüş kusur olmadığı gözetildiğinde destek sürücünün kusursuz olduğu anlaşılmaktadır. Desteğin kasksız şekilde nizamlara aykırı ve kendi can emniyetini tehlikeye atacak şekilde yolculuk yapması sürüş kusurlarından olmayıp, hakim tarafından tazminattan indirim sebebi olarak kabul edilmelidir. Yolculuk yapmaya uygun olmayacak şekilde kasksız yolculuk yapmak gibi hususlar bilirkişi tarafından kusur oranı belirlenirken dikkate alınacak hususlar değildir. Oysa mahkemece alınan bilirkişi raporunda desteğin kasksız motorsiklet kullanmasına göre destek sürücü %20 kusurlu görülmüştür.
Her ne kadar indirim oranının aynı olması nedeni ile hesaplanan miktar yönünden değişiklik olmayacak ise de mahkemece; yapılması gerektiği gibi öncelikle destek sürücünün trafik akışına ilişkin olarak kusursuz olduğu kabul edilerek daha sonra desteğin uygun olmayan şekilde kasksız motorsiklet kullandığı hakim tarafından değerlendirilerek, Dairemizin yerleşik uygulamasına göre %20 oranda müterafik kusur indirimi yapılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
3-Destekten yoksun kalınacak sürenin, çocuklar için, yaşları, okuldaki eğitim durumları, içinde yaşadıkları sosyal ve ekonomik koşullar değerlendirilerek ayrı ayrı belirlenmesi, yüksek öğrenim yapacaklar ise, öğrenimlerinin sona erdiği tarih, yapmamakta ise yerleşik ve kabul gören uygulamaya göre, erkek çocukları için 18 yaşın, kız çocukları için 22 yaşın desteğin sona ereceği yaş olarak kabulü gerekmektedir. Somut olayda; davacılar ... ve ..."nın destek alacakları süre 22 yaşlarına kadar hesaplanmıştır. Ancak ..."nın kaza tarihinde lise öğrencisi olduğu belirtilmektedir. Bu durumda, mahkemece, davacı çocukların öğrenimlerine devam edip etmediklerinin araştırılarak ..."nın üniversite eğitimi aldığının anlaşılması durumunda her iki çocuğunda 25 yaşına kadar babalarından destek göreceklerinin kabul edilmesi, üniversiteye gitmediğinin tespiti halinde ise 22 yaşına kadar babalarından destek göreceklerinin kabul edilmesi gerekmektedir.
4-Destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmasında, destek payları doğru belirlenerek, destekten yoksun kalanlara müteveffanın sağlığında sağlamış/sağlayacak olduğu yardımın
miktarı da doğru şekilde hesaplanmalıdır. Somut olayda, dava desteğin eş ve çocukları tarafından açılmış olup hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda müteveffanın annesine destek payı ayrılmadan hesaplama yapılmıştır. Oysaki müteveffaya ait nüfus kayıtları incelendiğinde, desteğin annesinin de sağ olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, bilirkişiden ek rapor alınarak, desteğin annesinin de hayatta olduğu gözetilmek suretiyle destek paylarının yeniden değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekili ile davalılar ... ve ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekili ile davalılar ... ve ... vekilinin, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalılar ... ve ..."e geri verilmesine 18.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.