MAHKEMESİ : .... Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-

Davacı vekili; davalının trafik sigortacısı olduğu aracın neden olduğu tek taraflı trafik kazasında araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, yaralanma sebebiyle ameliyat olmasına rağmen uzun bir süre çalışamayacağını, kazanç kaybı ve tedavi giderleri olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davacı vekili daha sonra verdiği ıslah dilekçesi ile talebini 52.492,98 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili; limit dahilinde sorumlu olduklarını, temerrüde düşürülmediklerini, geçiçi iş gücü kaybı talebinin teminat dahilinde olmadığını ve davacının maluliyeti bulunmadığını savunmuştur.

Mahkemece; iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile 52.192,98 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, tedavi giderleri yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 307. maddesi uyarınca feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Kişinin vazgeçme yönünde irade beyanında bulunması halinde yapılan bu beyanın nazara alınabilmesi için evvela vazgeçtiği hakkın belirli ya da belirlenebilir olması gerekir. Dolayısıyla vazgeçme için öncelikle uğranılan zararın bilinmesi gerekir.
Somut olayda mahkemece Samsun Adli Tıp Kurumu Şube Müdürlüğü"nden alınan 23.02.2010 tarihi raporda davacının maluliyeti olmadığı belirtilmiştir. Bunun üzerine davacı ve davalı arasında varılan sulh neticesinde “İbraname, Feragatna-
me ve Makbuz” başlıklı belge imzalanmıştır. Ne varki mahkemece daha sonra Adli Tıp Kurumu"ndan alınan 19.09.2011 tarihli raporda davacının %14,3 oranında maluliyeti olduğu tespit edilmiştir. Bu haliyle davacı vekili tarafından “İbraname, Feragatname ve Makbuz” başlıklı belge imzalanırken zarar(maluliyet) bilinmediği için yapılan feragat beyanı da geçerli değildir. Zira feragatname yapılırken mahkemece alınan rapor uyarınca davacının maluliyet zararı olmadığı düşüncesi ile hareket edilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA 24.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.