Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlar Kanunu’nun 133.maddesine nazaran daha özel nitelikte bulunan ve TTK.nun 730/18.maddesi gereğince çekler hakkında da uygulanması gereken aynı Kanunun 662. maddesinde zaman aşımını kesen sebepler  “dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi” şeklinde sınırlı olarak sayılmıştır.
Somut olayda, 06.02.2009  tarihinde  takip talebinde bulunulması ile zamanaşımı kesilmiş olup,  borçluya ödeme emri 13.02.2009 tarihinde tebliğ edilerek takibin 19.02.2009 tarihi itibariyle kesinleştiği,  bu tarihten sonra borçlu .... A.Ş.yönünden 23.10.2009 tarihine kadar zamanaşımını kesen hiçbir işlem yapılmadığı görülmektedir. Takibin diğer borçlusu ... Şti. hakkında 15.2.2006 tarihinde icra işlemi yapılmış ise de, TTK.nun  730/18.  maddesinin  göndermesi  ile  çekler  hakkında uygulanması  gereken aynı kanunun 663. maddesine göre, müruruzamanı kesen muamele  her kim hakkında vaki olmuşsa ancak ona karşı hüküm ifade edeceğinden, muteriz borçlu yönünden zamanaşımını kesmez.
Bu durumda  borçlu .... A.Ş. yönünden  19.02.2009  tarihinden  23.10.2009 tarihine kadar zamanaşımını kesen herhangi bir işlem yapılmadığından, TTK. nun  726.maddesinde yazılı 6 aylık zamanaşımı süresi dolmuştur.
O halde, Mahkemece, İİK. nun 170/b maddesi göndermesi ile olayda uygulanması gereken aynı yasanın 71/2 ve 33/a-1 maddeleri gereğince  zamanaşımı itirazının kabulü ile icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ :Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 14/10/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.