Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2020/10223
Karar No: 2021/3576
Karar Tarihi: 10.03.2021

Danıştay 6. Daire 2020/10223 Esas 2021/3576 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/10223
Karar No : 2021/3576

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ...

MÜDAHİLLER (DAVACI YANINDA)
1- ... 12- ...
2- ... 13- ...
3- ... 14- ...
4- ... 15- ...
5- ... 16- ...
6- ... 17- ...
7- ... 18-
8- ... 19- ...
9- ... 20- ...
10- ... 21- ...
11- ... 22- ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Bakanlığı
VEKİLİ : Av. ...

MÜDAHİL (DAVALI YANINDA) : ... Enerji Elektrik Üretim A.Ş.
VEKİLLERİ : Av. ...

İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Eskişehir İli, Odunpazarı İlçesi, ... Mahallesi, ... ve ... parsel sayılı taşınmazlar üzerinde davalı yanında müdahil tarafından yapılması planlanan "Eskişehir Biyogaz Enerji Tesisi ve Gübre Üretim Tesisi (5,335 MWe/5,475MWm/5,895 MWt)" projesiyle ilgili olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğünce verilen ... tarih ve ... sayılı "Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu" kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; uyuşmazlığın çözümü amacıyla çevre mühendisi, ziraat mühendisi ve şehir ve bölge plancısından oluşan bilirkişi heyetiyle yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda özetle;“ÇED Olumlu” belgesi kullanılarak mera vasfı değişikliği için başvuruda bulunulduğu ve mera vasfı değişikliğine gidildiği, bu durumun, ayrıca bir dava konusu olduğu, ÇED raporunda belirtilen taahhütlerin, bu kapsamda yapılması gereken işlemleri veya hazırlanan koruma planlarını açıklamadığı, ÇED raporunda, meranın nasıl korunacağı, olumsuzlukların neler olabileceği ve hangi tedbirlerin planlandığı hususlarının yer alması gerektiği, izlenebilirliğin nasıl sağlanacağının çok güzel örneklerinin ÇED raporunda yer aldığı, benzer bir yaklaşımın bilirkişi incelemesi sonunda ortaya çıkan eksiklikler için de uygulanması gerektiği, ÇED raporunda Beylikova’da yapılmakta olan “Tarım İhtisas Organize Sanayi Bölgesi-2018” projesine sadece ÇED raporunun ek-15'teki itiraz ve cevap kısmında yer verildiği, ÇED yönetmeliğine göre ÇED raporunda olası yerlerin belirtilmesi ve alternatiflerin seçilmemesinin nedenlerinin ortaya konulması gerektiği, proje için, alternatif yerlerin olmamasının ÇED raporunun bir eksikliği olduğu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının proje yerini dikkatli incelemediğini düşündürdüğü, dava dosyasında yer alan savunmada sekiz adet yerin dikkate alındığının yer isimleri verilerek beyan edildiği, ancak, ÇED raporunda bu değerlendirmenin yer almadığı, dava dosyasında Kadir Sipahioğu tarafından 04/10/2019 tarihli verilen dilekçe ile Çavlum bölgesinde arkeolojik alan olduğunun ileri sürüldüğü, Eskişehir Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğünce verilen cevapta, proje parsellerinde arkeolojik bir varlık olmadığının belirtildiği, ancak Çavlum Mahallesinde arkeolojik sit alanlarının bulunduğu, arkeolojik alanların ÇED raporunda bulunmamasının ÇED raporunun bir eksikliği olduğu, nitekim ÇED raporunda proje etki alanında arkeolojik alanların olup olmadığının belirtilmediği, bu alanların proje alanına olan mesafeleri nedeniyle olası etkilerinin değerlendirilmediği, (projeye yönelik itirazlar kısmında) meraya komşu 1. ve 2. derece sit alanı ve kazı yeri bulunduğunun ileri sürüldüğü, anılan Müdürlükçe proje parselinde sit alanı bulunmadığının belirtildiği, yakın bölge için bir değerlendirme yapılmadığı, ÇED raporundaki ağır metaller ve Yarımca Köyü için yapılan değerlendirmenin biyogaz tesisi hakkında tamamlanmış olan çevresel etki değerlendirme çalışması ile olan bağlantısının belirlenemediği, (bilirkişi raporunda) gri renkle işaretlenmiş olan paragrafların yanlış bilgiler içerdiği, ÇED raporunda bu görüşlerin hangi referansa dayandığının, muhakkak güvenilir kaynak gösterilerek verilmesinin gerektiği, hakim rüzgar yönünün, özellikle biyogaz tesisinde kokunun yayılmasını engellemek için kritik bir parametre olduğu, proje alanında hakim rüzgarların batı ve doğu yönlerinden estiği, bu durumda Çavlum Mahallesinin koku açısından etki alanı içinde kaldığı, hem ÇED raporunda hem de ÇED raporunun ekinde yer alan fizibilite raporunda yer seçiminde rüzgar yönünün dikkate alındığının belirtildiği, Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca ÇED sürecinde rüzgar yönünün nasıl dikkate alındığının sorgulanması gerektiği, proje alanının en batısının kullanılmasının, rüzgar yönü konusunda kalıcı bir çözüm oluşturmadığı, fizibilite raporunda en yakın yerleşimin Çavlum Mahallesi olarak geçtiği, ancak proje alanına 250 m mesafeden başlayarak günlük yaşam için kullanılan evlerin olduğu, proje alanına yakın mesafede bulunan evlerin varlığının ÇED raporunda da irdelenmediği, keşif sırasında yolun karşısında taraflarca geçici olduğu ifade edilen barınakların tespit edildiği, tesisten elde edilecek elektriğin orta gerilim hattı ile dağıtım şebekesine iletileceğinin ÇED raporunda ve fizibilite raporunda yer aldığı, ancak elektrik iletimi ile ilgili hiçbir konu başlığının ÇED raporunda yer almadığı, üretilen elektriğin şebekeye nasıl verileceğinin belirtilmediği, bu yaklaşımın idari bir tercih olduğu, ancak doğru bulunmadığı, nitekim, bu tesis için bir elektrik iletim altyapısının hazırlanmasına ihtiyaç olduğu ve projenin tamamlanması için yapılacağının açık olduğu, proje için elektrik hattının kritik sonuçları olmasa bile, ÇED raporunda bu etkinin olacağının ifade edilmesi gerektiği, ÇED raporunda olması gereken ancak yer almayan hiçbir konuya dosyaya sunulmuş olan teknik değerlendirme raporunda değinilmediği, Çavlum Mahallesi ... ve ... parsellerin, ... tarih ve ... sayılı Belediye Meclisi kararıyla onaylanan Eskişehir İli 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planında Metropoliten Alan Planlama Alt Bölgesi içerisinde kaldığı, tarımsal niteliği korunacak alana isabet ettiği, söz konusu alan, Eskişehir İli, metropoliten alanı merkez bölgesi 1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planı sınırı içerisinde de kaldığı ve mera alanına isabet ettiği, fakat daha önce ... ve ... parsel olarak adlandırılan parsellerin İl Mera Komisyonunun ... tarihli kararı ile vasıf değişikliği yapıldığı, ... tarih ve ... sayılı Eskişehir Valiliği, İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün yazısı ile Eskişehir Defterdarlığına bildirildiği, 1/100000 ölçekli Çevre Düzeni Planı ve 1/25000 ölçekli Nazım İmar Planı hükümleri doğrultusunda dava konusu taşınmazlar özelinde 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planlarının üretildiği, dava konusu taşınmazlar üzerine yapılmak istenilen Biyogaz Enerji Tesisi ile organik atıkların belli sıcaklık altında fermentasyona uğraması sonucu açığa çıkan metan gazı ile enerji üretilmesinin amaçlandığı, işbu davanın açılma nedeninin ise kurulacak bu tesisin yer seçiminin uygun olmadığı hususunun olduğu, dava konusu taşınmazların Hazine mülkiyetinde ve mera vasfında olduğu, mera alanında yapılan keşifte mera alanının bakımsız olduğunun, dikensi bitkilerin ürediğinin görüldüğü, meranın düzensiz padoklar ile kullanıldığı ve gözlemsel olarak yem bitkilerinin %25 oranından düşük olduğu, ancak yem bitki ve türlerinin heyetin uzmanlık alanına girmediği, mera alanının düşük yoğunlukta ancak sürekli kullanıldığının hayvan dışkılarının kuruluk oranından belirlenebildiği, ... Mahallesinde 4.506,952 m2 mera alanı bulunduğu, mera vasfı taşıyan proje alanının 107.000 m2 olduğu, bu durumda proje alanı biyogaz tesisi için kullanıldığında, ... Mahallesinin %2,4’lük mera alanı kaybına uğrayacağı, mera vasfındaki proje alanının ıslah edilerek kullanma yoğunluğunun artırılmasının mümkün olduğu, alanın kuzeyinde çok yakın veya bitişik tarımsal sit alanı ilan edilen Alpu Ovasının bir bölümünün yer aldığı, toprağın; hafif alkali, tuzsuz, orta derecede kireçli, kil tekstürlü ve az verimli özellikleri olan Aridisol toprak olduğu, yapılan gözlemlere göre arazinin, değişik yönlerde (kuzey, doğu ve batı) hafif (%2-6) ve orta derecede (% 6-12) eğimli, yer yer taşlı, sığ (20-50cm) ve orta derin (50-90cm), kil tekstürlü, orta derecede kireçli özelliklere sahip III. sınıf arazi olduğu, III. sınıf arazide ürün yetiştirilebildiği, fakat elverişli bulunduğu kullanma şekillerinin daha az olduğu, herhangi bir tarımsal faaliyetin gözlenmediği, arazinin farklı bölümlerinde yapılan inceleme sonucunda alanda iyi cins merâ bitkilerinin çeşit ve oranı %25'den az olduğu için zayıf mera özelliği gösterdiği, davaya konu biyogaz işletmesinin arazinin en kuzey batı tarafında, doğu ve güneye doğru konuşlandırılacağının belirtildiği, bu alanın, arazinin en düşük seviyesi (çukur) olduğu, bu alanda çevreden gelebilecek olan yüzey ve taban sularının taşkın, sel veya diğer şekillerde birikebileceği ve ovaya en yakın olan bölümünün olduğu, ÇED raporunda toprak, arazi ve onların özelliklerine gereken özen gösterilmediği ve yer verilmediği, arazinin ise IV. sınıf olarak belirtildiği, sonuç olarak, dava konusu Biyogaz Enerji Tesisi ile organik atıkların yenilenebilir enerjiye dönüştürülme işleminin kamusal bir yarar sağladığı, projeye esas imar planı hazırlanırken gerekli olan kurum ve kuruluş görüşlerinin alındığı ve planların kademeli birlikteliğine uygun olduğu, kurulacak yerin toprak, hava ve su gibi kıt kaynaklardan olan mera alanında kaba yem miktarını azaltıcı olacağı, bu durum kamu eliyle diğer meraların ıslahı veya hazır yem ile yöre çiftçisine ek maliyet getireceğinden, Biyogaz Enerji Tesisinin mera alanına kurulmasının uygun olmayacağı, yapılacak işletmenin, arazinin en düşük seviyeli bölgesine, taban araziye en yakın arazi tarafına tesis edileceğine, arazi ve toprağın özellikleri detaylı incelenerek (4/ha kontrol noktası oluşturularak) ve özellikle üzerinde oturacağı ana materyal ve özellikleri dikkate alınarak daha elverişli bir alanda tesisinin uygun olacağı, yapılması planlanan Biyogaz Enerji Tesisi için ÇED raporunda olması gereken çoklu alternatif değerlendirmenin yapılmadığı, tesisin mera alanı üzerine yapılmasının çevre üzerinde daha farklı etkiler oluşturarak mevcut durum için iyi uygulama örneği oluşturmadığı, yönünde tespit ve görüşlere yer verilmiştir.
Bilirkişi raporunun değerlendirilmesinden; dava konusu parsellerle ilgili 4342 sayılı Mera Kanununun 14/ğ maddesi uyarınca, tahsis amacı değişikliği kararının alındığı, ÇED raporunun hazırlanmasına ilişkin süreçte İnceleme Değerlendirme Komisyonu üyelerinden birisinin de Eskişehir Valiliği İl Tarım ve Orman Müdürlüğü olduğu, anılan kurumca tesisin kurulacağı alana ilişkin herhangi bir olumsuz görüş beyan edilmediği, kaldı ki söz konusu yerlerle ilgili alınan mera vasfı değişikliği kararına karşı Mahkemenin bir başka esasında dava açıldığı, dolayısıyla bu aşamada, bilirkişi raporunda yer alan meranın nasıl korunacağı, olumsuzlukların neler olabileceği ve hangi tedbirlerin planlandığı gibi hususların ÇED raporunda yer almasını zorunlu kılan bir mevzuat hükmünün de bulunmadığı; yer seçimiyle ilgili tespitler bakımından, ÇED raporu hazırlık sürecinde projenin uygulanacağı yere ilişkin çeşitli araştırma süreçleri yürütülmüşse de, ÇED raporunda bu araştırmalara ilişkin bilgilerin tamamına yer verilmediği, fakat raporun eki olarak değerlendirilebilecek "Eskişehir Biyogaz Yer Seçimi Gerekçe Raporu"nun dava dosyası içerisinde yer aldığı, söz konusu rapor incelendiğinde; Odunpazarı İlçesi, ... Mahallesi, ... ada, ... parselin OSB Gelişim Bölgesi içerisinde kalması nedeniyle tercih edilmediği, tesisin kuzey bölgesinin genel olarak Alpu Büyük Ova sınırları içerisinde kalması sebebiyle tercih edilemediği, proje alanına yakın yerlerin bir kısmının ise ruhsatlı maden sahaları olduğu, yine bu durumun da uygun yer olarak seçilmelerine engel teşkil ettiği, ayrıca kurulacak tesisin niteliği, ihtiyaç duyduğu hayvancılık faaliyetlerinin bölgedeki yoğunluğu, söz konusu hayvancılık faaliyetlerinin ise ağırlıklı olarak mera niteliğindeki arazilerde yürütüldüğünün anlaşıldığı, arkeolojik sit alanı bulunduğuna yönelik tespit bakımından, dava konusu parsellerin 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu kapsamında ilan edilmiş herhangi bir turizm merkezi veya Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi sınırları içerisinde kalmadığı, alanda korunması gerekli kültür varlığının bulunmadığı; gri renkle işaretlenmiş paragrafların yanlış bilgiler içerdiği belirtilmişse de, söz konusu yanlışlıkların somut gerekçeleriyle ortaya konulmadığı veya anılan yanlışlıkların hangi teknik gerekçeyle ÇED raporunu sakatladığının belirtilmediği; Mekanik Ayırma, Biyokurutma ve Biyometanizasyon Tesisleri ile Fermente Ürün Yönetimi Tebliğinin 10. maddesinde yer alan; "Tesis sınırının yerleşim alanlarına en yakın mesafesi 250 metre olacak şekilde, hakim rüzgar yönü de dikkate alınarak yer seçimi yapılır." düzenlemesindeki yerleşim yeri ibaresinden insanların toplu olarak bir arada yaşadıkları yaşam alanlarının anlaşılması gerektiği, kaldı ki bilirkişi raporunda varlığı belirtilen evlerin, yine bilirkişilerce proje alanına 250 ile 300 metre mesafede olduklarının tespit edildiği, bu halde dahi Tebliğde aranan mesafe şartının sağlandığı, öte yandan bilirkişi raporunda bölgedeki hakim rüzgar yönleri dikkate alındığında, ... Mahallesinin tesisin etki sınırları içerisinde kaldığı ifade edilmiş olmakla birlikte, bu tespitin keşif esnasındaki hangi olgu veya incelemelere dayandığı hususunun ortaya konulamadığı, şayet ÇED raporu ve dosyada yer alan bilgi ve belgelerde belirtilen bölgenin hakim rüzgar yönlerine ilişkin grafiklerden hareket edilmişse bile, Meteoroloji Genel Müdürlüğünün 15/07/2019 tarihli yazısında; formatta belirtilen meteorolojik ve iklimsel özellikler bölümündeki değerlendirmelerin yeterli bulunduğunun belirtildiği, ayrıca söz konusu barınakların gündelik toplumsal yaşamın sürdürüldüğü toplu yerleşim yeri olarak kabul edilemeyeceğinden, tespitin anılan Tebliğde aranan tesis sınırlarının yerleşim alanına asgari mesafe sınırını ihlal edici mahiyet taşımadığı; üretilen elektriğin şebekeye nasıl verileceği hususunun ÇED raporu süreci ile ilgili bir durum olmadığı; tesisin, dava konusu taşınmazın daha elverişli bir alanda kurulmasının uygun olacağı belirtilmişse de, bu hususun da ÇED süreci ile ilgili bir durum olmadığı, tesisin inşası sürecinde ilgili kurumlarca bu yönde gerekli incelemelerin yapılabileceği, kaldı ki davalı yanında müdahil tarafından bilirkişi raporuna itiraz olarak sunulan 04/08/2020 havale tarihli dilekçede, bilirkişilerin anılan değerlendirmesi ile ilgili; "... Bu tavsiyelerin projelendirme ve inşaat aşamalarında dikkate alınacağı, tavsiyelerin günün gerektirdiği inşaat teknolojileri de kullanılarak nazarda tutulacağı"nın ifade edildiği, tüm bu hususlar bir bütün olarak düşünüldüğünde, yer seçimi ile ilgili olarak bilirkişi raporunda yapılan değerlendirmelere itibar edilmemiştir.
Dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgeler değerlendirildiğinde, dava konusu "ÇED Olumlu" kararında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Mahkemece bilirkişi raporunun aksine karar verildiği, oysaki teknik bakımdan yetersiz bulunması halinde başka bir bilirkişi heyetiyle yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasının gerektiği, yer seçimi ile ilgili değerlendirmelerin ÇED raporu yerine ayrı raporda yer almasının dava konusu işlemi kusurlandıracağı, bilirkişilerce vaziyet planında 250 m mesafeden başlayarak günlük yaşam için kullanılan evlerin bulunduğunun ÇED raporunda değinilmediğinin belirtildiği halde, Mahkemece bu hususun değerlendirilmediği, ÇED raporunda proje alanının toprak ve arazi özelliklerine yer verilmediğinin ve ... Mahallesinin koku bakımından etki alanında kaldığının, dolayısıyla tesisin proje alanının en batısında yapılacak olmasının rüzgar yönü konusunda kalıcı çözüm oluşturmadığının bilirkişi raporunda tespit edildiği, ÇED raporunda alternatif alanların seçilmemesinin gerekliliğinin ortaya konulamadığı, halkın katılımı toplantısındaki itirazlarının ve davacının projeyle ilgili olumsuz görüşünün dikkate alınmadığı, proje alanının, ... Mahallesi gelişme alanında bulunan yerleşim alanına yaklaşık 50 m mesafede olduğu, yer seçimi yapılırken rüzgar yönünün dikkate alınmadığı gibi, yer seçiminin uygunluğuna ilişkin mahalli çevre kurulu kararının da alınmadığı, ayrıca ÇED raporunda sıvı fermente ürünün atıksu arıtma tesisine gönderileceği belirtilmiş ise de, sıvı fermente ürünün içerik değerlerinin bilinmediğinden arıtma ile deşarj standartlarının ne kadarının sağlanacağının belirsiz olduğu, Mekanik Ayırma Biyokurutma ve Biyometanizasyon Tesisleri ile Fermente Ürün Yönetimi Tebliğinin 13. maddesinde öngörülen katı-sıvı faz ayrımı, kurutma ve sıvı fazın işlenmesi gibi yöntemlerin nerede, nasıl gerçekleştirileceğinin belirsiz olduğu, ayrımdan sonra katı atığın bertarafı hakkında bir bilgiye rastlanılmadığı, proje alanına 107 m mesafede sulama kanalının bulunduğu halde, ÇED raporunda bahsedilmediği, tarım alanlarıyla çevrili proje alanının sağlık koruma bandının belirsiz olduğu, vaziyet planının özensiz hazırlandığı, dolayısıyla eksik ve yetersiz ÇED raporuna istinaden verilen ÇED olumlu kararının hukuka aykırı olduğu, Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, proje alanının, mera vasfında olması nedeniyle davalı yanında müdahil tarafından vasıf değişikliği başvurusuna ilişkin mera vasıf değişikliği yazısının ve Mera İl Komisyonu kararının, yerleşim yeri haritalarının, meteorolojik verilerin, alternatif alanlarla ilgili görüşlerin ve yer seçimi gerekçeli raporunun davalı idareye sunulduğu, dolayısıyla proje alanına en yakın yerleşim alanının 650 m mesafedeki ... Mahallesi olduğu, Meteoroloji Genel Müdürlüğünün olumlu görüşünün bulunduğu, sıvı ve katı fermente atıklarla ilgili ÇED raporunda açıklamaların yer aldığı, projenin su kaynaklarına etkisinin değerlendirildiği hidrojeolojik etüt raporunun hazırlandığı, proje yeri ile ilgili ÇED raporunda değerlendirmelerin yer aldığı, ayrıca hazırlanan fizibilite raporunun onaylandığı, dolayısıyla alternatifler incelendiğinde, yapılması planlanan proje bakımından yer ve üretim yöntemlerinde uygunluk ve ekonomiklik açısından başka alternatif alan arayışına gidilmediği, proje kapsamında yer alacak ünitelerin temel özelliklerine ÇED raporunda ayrıntılı yer verildiği, proje alanı korunacak ve yapılaşma yasağı getirilen alanlardan olmadığı, ayrıca nakliyeden kaynaklı emisyon değerlerinin de hesaplandığı, proje alanının ormanlık arazi olmadığı, sonuç olarak dava konusu ÇED Olumlu kararının hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DAVALI YANINDA MÜDAHİLİN SAVUNMASI : Davalı yanında müdahil tarafından, ÇED raporu ek-15'te yer seçimi yapılırken birçok durumun ve alternatiflerinin değerlendirildiğinin belirtildiği ve kurumların olumlu görüşlerinin bulunduğu, ayrıca davacının da bu konuda olumlu görüşünün bulunduğu, yapılan değerlendirmeler neticesinde birçok alternatifin bu kriterlere uymadığı, nitekim, ÇED raporunun 232. sayfasında projenin gerekçelerine, proje alanının seçilme nedenlerine yer verildiği, ayrıca ÇED süreci öncesinde, fizibilite onay aşamasında alternatif olarak ... Mahallesi, ... ada, ... parsel; ... Mahallesi, ... ada, ... parsel; ... Mahallesi, ... parsel sayılı taşınmazların belirlendiği ve ilgili kurumlardan alınan görüşler nedeniyle uygun bulunmadığı, ... Mahallesi, ... ada, ... parsel; ... Mahallesi... ada, ... parsel ve ... ada ... parsel sayılı taşınmazların ise Alpu Büyükova sınırları içerisinde kalması nedeniyle elendiği, dolayısıyla davacının iddiasının aksine alternatif alanların yeterince değerlendirildiği ve toprak yapısı, rüzgar yönü, topografik yapı, tarım alanı olmaması, yerleşim yerlerine uzaklığı gibi nedenlerle en uygun yerin seçildiği ve buna ilişkin bilgi-belgenin ÇED raporu ekinde sunulduğu, hakim rüzgar yönü batı, doğu ve kuzaybatı olup, rüzgar yönü ve rüzgar hızı değerlendirildiğinde, kuzeydoğuda bulunan ... Mahallesinin koku bakımından etkilenmeyeceğinin öngörüldüğü, atığın çeşitli işlemlerden geçirilmek suretiyle sıvı ve katı kısımlarının gübre olarak değerlendirilebilmesi için tescilli olanlılarının alınarak satışa sunulacağı, dolayısıyla atıkların işlenmek suretiyle tarım alanlarına ve mera alanlarına katkıda bulunulduğu, davacının yan parselde 50 m mesafede yapı bulunduğu iddiasının aksine, tesise en yakın yerleşim yerinin, 650 m mesafede bulunduğu ve mesafe şartının yerleşim alanı için arandığı, bununla birlikte yerleşim alanı sayılamayacak yapının dahi 253 m mesafede bulunduğu, ayrıca bu yapı ile ilgili halkın katılımı toplantısından sonra yapı kayıt belgesi alınmasının, yapının bulunduğu alanı yerleşim alanı haline getirmeyeceği, dolayısıyla yer seçimiyle ilgili mevzuatta öngörülen mesafe şartının sağlandığı, ÇED raporunda sıvı fermente ürünle ilgili ne tür uygulamalar yapılacağının yer aldığı, su kaynaklarına olan etkisi bakımından DSİ tarafından yapılmasında sakınca bulunmadığının belirtildiği, ayrıca mevzuattaki değişiklik sebebiyle yer seçimiyle ilgili il mahalli çevre kurulu kararının alınmasının gerekmediği, kamu yararı bulunan bir proje olduğu, dava konusu işlemin hukuka uygun bulunduğu belirtilerek, istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davalı yanında müdahil tarafından, sit, afete maruz bölge ilan edilen alan olmaması, bölgedeki hayvancılık tesislerinin bulunması nedeniyle hammadde temini ve nakliye kolaylığı ile rüzgar yönü bakımından uygun olduğu gerekçeleriyle belirlenen Eskişehir İli, Odunpazarı İlçesi, ... Mahallesi, ... ve ... parsel sayılı taşınmazlar üzerinde, büyükbaş hayvan (besi ve süt ineği) dışkısı, tavuk dışkısı, tarımsal kaynaklı atıklar, sera atıkları, peyniraltı suyu, şeker fabrikası atıkları (şilempe, melas vb.) ve mezbaha kesim atıklarının anaerobik (havasız) ortamda, biyolojik olarak parçalanması esnasında açığa çıkacak olan biyogazın kojenerasyon ünitesinde elektrik, sıcak su ve ısı üretimi için kullanılmasının ve organik gübre üretiminin planlanması üzerine, ÇED raporu hazırlanarak davalı idareye başvurulmuştur.
Davalı idare tarafından ilgili kurumlardan alınan görüşler çerçevesinde, "Eskişehir Biyogaz Enerji Tesisi ve Gübre Üretim Tesisi" projesiyle ilgili "ÇED Olumlu" kararı verilmiştir.
Bunun üzerine, anılan kararın iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2872 sayılı Çevre Kanununun 10. maddesinde; "Gerçekleştirmeyi plânladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya proje tanıtım dosyası hazırlamakla yükümlüdürler. Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili onay, izin, teşvik, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez; proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez..." hükmüne yer verilmiştir.
25/11/2014 tarih ve 29186 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin 4. maddesinde; ''Çevresel etki değerlendirmesi olumlu kararı: Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu hakkında Komisyon tarafından yapılan değerlendirmeler dikkate alınarak, projenin çevre üzerindeki muhtemel olumsuz etkilerinin, alınacak önlemler sonucu ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olduğunun belirlenmesi üzerine projenin gerçekleşmesinde çevre açısından sakınca görülmediğini belirten Bakanlık kararı olarak tanımlanmış, 6. maddesinde ise; "(1) Bu Yönetmelik kapsamındaki bir projeyi gerçekleştirmeyi planlayan gerçek veya tüzel kişiler; Çevresel Etki Değerlendirmesine tabi projeleri için; ÇED Başvuru Dosyasını, ÇED Raporunu, Seçme Eleme Kriterleri uygulanacak projeler için ise Proje Tanıtım Dosyasını, Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlara hazırlatmak, ilgili makama sunulmasını sağlamak ve proje kapsamında verdikleri taahhütlere uymakla yükümlüdürler. (2) Kamu kurum/kuruluşları, bu Yönetmelik hükümlerinin yerine getirilmesi sürecinde proje sahiplerinin veya Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşların isteyeceği konuya ilişkin her türlü bilgi, doküman ve görüşü vermekle yükümlüdürler. (3) (Değişik:RG-26/5/2017-30077) Bu Yönetmeliğe tabi projeler için "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" kararı veya "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir" kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili teşvik, onay, izin, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez, proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez. Ancak bu durum söz konusu teşvik, onay, izin ve ruhsat süreçlerine başvurulmasına engel teşkil etmez. (4) Bu Yönetmelik hükümlerine göre karar tesis edilmeden önce, projenin gerçekleştirilmesinin mevzuat bakımından uygun olmadığının tespiti halinde, aşamasına bakılmaksızın süreç sonlandırılır." kuralına, 7. maddesinde; "(1) Bu Yönetmeliğin; a) Ek-1 listesinde yer alan projelere, b) "ÇED Gereklidir" kararı verilen projelere, c) Kapsam dışı değerlendirilen projelere ilişkin kapasite artırımı ve/veya genişletilmesinin planlanması halinde, mevcut proje kapasitesi ve kapasite artışları toplamı ile birlikte projenin yeni kapasitesi ek-1 listesinde belirtilen eşik değer veya üzerinde olan projelere, ÇED Raporu hazırlanması zorunludur." kuralına yer verilmiştir. Aynı Yönetmeliğin Ek-III bölümünde; Çevresel Etki Değerlendirmesi Genel Formatının ihtiva etmesi gereken hususlar düzenlenmiş, Bölüm I: Projenin tanımı ve özellikleri; a) Proje konusu yatırımın tanımı, özellikleri, ömrü, hizmet maksatları, önem ve gerekliliği, b) Projenin yer ve teknoloji alternatifleri, proje için seçilen yerin koordinatları Bölüm II: Proje Yeri ve Etki Alanının Mevcut Çevresel Özellikleri; Proje alanının ve önerilen proje nedeniyle etkilenmesi muhtemel olan çevrenin; nüfus, fauna, flora, jeolojik ve hidrojeolojik özellikler, doğal afet durumu, toprak, su, hava, atmosferik koşullar, iklimsel faktörler, mülkiyet durumu, kültür varlığı ve sit özellikleri, peyzaj özellikleri, arazi kullanım durumu, hassasiyet derecesi (Ek-5’deki Duyarlı Yöreler Listesi de dikkate alınarak) benzeri özellikleri Bölüm III: Projenin İnşaat ve İşletme Aşamasında Çevresel Etkileri ve Alınacak Önlemler, Projenin; a) Çevreyi etkileyebilecek olası sorunların belirlenmesi, kirleticilerin miktarı, alıcı ortamla etkileşimi, kümülatif etkilerin belirlenmesi, b) Sera gazı emisyon miktarının belirlenmesi ve emisyonların azaltılması için alınacak önlemler, c) Projenin çevreye olabilecek olumsuz etkilerinin azaltılması için alınacak önlemler, ç) İzleme Planı (inşaat dönemi), Bölüm IV: Halkın Katılımı; a) Projeden etkilenmesi muhtemel ilgili halkın belirlenmesi ve halkın görüşlerinin çevresel etki değerlendirmesi çalışmasına yansıtılması için önerilen yöntemler, b) Görüşlerine başvurulması öngörülen diğer taraflar, Notlar ve Kaynaklar; Ekler: Çevresel Etki Değerlendirmesi Başvuru Dosyası hazırlanmasında kullanılan bilgi ve belgeler ile raporda kullanılan tekniklerden rapor metninde sunulamayan belgeler, Proje için seçilen yerin koordinatları, Proje için belirlenen yer ve alternatiflerinin varsa; çevre düzeni, nazım, uygulama imar planı, vaziyet planı veya plan değişikliği teklifleri, Proje ile ilgili olarak daha önceden ilgili kurumlardan alınmış belgeler şeklinde düzenlemeler yer almıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Çevresel etki değerlendirmesi; gerçekleştirilmesi planlanan projenin, çevreye olabilecek olumlu ya da olumsuz etkilerinin belirlenmesi, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin belirlenerek değerlendirilmesi amacıyla yapıldığından, ÇED sürecinde verilen kararların iptali istemiyle açılacak davalarda, yukarıda belirtilen Yönetmeliğin Ek III. maddesindeki unsurlar yönünden, ÇED kararlarının bir bütün olarak çevresel etkilerinin irdelenmesi gerekmektedir.
Bununla birlikte, ÇED süreci sonunda verilecek kararların yargısal denetimi yapılırken, seçilecek bilirkişiler arasında bir çevre mühendisinin bulunması, diğer bilirkişilerin ise projenin ve bulunduğu çevrenin özelliklerine göre, proje tanıtım dosyasını veya nihai ÇED raporunu hazırlayan kişilerin uzmanlık alanları da dikkate alınmak suretiyle seçilmesi gerekmektedir. Nihai ÇED Raporunda veya proje tanıtım dosyasında onlarca uzmanın imzası bulunabildiğinden, birebir aynı sayıda ve aynı uzmanlık alanında olmasa dahi, yargılama usulü kurallarının elverdiği ölçüde, usul ekonomisi de gözetilerek bir denge kurulması, seçilecek bilirkişilerin projenin bulunduğu alana ve projeye yapılan itirazlara göre değerlendirilmesi zorunlu olan ana konu başlıkları bakımından yeterli uzmanlığa sahip olması, tarafları tatmin edici ve adil bir yargılama yapılması açısından gerekliliktir.
Uyuşmazlıkta; bilirkişi raporunda yer alan, proje alanının, mera vasfında olması nedeniyle projenin bu alanda yapılmasının uygun olmayacağı, ÇED raporunda yer seçimi bakımından alternatif alanların seçilmeme gerekçelerine yer verilmediği, Çavlum Mahallesinde arkeolojik sit alanlarının bulunduğuna değinilmediği, ÇED raporunun (gri renkle işaretlenen paragrafta olduğu gibi) bazı yanlış bilgileri içerdiği, mevzuatta öngörülen yerleşim alanlarına asgari mesafe araştırılırken bazı yapıların ÇED raporunda yer almadığı ve üretilen elektriğin şebekeye nasıl verileceğinin belli olmadığı yönündeki tespitlerle ilgili İdare Mahkemesince yapılan değerlendirmeler neticesinde aksi yönde kanaate ulaşıldığından, bilirkişi raporunun anılan kısımlarına itibar edilmeyerek davanın reddine karar verilmiş ise de, davacının projenin yer seçimine yönelik itirazı olduğu kadar, ÇED raporunda toprak ve arazi özelliklerine ayrıntılı yer verilmediği, koku bakımından etki alanında kalan Çavlum Mahallesi için tesisin proje alanının en batısında yapılacak olması şeklindeki tedbirin yeterli olmadığı, rüzgar yönünün dikkate alınmadığı, sıvı fermente ürünün deşarj standartlarının ne kadarının sağlanacağının belli olmadığı, katı-sıvı faz ayrımı, kurutma ve sıvı fazın işlenmesi gibi yöntemlerin nerede, nasıl gerçekleştirileceğinin belirsiz olduğu, ayrımdan sonra katı atığın bertarafı hakkında bir bilgiye rastlanılmadığı, tarım alanlarıyla çevrili proje alanının sağlık koruma bandının belirsiz olduğu, vaziyet planının özensiz hazırlandığı gibi ÇED raporunun içeriğine ve dolayısıyla yetersiz olduğuna yönelik itirazlarının da olduğu dikkate alındığında, gerek ileri sürülen bazı hususlar yönünden (projenin teknolojisiyle ilgili olan husus gibi) çevresel etki değerlendirilmesi, seçilen bilirkişilerin uzmanlık alanı dışında olduğu gibi, uzmanlık alanlarında olan hususlar yönünden yapılan çevresel etki değerlendirmelerinin ise çoğunlukla yer seçimiyle ilgili olup soyut ve yetersiz olduğu, ayrıca bilirkişilerce projenin, Büyükova kapsamında yer alan Alpu Ovasına yakın konumda yapılacak olması nedeniyle Alpu Ovasına herhangi bir çevresel etkisinin olup olmadığına yönelik bir değerlendirme yapılmadığı sonucuna varılmıştır.
Öte yandan, "ÇED Olumlu" kararı verildikten sonra davalı yanında müdahil tarafından, yürürlükteki yasal ve yönetsel düzenlemeler uyarınca gerekli olan ruhsat, izin, onay ve uygun görüş gibi izinlerin alınması kaydıyla projenin inşaatına başlanılabildiği ve ÇED sürecinin, projeye başlanılmadan önce projenin çevreye olabilecek tüm etkilerinin detaylı olarak araştırıldığı ve yapılacak çalışmalar ile alınacak tedbirlerin uygunluğunun değerlendirildiği bir süreç olduğu dikkate alındığında, yapılması planlanan projenin imar planına uygunluğunun, projenin çevresel etkilerinin değerlendirilmesi aşamasında dikkate alınması zorunlu bir husus olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Bu durumda, uyuşmazlığın tereddüte mahal vermeyecek şekilde çözümlenebilmesi amacıyla, temyiz dilekçelerindeki iddialar ile yukarıda yer verilen hususlar da dikkate alınarak, dava konusu projenin gerçekleştirilmesinin, kamu yararı ve çevre dengesi gözetilerek çevresel açıdan oluşturabileceği muhtemel zararlar ile bu zararların alınacak önlemlerle giderilebilmesinin mümkün olup olmadığının aralarında çevre mühendisi, ziraat mühendisi, makine mühendisi, kimya mühendisi ve hidrojeoloji mühendisi bilirkişiler olmak üzere, gerekirse başka dallarda da uzmanlar seçilerek oluşturulacak yeni bir bilirkişi heyetiyle, mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak alınacak rapor ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, karara esas alınabilecek nitelikte ve yeterlilikte olmayan bilirkişi raporunda tespit edilen hususlar tartışılmak suretiyle davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2-(i) maddesi uyarınca, karar düzeltme yolunun kapalı olduğunun duyurulmasına, 10/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi