17. Hukuk Dairesi 2015/17200 E. , 2015/14054 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki muvaza hukusal nedenine dayalı temlik işleminin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı ... Mimarlık ...Ltd."nin asıl borçlusu olduğu Ziraat Bankasından genel kredi sözleşmesi ile kredi alındığını, kredi sözleşmesine dava dışı ..., ... ve ... ile birlikte kefil olduklarını, Ziraat Bankasının 49.400 TL alacağını davalı ..."e temlik ettiğini bunun sonucunda anılan şahsın müvekkili hakkında takip başlattığını, yapılan temlik işleminin muvazaalı olduğunu, davalı ..."in diğer borçlular ... ve ..."in akrabası olduğunu onlar hakkında hiçbir işlem yapılmadan doğrudan takip yapıldığını, temlikin muvazaa nedeni ile batıl olduğundan ... 11.İcra Müdürlüğünün 2012/6130 sayılı takip dosyasındaki alacak ile ilgili olarak borçlu olmadığının tesbitini istemiştir.
Davalı vekili, takip konusu alacağın Ziraat Bankasından temlik alındığını, muvaazanın söz konusu olmadığından haksız açılan davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının borcun esasına yönelik itirazı olmadığı, davalı ile dava dışı banka arasındaki temlik işleminin muvazaalı olduğunun ileri sürüldüğü, davacının icra dosyasındaki borcu ödeyip diğer sorumlu kişilere rücu edebileceğinden bu şekilde dava açılmasının mümkün olmadığı ve davanın dinlenebirlik koşullarının oluşmadığından reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, Borçlar Kanunu"nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu temlik işleminin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı iptal istemine ilişkindir.
Olayların hukuksal açıdan değerlendirilmesi ve nitelendirilmesi hakime aittir. Bir uyuşmazlıkta maddi olayın taraflarca yanlış nitelendirilmesi kendilerini ve hakimi bağlamaz hakim tarafların ileri sürdükleri maddi olay ve netice talepleri ile bağlı olup onların hukuki nitelendirmesi ile bağlı değildir.
Davacı vekili, dava dilekçesindeki acıklamalardan davalılar arasında yapılan danışıklı temlik işleminin iptali istediği anlaşılmaktadır.
BK"nun 581 ve devamı maddelerinde kefalet ilişkisi ve sorumlulukları düzenlenmiştir. Anılan yasanın 586.maddesinde, kefilin, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifade ile yükümlülük altına girmeyi kabul etmiş ise alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak bunun için borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkca ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerektiği, 2 fıkrasında ise alacağın teslime bağlı alacak rehni veya alacak rehni ile güvence altına alınmış ise rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılmadan kefile gidilemeyeceği belirtilmiştir.
Öte yandan, takip dayanağı tarihsiz temlik sözleşmesinin hangi amaçla yapıldığı belli değildir.
Yapılacak iş, Ziraat Bankasından alınan kredi sözleşmesi getirtilerek öncelikle davacının hukuki durumunun tesbiti yapılmalı, takip dayanağı temlikin hangi amaç ve koşullarda yapıldığı Ziraat Bankası hukuk müşavirliğinden sorulmalı ve BK"nun 586. maddesine göre asıl borçlular hakkında ifada gecikme ve ödeme güçlükleri, rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip bulunup bulunmadığı gibi hususlarda araştırılarak, diğer borçlular ile davalı arasında iddia edilen yakınlığın var olup olmadığı tesbit edilerek oluşacak sonuca göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece,bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 14/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.