
Esas No: 2016/3056
Karar No: 2021/1050
Karar Tarihi: 10.03.2021
Danıştay 10. Daire 2016/3056 Esas 2021/1050 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/3056
Karar No : 2021/1050
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : ... İdare Mahkemesince dava konusu işlemin iptali yolunda verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Yabancı uyruklu olan davacının, hakkında alınan 5 yıl süre ile yurda girişinin yasağının kaldırılması ve yurda girişine izin verilmesi talebiyle yaptığı başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 23/06/2014 tarih ve E:2010/13702, K:2014/4228 sayılı bozma kararına uyulmak suretiyle verilen … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; Libya uyruklu davacının, 15/12/2003 tarihinde Türkiye'den çıkışı sırasında 2,5 yıl vize ve ikamet ihlali yaptığının tespit edilmesi üzerine Ç-105 kodu ile 5 yıl yurda girişinin yasaklandığı, ancak davacının kimlik bilgileri farklı olarak aldığı yeni pasaportu ile yurda girmeye devam ettiği ve 27/07/2007 tarihinde İstanbul'da yakalanması üzerine yeniden 5 yıl yurda giriş yasağı konulduğu, 05/11/2009 tarihinde söz konusu yasağın kaldırılması ve yurda girişine izin verilmesi istemiyle yaptığı başvurunun zımnen reddedildiği, 15/12/2003 tarih ve 180 sayılı Emniyet Genel Müdürlüğü Genelgesi uyarınca Türkiye'ye süreli giriş yasağı uygulaması gerçekleştirilerek bu şekilde daha önce belirlenen kurallara uymayan veya bu kuralları ihlal edenlere çeşitli kodlarla belirli sürelerle ülkemize giriş yasağı uygulanmakta olduğu, bu kapsamda davacıya da Türkiye'de izinsiz ikametli olarak kaçak konumda kaldığından dolayı Ç-105 kodu ile 5 yıl süre ile giriş yasağı uygulandığı görülmekte olup Anayasa ile güvence altına alınan seyahat özgürlüğünün ancak ilgili anayasa maddesinde gösterilen neden veya nedenlere bağlı olarak kanunla sınırlanabileceği, dolayısıyla, Kanunda öngörülmeyen bir sınırlama neden ve yönteminin idari düzenleme ile getirilmesine olanak bulunmadığı, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 7. maddesinin son fıkrası hükmüyle de, idari yargı yerlerine, yasalara açıkça aykırı düzenlemeleri, bu düzenlemeler dava konusu edilmeyip, sadece uygulama işlemleri dava konusu edilmiş olsa bile, ihmal etmek suretiyle uyuşmazlığın çözümlenmesine olanak tanınması karşısında; davanın çözümünde, bir takım fiiller nedeniyle belirli sürelerde yurda giriş yasağı konulmasını öngören Genelgenin dikkate alınmaması gerektiğinden; anılan düzenleme esas alınarak tesis edilen ve yasal dayanağı bulunmayan dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı, ayrıca, yurda izinsiz girenlerin sınır dışı edilmesi ile ilgili olarak davalı idareye kanunla verilen yetkinin aynı zamanda bir görev olduğu ve bu kişilerin yeniden yurda girişleri izin koşuluna bağlandığından; idarece, yurda giriş sırasında ilgililerin durumlarının her defasında yeniden değerlendirilmek suretiyle işlem tesis edilmesinin de yasal bir zorunluluk olduğu gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının daha önce hakkında verilen yurda giriş yasağını ihlal ederek ülkemizde bulunduğu, kaçak çalışma eylemini gerçekleştirdiği, tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, bu nedenle Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY_TETKİK_HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve hukuka uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1. fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Anılan Kanun'un 50. maddesinin 4. fıkrasında, "Danıştayın bozma kararına uyulduğu takdirde, bu kararın temyiz incelemesi, bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak yapılır." hükmü bulunmaktadır.
Bu durumda, mahkeme kararlarının Danıştay tarafından bozulması halinde, mahkemelerce bozmaya ilişkin kararlar üzerine yeniden verilen kararlara karşı yapılan temyiz başvuruları, bozma kararındaki esaslara uyulup uyulmadığı yönünden incelenebilecektir.
Temyiz istemine konu yapılan kararın Danıştay Onuncu Dairesinin 23/06/2014 tarih ve E:2010/13702, K:2014/4228 sayılı kararındaki esaslar doğrultusunda verildiği anlaşıldığından, temyize konu karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin iptali yolundaki ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun'un (geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/03/2021 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY
Dava, Libya Arap Sosyalist Halk Cemahiriyesi vatandaşı olan davacının, davalı idare tarafından alınan 5 yıl süre ile ülkeye girişinin yasaklanmasına ilişkin 29/07/2007 tarihli tahdit kararının kaldırılması ve Türkiye'ye girişine izin verilmesi yolundaki … tarih ve … sayılı başvurusunun yasal süresi içinde cevaplandırılmayarak zımnen reddine ilişkin davalı idare işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın "Yabancıların Durumu" başlıklı 16. maddesinde, temel hak ve hürriyetlerin, yabancılar için, milletlerarası hukuka uygun olarak kanunla sınırlandırılabileceği hükmü bulunmaktadır.
5682 sayılı Pasaport Kanunu'nun "Türkiye'ye Girmeleri Memnu Kimseler" başlıklı (işlem tarihinde yürürlükte olan mülga) 8. maddesi, 4. fıkrasında; Türkiye'den sınır dışı edilmiş olup da avdetine müsaade edilmemiş bulunanların, 5. fıkrasında; Türkiye Cumhuriyeti'nin emniyetini ve umumi nizamını bozmak niyetiyle veya bozmak isteyenlere ve bozanlara iştirak veya yardım maksadıyla geldikleri sezilenlerin, 7. fıkrasında; Türkiye'de kalacaklarını beyan ettikleri müddetçe yaşamalarına ve tekrar gitmelerine yetişecek paraları bulunmayıp Türkiye'de kendilerini himaye edecek kimseleri bulunduğunu veya Türkiye'de yabancılara kanunla menedilmemiş işlerden birini tutacaklarını ispat edemeyenlerin yurda girmelerinin yasak olduğu kurallarına yer verilmiştir.
5683 sayılı Yabancıların Türkiye'de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun'un "İkamet Tezkeresinin Reddolunacağı Haller" başlıklı 7. maddesinde; ............. b) Türk kanun veya örf ve adetleriyle yahut siyasi icabatla telif edilemiyecek durumda olan veya faaliyette bulunan, c) Türkiye'de kalmak istediği müddet zarfında yaşamak için maddi imkanları meşru bir şekilde temin edemiyeceği sabit olan, d) Türkiye'ye girmesi memnu olup da her nasılsa girmiş bulunan, e) Türkiye'de oturduğu müddetçe huzur ve asayişi ihlal eden..." yabancılara ikamet tezkeresi verilmeyeceği hükümlerine yer verilmiş, aynı Kanunun "Yabancıların Türkiye’yi Terke Davet veya Sınır Dışı Edilmeleri Halleri Muzır Şahıslar" başlıklı 19. maddesinde; İçişleri Bakanlığı'nca memlekette kalması umumi güvenliğe, siyasi ve idari icaplara aykırı sayılan yabancıların verilecek muayyen müddet zarfında Türkiye’den çıkmağa davet olunacağı, bu müddetin sonunda Türkiye'yi terketmiyenlerin sınır dışı edilebileceği, 21. maddesinde ise; bu kanunda derpiş edilen sınır dışı karanı almaya İçişleri Bakanlığı'nın yetkili olduğu kuralına yer verilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının Türkiye'ye giriş ve çıkışlarına ilişkin belge ve bilgilerin incelenmesi sonucunda; ilk olarak 450939 seri nolu Libya pasaportuyla 22/02/2001 tarihinde İstanbul Atatürk Havalimanı'ndan ülkemize giriş yaptığı ve 06/11/2002 tarihinde İstanbul'da 753128 seri nolu 05/11/2004 tarihine kadar geçerliliği bulunan yeni bir pasaport aldığı ve söz konusu pasaportla 15/12/2003 tarihinde aynı hudut kapısından çıkış yaptığı, ancak bu tarihte 2,5 yılın üzerinde vize ihlali bulunduğunun tespit edildiği gerekçesiyle aynı tarih itibariyle "… (…)" kimlik bilgisiyle Ç-105 koduyla (5) yıl süreli Türkiye'ye giriş yasağı konulduğu ve bu duruma ilişkin bilgilendirme formunun imza karşılığı tebliği edilerek davacının yurt dışına çıkartıldığı, bu tarihte ülkesine giden davacının farklı kimlik bilgileriyle yurda gelmeye devam ettiği, 27/07/2007 tarihinde "giriş yasağını ihlal" nedeniyle İstanbul'da yakalanmasının ardından yapılan incelemede, hakkında daha önce "… (…)" olarak konulmuş olan yasağın tespit edilmesi sonucu bu giriş yasağının "…" adına yeniden düzenlendiği ve 29/07/2007 tarihi itibariyle tahdit kayıtlarında güncelleme yapıldığı ve bu tarihten itibaren (5) yıl süre ile giriş yasağının getirildiği, 05/11/2009 tarihinde söz konusu yasağın kaldırılması ve yurda girişine izin verilmesi istemiyle yaptığı başvurunun zımnen reddedilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacının giriş yasağını ihlal ettiği gerekçesiyle yakalandığı sırada vermiş olduğu ifadesinde, Türkiye'de 2005 yılında bir Türk vatandaşı ile ortak şirket kurduğunu, daha önce Türkiye7de vize süresinin geçmesi nedeniyle cezasını ödeyerek ülkesine gittiğini, pasaport süresinin bitmesi nedeniyle pasaportunu değiştirmek zorunda kaldığını, ancak önceki pasaportunda ismi …olarak yazılmakta iken, Libya'da Arap alfabesi kullanılması nedeniyle pasaport üzerine yazılan Latin harflerinin görevlilerce … olarak yanlış yazıldığını, ismini kendisinin değiştirmediğini, yeni aldığı pasaportla ülkemize giriş yaptıktan sonra ikamet tezkeresi için müracaat ettiğinde daha önce giriş yasağı olduğunun ortaya çıktığı, giriş yasağı olduğunu bilmediğini beyan ettiği görülmesine karşın, dosyada yer alan belgelerden de anlaşılacağı üzere 15/12/2003 tarihinde hakkında alınan (5) yıl süre ile ülkeye giriş yasağına ilişkin kararın davacıya tebliğ edilerek aynı tarihte sınır dışı edildiği görüldüğünden, 15/12/2003 tarihinden 15/12/2008 tarihine kadar ülkeye giremeyeceğini bildiği açık olan davacının, bu sınırlamadan kurtulmak için sürekli olarak pasaport değiştirme ve pasaport üzerinde yer alan isimlerinde harf değişiklikleri yaparak kontrollerden kurtulmayı amaçladığı, bu yöntem ile 2004 ve 2005 yıllarında da yasaklı olmasına rağmen ülkeye giriş çıkış yaptığı, dolayısıyla yurda giriş yasağı konulmayı gerektirecek eylem ve davranışlarda bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, tespitli durum ve fiilleri nedeniyle 5682 ve 5683 sayılı Kanunlar çerçevesinde ve devletin hükümranlık yetkisini kullanmak suretiyle yurda girişine (5) yıl süreyle yasaklama getirilmesine ilişkin dava konusu kararda hukuka aykırılık; anılan kararın iptali yolundaki temyize konu İdare Mahkemesi kararında da hukuksal isabet bulunmamaktadır.
Belirtilen neden ve gerekçe ile; temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozulması gerekirken aksi yönde oluşan Daire kararına katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
