
Esas No: 2020/278
Karar No: 2021/1324
Karar Tarihi: 21.10.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/278 Esas 2021/1324 Karar Sayılı İlamı
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
.....
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
....
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
.....
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/12/2019
NUMARASI .....
DAVANIN KONUSU : ... Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 12/12/2019 tarih ve...... sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 40 yıldır pastacılık ve fırıncılık mamuller, her türlü sütlü ve şerbetli tatlı imal ve ticaretinde önde gelen bir firma olduğunu, "...", "..." ibareli...... sayılı markaların sahibi bulunduğunu, davalı şirketin “... ...” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazlarının nihai olarak ... tarafından reddine karar verildiğini, oysa müvekkilinin markaları ile dava konusu marka arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunduğunu, müvekkilinin tek başına “...” şeklindeki asli unsurlu markasının bulunduğu gibi diğer markalarında yer alan "..." ibaresinin asli unsur olarak yer aldığını, müvekkilinin yaratmış olduğu slogan markasının ayırt edici olduğunu, müvekkilinin markasına yaptığı reklam harcamaları ile tek başına bir ticari değer haline geldiğini, dava konusu markanın tescilinin haksız rekabete neden olacağını ileri sürerek..... sayılı ... kararının iptali ile dava konusu markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, "..." ibaresinin markalarda ortak bulunduğunu, ancak davacı markasında asli unsurun “...” ibaresi olduğunu, slogan niteliğindeki “...” ibaresinin asıl unsur niteliğinde bulunmadığını, sloganların marka algısı yaratmayan, ortalama tüketiciler tarafından mal veya hizmetleri işaret etmenin ya da onların asli özelliklerini belirtmenin bir yolu olarak kullanılan ayırt edici olmayan işaretler olduklarını, bu nedenle her iki markada da “...” ibaresinin tali nitelikte bulunduğunu, kötüniyet iddialarının ispatlanmadığını, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkilinin ülkemizin köklü şirketlerinden biri olarak gıda sektöründe “...” markası ile faaliyet gösterdiğini, davacının yayına itiraz aşamasında yalnızca..... sayılı markalarını dayanak gösterdiğini, davacının ...... sayılı markalarını Türkiye’de ciddi biçimde kullanmakta olduğunu ispatlaması gerektiğini, davacı markaları ile müvekkilinin marka başvuru arasında görsel, işitsel ve kavramsal olarak farklılıklar bulunduğunu,müvekkilinin markasındaki asli unsurun "..." ibaresi olduğunu, sloganların marka olarak tescili mümkün olmakla birlikte bu tür işaretlere diğer markalardan uygulananlardan daha katı kriterlerin uygulanması gerektiğini, gıda sektöründe bu tür bir sloganın ayırt ediciliğinin son derece zayıf olduğunu, markaların genel izlenim açısından benzer olmadıklarını, sloganın zayıf unsur olarak tek başına marka algısı yaratmayacağını, markalar arasında iltibas bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu..... sayılı marka başvurusunda yer alan “...” ibaresinin, gerek işlem dosyasına sunulan davacı markalarında, gerekse de hükümsüzlük talebine dayanak gösterilen markada birebir aynı şekilde yer aldığı, tüketicinin davacıya ait önceki tarihli bu markalarda yer alan ibareyi, aynı/benzer emtialarda, birebir aynı şekilde dava konusu marka içerisinde gördüğünde, davalı ve davacı markaları arasında en azından iktisadi – idari bir bağlantı kurma yanılgısına düşebileceği, bu nedenle SMK'nın 6/1 maddesinin şartlarının somut uyuşmazlıkta meydana geldiği, davalı yanın kullanım ispatına yönelik taleplerinin, dava konusu başvurunun, davacının dayanak markalarından kullanım ispatına konu edilemeyen markası ile benzer görülmesi nedeniyle sonuç itibariyle bir farklılık oluşturmayacağı gerekçesiyle davanın kabulü ile ... kararının iptaline ve dava konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı ... vekili, dava konusu marka ile davacının müvekkili Kurum nezdindeki itirazına mesnet markaları arasında benzerlik bulunmadığını, markalarda ortak olarak yer alan sloganın marka algısı yaratmayacağını, dava konusu markadaki asli unsurun "..." ibaresi olduğunu, markalar arasında SMK'nın 6/1 maddesi uyarınca karıştırılma ihtimali bulunmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, dava konusu markaları dava tarihi itibari ile tescilli olmadığından davacının hükümsüzlük davası açma hakkı bulunmadığını, davacının davalı Kurum nezdinde ileri sürmediği markalarına ... kararının iptali istemi bakımından dayanamayacağını, davadaki hükümsüzlük talebi bakımından......tarihli cevap dilekçesinde belirttikleri gibi kullanım ispatını def'i olarak ileri sürdüklerini, davacının sunduğu delillerinin markaların kullanımını ispatlamadığını, bazı belgelerde tarih olmadığı gibi bazılarında da "..." ibaresinin dahi geçmediğini, davacı markaları ile müvekkilinin marka başvuru arasında görsel, işitsel ve kavramsal olarak farklılıklar bulunduğunu, müvekkilinin markasındaki asli unsurun "..." ibaresi olduğunu, sloganların marka olarak tescili mümkün olmakla birlikte bu tür işaretlere diğer markalardan uygulananlardan daha katı kriterlerin uygulanması gerektiğini, gıda sektöründe bu tür bir sloganın ayırt ediciliğinin son derece zayıf olduğunu, buna göre gıda sektöründe bu slogana maruz kalan tüketicinin bu ibareyi her duyduğunda ve gördüğünde davacı firma ile ilişkilendirmesinin mümkün bulunmadığını, sloganın zayıf unsur olarak tek başına marka algısı yaratmayacağını, davacı markalarının tanınmış olmadığını, SMK'nın 6/5 maddesindeki koşulların gerçekleşmediğini, ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, ... kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının davada dava konusu markanın hükümsüzlüğünü de talep ettiğinden bu talebi bakımından davalı Kurum nezdindeki itirazında ileri sürdüğü..... sayılı markaları yanında....ve.... sayılı markalarına dayanabileceği, dava konusu marka kapsamında yer alan 29. ve 30. sınıf malların davacının gerek itiraz aşamasında gerekse dava dilekçesinde dayandığı .... sayılı markaları kapsamında yer alan mallarla aynı ve benzer olduğu, bahsi geçen taraf markalarında ortak olarak yer alan "..." ibaresinin ayırt edici vasfı bulunan ve slogan niteliğinde sözcük grubundan oluştuğu, davacının uzunca bir süredir baklava v.b şerbetli tatlı ürünlerinde kullandığı bu sloganın daha sonra aynı emtiaları kapsayacak şekilde başka bir marka içerisinde, başkaca bir üst marka ile birlikte kullanılmasının, tüketici iki farklı marka karşısında olduğunu algılasa dahi ya her iki markanın da aynı idari kaynağa ait olduğu yanılgısına düşmesi ya da önceki hak sahibinin markasında değişikliğe gittiği şeklinde bir algıya ve yanılgıya kapılmasına neden olabileceği hususlarının mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişiler tarafından düzenlenen raporla tespit edildiği, bu itibarla mahkemece yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, davalı şirketin davalı Kurum nezdindeki itirazlarında ileri sürmediği kulanmama ispatına ilişkin def'iyi davadaki ... kararının iptali bakımından ileri süremeyeceği tabii ise de davadaki hükümsüzlük talebi bakımından bu def'iyi ileri sürebileceği, davalının süresinde sunduğu cevap dilekçesi ile davacının itirazına mesnet .... sayılı markaları yönünden kullanmama def'ini ileri sürdüğü ancak kullanmama defi'nin ileri sürülmediğ.... sayılı , "..." ibareli davacı markası ile dava konusu marka arasında uyuşmazlık konusu tüm mallar bakımından iltibas bulunması karşısında davalının davacının anılan markaları bakımından iler sürdüğü kullanmama definin incelenmesinin sonuca etkili bulunmadığı anlaşılmakla, davalılar vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalılar ... ..... vekili ile ... vekilinin istinaf başvurularının HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalılar ... ....i ile ...'ndan alınması gereken 59,30'ar TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı taraflarca istinaf başvurusunda ayrı ayrı yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 4,90 TL'nin davalılardan ayrı ayrı tahsili ile Hazine'ye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalılar ... ..... ile ... tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdelerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 21/10/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 15/11/2021
.....
Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
