4. Hukuk Dairesi 2016/11391 E. , 2019/2977 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 26/03/2015 gününde verilen dilekçe ile rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 25/02/2016 günlü kararın Yargıtayda duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... vekili tarafından, duruşmasız olarak incelenmesi de davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından istenilmekle daha önceden belirlenen 21/05/2019 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davalı adına gelen olmadı. Karşı taraftan davacı vekili Avukat . ... geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra tarafa duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalılardan ... ile ... tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; davalılardan ...’nun, dava dışı ...’a ait taşınmazı vekil sıfatıyla ... Tapu Müdürlüğünde dava dışı ...’a sattığını, ancak vekaletnamenin bir aylık süre için verildiğini, vekaletnamede vekil olanın adından önce gelmek üzere 11/11/2005 yılı mesai bitimine kadar ibaresinin yazıldığını, taşınmazın bu bir aylık süre dolduktan sonra satıldığını, bu husususun işlem yapan tapu müdürlüğü görevlilerince dikkate alınması gerektiği halde dikkate alınmadığını, taşınmazın önceki maliki ... tarafından, taşınmazın sonraki maliki... aleyhine vekaletnamenin süresi dolduktan sonra tapuda satış işlemi yapıldığından bahisle .... Asliye Hukuk Mahkemesinde tapu iptal davası açıldığını, davanın kabul edilip kesinleşmesi üzerine taşınmazın eski malikine döndüğünü, bunun üzerine... tarafından Tapu sicilinin yanlış tutulmasından dolayı satın aldığı taşınmazın elinden çıktığından ve zarara uğradığından bahisle hazine aleyhine tazminat davası açtığını, bu davanın da kabul edilip kesinleştiğini, bu ilama dayalı olarak..."a icra işlemleri sonucu 50.995,00 TL tutarında ödeme yapıldığını, davalılar ... ile ...’in taşınmaz satış işleminin yapıldığı tarihte .. Tapu Müdürlüğü’nde görevli müdür ve memur olduklarını, davalıların kusurlu davranışları sebebiyle hazine zararına sebebiyet verdiklerini belirterek, uğranılan zararın davalılardan rücuen tazmini isteminde bulunmuştur.
Davalılar, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalı tapu memuru ... yönünden kusurlu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine; diğer davalılar yönünden ise kusurlu oldukları benimsenerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamından, davaya konu olayla ilgili olarak davalılar ... ve ... hakkında ... Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/122 esas sayılı dosyasında görevi kötüye kullanma suçundan ceza davası açıldığı ve kararın temyiz incelemesinde olup henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır.
6098 sayılı TBK"nun 74. maddesi (818 sayılı BK"nun 53. maddesi) uyarınca hukuk hâkimi, ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değil ise de hem ilmi, hem de kökleşmiş yargı kararlarında ceza mahkemesince belirlenen maddi olgunun hukuk hâkimini bağlayacağı kabul edilmektedir.
Dava konusu olayın özelliği nedeniyle, mahkemece ceza davası sonucunun kesinleşmesi beklenilmesi ve tüm delillerle birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca uygun bir karar verilmelidir. Anılan yön gözetilmeden hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de; eldeki dava, rücuen tazminat istemine ilişkin olup, tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişi, bu fazla ödemesi için, diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahip ve zarar görenin haklarına halef olur. Tazminatın aynı zarardan sorumlu müteselsil borçlular arasında paylaştırılmasında, bütün durum ve koşullar, özellikle onlardan her birine yüklenebilecek kusurun ağırlığı ve yarattıkları tehlikenin yoğunluğu göz önünde tutulur.
Şu durumda, rücuda teselsül olmayacağından, davalıların olayın meydana gelmesindeki kusur oranları belirlenerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeyerek, davalıların müteselsilen sorumlu tutulmaları doğru değildir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenle taraflar yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve davacı yararına takdir olunan 2.037,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davalı ..."e yükletilmesine, temyiz eden davalılardan peşin alınan harcın alınan harcın istek halinde geri verilmesine 21/05/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.