
Esas No: 2019/1764
Karar No: 2021/485
Karar Tarihi: 15.03.2021
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2019/1764 Esas 2021/485 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/1764
Karar No : 2021/485
TEMYİZ EDENLER : I- (DAVACILAR):
1-…
2-…
3- …
4- … Derneği
…
…
20-...
VEKİLİ : Av. …
II- (DAVALI): … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
DİĞER DAVACILAR: 1-…
2-… Derneği
3-…
4-…
5-…
6-…
VEKİLİ : Av. …
(Kendi adına asaleten 2-6 nolu davacılara vekaleten)
7-…
8-…
9-…
10-..
11-…
VEKİLİ : Av. …
(Kendi adına asaleten 11 nolu davacıya vekaleten)
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Sekizinci Dairesinin 27/02/2019 tarih ve E:2014/5855, K:2019/1433 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 18/04/2014 tarih ve 28976 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, Orman Kanununun 16 ncı Maddesinin Uygulama Yönetmeliği'nin 3. maddesinin 1. fıkrasının (II) bendinde "Tesis" tanımı içerisinde yer alan "asfalt ve beton karıştırma ünitelerini" ibaresinin, 12. maddesinin 1. ve 2. fıkralarının ve 13. maddesinin 10. fıkrasında yer alan "Ancak, kendi sorumluluğu devam etmek şartıyla izin alanını başkasına işlettirebilir." cümlesinin iptali ile 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 16. maddesinin 4. fıkrasının ikinci cümlesinin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulması istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Sekizinci Dairesinin 27/02/2019 tarih ve E:2014/5855, K:2019/1433 sayılı kararıyla;
Davacıların Anayasa'ya aykırılık iddiası ciddi görülmeyerek,
Dava konusu Yönetmeliğin 3. maddesinin 1. fıkrasının (ll) numaralı bendindeki tesis tanımı içerisinde yer alan "asfalt ve beton karıştırma ünitelerini" ibaresi yönünden;
Yönetmeliğin "Tanımlar" başlıklı 3. maddesinde, tesisin, her türlü kırma, eleme, öğütme, kesme ve sayalama tesisleri ile işleme tesisleri kapsamında sallantılı masa, jig, konsantratör, flotasyon, liç, kalsinasyon, bioksidasyon gibi cevher hazırlama ve zenginleştirme tesisleri, karıştırma, depolama, atık kazanma ve atık bertaraf tesisleri ile asfalt ve beton karıştırma ünitelerini, ifade edeceği hükmünün yer aldığı;
Yönetmeliğin dayanağı olan 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 16. maddesinde, Devlet ormanları içinde maden aranması ve işletilmesi ile madencilik faaliyeti için zorunlu; tesis, yol, enerji, su, haberleşme ve altyapı tesislerine, fon bedelleri hariç, bedeli alınarak Çevre ve Orman Bakanlığınca izin verileceği düzenlendiğinden, ormanlık alanlarda madencilik faaliyeti için verilecek izinlerin de bu maddede belirtilen sınırlamaya uygun olarak, madencilik faaliyeti için zorunlu olan tesis, yol, enerji, su, haberleşme ve altyapı tesislerini kapsaması gerektiği;
Ancak dava konusu düzenlemede yer alan, asfalt ve beton karıştırma ünitelerini, madencilik ile ilgili olmaması veya madencilik faaliyeti için destek niteliğinde de olmaması nedeniyle, madencilik faaliyeti için zorunlu olan tesisler olarak kabul etmeye hukuken olanak bulunmadığı;
Bu durumda, dava konusu düzenlemenin, dayanağı Kanun'da yer almayan "asfalt ve beton karıştırma ünitelerini" ibaresinde üst hukuk normuna uyarlık bulunmadığı;
Yönetmeliğin 12. maddesinin 1. ve 2. fıkraları yönünden;
Yönetmeliğin, "Toprak dolgu müracaatı ve ön izni" başlıklı 12. maddesinin 1. fıkrasında, madencilik faaliyetleri sonrasında idareye teslim edilen veya terk edilen doğal yapısı bozulmuş orman alanlarında, orman yetiştirilmek üzere hafriyat toprağı, inşaat ve yıkıntı atıkları ile doldurularak ağaçlandırılmaya hazır hale getirilmesi amacıyla büyükşehir mücavir alanlarında büyükşehir belediyelerine, diğer yerlerde ise il ve ilçe belediyelerine bedeli karşılığında Bakanlıkça uygun görülenlere izin verileceği; 2. fıkrasında, büyükşehirlerde büyükşehir belediyeleri, diğer yerlerde ise il veya ilçe belediyelerinin talep yazılarına, toprak dolgu alanını gösteren 1/25000 ölçekli haritasını ve koordinat listesini ekleyerek bölge müdürlüğüne müracaat edeceği hükmünün yer aldığı;
Belirtilen maddenin, dayanağı Kanun'da yer alan düzenlemenin tekrarı niteliğinde olduğu; dolayısıyla, iptali istenen fıkralarda üst hukuk normuna ve hukuka aykırılık bulunmadığı;
Öte yandan, davacı tarafından madencilik faaliyetlerinin sona ermesi neticesinde idareye teslim edilen veya terk edilen doğal yapısı bozulmuş orman sayılan alanlara dökülen inşaat, yıkıntı ve hafriyat atıklarının çevreye zarar vereceği belirtilmiş ise de, anılan Yönetmeliğin "Toprak Dolgu İzinlerinde Uyulacak Hususlar" başlıklı 15. maddesinde, dolgu için hangi malzemelerin kullanılacağının, denetiminin nasıl olacağının ve kurallara uymayanlar hakkında hangi yaptırımların uygulanacağının belirtilmesi nedeniyle bu iddianın yerinde görülmediği;
Yönetmeliğin 13. maddesinin 10. fıkrasında yer alan "Ancak, kendi sorumluluğu devam etmek şartıyla izin alanını başkasına işlettirebilir" cümlesi yönünden;
Yönetmeliğin “Toprak Dolgu Kesin İzni“ başlıklı 13. maddesinin 9. fıkrasında, izin alanı ile ilgili her türlü sorumluluğun izin sahibine ait olduğunun; dava konusu 10. fıkrasında ise, toprak dolgu kesin izin sahibinin kendisine verilen toprak dolgu alanını başkasına devredemeyeceğinin, ancak kendi sorumluluğu devam etmek şartıyla başkasına işlettirebileceğinin kurala bağlandığı;
6831 sayılı Kanun'un 16. maddesinin 4. fıkrasında, madencilik faaliyetleri sonrasında kalan doğal yapısı bozulmuş orman alanlarının rehabilite edilmesi amacıyla, bu alanların orman yetiştirilmek üzere inşaat, yıkıntı ve hafriyat atıkları ile doldurularak ağaçlandırmaya hazır hale getirilmesi için belediyelere bedeli karşılığında izin verilebileceğinin belirtilerek, söz konusu alanların doldurulması ve ağaçlandırmaya hazır hale getirilmesi konusunda "belediyeler"in izinli kılındığı;
Ancak, dava konusu Yönetmeliğin 13. maddesinin 10. fıkrasında yer alan, toprak dolgu kesin izin sahibinin kendi sorumluluğu devam etmek şartıyla toprak dolgu alanını başkasına işlettirebileceği yolundaki hüküm ile, söz konusu alanların doldurulması ve ağaçlandırmaya hazır hale getirilmesi için 6831 sayılı Kanun'un izin yoluyla belediyelere verdiği yetkinin, Yönetmelikle, belediyeler dışındaki şahıslara devredilmesine olanak tanındığı;
Bu durumda, kişi yönünden Kanun'un kapsamını genişleten Yönetmelik düzenlemesinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle,
Dava konusu Yönetmeliğin 3. maddesinin birinci fıkrasının (II) numaralı bendinde "Tesis" tanımı içerisinde yer alan "asfalt ve beton karıştırma ünitelerini" ibaresi ile 13. maddesinin 10. fıkrasında yer alan "Ancak, kendi sorumluluğu devam etmek şartıyla izin alanını başkasına işlettirebilir." cümlesinin iptaline, 12. maddesinin 1. ve 2. fıkraları yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacılar (temyiz isteminde bulunanlar arasında isimleri belirtilen) tarafından, madencilik faaliyetlerinin sona ermesi neticesinde idareye teslim edilen veya terk edilen doğal yapısı bozulmuş orman sayılan alanlara dökülen inşaat, yıkıntı ve hafriyat atıklarının çevreye zarar vereceği; maden çukurlarının doldurma işleminin orman idaresi yerine belediyeler eliyle yapılmasının kontrolsüz dökümü artırarak telafi edilemeyecek zararlara neden olacağı; bu durumun ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyete izin verilmeyeceği yolundaki Anayasa kuralına açıkça aykırı olduğu belirtilerek, Daire kararının davanın reddine ilişkin kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından, Yönetmelik'teki tesis tanımının, Maden Kanunu'ndan yararlanılarak hazırlandığı; madenlerin işletilmesi için zorunlu olmayan hiçbir tesise izin verilmediği; ayrıca maden üretimi için zorunlu olan tesislerin geçici olup, maden üretiminin sona ermesiyle bu ünitelerin ormanlık alandan çıkartıldığı; Yönetmeliğin 13. maddesinin 10. fıkrasında yer alan, toprak dolgu kesin izin sahibinin kendi sorumluluğu devam etmek şartıyla toprak dolgu alanını başkasına işlettirebileceği yolundaki hüküm ile bu konudaki sorumluluğun belediyelere ait olmaya devam ettiği; Yönetmelik'te belirtilen kriterlere uygun dolgu yapılıp yapılmadığının denetiminin, hem izni alan belediyeler, hem de izni veren idare tarafından yapılacağı dikkate alındığında, düzenlemede herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek, Daire kararının iptale ilişkin kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI :
Davacılar tarafından, savunma verilmemiştir.
Davalı idare tarafından, davacıların temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Öte yandan, dava konusu Yönetmeliğin 3. maddesinin birinci fıkrasının (II) numaralı bendinde "Tesis" tanımı içerisinde yer alan "asfalt ve beton karıştırma ünitelerini" ibaresi ile 13. maddesinin 10. fıkrasında yer alan "Ancak, kendi sorumluluğu devam etmek şartıyla izin alanını başkasına işlettirebilir." cümlesinin iptali, 12. maddesinin 1. ve 2. fıkraları yönünden ise davanın reddi yolundaki Danıştay Sekizinci Dairesinin 26/02/2018 tarih ve E:2014/5492, K:2018/1043 sayılı kararı, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 12/09/2019 tarih ve E:2018/3431, K:2019/3702 sayılı kararı ile onanmıştır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1-Davacıların (temyiz isteminde bulunanlar olarak isimleri sayılan) ve davalı idarenin temyiz istemlerinin reddine,
2.Davanın kısmen reddi, kısmen dava konusu düzenlemelerin iptali yolundaki Danıştay Sekizinci Dairesinin temyize konu 27/02/2019 tarih ve E:2014/5855, K:2019/1433 sayılı kararının ONANMASINA,
3.Kesin olarak, 15/03/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
