Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/14813
Karar No: 2013/4393

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/14813 Esas 2013/4393 Karar Sayılı İlamı

Özet:


İçtihat metnine konu olan dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindeydi. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1995 yılında yapılan orman kadastrosu ve 2/B uygulaması bulunmaktaydı. Mahkeme, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olmadığına ve Türk Medenî Kanunu ve Kadastro Kanunu maddelerine göre davacı yararına edinme koşullarının oluştuğunu kabul etmişti. Ancak, bilirkişi ve tanıkların sözleri dikkate alınarak yapılan incelemede çekişmeli taşınmazın bulunduğu alanın 1975 yılında yapılan genel arazi kadastrosunda orman niteliğiyle tesbit harici bırakıldığı anlaşıldı. Bu nedenle, taşınmazın öncesinin orman olmadığını iddia eden tarafça maddî ve kesin delillerle kanıtlanması gerektiği belirtildi. Ayrıca, orman kadastrosunun kesinleştiği güne kadar orman sayılarak tesbit harici bırakılan yerlerde sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyeceği kabul edildi. Bu nedenle, davanın reddi yerine kabul edilmesi hatalı bulundu ve hükmün bozulmasına karar verildi.
Kanun Maddeleri:
-
20. Hukuk Dairesi         2012/14813 E.  ,  2013/4393 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi


    Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R


    Kadastro sırasında ... Kasabası 5255 parsel sayılı 55369,54 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tesbit edilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesinde davacı ... tarafından davalılar aleyhine açılan tescil davası kadastro mahkemesine devredilmiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1995 yılında yapılıp 10.06.1996 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması bulunmaktadır.
    Mahkemece yapılan inceleme sonucunda çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olmadığı, Türk Medenî Kanununun 713. ve 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddelerinde yazılı imar ve ihya ile kazandırıcı zamanaşımı yolu ile taşınmaz edinme koşullarının davacı yararına oluştuğu kabul edilerek davanın kabulü yolunda hüküm kurulmuştur.
    Ne var ki; yörede 1975 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sonucunda düzenlenen ve bir örneği dava dosyasına getirtilen orijinalinden fotokopisi çıkarılmış kadastro pafta örneğinden, çekişmeli taşınmazın bulunduğu alanın, bu yerde 1975 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında Devlet Ormanı niteliğiyle tesbit harici bırakıldığı anlaşılmaktadır. H.G.K.’nun 21.01.2004 günlü 2004/8 - 15 - 7 ve 12/05/2004 günlü 2004/8 - 242 - 292 sayılı kararlarında da belirtildiği gibi, çekişmeli taşınmazın bulunduğu bölgede arazi kadastrosu 1975 yılında 766 sayılı Kadastro Kanununun yürürlüğü sırasında yapıldığı ve davaya konu taşınmazın orman niteliği ile tesbit dışı bırakıldığı tartışmasızdır.
    3402 sayılı Kadastro Kanununun uygulanmaya başlandığı 10/10/1987 tarihinden önce, (16/3/1950 tarihli ve 5602 sayılı Tapulama Kanununda “orman”la ilgili herhangi bir hüküm yer almaması, 17/7/1964 tarihli ve 509 sayılı Tapulama Kanunu ile 28/6/1966 tarihli ve 766 sayılı Tapulama Kanununun 2. maddelerinde, Orman Kanunu uyarınca orman sayılan yerlerin tapulamaya tâbi tutulmayacağına dair hükümlere yer verilmesi nedeniyle), kadastrosu yapılacağı ilan edilen ve önceden sınırları belirlenen çalışma alanları içerisindeki ormanlar “tesbit dışı” bırakılmışlardır. Bir diğer anlatımla; arazi kadastrosu ekipleri ormanların kadastrosunu yapmamış, ancak bölgede daha önce orman kadastrosu yapılıp kesinleşen ve

    tapuya tescil edilen ormanlara ait kayıtlar, o birliğin çalışma alanının tapu kütüğüne aktarılmıştır (766 sayılı Kanun m. 46/3). Bölgede orman kadastrosu yapılmamışsa, arazi kadastrosunun yapılacağı bölgedeki, ormanların sınırlandırılması Orman İdaresinden istenmiş, İdarenin orman sınırlarını belirlemesinden sonra arazi kadastro ekipleri bu sınırlamayı esas almak suretiyle, belirlenen orman sınırına girmeden arazi kadastro çalışmalarını yürütmüşlerdir. Bu uygulama, 3402 sayılı Kadastro Kanununun yürürlüğe girdiği 10/10/1987 tarihine kadar sürdürülmüş, 3402 sayılı Kanunun yürürlüğünden sonra ise anılan Kanunun 4. maddesi gereğince işlem yapılmıştır. Her olaya olayın meydana geldiği tarihte yürürlükte bulunan Kanun hükümlerinin uygulanması gerekir. Bu nedenle; somut olayın 766 sayılı Kanun hükümleri gereğince irdelemesi yapılıp uyuşmazlığın buna göre çözümlenmesi zorunludur.
    Her ne kadar bilirkişi ve tanıklar taşınmazın öncesinin orman olmadığını, üzerinde imar ve ihyayı gerektirecek nitelikte maki veya benzeri bitki örtüsünün bulunmadığını, taşınmazların davacı tarafından eskiden beri kullanıldığını ifade etmişlerse de, kadastro işlemi olan tesbit dışı bırakma işlemine, araziye ve eylemli duruma uygun düşmeyen bilirkişi ve tanık sözlerine değer verilemez. Mevcut deliller karşısında taşınmazın öncesinin orman olmadığı hususunun, bunu iddia eden tarafça maddî ve kesin delillerle kanıtlanması gerekir. Davacı taraf, taşınmazın öncesinin orman olmadığını kesin delillerle kanıtlayamamıştır. 6831 sayılı Orman Kanununun 1. maddesi gereğince, "Tabiî olarak yetişen veya emekle yetiştirilen ağaç ve ağaççık toplulukları yerleriyle birlikte orman sayılır." zaman içinde taşınmaz üzerindeki orman örtüsünün kaldırılmış olması o yerin orman niteliğini kaybettiği anlamına gelmez. Toprağı ile birlikte orman olan taşınmazın zilyetlikle iktisabı da mümkün değildir. Yine, H.G.K.’nun 24/10/2001 gün ve 2001/8-964-751 sayılı ve 13/02/2002 gün ve 2002/8 – 183 – 187, 2004/8-15-7, 2004/8-242-292 ve 20. H.D.’nin 2008/20-214-241 sayılı kararları ile kadastro (tapulama) komisyonlarınca orman sayılarak tesbit harici bırakılan yerler, yukarıda yazılı gerekçelerle orman kadastrosunun kesinleştiği güne kadar orman sayılacağından, bu yerlerde sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyeceği kabul edilmiştir.
    Kaldı ki; 1994 yılında ilk kez tahakkuk ettirilen ve 1989-1999 yıllarını kapsayan ecrimisilin davacı tarafından ihtirazi kayıt ileri sürülmeden ödendiği, davacı, taşınmaza zilyet ise de bu zilyetliğin aslî nitelikte zilyetlik olmayıp ferî zilyetlik olduğu, zilyetliğin ecrimisil ödenmek suretiyle sürdürüldüğü, mahkemece yapılan keşif, uygulama, toplanıp değerlendirilen delillerle belirlenmiştir.
    Belirtilen nedenlerle, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına ve delillere uygun olmayan gerekçe ile kabul edilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile usûl ve kanuna aykırı olan hükmün BOZULMASINA 15.04.2013 günü oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi