
Esas No: 2019/2147
Karar No: 2021/1552
Karar Tarihi: 04.11.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2147 Esas 2021/1552 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2147 Esas
KARAR NO: 2021/1552 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/07/2018
DOSYA NUMARASI: 2016/782 Esas - 2018/749 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/11/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı ... şirketi ile müvekkili banka arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davalının aynı sözleşmede müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzasının bulunduğunu, kullandırılan kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek davalıya ihtarname tebliğ edildiğini, ihtarnameye rağmen ödeme yapılmaması üzerine icra takibine geçildiğini, davalının itirazı nedeniyle takibin durduğunu, itirazın haksız olduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin, kredi borcunun kefili olup kullanılan kredi taksitlerinden 10/09/2015 05/10/2015 09/02/2016 tarihinde borcun bir bölümünün ödenmesine rağmen davacı tarafın mahsup yapmadan icra takibi başlattığını, asıl borçluya hesap kat ihtarnamesi tebliğ edilmeden icra takibi yapılmasının doğru olmadığını, buna bağlı olarak davacının temerrüt faizi talep edemeyeceğini, akdi faizin asıl alacağa eklenip bunun üzerine bir de temerrüt faizi talep edilmesinin doğru olmadığını, talep edilen faiz oranlarının faiş olduğunu belirterek, davanın reddi ile takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 18/07/2018 tarih ve 2016/782 Esas - 2018/749 Karar sayılı kararı ile; "...taraflar arasında genel kredi sözleşmesinin düzenlendiği, sözleşmede asıl borçlunun dava dışı şirket olup davalının müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğu, davacı tarafın hesabı kat ederek buna ilişkin ihtarnamenin davalıya tebliğ edildiği, her ne kadar davalı vekilince cevap dilekçesinde dile getirilen nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerektiği iddia edilmiş ise de dile getirilen iddiaların davanın dinlenmesi yönünden haklı olmayıp davalı hakkında yapılan takip ve açılan dava da usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, bilirkişi raporlarındaki hesaplamaların usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olup, davalının genel kredi sözleşmesinden doğan borç için sözleşmenin müşterek borçlusu ve müteselsil kefili sıfatıyla raporda belirtilen miktarlarda davalıya karşı 4.467.841,53 TL asıl alacak, 53.241,78 TL işlemiş faiz, 2.662,09 TL BSMV ve 861,92 TL masraf olmak üzere 4.524.607,32 TL toplam alacak ve işleyecek faiz yönünden asıl alacak üzerinden %39 oranında TCMB faiz oranları genelgeleri doğrultusunda değişken oranlarda temerrüt faizinden sorumlu olduğu, buna göre davanın kısmen kabulü ve davalının davaya konu icra dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin bilirkişi raporunda belirlenen alacak kalemleri ve işleyecek faiz türü ve oranı yönünden devamına, davalının takibe ve davaya konu borcu ödemediklerini bildikleri halde borca itiraz ettiği ve alacağın likit nitelikte olup yargılamayı gerektirmediği dikkate alınarak davalının asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına, davacı tarafın fazlaya ilişkin isteminin reddine, davanın açılmasından sonra davaya konu borç için 01/07/2016 tarihinde 400.000 TL ödeme yapıldığı anlaşılmakta bu miktardaki tahsilatin icra müdürlüğünce infaz aşamasında dikkate alınmasına karar vermek gerekmiştir. " gerekçeleri ile; " 1-a)Davanın kısmen kabulü ve davalının davaya konu İstanbul Anadolu ...İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 4.467.841,53 TL asıl alacak, 53.241,78 TL işlemiş faiz, 2.662,09 TL BSMV ve 861,92 TL masraf olmak üzere 4.524.607,32 TL toplam alacak ve işleyecek faiz yönünden asıl alacak üzerinden %39 oranında TCMB faiz oranları genelgeleri doğrultusunda değişken oranlarda temerrüt faizi ve faizin %5 i oranındaki gider vergisi üzerinden devamına, b)Davacı tarafın fazlaya ilişkin 310.769,61 TL asıl alacak 24.410,65 TL işlemiş faiz, 39.989,05 TL %5 BSMV olmak üzere toplam 375.169,31 TL 'lik isteminin reddine, 2-) 4.467.841,13TLasıl alacağın %20 oranındaki 893.568,22 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3-)Dava tarihinden sonra 01/07/2016 tarihinde yapılan 400.000.00 TL lik tahsilatın icra müdürlüğünce infaz aşamasında dikkate alınmasına, ... " karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili ile davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; Mahkemece, bilirkişinin eksik tespitleri neticesinde düzenlenen rapor esas alınarak karar verildiğini, ek rapor alınması yönünde talepte bulunulduğunu, fakat mahkeme tarafından eksik rapor doğrultusunda karar verildiğini, - 2.500.000,00 TL'lik kredi için; son taksit ( 3. Taksit ) tahsil edildiğinde kalan anapara riskinin 2.503.240,58 TL olarak değerlendirildiğini ve bu tutara 01.11.2015- 07.06.2016 temerrüt tarihine kadar 219 günlük süreye % 11,52 oranında akdi faiz yürütülmek suretiyle bu kredi için tutarın 2.687.439,03 TL olarak alacak belirtildiğini, - 1.500.000,00 TL' lik kredi için hiçbir taksitin ödenmemiş olması nedeniyle anapara risk bakiyesi (1.500.000,00 TL) üzerinden temerrüt tarihine ( 07.06.2016 ) kadar %11,76 faiz oranı üzerinden akdi faiz yürütülmek suretiyle bu kredi için tutarın 1.780.402,50.TL olarak müvekkili banka alacağı olduğunun tespit edildiğini, İstanbul Anadolu ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyasından talep edilen tutarlara ilişkin olarak; Bilirkişi raporunda her iki kredi için toplam asıl alacak tutarının 4.467.841,53 TL olarak eksik hesaplandığını, Müvekkili bankaca başlatılan İstanbul Anadolu ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyasında asıl alacak 4.003.240,58 TL + 775.370,56 TL akdi faiz dahil edilerek asıl alacak tutarı olarak 4.778.611,14 TL talep edildiğini, - ... risk nolu kredi için 2.503.240,58 TL asıl alacak + 471.908,34 TL akdi faiz olmak üzere asıl alacak miktarının 2.975.148,92 TL olduğunu, ( temerrüt faizi hariç ) - ... risk nolu kredi için 1.500.000,00 TL + 303.462,22 TL akdi faiz olmak üzere asıl alacak miktarı: 1.803.462,22 TL olduğunu, ( temerrüt faizi hariç ) ... risk ve ... risk için asıl alacak 4.003.240,58 TL (1.500.000,00TL + 2.503.240,58 TL ) ve 775.370,56 TL ( 303.462,22 TL + 471.908,34 TL ) işlemiş akdi faiz olup toplam; 4.778.611,14 TL asıl alacak kalemi olarak icra takibinde talep edildiğini, bu yönü ile bilirkişi raporunda eksik hesaplama yapıldığını, Müvekkili banka ile borçlu dava dışı firma arasında imzalanan Kredi Genel Sözleşmesinin ilgili maddesine dayanarak taksitli kredilere aksama tarihinden itibaren temerrüt faizi yürütülebileceğinin açıkça belirtildiğini, bilirkişi raporunda yapılan hesaplama ile müvekkili bankanın icra takibi ile borçlu - davalıdan talep ettiği söz konusu alacak rakamı arasındaki toplam 375.169,31 TL'lik farkın bu sebepten kaynaklandığını, bilirkişi tarafından toplam 375.169,31 TL kadar eksik hesaplama yapıldığını ve bu eksik hesaplamaya dayanılarak karar verildiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesinin davanın kısmen kabulü yönünde verilen kararının kaldırılmasına, davanın tamamı yönünden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, müvekkili lehine adli yardım kararı ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı tarafça istinaf başvurusu yönünden adli yardım kararı verilmesi talep edilmiş ise de; dairemizin 26/06/2019 tarih ve 2019/1184 Esas - 2019/908 Karar sayılı kararı ile; dairemizin 29/05/2019 tarihli ara kararı ile davalı vekilinin adli yardım talebinin reddine itiraz yolu açık olmak üzere karar verildiği, İstanbul BAM 14. Hukuk Dairesi'nin 12/06/2019 tarih ve 2019/4 D. İş - 2019/4 Karar sayılı kararı ile adli yardım talebinin reddine ilişkin karara karşı yapılan itirazın kesin olarak reddine karar verildiği belirtilerek, 6100 sayılı HMK' nun 344. maddesi uyarınca harç ikmali için gerekli işlemlerin yapılması için dosyanın mahkemesine geri çevrildiği, mahkemece davalı tarafa nispi istinaf karar harcının yatırılması hususunda muhtıra tebliğ edilmesine rağmen nispi istinaf karar harcının tamamlanmadığı, ilk derece mahkemesinin 16/09/2019 tarihli Ek Kararı ile; muhtıraya rağmen yasal süre içerisinde eksiklik tamamlanmadığından HMK.nun 344. maddesi gereğince davalı tarafın istinaf başvuru dilekçesinin reddine karar verildiği, ek kararın davalı vekiline tebliğ edildiği ve ek karara karşı davalı/ vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmadığı anlaşılmıştır.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK'nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle ve ilk derece mahkemesinin 16.09.2019 tarihli davalı tarafın istinaf başvuru dilekçesinin reddine dair ek kararının istinaf edilmemesi nedeniyle sadece davacı başvurusu yönünden yapılmıştır. Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı banka ile dava dışı şirket arasında 25.07.2014 tarihinde 2.500.000,00 TL limitli çerçeve niteliğinde ve süresiz genel kredi sözleşmesi düzenlendiği daha sonra sözleşme limitinin 07.11.2014 tarihinde 1.500.000,00 TL artırılarak 4.000.000,00 TL’ye çıkartıldığı, davalı müteselsil kefilin sözleşmede 8.000.000,00 TL kefaletenin bulunduğu, kredi borcunun ödenmemesi üzerine davacı banka tarafından hesabın kat edilerek kat ihtarnamesinin davalıya tebliği edildiği, bilahare ihtarnamede verilen süre içerisinde ödeme yapılmaması üzerine icra takibi başlatıldığı, bilirkişi tarafından davalının temerrüt tarihinden takip tarihine kadar sözleşmede belirlenen temerrüt faizi oranı üzerinden faiz yürütülmek suretiyle davacı banka alacağının tespit edildiği görülmektedir. Takibe dayanak Genel Kredi Sözleşmesinin 12. maddesinde temerrüt oluşması halinde talep edilebilecek temerrüt faiz oranının düzenlendiği, bilirkişi ek raporunda da belirtildiği üzere, temerrüt tarihine kadar kredinin anapara bakiyesine akdi faiz oranı uygulanarak alacağın tespit edilmesi gerektiği, temerrüt oluşmadan temerrüt faizi uygulanmasının mümkün olmadığı, bilirkişi tarafından da hesaplamanın bu şekilde yapıldığı, davacı tarafın yargılama sırasında ilk rapora aynı sebeple itiraz etmesi üzerine mahkemece itirazın değerlendirilmesi hususunda ek rapor alınarak karar verildiği görülmekle, istinaf sebebine göre mahkemece yapılan araştırma ve inceleme karar vermek için yeterli olup, davacı vekilince ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde değildir. Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40.TL'nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansı varsa avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK' nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay' da temyiz yolu açık olmak üzere 04/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
