Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/26255 Esas 2019/9551 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/26255
Karar No: 2019/9551
Karar Tarihi: 08.10.2019

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/26255 Esas 2019/9551 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2016/26255 E.  ,  2019/9551 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
    KARAR
    Davacı, dava dışı ..."ın davalı bankadan kullandığı konut kredisi taksitlerini ödememesi üzerine, davalı banka yetkililerinin bu şahsa ait borca kendisinin kefil olduğunu belirterek tahsilini talep ettiklerinden 42.196,55TL ödeme yaptığını, bir süre sonra kredi sözleşmesinde imzası olmadığını öğrendiğini belirterek 42.196,55 TL’nin tüm ferileriyle birlikte davalıdan istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı banka vekili, davacının sözleşmeye kefil olmadığını bilmediğinin gerçeği yansıtmadığını, davacının yaptığı ödemelerin davacı ile kredi borçlusu ... arasındaki iç ilişkiye binaen olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davacının davasının reddine, davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdiren 900,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle somut olayın özelliğine göre davacının yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Davalının temyiz sebepleri bakımından; davacı eldeki dava ile davalı bankaya yaptığı kredi ödemelerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talep etmiş; mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verildiğine göre, kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine dava değeri üzerinden nispi vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken, maktu vekalet ücretine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Mahkemece, "Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdiren 900,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine" karar verilmiştir. Şu halde mahkemece, dava değeri üzerinden 2016 AAÜT"nin 13.maddesi uyarınca tarifenin 3.kısmına göre nispi vekalet ücreti belirlenmesi gerekirken, yazılı şekilde maktu vekalet ücreti belirlenmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması usulün 438/7 maddesi gereğidir.
    SONUÇ: 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle kararın "Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdiren 900,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine" cümlesinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına, "Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 4.991,62 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine " söz ve rakamlarının yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan 29,20 TL harcın davacıya, 29,20 TL harcın davalıya iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.