Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1442
Karar No: 2021/1368
Karar Tarihi: 11.11.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1442 Esas 2021/1368 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1442
KARAR NO : 2021/1368
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/09/2018
NUMARASI: 2017/1383 Esas 2018/898 Karar
DAVANIN KONUSU: Şirketin İhyası
Taraflar arasında görülen Şirketin İhyası davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne ilişkin verilen hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dilekçesinde,müvekkili kurumun sigortalılarından olan ...'in ... AŞ'nin ... Santralı inşaatı işyerinin çelik montaj işi yapımını üstlenen ... AŞ nin alt taşeronu ... Ltd Şti'nin yaptığı kazan montaj işinde çalışırken 3.3.2008 tarihinde 16 metre yüksekten düşerek vefat ettiğini , Zonguldak 1.İş Mahkemesine ait 2015/362 esas sayılı dosyasında rücuan alacak davası açıldığını, açılan iş bu rücuan tazminat davasında yargılama süresinde adı geçen davada davalı şirketin ticaret sicilindeki adres kayıtları istendiğinde şirketin tasfiye edilerek sicilden terkin edildiğinin anlaşıldığını ve bu nedenle de davada taraf teşkilinin sağlanamadığını, anılan mahkemece kendilerine şirketin ihyası için dava açmak üzere süre verildiğini ve bu nedenle bu davanın açıldığını belirterek, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün ... sicil numarasında kayıtlı olan ... Ltd Şti'nin ihyasına ve tasfiye memuru tayinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde ; müvekkilince TTK m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliğinin m.34 hükmü çerçevesinde işlem yapıldığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirketin tasfiye memuruna ait olduğunu , tasfiye memurlarının iddia edilen eksik işlemlerini müvekkili sicil müdürlüğünün tespit etmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin ayrıca davanın açılmasına da sebep olmadığından yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını belirterek, izah edilen nedenlerle müvekkili yönünden açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Davalı Tasfiye memuru vekili ise cevap dilekçesinde özetle, ... Limited Şirketinin tasfiyesinin 31.12.2012 tarihinde sona erdiğinden sicilden terkin edildiğini ve ticaret sicil gazetesinin 07.01.2013 tarih ve 8230 sayılı nüshasının 598. Sayfasında da tasfiye sürecinin tamamlandığının ve sona erdiği hususunun yayınlandığını, Zonguldak 1. İş mahkemesinde 2015/362 esas numarasıyla görülen dava konusu iş kazasının 03.03.2008 tarihinde meydana geldiğini, TTK nun 560. Maddesi gereğince tasfiye memurlarının sorumluluğu nedeniyle açılacak davaların, zararın ve sorumlunun öğrenildiği tarihten itibaren iki ve her halde zararı doğuran fiilin meydana geldiği tarihten itibaren beş yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağını belirterek öncelikle zamanaşımı def'inde bulunduklarını belirtmiş esasa ilişkin beyanlarında da müvekkilinin tüm yasal sorumluluklarını gereği gibi yerine getirdiğini ve bir sorumluluğunun kalmadığını belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; " Zonguldak 1. İş Mahkemesinin 2015/362 esas Esas sayılı dava dosyası sonuçlandırılması ile sınırlı olarak 31.12.2012 tarihinde sicilden resen terkin edilen Tasfiye Halinde ... Limited Şirketi''nin sicile ek işlemler sonuçlanıncaya kadar yeniden tescili gerektiği, davacı SGK 'nun iş bu davaya dayanak olarak ileri sürdüğü Zonguldak 1. İş Mahkemesinin 2015/362 esas sayılı dava dosyasında davanın 26.07.2010 tarihinde açıldığı , buna rağmen sicilden terkin edilen şirketin tasfiyesinin 31.12.2012 tarihinde sonlandırılarak sicilden terkin edildiği hususuna göre davacı SGK lehine davalı tasfiye memuru aleyhine vekalet ücreti ve yargılama gideri takdiri gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir." gerekçesiyle, karar verilmiştir. Bu karara karşı dava vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; önceki beyanlarını tekrarla; Davacı her ne kadar dava dilekçesinde tasfiye işlemlerinin eksik yapıldığını iddia etse de müvekkilinin ... 'in tüm yasal sorumluluklarını gereği gibi yerine getirdiğini, Tüm sorumlulukların yerine getirilmesinin akabinde şirketin 31.12.2012 tarihinde sicilden terkin edildiğini, 07.01.2013 tarihinde ise tasfiye sürecinin tamamlandığını ve şirketin terkin edildiği hususunun Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayınlandığını, şirketin tasfiyesi sürecinde herhangi bir hukuka aykırılığın söz konusu olmadığını, Binaenaleyh herhangi bir sorumluluğunun kalmaması ve tüm sürecin eksiksiz yerine getirilmesi nedeniyle müvekkilinin hasım gösterilerek açılan şirketin ihyası talepli davanın reddi gerekmekteyken yerel mahkemece şirketin ihyasına karar verilmesinin hukuka aykırı olup, kararın kaldırılması gerektiğini, Yukarıda anlatılan sebeplerden ötürü ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın red edilmesini ve yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK'nın 547. maddesi gereğince, tasfiyesine karar verilmiş bulunan şirketin ek tasfiye işlemlerinin yerine getirilmesi için sicil kaydının ihyası talebine ilişkin olup, şirketin sicil kayıtları celbedildiğinde, sicilden terkin edildiği ihtilafsızdır. İlk derece mahkemesince yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı hükümde tasfiye memuru atanan ... vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Tasfiye ile terkin olunan şirket aleyhinde davacı tarafından Zonguldak 1 İş Mahkemesinin 2015/362 Esas dava dosyasında rücuen alacak tahsili talebiyle dava açıldığı anlaşılmaktadır. İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden gönderilen sicil kayıtları incelendiğinde; ... sicil nosunda kayıtlı Tasfiye Halinde ... Limited Şirketinin 25/12/2012 tarihinde tasfiyesinin sona erdiği ve bu tarihte şirketin sicil kaydının terkin edildiği görülmüştür. Tasfiye memuru olarak şirket yetkilisi ...'in gösterildiği anlaşılmaktadır. Ticaret sicilinden terkin edilen şirketlerin yeniden ihyasının sağlanması amacıyla 6102 Sayılı TTK kapsamında iki farklı yol öngörülmüştür. Buna göre, tasfiye sürecine giren şirketlerin tasfiye işlemlerinde eksiklik olması halinde TTK'nın 547. maddesi kapsamında sicilden terkin edilen şirketin tekrar sicile kaydedilmesi mümkündür. Örneğin şirkete ait bir malvarlığının bulunması bu duruma örnek olarak gösterilebilir. Bir diğer yol ise TTK'nın geçici 7. maddesi uyarınca sicilden terkin edilen şirketlerin yeniden tescilidir. Buna göre asgari sermaye miktarına ulaşmayan, adres değişikliğini bildirmeyen şirketlerin re'sen kayıtlardan terkini halinde şirketin faal olması ve gerekli bazı koşulların da gerçekleşmesi halinde tekrar sicile kaydı mümkündür. İhya davasının TTK'nın 547. maddesi uyarınca talep edilmesi halinde şirketin tasfiye işlemlerini yapmış olan tasfiye memur ya da memurları ile birlikte bağlı bulunulan ticaret sicil müdürlüğünün davalı olarak gösterilmesi gerekmektedir. Diğer durumda ise esasen şirket tasfiye sürecine girmediğinden ve tasfiye memuru da bulunmadığından davalı olarak bağlı bulunulan ticaret sicil müdürlüğünün gösterilmesi yeterlidir. Başka bir ifadeyle TTK'nın 547. maddesine dayalı ihya davalarında davalı taraf, şirket veya kooperatifin en son tasfiye memuru veya tasfiye kurulu ile yasal hasım konumunda bulunan ticaret sicili müdürlükleridir. Dosyanın incelenmesinde, davacı tarafından Zonguldak 1 İş Mahkemesinin 2015/362 Esas dava dosyalarında iş kazası nedeniyle vefat eden sigortalı için ödenen tazminatın rücuen tahsilinin talep edildiği, yargılama sırasında şirketin terkin edildiğinin anlaşılması nedeniyle ihya davasının açıldığı anlaşılmıştır. Tasfiyenin tamamlanarak şirketin terkin edildiği tarihte rücu davasının henüz açılmadığı anlaşılmaktadır.Somut olayda, davacı tarafından tasfiye halindeki şirket aleyhine açıldığı anlaşılan iş davasının derdest olduğu, derdest olan bu davada taraf teşkilinin sağlanarak yargılama yapılmasının sağlanması bakımından, tasfiye halindeki şirketin ihyasını talep etmekte hukuki yarar bulunmaktadır. Bahsi geçen sebeplerle ilk derece mahkemesince dava dışı şirket hakkında ihya kararı verilmesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığından, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalıca yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, bakiye 14,90 TL istinaf karar harcının davalı ... taraftan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 11/11/2021 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK'nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi