Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2318
Karar No: 2021/1280
Karar Tarihi: 11.11.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2318 Esas 2021/1280 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2318 Esas
KARAR NO: 2021/1280
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/07/2018
NUMARASI: 2017/555 Esas, 2018/842 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Yayımlama Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/11/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı şirketin müvekkili şirket aleyhine Bakırköy ... İcra Müdürlüğünün ... takip sayılı dosyası ile 27.500,00 TL bedelli fatura alacağının tahsili için icra takibi başlattığını, müvekkili şirketi temsile yetkili kişi ile davalı şirket arasında yapılmış ve müvekkili şirketi bağlayacak herhangi bir reklam sözleşmesi bulunmadığını, davalının reklam hizmeti nedeniyle keşide ettiği 22/02/2017 tarih ve 27.500,00 TL bedelli faturayı iade ettiklerini, sonrasında başlatılan takibin usulsüz kesinleştiğini, müvekkilinin davalıdan hiçbir hizmet almadığını, muhasebe yoğunluğu nedeniyle daha önce davalıya yapılan ödemenin sözleşmeyi kabul iradesini göstermeyeceğini belirterek Bakırköy ... İcra Müdürlüğünün ... takip sayılı dosyası yönünden müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevabında; müvekkili şirket ile davacı şirket arasında uzun yıllara dayalı ve uygulanan reklam sözleşmesi bulunduğunu, 12/10/2015 tarihli reklam sözleşmesinin davacı şirketin ortağı tarafından imzalandığını, sözleşmeyi imzalayan kişinin davacı ... temsile yetkili olmasa bile TBK 46. ve 47. maddeleri gereğince sözleşmenin fiilen uygulandığını, sözleşme uyarınca davacı şirketin reklamlarının yayınlandığını ve davacının da sözleşme kapsamında ödemeler yaptığını, bu nedenlerle yetkisiz temsilcinin yaptığı sözleşmenin davacı tarafından kabul edildiğini, hizmet karşılığında davacı tarafın takip konusu yapılan alacak kadar borcu bulunduğunu belirterek davanın reddini ve kötüniyetli davacının icra tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk derece mahkemesi; reklam sözleşmesinin davacı şirket temsilcisi tarafından imzalanmasa bile, hizmetin davacı borçlu tarafından alındığı ve bu kapsamda davacının ödemeler yaptığı, reklam hizmeti nedeniyle davalı alacaklının 17.580,00 TL alacağının bulunduğu, davacı borçlunun takipten önce temerrüde düşürülmediğinden takipte işlemiş faiz istenemeyeceği, bu nedenle bakiye 10.021,67 TL yönünden davacının borçlu olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacının 10.021,67 TL asıl alacak yönünden borçlu olmadığının tespitine, davalı borçlu lehine hükmedilen miktar yönünden şartları oluşmadığından davalı alacaklının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine yer olmadığına, davalı alacaklı lehine neticelenen miktar yönünden davacı borçlunun 17.580,00 TL alacağın % 20'si tutarında icra tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; sözleşmenin müvekkili şirket temsilcisi tarafından imzalanmadığını, takipten önce düzenledikleri ihtarda kendilerinin düzenlediği bir sözleşme olmadığını ve yetkisiz temsilcinin işlemine onay vermediklerini açıkça ifade ettiklerini, sözleşmeyi kabul etmemekle birlikte Vergi Usul Yasası uyarınca faturanın hizmetin verildiği tarihten itibaren 7 gün içinde düzenlenmesi gerektiğini, oysa alacak talebine konu reklamın 29/10/2015 tarihinde yayınlandığını, faturasının ise 2017 yılında düzenlendiğini, süresinde düzenlenmeyen faturanın geçerli olmadığını, bilirkişi raporlarında yetkisiz temsilcinin davacı şirket adına işlem yapıp yapmadığının incelenmediğini, son raporda 2015 yılı için 14.000,00 TL belirlenen ücretin 2017 yılında 17.580,00 TL olarak belirlenmesinin makul olduğu belirtilmişse de, hesabın neye göre yapıldığının belli olmadığını, yaptıkları ödemelerin mahsup edilmediğini, alacak yargılama ile belirlendiğinden ve davanın kısmen kabulüne karar verildiğinden, alacağın likit olmadığını ve davalı alacaklı lehine icra tazminatına hükmedilemeyeceğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf talebinin reddini savunmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, reklam sözleşmesi kapsamında düzenlenen fatura nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; davalı alacaklının Bakırköy ... İcra Müdürlüğünün ... takip sayılı dosyası ile 22/02/2017 tarih ve 27.500,00 TL bedelli fatura alacağının tahsili için davacı borçlu hakkında takip başlattığı, takibin itiraz edilmeyerek kesinleştiği, davacının takip nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti için eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının 10.021,67 TL asıl alacak yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, davacı karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; takip konusu alacağın dayanağı sözleşmenin davacı tarafından düzenlenip düzenlenmediği, sözleşmenin davacı adına yetkisiz temsilci tarafından düzenlenmişse davacının sözleşmeye onay verip vermediği, taraflar arasında geçerli bir sözleşmenin varlığının kabulü halinde davalının reklam hizmeti nedeniyle alacağının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır. Mahkemece tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş, bilirkişi raporu alınmıştır. Mali müşavir bilirkişi 06/04/2018 tarihli bilirkişi raporunda; davacıya ait 2017 yılı defterleri ile davalıya ait 2015-2016-2017 ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, davalıya ait 2015-2016/2017 ticari defterlerinin incelenmesinde davalının muhtelif tarihlerde davacı adına fatura tanzim ettiği ve davacının fatura bedellerini ödediğinin görüldüğü, davacının sadece 2017 yılı defterlerinin incelendiği ve 2017 yılında taraflar arasında ticari faaliyete rastlanmadığı, taraflar arasında mevcut reklam sözleşmesinin varlığının kabulü halinde davacı tarafından yapılan ödemelerin mahsubundan sonra takibe konu edilen 27.500,00 TL fatura tutarında davacı tarafın borçlu olduğu belirtilmiştir. Farklı bir bilirkişiden alınan 06/007/2018 tarihli bilirkişi raporda; davalının ticari defterlerine göre 2015-2016 yıllarına ait 7 adet reklam gideri faturasının davacı borçlu tarafından ödendiği, sözleşmede ...'deki reklam gideri olarak belirlenen 17.5870,00 TL'nin hangi tarihte uygulamaya gireceğinin belirtilmediği, 2015 yılı için kararlaştırdılan 14.000,00 TL'nin 2017 yılında 17.580,00 TL olarak belirlenmesinin makul olduğu, 17.580,00 TL ücretin mutabakata ve önceki yapılan ücretlere uygun olduğu belirtilmiştir. Davacı taraf, reklam sözlemesinin şirketin yetkili temsilcisi tarafından imzalanmadığını, bu nedenle taraflar arasında akdi ilişki bulunmadığını savunmuştur. Dosyada mübrez reklam sözleşmesinin o dönemdeki davacı şirket ortağı tarafından imzalandığı, ortağın şirketi temsil yetkisinin bulunmadığı beyan edilmektedir. BK'nın 46/1 fıkrası; "Bir kimse yetkisi olmadığı hâlde temsilci olarak bir hukuki işlem yaparsa, bu işlem ancak onadığı takdirde temsil olunanı bağlar." hükmünü, aynı Yasa'nın 47/1 fıkrası ise; "Temsil olunanın açık veya örtülü olarak hukuki işlemi onamaması hâlinde, bu işlemin geçersiz olmasından doğan zararın giderilmesi, yetkisiz temsilciden istenebilir." hükmünü düzenlemektedir. Somut uyuşmazlıkta 12/10/2015 tarihli reklam sözleşmesinden sonra, 2015-2016 yıllarında reklam hizmet bedeli olarak davacının davalıya ödemelerde bulunduğu görüldüğünden, davacının sözleşmeye onay verdiği ve reklam sözleşmesinin davacı şirket yönünden bağlayıcı olduğunun kabulü gerekir. Takip konusu faturanın ise ... bedeli olarak düzenlendiği, davacı şirketin reklamının anılan gazetede yayımlandığı ve davacının reklam hizmetini aldığı görülmektedir. Davacı şirket, Vergi Usul Yasası uyarınca faturanın hizmetin verildiği tarihten itibaren 7 gün içinde düzenlenmediğini beyan etmişse de, faturanın Vergi Usul Yasası'nda belirlenen tarihte düzenlenmemesi alacağın doğumuna engel olmaz. Ayrıca sözleşmede ... reklam bedelinin 17.580,00 TL olarak belirlendiği gözetildiğinde, mahkemece davalının asıl alacağının 27.500,00 TL değil, 17.580,00 TL olduğunun kabulü ile bakiye kısım yönünden davacının borçlu olunmadığına karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Bunun yanında davacı taraf, davalı alacaklı lehine icra tazminatına hükmedilemeyeceğini ileri sürmüştür. İİK'nın 72/3 ve 4 fıkraları; "İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir. Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez." hükmünü düzenlemektedir. Somut davada, mahkemece tedbiren icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesine karar verildiği gözetildiğinde, mahkemece İİK'nın 72/4. fıkrası uyarınca davalı alacaklı lehine icra tazimnatına hükmedilmesinde de isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun ilk derece mahkeme kararında hukuka aykırılık bulunmadığından, HMK'nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine dair karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK'nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf maktu karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1b-1 bendi ile aynı kanunun 362/1a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.11/11/2021

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi