
Esas No: 2018/2351
Karar No: 2021/1268
Karar Tarihi: 11.11.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2351 Esas 2021/1268 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2351 Esas
KARAR NO: 2021/1268
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 23/05/2018
NUMARASI: 2017/781 Esas, 2018/623 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ
KARAR TARİHİ: 11/11/2021
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili, 28/08/2017 tarihli dava dilekçesinde; müvekkili şirketin ... Gazetesinin yayın sahibi olduğunu, davalı ile varılan mutabakat gereği reklam / ilan hizmeti verilmesi hususunda mutabakat sağlandığını ve hizmet talebini içerir reklam ordinoları davalı şirket yetkilisi tarafından imzalanarak müvekkiline gönderildiğini, mutabakat gereğince rıza konusu reklamlar / ilanların 29/10/2015 tarihli ... Gazetesinin ... eki, son sayfasında bir tam sayfa olarak, 30/11/2015 tarihli ... Gazetesinin ulusal basımının 12.sayfasında bir tam sayfa olarak ve 29/02/2016 tarihli ... Gazetesinin 8.sayfasında tam sayfa olarak yayınlandığını, verilen hizmetler karşılığında fatura düzenlenerek davalı şirkete tebliğ edildiğini, tahakkuk eden hizmet karşılığı alacak için 31/10/2015 tarihli 11.799,08 TL bedelli 30/11/2015 tarihli 11.799,08 TL bedelli ve 29/02/2016 tarihli 11.799,99 TL bedelli üç adet fatura tanzim edildiğini, tüm uyarılara rağmen ödeme yapmayan davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, takibe itiraz ettiğini, gelirinin büyük bir bölümünü yayınladığı reklamlardan temin eden bir gazetenin hiçbir talep ve mutabakat olmaksızın bila bedel ve baskı hizmeti vermesi hayatın olağan akışını ters olduğunu, ayrıca basım işlemininde müvekkiline ait matbaa eliyle yapıldığından bu işlem için gerekli kağıt vs'nin müvekkili tarafından temin edildiğini, borçlu itirazlarının yersiz olduğunu, ayrıca davalı borçlunun faturalara sekiz gün içerisinde itiraz etmediğini, takibe itirazın haksız ve hukuka aykırı olduğunu iddia ederek, kısmi itirazlarının iptali ile takibin devamına, %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; müvekkili ile davacı şirket arasında 29/10/2015 yılında bir yayın sözleşmesi yapıldığını, fakat ilgili gazetenin müvekkili şirketin 2015 yılında faaliyete başlamış olduğu halde " 2016 yılında üretime geçiyor " diyerek yanlış ilan verdiğini, müvekkilinin 2015 yılının Temmuz ayında üretime başladığını, yapılan görüşmeler sonucu özür olarak yeni bir ilan yapılacağının söylendiğini, müvekkilinin buna güvenerek 30/11/2015 yılında başka bir ilan sözleşmesi yaptığını, fakat yeni bir ilan sözleşmesi yapılmasına rağmen ilk ilan ile ilgili özür yayını yapılmadığı gibi müvekkilinden habersiz üçüncü ilanın yapıldığını ve şirkete fatura edildiğini, müvekkilinin sorumlu olduğu tek faturanın 30/11/2015 tarihli fatura olduğunu, herhangi bir borcunun bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; taraflar arasında düzenlenen 30.11.2015 ve 29.10.2015 tarihli 2 adet ordino sözleşmesi ile davacı tarafından davalıya ait ilanların gerçekleştirilerek faturaların davalıya tebliğ edildiği, ordino sözleşmelerinde her bir ilanın bedelinin ayrı ayrı yazılı olduğu, davalı tarafın, 29.10.2015 tarihli ilanın hatalı yapıldığı, bunun üzerine davacının özür mahiyetinde bir ilan yapmayı taahhüt ettiği, 30.11.2015 tarihli ilanın kendi talepleri ile yapıldığı, özür mahiyetindeki ilanın yayınlanmaması nedeni ile 2. ilanın bedelinin ödenmediği, 3. ilanın ise talep edilmeden yayınlandığını savunduğu, her ne kadar davalının 29.10.2015 tarihli ilanda ayıp bulunduğunu belirtmiş ise de ek-4 olarak sunulu ilanda tarihe ilişkin herhangi bir ifadenin yer almadığı, aslı sunulan ... Gazetesi'nin ... ekinin son sayfasında ilanın yayınlanmış olduğu, taraflar arasındaki sözleşmeye aykırılık bulunmadığı, esasen taraflar arasında ilanın şekli ile ilgili bir sözleşme bulunmadığı ve ilan metninde de davalı talebinden farklı bir ibarenin yazılarak edimin ayıplı ifa edildiğinin kanıtlanmadığı anlaşılmakla takip konusu bu ilana ilişkin hizmetin verildiği kabul edildiği, diğer taraftan, davalı vekilinin ilk ilandan sonra taraflar arasında özür mahiyetinde bir ilan yapılacağı konusunda mutabakata varıldığını savunmuş ise de buna ilişkin hiçbir kanıt dosyaya sunulmadığı, davacı tarafça, 30.11.2015 tarihinde davacının yazılı talebi ile ...m Gazetesi'nin Ulusal Basımının 12. Sayfasında tam sayfa ilan verilmek sureti ile ilan verilmek ve röportaj yapılmak sureti ile edimin yerine getirildiği, belirtilen röportaj da 2016 yılında üretime geçireceğini yazılı olduğu ancak bu beyanların şirket yöneticisinin vermiş olduğu röportajdan yazıldığı, ilan metninde yer almadığı ve davalının gerek ilan öncesi ve gerekse de ilan sonrası faaliyet tarihine ilişkin davacıya bilgi verdiği veya belli bir tarihin kullanılmasında menfaati bulunduğunu kanıtlayamaması nedeni ile tacir olan davacı tarafından yayınlanan ilan bedelinin tahsilinin gerektiği, 29.02.2016 tarihli ilana gelince her ne kadar bu ilana ilişkin yazılı bir ordino sunulmamış olsa da önceki ilanlardan sonra davacı tarafından davalıya ait ilanın yapılarak emsal ücret istendiği, faturaların davalıya tebliğ edilmesine rağmen itiraz edilmediği, TTK.'nın 20. Maddesi gereğince tacir olan davacının ticari işletmesi ile ilgili yapmış olduğu iş nedeni ile uygun bir ücret talep edebileceği, taraflar arasındaki önceki mutabakatlar gözetildiğinde istenilen ücretin yerinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına, %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf edilmiştir. Davalı vekili, istinaf nedenleri olarak, cevap dilekçesindeki savunmalarını tekrar ederek, ilanın 2016 yılı şeklinde verildiğini, bilirkişi raporunda ticari defterlerinin incelendiğinin yazılı olduğunu, davacı defterlerinin incelenmesinin yeterli olmadığını, müvekkili şirketin ... Şirketi olması nedeniyle müvekkili şirketin o döneme ait ticari defterlerininde incelenmesini talep ettiklerini, raporda ilk iki faturanın karşılığının olduğu, üçüncünün ise ispatlanamadığının belirtildiğini, oysaki ikinci ilanın hatalı olarak yapılan ilk ilana karşılık yapıldığının bilirkişi tarafından göz ardı edildiğini, gazetede bu durumun aleni olduğunu, tüm Türkiye kapsamında çıkan ilanda davalı müvekkilinin kurulduğu tarihin yanlış yazıldığını, bunun büyük bir hata olduğunu, müvekkili şirkete karşı ilan hatası yapan ve hatalı ilanla müvekkilini mağdur eden şirketin yaptığı hataya değinilmediğini, ayrıca mahkemece müvekkil defterlerinin incelenmediğini, ayrıca yine tanıklarının dinlenilmesi talebinin gerekçesiz reddedildiğini, sunulan her delilin iyi şekilde incelenmediğini, davacı tarafınca verilen hizmetin hatalı olduğunu iddia ederek, kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava; hizmet sözleşmesi kapsamında düzenlenen faturalara ilişkin cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasında; davacının sahibi olduğu gazetede davalı şirket ile ilgili ilan / reklamların yapılacağına dair ordino sözleşmeleri oluşturulduğu ve söz konusu reklamların yayınlanmış olduğu konularında herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık; davacı tarafça gerçekleştirilen ilana ilişkin hizmetlerin davalı şirketin kuruluşu yönünden hatalı olup olmadığı, davalı şirketin hizmetin ayıplı olduğuna dair iddiasını geçerli deliller ile ispatlayıp ispatlayamadığı, bilirkişi raporunun ve kararın usul ve yasaya uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir. Dosya kapsamından; taraflar arasında ordino başlıklı maktu sözleşmeler gerçekleştirildiği, söz konusu sözleşmelerde, davalı şirketin ilan veren, davacı şirket temsilcisinin ise ilan alan olarak yer aldığı, sözleşmede yayın adının ... Gazetesi ve yayın tarihlerinin ve ayrıca ilanın ebatı ile ilan tutarının belirtildiği, söz konusu ordino sözleşmelerinin 29/10/2015 ve 30/11/2015 tarihlerine ait olduğu, sözleşmeler kapsamında 29/10/2015 ve 30/11/2015 tarihli gazetelerde davalı şirketle ilgili olarak ilan ve reklamların yayınlandığı, 30/11/2015 tarihli gazetede, davalı şirket temsilcisinin röportajına yer verildiği, şirket binası önündeki reklamlı küçük haberde, şirketin 2016 yılında üretime geçtiğine dair habere yer verildiği, röportajın içeriğinde ise şirketin 2015 yılında granit sektörüne geçtiği hususunun açıkça ifade edildiği, gerçekleştirilen reklam ve ilanlar sonucunda davacı hizmet veren şirket tarafından ilan veren şirket adına takibe konu edilen cari hesaba ilişkin olarak faturaların düzenlendiği ve düzenlenen fatura bedellerinin ödenmemesi üzerine davacı alacaklı şirket tarafından davalı borçlu şirket hakkında Küçükçekmece ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı icra dosyasında 23/09/2016 tarihinde 35.938,15 TL tutarlı alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlattığı, davalı borçlu şirketin yasal süre içerisinde borcun tamamına ve ferilerine itiraz ettiği, davacı alacaklının ise İİK 67.maddesi gereğince hak düşürücü bir yıllık süre içerisinde iş bu itirazın iptali davasını açmış olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece; 08/02/2018 tarihli duruşmada davacı vekilinin bilirkişi incelemesi yapılması talebi üzerine bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, davalı vekilinin imzasını taşıyan duruşma zaptına geçen beyanında; müvekkilinin defterlerinin incelenmesine gerek olmadığını, faturaların tebliğine ilişkin bir itirazlarının bulunmadığını beyan ettiği dosya kapsamından tespit edilmiştir. 10/05/2018 tarihli duruşma zaptında ise; davalı vekilinin defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılmasını talep ettiği, tanık listesinin sunduğunun görüldüğünün belirtildiği, davacı vekilinin tanık dinletilmesine muvafakatlarının olmadığını beyan ettiği, mahkemece aynı celsedeki oluşturulan ara karar ile davalının tanık dinletme talebinin HMK 202.maddesi gereğince reddine ve ayrıca davalı vekilinin faturaların tebliği hususunda uyuşmazlık bulunmadığı ve müvekkili şirket defterlerinin incelenmesine gerek bulunmadığına dair beyanları dikkate alınarak inceleme talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. 12/04/2018 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak; dava konusunun, davacının davalı şirket ile arasında bulunan ticari ilişkiden ötürü bulunan cari hesap alacağı amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu, davacının 2015 ve 2016 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre: takip tarihi (23.09.2016) itibariyle ... no.lu hesabına göre davacının davalıdan alacağının bulunmadığı, 128.01.01.02 Şüpheli ticari Alacaklar Hesabına göre davacının davalıdan 35.398,15 TL alacaklı olduğu, d) Davacının davalıya 31.10.2015 tarihli ... nolu 11.799.08 TL tutarında, 30.11.2015 tarihli ... nolu 11.799,08 TL tutarında, 29.02.2016 tarihinde ... nolu 11.798,99 TL olmak üzere toplamda 35.398,15 TL fatura düzenlemiş olduğu, davacı tarafından takip konusu 3 adet toplamda 35.398,15 TL tutarındaki faturalar için davalı ile 29.10.2015 tarihli ve 30.11.2015 tarihli "ORDİNO SÖZLEŞMESİ” yapıldığı ve mezkür faturaların içeriklerini doğrulayacak (yayınlardığı iddia olunan gazete suretlerinin, davalının ilanın yayınlandığı ilgili sayfalar vb) delillerin dosyada yer aldığı ve dosyaya sunulu olduğu, davalının 25.09.2017 tarihli cevap dilekçesinde, davacının düzenlemiş olduğu, 31.10.2015 tarihli ... nolu 11.799,08 TL tutarlı fatura ile 30.11.2015 tarihli faturanın ilanının kendisi tarafından verildiğini ikrar ettiği bu itibarla davacının da dosyaya sunulu delilleri ile davacının davalıya sunmuş olduğu 2 adet toplamda ... TL tutarındaki fatura alacağını davacı yanca ispatlandığı, fakat 29.02.2016 tarihinde düzenlenmiş olan 94003 nolu 11.799,99 TL tutarlı fatura ile ilgili siparişin alındığına dayanak olarak düzenlenmiş bir Ordino Sözleşmesi bulunmadığından davacının ispatına muhtaç olduğundan hesaplama dışı bırakılmasının yerinde olacağı sonuç olarak davacının söz konusu fatura içeriğindeki hizmeti sunup sunmadığının taktirinin mahkemeye ait olmak üzere dosyadaki belgeler ile ispat yükünü yerine getirdiği göz önünde bulundurulduğunda davacının davalıdan takip tarihi itibari ile 23.598,16 TL alacaklı olduğu, 29.02.2016 tarihinde düzenlenmiş olan ... nolu 11.799,99 TL tutarlı faturanın davacının ispatına muhtaç olduğu belirtilmiştir. Mahkemece; bilirkişi raporu ve dosya içerisine taraflarca ibraz edilen bilgi ve belgelere göre yukarıda yer verilen gerekçeye istinaden davanın kabulüne dair hüküm tesis edilmiştir. Bilirkişi raporu, dosya kapsamına uygun, yeterli ve gerekçelidir. Sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın, birinci kısım, birinci bölüm, birinci ayrımının başlığı, sözleşmeden doğan borç ilişkileridir. 1. maddede, sözleşmenin, tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamaları ile kurulacağı ifade edilmiştir. Serbest iradeleri ile sözleşme gerçekleştiren tarafların, sözleşmenin kendilerine yüklediği edimleri yerine getirmeleri gerekir. Aksi halde taraflar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesinden dolayı zararlarının karşılanmasını talep edebilecek veya taraflardan biri haklı nedenle sözleşmeyi fesih edebileceği gibi zararlarını da talep edebilecektir. Somut davada, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesi kapsamında davacı hizmet veren şirket tarafından davalı şirket ile ilgili olarak gerekli reklam ve ilanların gerçekleştirildiği, davalının ilan veya reklamdaki hatalarla ilgili savunmasında ileri sürmüş olduğu hususlara dair herhangi bir delili dosyaya ibraz etmediği, hizmeti gerçekleştiren davacı şirket tarafından yine sözleşme kapsamında hizmet faturalarının düzenlendiği ve davalı tarafa tebliğ edildiği, yukarıda ifade edildiği üzere duruşma zaptına geçen davalı vekilinin beyanına göre faturalarının tebliğinin davalı tarafça kabul edildiği anlaşılmış olduğundan, davalı tarafın ilanların hatalı olduğuna ilişkin savunmasına itibar edilmesi mümkün olmamıştır. Diğer taraftan her ne kadar davalı tarafça rapora itirazla birlikte müvekkili defterlerinin incelenmesi ve tanıklarının dinlenilmesi talep edilmiş ise de yukarıda yer verildiği üzere, davalı vekili imzası ile teyit ettiği duruşma zaptına geçen beyanında, müvekkili şirketin defterlerinin incelenmesine gerek olmadığını ifade etmiştir. Her ne kadar mahkemece tarafların talebi olmaksızın ticari defter ve kayıtların incelenmesine resen karar verebilecekse de faturaların tebliği ve sözleşme konusu fatura bedellerine ilişkin herhangi bir itirazı olmadığından davalı defterlerinin vekilinin beyanı karşısında incelenmemiş olmasında bir eksiklik görülmemiştir. Diğer taraftan, davaya konuyu fatura alacağı hukuki işlemden kaynaklanmakta olup, fatura bedelleri itibariyle 6100 sayılı HMK'nın ilgili maddeleri uyarınca ancak 200.maddesi gereğince senet ile ispat edebilecek nitelikte bulunduğundan ve tanık dinletilmesine 200/2.fıkrasında beyan edildiği üzere davacı vekilince muvafakat edilmediğinden tanık dinlenilmesi mümkün olmayacağından davalı tarafın buna ilişkin istinaf nedenlerininde yerinde olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle ve özellikle sözleşme ve sözleşme konusunun ifa edildiğini gösteren gazete aslı ve örnekleri ile davacı şirketin usulüne uygun tutulmuş olan ticari defter ve kayıtları davalı vekilinin duruşma zaptına geçen beyanı ve HMK'nın 190/1.fıkrası gereğince ispat külfeti kendisinde bulunan davalı tarafın verilen ilanın ayıplı olduğuna dair iddiasını usulüne uygun deliller ile ispat edemediğinden ve davacı hizmet verenin TTK 20.maddesi gereğince hizmet karşılığı fatura bedellerini talep etmekte haklı olduğundan, kararın usul ve yasaya uygun bulunduğu sonucuna varılarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/781 Esas, 2018/623 Karar ve 23/05/2018 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1 bendi gereğince esastan REDDİNE, 2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 59,30 TL harcın davalının peşin olarak yatırmış olduğu 615,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 555,70 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya İADESİNE, 3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,4- Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.11/11/2021
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
