
Esas No: 2019/1167
Karar No: 2021/1363
Karar Tarihi: 11.11.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1167 Esas 2021/1363 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1167
KARAR NO: 2021/1363
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI: 2018/152 Esas - 2019/187 Karar
TARİHİ: 21/02/2019
DAVA: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 14/02/2018
BİRLEŞEN İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2018/236 ESAS 2018/377 KARAR SAYILI DOSYASI
DAVA: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın usulden reddine yönelik verilen karara karşı asıl ve birleşen davanın davacısı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ... numaralı poliçe ile ... A.Ş. lehine Çine Aydın'da bulunan türbini makine kırılmasına karşı sigortaladığını, hasara konu makinede kanat kopması hasarının 10/11/2016 tarihli tespit tutanağı ile belirlendiğini, kanat kopmasının üretimden kaynaklı gizli ayıp olduğunun eksper raporu niteliğindeki bilirkişi ...'ın raporu ile tespit edildiğini, müvekkili tarafından sigortalının zararının giderildiğini, İstanbul ... İcra Dairesinin ... Esas sayılı takip dosyasında; ... numaralı hasar dosyası için ödenen 310.000 Euro + işlemiş faiz olmak üzere toplam 312.293,15 Euro için icra takibi başlatıldığını, İstanbul ... İcra Dairesinin ... Esas sayılı takip dosyasında ... numaralı hasar dosyasında ödenen kayıp enerji bedeli 88.677,90 Euro tazmini için icra takibi başlatıldığını, davalıların haksız ve hukuka aykırı itirazı ile takibin durduğunu belirterek, her iki takip dosyasında istenen toplam 490.971,05 Euro'nun TBK gereğince borç ödeme günündeki kur (rayiç) karşılığı olarak talep edilen alacağına ilişkin icra takibinde itirazın iptali ile alacağın yasal faizi ile birlikte tahsiline, %20'den az olmayacak şekilde icra inkar tazminatı ve yargılama giderlerinin vekalet ücreti ile birlikte hüküm altına alınmasını talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili savunmasında özetle; HMK 116/1-b uyarınca tahkim ilk itirazında bulunduklarını, davanın tahkim yoluyla görülmesinin zorunlu olduğunu, davacının halefiyet ilkesi gereği ödeme yaptığı sigortalının yerine geçtiğini, dava dışı sigortalı ile bağıtlanan 07/10/2010 tarihli tedarik sözleşmesinin 18.maddesinde uyuşmazlık çözümü başlığı altında doğacak tüm uyuşmazlığın ICC tahkime tabi olduğunun açıkça kabul ve beyan edildiğini, bağımsız bir tüzel kişiliğe haiz olan eski unvanı ..., yeni unvanı ... olan şirkete izafeten müvekkili ... aleyhine dava açılmasının hukuken mümkün olmadığını, müvekkili şirketin ... şirketinin üreticisi, satıcısı, ithal veya ihraç edeni olmadığını ve bu nedenle pasif husumet itirazında bulunduklarını, müvekkili ... şirketi üretici ya da satıcı olmadığından üretimden kaynaklı gizli ayıp nedeniyle kendisine karşı dava açılamayacağını bu yönden de pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davacının aynı hasara ilişkin olarak iki farklı icra takibi ve iki farklı dava açtığını bu nedenle derdestlik itirazında bulunduklarını, esas yönünden; ayıba karşı tefekkülden kaynaklanan talepler TTK'ya göre 6 aylık BK'ya göre de 2 yıl zaman aşımı süresine tabi olduğunu bunun da malın tesliminden başlayacağını, davacının talebinin zaman aşımına uğradığını, kabul anlamına gelmemek üzere BK 221.mad.gereğince sözleşme ile satıcının ayıptan doğan sorumluluğunun kaldırıldığını, türbin kırılmasındaki kusurun kullanıcı dava dışı sigortalı şirketten kaynaklandığını, bu nedenle de davanın esastan reddi gerektiği belirterek, davanın reddi ile %20'den az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsilini istemiştir.
BİRLEŞEN 2018/236 Esas sayılı dosyada Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ... numaralı poliçe ile ... A.Ş. lehine Çine Aydın'da bulunan türbini makine kırılmasına karşı sigortaladığını, hasara konu makinede kanat kopması hasarının 10/11/2016 tarihli tespit tutanağı ile belirlendiğini, kanat kopmasının üretimden kaynaklı gizli ayıp olduğunun eksper raporu niteliğindeki bilirkişi ...'ın raporu ile tespit edildiğini, iş bu davaya konu alacağın İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/152 Esas sayılı dosyasında görülen alacak davasının KDV ödemesi olduğunu, iş bu alacak için İstanbul ... İcra Dairesinin ... Esas sayılı takip dosyasında; 64.800 Euro üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalıların haksız ve hukuka aykırı itirazı ile takibin durduğunu belirterek, davalıların İstanbul ... İcra Dairesinin ... Esas sayılı takip dosyasında talep edilen 64.800 Euro'ya TBK gereğince borç ödeme günündeki kur (rayiç) karşılığı olarak talep edilen alacağına ilişkin icra takibinde itirazın iptali ile alacağın yasal faizi ile birlikte tahsiline, %20'den az olmayacak şekilde icra inkar tazminatı ve yargılama giderlerinin vekalet ücreti ile birlikte hüküm altına alınmasını talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili savunmasında özetle; HMK 116/1-b uyarınca tahkim ilk itirazında bulunduklarını, davanın tahkim yoluyla görülmesinin zorunlu olduğunu, davacının halefiyet ilkesi gereği ödeme yaptığı sigortalının yerine geçtiğini, dava dışı sigortalı ile bağıtlanan 07/10/2010 tarihli tedarik sözleşmesinin 18.maddesinde uyuşmazlık çözümü başlığı altında doğacak tüm uyuşmazlığın ICC tahkime tabi olduğunun açıkça kabul ve beyan edildiğini, bağımsız bir tüzel kişiliğe haiz olan eski unvanı ..., yeni unvanı ... olan şirkete izafeten müvekkili ... aleyhine dava açılmasının hukuken mümkün olmadığını, müvekkili şirketin ... şirketinin üreticisi, satıcısı, ithal veya ihraç edeni olmadığını ve bu nedenle pasif husumet itirazında bulunduklarını, müvekkili ... şirketi üretici ya da satıcı olmadığından üretimden kaynaklı gizli ayıp nedeniyle kendisine karşı dava açılamayacağını bu yönden de pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davacının aynı hasara ilişkin olarak iki farklı icra takibi ve iki farklı dava açtığını bu nedenle derdestlik itirazında bulunduklarını, esas yönünden; ayıba karşı tefekkülden kaynaklanan talepler TTK'ya göre 6 aylık BK'ya göre de 2 yıl zaman aşımı süresine tabi olduğunu bunun da malın tesliminden başlayacağını, davacının talebinin zaman aşımına uğradığını, kabul anlamına gelmemek üzere BK 221.mad.gereğince sözleşme ile satıcının ayıptan doğan sorumluluğunun kaldırıldığını, türbin kırılmasındaki kusurun kullanıcı dava dışı sigortalı şirketten kaynaklandığını, bu nedenle de davanın esastan reddi gerektiği belirterek, davanın reddi ile %20'den az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsilini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi kararında özetle; "...Her iki dava, İİK 67.maddesi gereğince itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkememiz asıl dava dosyasında; İstanbul ... İcra Dairesinin ... ve ... numaralı takip dosyalarında Mahkememiz dosyası ile birleşen stanbul 2 Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/236-377 sayılı dosyasında İstanbul ... İcra Dairesinin ... Esas sayılı takip dosyasında Davacı alacağının dayanağı, TTK 1472.maddesinde açıklanan halefiyet ilkesi gereğince sigortalısına ödeme yapan sigortacının rücuen tazminat alacağıdır. TTK 1472.maddesi gereğince sigortacı ödeme yaptığı sigortalı - lehtarın hak ve yükümlülüklerine aynen sahip olmaktadır. Dava dışı sigortalının bağıtladığı 07/10/2010 tarihli tedarik sözleşmesinin 18.maddesinde uyuşmazlıkların çözümünde "Uluslararası Ticaret Odası'nın tahkim kuralları uyarınca uyuşmazlık bağlayıcı tahkime sunulacaktır. Tüm tahkim süreci Fransa'da Paris şehrinde ve İngilizce dilinde olacaktır." şeklinde tahkim anlaşması yapıldığı görülmüştür. Davalı taraf her iki davada HMK 116/1-b maddesi gereğince tahkim anlaşmasını ilk itiraz olarak ileri sürmüştür. İtiraz sözleşmeye ve yasaya uygundur. Bu nedenle dava dosyasında ilk itirazın kabulü ile asıl ve birleşen davanın usulen reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı vekilinin mahkememizin 2018/153 Esas sayılı dosyasının sonucunun bekletme talebi mahkememizce dosya karara bağlandığından kabul edilmemiş..." asıl ve birleşen davanın usulden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı asıl ve birleşen davanın davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Asıl ve birleşen davanın davacısı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalıların cevap dilekçesi Ek-3 te sunmuş oldukları "..., ..., ..." sözleşmesinde Türk Hukukunun uygulanması gerektiğinin açıkça ifade edildiğini, ilk derece mahkemesince bu hususların göz ardı edildiğini ve eksik inceleme yapılarak davanın reddine karar verildiğini, dava dışı sigortalı ile davalılar arasında düzenlenen sözleşmenin 17. maddesinde uyuşmazlıklarla ilgili Türk hukukunun uygulanacağının kararlaştırıldığını, tahkim şartının sigortalı ile davalılar arasındaki sözleşmelerde kararlaştırıldığını, sözleşmeye taraf olmayan müvekkili açısından bağlayıcı olmadığını, tahkim itirazının takibe yönelik itirazda ileri sürülmediğini, tahkim anlaşması yapabilmek için imzalayana özel yetki verilmesi gerektiğini, oysa sözleşmeyi imzalayanlara bu yönde özel yetki verilmediğini, sözleşmede uyuşmazlığın münhasıran tahkimde çözüleceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığını, taraflar arasında düzenlenen ayrı bir tahkim sözleşmesi bulunmadığını, tahkim şartının bulunması halinde dahi TTK'nın 1472 ve TBK'nın 183. maddesi kapsamında temlik nedeniyle müvekkilinin alacağının bulunması nedeniyle tahkim şartının belirtilen yasal düzenlemeler karşısında hükümsüz olduğunu beyan ederek, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, esas hakkındaki davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Asıl ve birleşen dava, davacı sigortacı tarafından makine kırılması sigorta poliçesi kapsamında sigortalıya yapılan ödemelerin rucuan tahsili amacıyla başlatılan icra takiplerine vaki itirazın İİK 67 maddesi uyarınca iptalleri istemine ilişkindir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde, tahkim itirazında bulunmuş olup mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile tahkim itirazının kabulü ile davanın usulden reddine karar verilmiştir. İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Cevap dilekçesi ekinde ayrı bir klasör içinde sunulan davalı delilleri arasında bulunan alıcı-dava dışı sigortalı ... A.Ş ile satıcı -... arasında düzenlenen 07.10.2010 tarihli "Rüzgar Türbin ve Jeneratörü İçin Tedarik Sözleşmesi"nin incelenmesinde; sözleşmenin uyuşmazlıkların çözümü başlıklı 18. maddesinde, sözleşmeden kaynaklı uyuşmazlık halinde taraflarca teknik uzmanlar eliyle 15 gün içinde çözüm arayacakları, ardından tarafların üst yönetimlerinin 30 gün içinde uyuşmazlığı çözmek için makul çabayı gösterecekleri düzenlenmiştir. Otuz günlük süre içinde uyuşmazlığın çözülmemesi halinde Uluslararası Ticaret Odası'nın tahkim kuralları uyarınca bağlayıcı tahkime sunulacağı ve tüm tahkim sürecinin Paris şehrinde İngilizce dilinde olacağı, hakem tarafından verilecek kararın nihai ve bağlayıcı olduğu belirlenmiştir. Aynı şekilde sigortalı ile ... Arasında düzenlenen çerçeve sözleşmesinin 15/2. maddesinde de uyuşmazlıkların çözümü yolunda da tarafların uzlaşmaya yönelik çabalarından bir sonuç alınmaması halinde uyuşmazlığın Uluslararası Ticaret Odası'nın tahkim kurallarına uygun olarak bağlayıcı tahkime taşınacağı, tüm tahkim prosedürünün Fransa'nın Paris şehrinde İngilizce olarak yapılacağı, tahkim kararının dayalı olduğu gerekçelerinin belirtileceği ve hakemlerce verilen tahkim kararının kesin ve taraflar açısından bağlayıcı olacağı düzenlenmiştir. Deliller arasında ek-3 olarak sunulan sigortalı ile ... LTD. Şti. Arasında düzenlenen 07.10.2010 tarihli rüzgar türbinlerinin nakliye, yükleme, çalıştırma ve testine ilişkin hizmet sözleşmesinin 16. maddesinde de uyuşmazlıkların çözümünde tahkim yoluna başvurulacağı aynı cümlelerle belirtilmiştir. Yine sigortalı ile ... LTD.ŞTİ. arasında düzenlenen 07.10.2010 tarihli sözleşmenin 18. maddesinde de sözleşmeden kaynaklı her türlü uyuşmazlıkta da dostane çözüm yollarından taraflarca sonuç alınmaması halinde tahkim yoluna başvurulacağı ve tahkim kararının taraflar yönünden bağlayıcı olacağı düzenlenmiştir. Tahkim sözleşmesinin ayrı bir sözleşme olarak düzenlenebileceği gibi, taraflar arasında düzenlenen sözleşmeye konulacak tahkim şartı ile de yapılması mümkündür. Sigortalı ile davalılar arasında düzenlenen sözleşme ifa edilerek, sözleşme konusu emtianın sigortalıya satımı ve kurulumu yapılmıştır. İşletme sırasında meydana gelen zararın üretim hatasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı, bu kapsamda satıcının ayıba karşı sorumluluğu kapsamında değerlendirme yapılarak uyuşmazlık çözülecektir. Bu durumda, taraflar arasında diğer hükümleri ifa edilen satım sözleşmesi ve eklerinde düzenlenen tahkim şartının sigortalı açısından bağlayıcı olduğu kabul edilmelidir.Halefiyet ilkesi gereğince, davacı sigorta şirketi, sigortalısının koşullarına tabidir. Sigortalının yaptığı tahkim anlaşması, onun halefi olan sigorta şirketini de bağlar. Tahkim şartı içeren sözleşmelerin şirket yetkililerince imzalandığı, ifa edildiği, sözleşmenin hükümlerinin taraflar için bağlayıcı olduğu anlaşılmaktadır. Tahkim anlaşması yapmak için vekilin özel yetkiyle donatılmasına ilişkin TBK'nın 504/3. Maddesinin olayda uygulanma yeri yoktur. Çünkü, sözleşmenin vekil eliyle imzalandığına dair bir kayıt yoktur. Kaldı ki ifa edilmiş bir sözleşmede tahkim koşulunun bağlayıcı olmadığının ileri sürülmesi TMK'nın 2. maddesiyle de bağdaşmaz. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK'nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucurda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya uygun olduğu, ileri sürülen istinaf başvuru nedenlerinin yerinde olmadığı kanaatine varıldığından, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin asıl ve birleşen davada istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, asıl ve birleşen davalar yönünden 14,90 ar TL bakiye harcın davacıdan ayrı ayrı tahsiliyle Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 11.11.2021 tarihinde oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK'nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
