
Esas No: 2019/1492
Karar No: 2021/1358
Karar Tarihi: 11.11.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1492 Esas 2021/1358 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1492
KARAR NO: 2021/1358
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/11/2018
NUMARASI: 2014/540 E. - 2018/1107 K
DAVANIN KONUSU:İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki))
Taraflar arasında görülen ipotek davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükme karşı davacılar tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalılardan ... AŞ arasında 31.08.1995 tarihinde akaryakıt bayilik sözleşmesi imzalandığını ve bu sözleşmenin teminatı olarak davacı ... adına kayıtlı Kadıköy ilçesi ... mahallesinde bulunan ... ada, ... parsel sayılı taşınmaz üzerine davalı ... lehine ipotek tesis edildiğini, lehine ipotek tesis edilen şirketin benzin istasyonlarını aktif ve pasifleriyle birlikte diğer davalı ... AŞ'ye devrettiğini, müvekkili şirketin ... AŞ ile bayilik sözleşmesinin 18.09.2010 tarihinde sona erdiğini ve müvekkilinin dava dışı üçüncü kişi ile sözleşme imzaladığını, sözleşme ilişkisi sona ermesine rağmen taşınmazda bulunan ipoteğin kaldırılmaması üzerine keşide edilen Üsküdar ... Noterliğinin 27.09.2010 tarihli ihtarıyla ipoteğin fekkinin talep edildiğini, davalı şirketin ipoteği kaldırmadığı gibi alacak iddiasında bulunduğunu, ancak müvekkilinin sözleşme nedeniyle davalılara borcunun bulunmadığını, ipoteğin haksız şekilde kaldırılmaması nedeniyle müvekkilinin zarar uğradığını ileri sürerek, taşınmaz üzerine konulan ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ...'in maliki olduğu taşınmaz üzerine 04.09.1995 tarihinde ... AŞ lehine ipotek tesis edildiğini, davacı ... ile ... Aş arasında düzenlenen bayilik sözleşmesi ile dava konusu taşınmaz üzerindeki akaryakıt istasyonunun işletilmesi hakkının davacı şirkete verildiğini, bayilik sözleşmelerinin ... AŞ ile ... Aş arasında düzenlenen ortaklık sözleşmesiyle kurulan ... Ortaklığına devir edildiğini, Rekabet Kurulunun dikey anlaşmalara ilişkin kararı sonrası davalılar ile ... Ortaklığı adına İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/149 Esas sayılı dosyasında, Rekabet Kurumu kararı doğrultusunda bayinin sebepsiz zenginleştiği 18.09.2010 tarihi sonrası için 214.958 TL nin tahsili amacıyla dava açıldığını, mahkemece davanın erken açılması nedeniyle reddine karar verildiğini ancak kararın henüz kesinleşmediğini, karar kesinleşse dahi 18.09.2010 tarihinin geçmiş olması nedeniyle alacağın muaccel hale geldiğini, alacağın sona ermemesi nedeniyle teminat olarak verilen ipoteğin terkinin mümkün olmadığını, ... AŞ, ... ortaklığı ve ... AŞ tarafından muaccel alacak için dava açıldığı, erken açılan davanın reddine ilişkin kararın kesinleşmesi halinde yeniden dava açılacağından talebin reddi gerektiğini, cari hesap borcunun düzenlenen fatura ile kapatıldığı iddiasının yerinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesinin kararında; ".... Davacı şirket ile davalılardan ... Şirketi arasında düzenlenen bayilik sözleşmesinden doğan ve alacakların teminatı olarak davacılardan ...'e ait ... ada, ... parsel sayılı taşınmaz üzerinde davaya konu ipotek tesis edilmiştir. İpoteğin konusu davacı şirketin sözleşmenin tarafı olan davalı .... Şirketi'ne karşı bayilik sözleşmesinden kaynaklanan doğmuş ve doğacak tüm borçlarıdır. Davalı ... Şirketi, sözleşmeden doğan haklarını diğer davalı ... Şirketi'ne devretmiştir. İpotek akit tablosuna göre taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinden doğan tüm alacaklar sona ermediği sürece ipoteğin kaldırılması mümkün değildir. Davalı taraf İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/735 esas sayılı dosyasında bayilik sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının tahsili amacıyla 06/11/2014 tarihinde dava açmış, yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davalılar lehine kısmen bozulmuş, bozmadan sonra yapılan yargılama sonunda yine davanın kısmen kabulüne ve davacı ... şirketlerinin alacağının tahsiline karar verilmiştir. Dava tarihi itibariyle taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın sona ermediği, Yargıtay ilgili dairesinin davalı şirketlerin intifa hakkına yönelik alacağının kabulüne ilişkin verilen kararı usul, yasa ve dosya kapsamına uygun bulduğu ve kabule ilişkin kararı kısmen bozduğu, böylece dava tarihi itibariyle davalı şirketlerin davacı şirketten alacaklı olduğunun belirlendiği, buna göre taraflar arasındaki alacak davasına ilişkin bozmadan sonra verilen kararın kesinleşmesinin beklenmesine gerek olmadığı, dava tarihi itibariyle davalı şirketlerin davacı şirketten talep edilebilir sözleşmeden kaynaklanan alacaklarının bulunduğu, bu durumun sonucu olarak ipotek akit tablosuna göre alacak sona ermeden ipoteğin kaldırılmasının talep edilemeyeceği, davacı tarafça davanın alacak sona ermeden zamansız ve erken açıldığı anlaşılmakla davanın reddine.." gerekçesiyle davanın reddine, karar vermiştir.Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Müvekkili şirketin akaryakıt istasyonu olarak faaliyet gösterdiğini, 31.08.1995 tarihinde davalılardan ... A.Ş. ile akaryakıt bayilik sözleşmesi imzalandığını, ve sözleşmesinin teminatı olarak davacı ... adına kayıtlı taşınmaz üzerine birinci dereceden 9.800,00 TL bedelli ipotek tesis edildiğini, ... A.Ş'nin akaryakıt istasyonlarını diğer davalı ... AŞ.'ye tüm aktif ve pasifleri ile birlikte devrettiğini, müvekkili ile ... AŞ arasındaki bayilik sözleşmesinin 18.09.2010 tarihinde sona erdiğini ve müvekkilinin dava dışı üçüncü kişi ile bayilik sözleşmesi imzaladığını, sözleşmenin sona ermesine rağmen ipoteğin kaldırılmaması nedeniyle keşide edilen 27.09.2010 tarihli ihtarla ipoteğin kaldırılmasının talep edildiğini, davalıların ipoteği kaldırmayarak alacak yaratmaya çalıştığını, ancak müvekkilinin davalılara borcunun bulunmadığını, TMK'nın 881. maddesi uyarınca halen mevut veya ilerde doğması olası bir alacağı teminat için ipotek kurulabileceğini, TMK'nın 851. maddesi uyarınca miktarı ipoteğin tesisi anında belli olan alacaklar için anapara ipoteği, miktarı ipoteğin tesisi anında belli olmayan fakat ilerde gerçekleşecek alacaklar için ise üst sınır ipoteği şeklinde ipotek kurulabileceğini, taraflar arasındaki ipoteğin doğmuş ve doğacak tüm hakları kapsaması nedeniyle üst sınır ipoteği olduğunu, müvekkilinin sorumlu olduğu ipotek miktarının üst sınırı olan 9.800,00 TL ipotek bedelinin ödenerek ipoteğin kaldırıldığını, taşınmazın satılacağı Kadıköy ... İcra Dairesinin ... Esas sayılı icra dosyasında davalı taraf aleyhine ipoteğin İİK' nun 153. Maddesi gereğince fekkinin sağlanmasın talep edilerek 9.800,00 TL'nin ödenerek ipoteğin kaldırıldığını, bu durumun ıslah dilekçesiyle mahkemeye bildirilmesine rağmen ilk derece mahkemesince buna ilişkin araştırma yapılmadığını, ıslahla davanın ipotek sorumluğundan fazla tahsil edilen miktarın istirdadına çevrildiğini, İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/735 Esas 2018/1138 Karar sayılı ilamında davanın kısmen kabulü ile 1.875,03 TL intifa bedelinin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ...'den alınmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verildiğini, ancak kararın temyiz edilmesi nedeniyle henüz kesinleşmediğini, buna rağmen kararın dayanak gösterilerek alacağın bulunduğunun kabul edilmesinin yerinde olmadığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, ipotekle temin edilen borcun ödendiği iddiasına dayalı olarak açılmış bir ipoteğin fekki davasıdır. İlk derece mahkemesince yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacılar vekili tarafından, yasal süresi içinde kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. Maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta, davacı şirket ile ... AŞ. Arasında 1995 yılında bayilik sözleşmesi kurulmuştur. Davalı şirketlerin oluşturduğu ... ortaklığı taraflar arasındaki sözleşme ilişkisini devir almış ve taraflar arasındaki sözleşme 18.09.2010 tarihine kadar yürürlükte kalmıştır. Sözleşmenin kuruluşu aşamasında davacı ...'e ait KAdıköy ilçesi ... Mahallesi ... ada ... parsel ... Blok ... numaralı daire üzerine, bayilik verenin doğmuş ve doğacak borçlarının teminatını oluşturmak üzere 9.800,00 TL bedelli üst limit ipoteği tesis edilmiştir. Davacının talebi, sözleşme konusu borcun ödendiği ve sözleşmenin sona ermesi nedeniyle ipoteğin terkinidir. Bu talep özünde menfi tespit istemini de içermektedir. Davacı, sözleşmenin sona erdiğini ve ipotek alacaklılarına borcunun bulunmadığının tespitini ve bedelsiz kalan ipoteğin terkinini talep etmiştir. Yargılama sırasında davalılar tarafından İstanbul 6. Asliye Tİcaret Mahkemesinin 2014/371 Esas sayılı dosyasında davacılar aleyhine açılan alacak davasının sonucu beklenmiştir. 16.04.2016 tarihinde açılan davada mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm Yargıtay 19.HD.'nin 2015/8909 Esas 2016/2423 Karar sayılı ilamıyla bozulmuş, mahkemece uyulan bozma ilamı doğrultusunda davanın 1875,03 TL üzerinden kabulüne fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, karar kesinleşmeden ilk derece mahkemesince bekletici mesele sayılma kararından dönülerek eldeki davada karar verilmiştir. Davacı vekili 23.01.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile müvekkiline ait taşınmazı Kadıköy ...İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasında satılacağı için ipoteğin fekkinin talep edildiğini, davalı tarafın 9.800 TL ipotek bedelini alarak ipoteği fek ettiğini, müvekkilinin şartlı olarak ipotek bedelini ödediğini belirterek, müvekkilinin ipotek nedeniyle borçlu olmadığının tespitini, yapılan ödemenin ipoteğin fek edildiği tarihten itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince davacının ıslah talebi hakkında hiçbir değerlendirme yapılmaksızın, dava tarihi itibariyle davacıların İstanbul 6.Asliye ticaret Mahkemesi dosyasında az veya çok borcunun bulunduğu belirlendiği gerekçesiyle dava tarihinde ipotek borcunun bulunduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir. Davacının beyanından, ipoteğin kaldırıldığı ve ipotek bedelinin ödendiği anlaşılmaktadır.Bu durumda mahkemece ıslah edilmiş şekliyle temel sözleşmedeki borç alacak ilişkisi gerekirse taraflar arasındaki İstanbul 6.Asliye Ticaret Mahkemesindeki sonuca göre belirlenerek bayilik sözleşmesi kapsamında davacı şirketin davalılara her hangi bir borcunun bulunup bulunmadığı değerlendirilerek belirlenmelidir. Davacıların, yargılama sırasında ipoteğin bedeli ödenerek kaldırıldığı ve davanın menfi tespit ile ödenen ipotek bedelinin istirdadı istemi ile davayı ıslah ettikleri anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince, yargılama sırasında oluşan ve ıslaha konu edilen bu yeni hukuki durum hiç değerlendirilmemiştir. Davacıların iddialarının mahkemece değerlendirilmemesi nedeniyle ortada HKMK'nın 297.maddesi anlamında usulüne uygun olarak yazılmış ve istinaf denetimi yapılabilecek bir karar bulunmamaktadır. HMK'nın 353/1.a.6.maddesinde, Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması halinde ilk derece mahkemesi kararının kesin olarak kaldırılacağı düzenlenmiştir. Somut olayda ilk derece mahkemesince davacının ıslah talebi ile ilgili hiçbir değerlendirme yapılmaması nedeniyle kararın kaldırılarak yeniden inceleme yapılması için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.Açıklanan bu gerekçelerle, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararın, HMK'nın 297. maddesine uygun bir karar olmadığı, davacıların ıslahta ileri sürdüğü iddialarının kararda değerlendirilmediği, sonuç olarak kararın istinaf incelemesine uygun bir karar olmadığı kanaatine varıldığından, HMK'nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK'nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinaf konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyasının kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafça yatırılan istinaf peşin harcının, talep halinde kendisine iadesine, 4-Davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince esas hükümle birlikte, yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına dair; HMK'nın 353/1a. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.11.11.2021
KANUN YOLU: HMK'nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
