Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1637
Karar No: 2021/1675
Karar Tarihi: 11.11.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/1637 Esas 2021/1675 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1637
KARAR NO: 2021/1675
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/04/2021
NUMARASI: 2018/220 Esas-2021/454 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/11/2021
İlk derece mahkemesince verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, davalılardan ... ve ... dava dışı ... Ltd Şti,'nin ortakları ve temsile yetkili kişiler olduğunu, diğer davalı ...'un ise aynı şirketin tasfiye memuru olduğunu, davalıların, davacının işçilik alacakları sebebiyle söz konusu dava dışı ... Limited Şirketi'ne karşı açılan davada ve takiplerin devam ettiği sırada ve alacaklar ödenmeden ve şirkete karşı açılan alacak ve itirazın iptali davaları ile icra takibini bilmelerine rağmen bu dava ve takipleri nazara almadığını ve TTK'ya aykırı olarak usulsüz bir şekilde tasfiye işlemlerini sonuçlandırdığı ve müvekkilini zarara uğrattıklarını, davacının ödenmeyen işçilik alacakları sebebiyle dava dışı şirket aleyhine önce İstanbul Anadolu ... İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını, ancak dava dışı şirket tarafından icra takibine itiraz edildiğini, gerek derdest dava ve takip dosyaları sebebiyle alacağı bilinen müvekkile yasal bildirimlerin usulüne uygun olarak yapılmaması gerekse TTK'nın 541 ve ilgili hükümleri gereği müvekkilin alacağını karşılayacak miktarı notere tevdi etmeyen ya da bu borca karşılık bir teminat göstermesi gerekirken bu işlemleri yapmadan tasfiyeyi sona erdiren davalıların, TTK'nun 553. maddesine yapılan atıf gereği şahsi sorumluluğunun gerektiğini, bu itibarla tüm davalıların, kusurları sebebiyle müvekkilin zararlarından şahsi olarak müteselsilen sorumlu olduğunu bildirdiğini, dava dışı borçlu şirketin davalılarca usulsüz tasfiyesi ve malvarlığının hissedarlara dağıtılıp tüketilmesi nedeniyle uğradığı 106.205,15-TL zararının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: 1)Davalı ... vekili;davaya konu alacağa ilişkin olarak halen yargılamanın Yargıtay 9. HD'nin 2016/22164 Esas sayılı dosyası ile devam ettiği, yerleşik Yargıtay içtihatları gereği taraf teşkilinin şirketin tüzel kişiliğinin tasfiye ile ortadan kalktığı hallerde şirketin ihyası gerektiğini,davacının iddiasının tasfiyenin usule aykırı yapıldığı yönünde olup, kanunen alacaklıya tanınan bu hakkı bertaraf ederek şirket ortaklarına yönelmekte hukuken korunacak bir menfaati olmadığını, ihya talep etmesi gerekirken TTK madde 553'e atıfla hukuku dolayarak bu davayı açarak, TTK'nın 573. maddesi uyarınca şirket borçlarından sorumlu olmayan ortakların şahsından, şirketten olan alacağının tahsili yoluna gitmenin hukuka uygun olmadığını,davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 2)Davalı ... vekili; talep edilen dava konusu alacağın infisah etmiş olan dava dışı tüzel kişi’ye ait olduğunu, alacağın müvekkilinden alep edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkil, bahsi geçen şirkette yalnızca sermayedar olduğunu, iddia edilen sorumlulukların tamamen yersiz ve usul yönünden aykırılıklar taşımakta olduğunu, borcun tüzel kişiden talep edilebilmesinin şirketin ihyası ile gerçekleşebileceğini, müvekkilinin yalnızca şirketin kuruluşunda şirkete karşı taahhüt ettiği sermaye miktarıyla sınırlı olarak sorumluluk taşıdığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 3)Davalı ... vekili; davacı ...'ın uğradığı zararın tazminine yönelik şirket ortak ve yöneticileri ile tasfiye memurunun sorumluluğuna ilişkin olduğunu, diğer davalılar ... Ltd Şti'nin ortakları olduğunu, müvekkilinin ise bu şirketin ortağı iken, şirketin tasfiye sürecinde diğer ortakların ricası üzerine tasfiye memuru olmayı kabul ettiğini, müvekkilinin ortağı olduğu ... Ltd Şti davacının çalıştığı geminin işleteni olmadığını, bu gemiye bazı seferlerinde sadece ''Aracılık Hizmeti'' verildiğini,İstanbul Anadolu 5. İş Mahkemesinin 2013/959 esas sayılı derdest olan davanın tarafının ... Limited Şirketi olduğunu, öncelikle; şirketin ihyası yoluna gidilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, 6102 sayılı TTK'nun 556/1"zarara uğrayan şirketin iflası halinde, tazminatın şirkete ödenmesini isteme hakkını şirket alacaklıları da haizdir. Ancak, pay sahiplerinin ve şirket alacaklarının istemleri önce iflas idaresince ileri sürülür." maddesi uyarınca davacı alacaklıların şirket yöneticileri aleyhine dava açabilmeleri için ön şart olarak şirketin iflas etmiş olması, alacak talebinin iflas idaresince ileri sürülmesi ancak iflas idaresinin dava açmaması üzerine davacı alacaklı tarafından dava açması gerekmesine rağmen somut olayda davacı alacaklı tarafından dava dışı şirketin tasfiye aşamasında olması nedeniyle şirket yetkilileri hakkında sorumluluktan dolayı tazminat davası açtığı,dava ön şartı gerçekleşmediğinden davalılardan ...'un dava dışı ... şirketinin tasfiyesi aşamasında tasfiye memuru olarak atandığı, 6102 sayılı TTK'nun 556/1 maddesi uyarınca tasfiye memuru olması sebebiyle husumet düşmeyeceği gerekçesiyle davalı tasfiye Memuru ... için pasif husumet yokluğundan reddine, diğer davalılar yönünden TTK 556 maddesi uyarınca dava dışı şirketin iflas ön koşulu gerçekleşmediğinden dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; sermaye hakkında yanlış beyanlar ve ödeme yetersizliğinin bilinmesi, değer biçilmesinde yolsuzluk, halktan para toplamak ve kurucuların, yönetim kurulu üyelerinin, yöneticilerin ve tasfiye memurlarının sorumluluğundan müteşekkil olduğunu, ayrıca yönetim kurulu üyeleri, dolayısıyla limited şirket müdürlerinin sorumluluğu için kastın zorunlu olmadığını, tedbirsizlik veya buna benzer hafif kusur halinde dahi hukuki sorumluluğun söz konusu olduğun, davalı ortakların, şirketi tasfiye ettikten bir süre sonra şirket malvarlığını hissedarlara dağıtmak amacıyla yeniden ihya ettiğini ve tüm malvarlığını tükettiğini, bu durumda şirketin ihyası yoluna gitmekte hukuki bir yarar kalmadığını, davalılarca her ne kadar müvekkilinin alacağı sabit olmayıp kesinleşmediği gerekçesiyle gerekli depo işlemleri yapılmadığı belirtilse de bu argümanın hiçbir hukuki dayanağı olmadığını, TTK'nın 541/3 maddesi uyarınca hakkında uyuşmazlık bulunan alacakların dahi depo edilmesi gerektiğinin belirtildiğini, davalıların basiretli bir tacir gibi davranmayıp alacaklılardan mal kaçırma amacıyla bu hükmü görmezden gelmiş olup müvekkilinin hakkına kavuşmasının önüne geçtiklerini belirterek İlk Derece Mahkemesi'nin kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: TTK 553/1 maddesinde " Kurucular, YK üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar. denilmiştir. Şirket alacaklıları;kurucuların ,yönetim kurulu üyelerinin ,yönetimle görevli diğer kişilerin ,tasfiye memurlarının veya kuruluşta etkili kişilerin kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlerini kusurlu olarak ihmal etmeleri nedeniyle doğrudan zarara uğramaları durumunda ,anılan kişiler dava edebilir ve tazminatın kendilerine ödenmesini isteyebilirler .Bu dava durumuna göre ,6098 sayılı TBK nun 49.madde hükmündeki haksız fiilden doğan genel hükümlere veya anonim şirketler hukukundaki özel hükümlere (TTK 553-556maddeler)dayanabilir .Buna göre şirket alacaklılarının özellikli olarak kendilerini doğrudan zarara uğratan organ şahıslara karşı sadece hukuka aykırılığa dayanarak dava açılabileceği kuralında hiçbir değişiklik sözkonusu değildir.(Prof.Dr.Hasan Pulaşlı ,Şirketler Hukuku Şerhi s.2666) Davacının talepleri; terkin edilen şirketin yöneticileri ve tasfiye memuru olan davalıların tasfiye işlemleri sırasında yaptıkları kusurlu eylemleri nedeniyle alacağını tahsil edemeyerek doğrudan zarara uğradığına yönelik olup,işçilik alacağının davalılardan tahsiline yöneliktir. Limited şirketlerin tasfiyesinde TTK’nun 643. maddesi yollamasıyla TTK’nun 535-546. maddelerinde düzenlenen anonim şirketlerin tasfiyesine ilişkin hükümler uygulanmakta olup, TTK’nun 546/2. Maddesi tasfiye memurunun sorumluluğu bakımından 553.maddeye atıfda bulunmaktadır. TTK nın 555,556.maddeleri "şirketin zararı"na ilişkin olup,somut durumla ilişkili olmadığı ,davalı tasfiye memuruna husumet yöneltilebileceği,TTK 553.maddeye dayalı açılan davada iflas koşulu mevcut olmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenle davacı vekilinin başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 20218/220 Esas - 2021/454 Karar sayılı 21/04/2021 tarihli kararının, HMK.'nun 353(1)a-4-6 gereği KALDIRILMASINA; "Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE" İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 59,30-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.'nın 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.11/11/2021

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi