
Esas No: 2021/11469
Karar No: 2022/3115
Karar Tarihi: 31.03.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/11469 Esas 2022/3115 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/11469 E. , 2022/3115 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Mahkemenin verdiği önceki karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup, bozma ilamında özetle “Mahallinde yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen şahıslar arasından seçilecek bilirkişiler huzuru ile keşif icra edilmesi, arazi başında icra edilecek keşif sırasında belirtmelik tutanağında yazılı 947 tahrir yıllı 2175 tahrir numaralı vergi kaydı ile davalı tarafın dayanağını oluşturan ve 4 numaralı parsele revizyon gördüğü anlaşılan 947 tahrir yıllı 2199 tahrir numaralı vergi kayıtlarının ayrı ayrı okunup, hudutlarının zeminde tek tek gösterilmesi, kayıtlarda yazılı olup bilirkişilerce zeminde gösterilemeyen hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanıp, kapsamlarının duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi, taşınmazın başında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmazın niteliği, intikali, taksimi ve tasarrufu hususunda maddi olaylara dayalı ayrıntılı ve gerekçeli bilgi alınması, bilirkişi ve tanık sözlerinin zemine uygunluğunun komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmesi, beraberde götürülecek teknik bilirkişiye uygulanan vergi kayıtlarının kapsamını belirtir ve keşfi takibe imkan verir kroki çizdirtilip ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davacı ...’ün davasının reddine, çekişmeli 372 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tutanağında belirtilen nitelik ve miktarla Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... mirasçılarından ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, 1947 tarihli vergi kayıtlarının 372 ada 4, 5 ve 502 ada 1 parsel sayılı taşınmazlarla birlikte dava konusu 372 ada 3 parsel sayılı taşınmazı kapsadığı, gayrisabit hudutlu kaydın miktarıyla geçerli olduğu, vergi kaydının ihdas tarihi ile davalı Hazine tapusunun oluşum tarihi arasında 20 yıllık süre geçmediğinden zilyetlikle iktisabın mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine, çekişmeli taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmiş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
Mahkemece keşfen yapılan uygulamaya göre bahsi geçen vergi kayıtlarının dava konusu taşınmazları kapsadığı sabit olmamakla birlikte dava konusu 372 ada 3 parselle birlikte dava dışı 372 ada 4, 5 ve 502 ada 1 parsel sayılı taşınmazların 11.3.1963 tarih 4354 numaralı Hazine tapusu kapsamında olup, Toprak Tevzinin 4553 parseline isabet ettiği, bu parselin belirtmelik tutanağında 1947 tarih 2175 tahrir vergi kaydına dayalı olarak ... ... ile davacı ... işgalinde gösterildiği, bu Hazine tapusunun ... ... tarafından açılan dava sonucu Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1966/886 Esas, 1967/192 Karar sayılı kesinleşmiş ilamı ile ifraz olduğu ve 40000 metrekaresinin tapu öncesi kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve 1947 tarih 2175 tahrir vergi kaydına istinaden ... ... adına tesciline karar verildiği, bu kısmın dava konusu parselin kuzeyindeki 372 ada 4 parsel olup, bu parselin de Asliye Hukuk Mahkemesinin 1966/886 Esas, 1967/192 Karar sayılı ilamı ve ... ...’ün satışına istinaden 3. kişi adına tespit ve tescil edildiği, 1947 tarih 2199 tahrir vergi kaydının da bu taşınmaza revizyon gördüğü anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamındaki beyanlarda Hazine tapusu kapsamında kalan bu taşınmazların evveliyatında bütün halinde ... ve davacı ... zilyetliğinde iken uzun yıllar evvel taşınmazları aralarında taksim ettikleri belirtildiğine, bahsi geçen vergi kayıtları da yalnızca ... ... adına oluştuğuna göre, bu vergi kayıtlarının davacı ...’ü bağladığını söylemek mümkün değildir. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1966/886 Esas, 1967/192 Karar sayılı ilamına esas bilirkişi raporunda dahi dava konusu taşınmazın bulunduğu yer Avni ... işgalinde gösterilmiştir. Ne var ki, dosya kapsamındaki beyanlardan zilyetliğin başlangıç tarihi net olarak anlaşılamadığından Hazine tapusunun oluştuğu 1963 yılına kadar zilyetlikle edinme koşullarının oluşup oluşmadığı da denetlenememektedir. Ayrıca, taşınmazların kullanım süresi ile niteliğini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarının incelenmesi olup, mahkemece bu yönde de bir araştırma yapılmamıştır.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, Hazine tapusunun oluşum tarihi olan 1963 yılından 15-20-25 yıl öncesine ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı Harita Genel Müdürlüğü'nden tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosyaya konulmalı; bundan sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile 3 ziraat mühendisi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve fen bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın ilk olarak ne zaman ve nasıl zilyet edilmeye başlandığı ve zilyetliğin ne şekilde sürdürüldüğü hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi yaptırılmak ve temin edilebilen en eski tarihli uydu fotoğrafları da değerlendirilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, arazinin ekonomik amacına uygun olarak zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı; tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli; taşınmazın kadastro paftasındaki konumu bilgisayar programı aracılığıyla ölçekleri eşitlenmek suretiyle uydu ve hava fotoğraflarına aktarılmalı; ziraatçi bilirkişi kurulundan, taşınmazın zirai faaliyete konu olup olmadığı, zilyetliğin hangi tarihte başladığı ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü, kullanım sınırlarının oluşup oluşmadığı hususunda, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverir şekilde rapor düzenlemeleri ve rapora taşınmazın fotoğraflarını da eklemeleri istenilmeli; fen bilirkişisine keşfi takibe ve denetlemeye elverişli rapor ve kroki düzenlettirilmeli, bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece, belirtilen hususlar göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması isabetsiz olup, bozulması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ... mirasçılarından ..., ... ve ... vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulüyle, yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 31.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
