Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/6443
Karar No: 2022/3110
Karar Tarihi: 31.03.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/6443 Esas 2022/3110 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, mükerrer kadastro nedeniyle tapu iptaline ve tescile ilişkin bir davaydı. Davacılar, kendilerine ait taşınmazların başka bir taşınmazla mükerrer yazıldığı iddiasıyla dava açmışlardı. İlk Derece Mahkemesi davayı kısmen kabul etmiş ve tapu kaydının iptaline karar vermişti. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi, hak düşürücü süre dolmadan yapılan ikinci kadastro işleminin geçerli olduğuna hükmederek asıl ve birleşen davayı reddetti. Kararda 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 22/1 ve 12/3 maddeleri önemli rol oynadı. İlk maddenin gereği evvelce tespit, tescil veya sınırlandırma suretiyle kadastro veya tapulaması yapılmış olan yerlerin yeniden kadastrosunun yapılamayacağı, ikinci maddenin gereği ise kadastro tutanağının kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı düzenlenmiştir.
8. Hukuk Dairesi         2021/6443 E.  ,  2022/3110 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : Mükerrer Kadastro
    MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasında ... Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davalı Hazine vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiş olup, bu kez davacı ... vekili ve davacı ... (mülga Spor Genel Müdürlüğü) vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    ... İlçesi ... Eylül Mahallesi çalışma alanında 1977 yılında yapılan kadastro sırasında 73 ada 1 parsel sayılı 188204 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz; ..., Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek malik hanesi açık bırakılmış, 23.03.1979 tarihinde ... Belediyesi adına tescil edilmiş; 12.10.1995 tarihinde ifraz edilerek bu taşınmazdan ifrazen oluşan 73 ada 3 parsel sayılı 158186.86 metrekare ve 73 ada 4 parsel sayılı 30017.14 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar ... Belediyesi adına tescil edilmiş, aynı tarihte 73 ada 4 parsel satış işlemi ile kayden Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğüne intikal etmiştir.
    ... İlçesi ... (... Mahallesi) çalışma alanında 1970 yılında yapılan kadastro sırasında 595 parsel sayılı 202080 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, mera vasfıyla sınırlandırılmış ve tutanak 23.02.1971 tarihinde kesinleşmiştir.
    Davacı ... Belediyesi, ... Mahallesi 595 parsel sayılı taşınmazın kendisine ait 73 ada 3 parsel sayılı taşınmaza, davacı ... Genel Müdürlüğü ise ... Mahallesi 595 parsel sayılı taşınmazın kendisine ait 73 ada 4 parsel sayılı taşınmaza mükerrer olarak tespit edildiği iddiasıyla ayrı ayrı dava açmışlardır.
    Davalar birleştirilerek Mahkemece yapılan yargılama sonunda asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne, ... Mahallesi 595 parsel sayılı taşınmazın 27379.65 metrekarelik kısmının ... Eylül Mahallesi 73 ada 3 parsele, 1710.44 metrekarelik kısmının ... Eylül Mahallesi 73 ada 4 parsele mükerrer yazıldığından tapu kaydının iptaline, davacıların iptal edilen kısmın adlarına tesciline yönelik taleplerinin reddine karar verilmiş, hükmün davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi tarafından istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş; davacı ... vekili ve davacı ... (mülga Spor Genel Müdürlüğü) vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
    Dava, 3402 sayılı Kanun'un 22/1. maddesi kapsamında düzenlenen ve niteliği itibariyle mülkiyet ihtilafından kaynaklanan, mükerrer kadastro nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır. Bölge Adliye Mahkemesince, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22. maddesi uyarınca, kadastrosu yapılan yerlerin yeniden kadastrosunun yapılamayacağı, hataen ikinci kadastro çalışması yapılmış ise ikinci kadastronun tümüyle hükümsüz olacağı ve ilk kadastronun geçerli kalmaya devam edeceği, somut olayda davacılara ait taşınmazların kadastro tespitinin davalı 595 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinden sonra yapıldığı ve mükerrerliğin davacılara ait taşınmazlardan kaynaklandığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesinin kısmen kabule ilişkin kararının kaldırılarak asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 22/1. maddesinde; evvelce tespit, tescil veya sınırlandırma suretiyle kadastro veya tapulaması yapılmış olan yerlerin yeniden kadastrosunun yapılamayacağı, bu gibi yerlerin ikinci defa kadastroya tâbi tutulması halinde ikinci kadastronun bütün sonuçlarıyla hükümsüz sayılacağı ve Türk Medeni Kanunu'nun 1026. maddesine göre işlem yapılacağı, süresinde dava açılmadığı takdirde, ikinci defa yapılan kadastronun, tapu sicil müdürlüğünce re'sen iptal edileceği belirtilmiştir.
    Somut olayda, ... Eylül Mahallesi çalışma alanında bulunan davacılara ait 73 ada 3 ve 73 ada 4 parsel sayılı taşınmazların geldiği 73 ada 1 parsel sayılı taşınmaz 25.10.1977 tarihinde tespit edilip 23.03.1979 tarihinde kesinleşmiş; ... (... Mahallesi) çalışma alanında bulunan ve mera vasfıyla sınırlandırılan davalı 595 parsel sayılı taşınmaz ise 24.07.1970 tarihinde tespit edilip 22.02.1971 tarihinde kesinleşmiştir.
    3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde "kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı" düzenlenmiştir. Eldeki davada, ... (... Mahallesi) çalışma alanında bulunan davalı 595 parsel sayılı taşınmazın kadastrosu daha önce yapılarak, kadastro tutanağının 22.02.1971 gününde kesinleşmesi suretiyle; ... Eylül Mahallesi çalışma alanında bulunan davacılara ait 73 ada 3 ve 73 ada 4 parsel sayılı taşınmazların geldiği 73 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastrosu ise daha sonra yapılıp 23.03.1979 tarihinde kesinleşmesi suretiyle tapuya tescil edildiğine göre, nizalı taşınmaz bölümüne ilişkin ikinci kadastro işlemi, ilk yapılan kadastronun kesinleşme tarihi itibariyle, 3402 sayılı Kanun’un 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde yapılmıştır. Her ne kadar; kadastro tespitinden önceki nedene dayalı davaların, kadastro tutanağının kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerekmekte ise de; davacıların, aleni olan tapu siciline güvenmesi doğal olup, sicile göre kayıt maliki olduklarına göre, belirtilen hukuki sebeple açılacak davada hak düşürücü sürenin işletilmesi hayatın olağan akışına aykırı bulunduğundan, sözü edilen sürenin geçtiğinden söz edilemez. Aksi halde, yani kadastrosu daha sonra yapılan her bölüm yönünden terkine karar verilecek olması halinde, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 22/1. maddesinde ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1026/2. maddesinde, tapu kütüğünden terkine karşı dava açma hakkının düzenlenmiş olmasının bir anlamı olmayacağı ve düzenlemenin işlevsiz olacağı açıktır. Kadastro çalışmalarındaki amaç, tapu sicillerinin gerçek durumu yansıtması olduğuna göre, sicildeki hakkın kime ait olduğunun doğru olarak belirlenmesi gerekir. Bu duruma göre, mükerrerliğin giderilmesi amacıyla açılan eldeki dava, artık çifte tapuyu önleme maksadına yöneliktir. Tabiatıyla yukarıdaki açıklamalar, birinci kadastronun kesinleşmesinden sonra işlemeye başlayan hak düşürücü sürenin dolmasından önce ikinci kadastronun yapılıp kesinleşmesi haline ilişkin olup, hak düşürücü süre dolduktan sonra ikinci kez kadastro yapılması halinde ise, hak düşürücü süre dolacağı için dava açma olanağı bulunmadığı kuşkusuz olup, yukarıdaki açıklamalar ışığında, davacılar hakkında hak düşürücü süre hükümlerinin uygulanması mümkün bulunmamaktadır. Ayrıca, taşınmazlardaki söz konusu mükerrerliği 2017 yılında öğrenmiş olan davacıların, mükerrer olduğu belirlenen bölüm hakkında kadastro öncesi nedene dayalı olarak dava açma haklarının mevcut olduğu kuşkusuzdur. Bu durumda Mahkemece, hukuki durumun (mülkiyet hakkının taraflardan hangisine ait olduğunun) ilk kadastro çalışmasına ait tespit günü esas alınarak belirlenmesi gerekir.
    Hal böyle olunca; Mahkemece, davanın esasına girilerek, tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller toplanıp değerlendirilmek suretiyle, nizalı 73 ada 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazların mükerrer kadastro gören bölümünün, ilk önce kadastrosu yapılan 595 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin yapıldığı 24.04.1970 tarihi itibariyle kime ait olduğu belirlenmelidir.
    Belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılmadan davaların reddine karar verilmesi isabetsiz olup, usul ve yasaya aykırı Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ... vekili ve davacı ... (mülga Spor Genel Müdürlüğü) vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 10.01.2019 tarihli ve 2018/759 Esas, 2019/25 Karar sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın kararı veren ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde ... Belediye Başkanlığına iadesine, 31.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi