Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/11263
Karar No: 2022/3111
Karar Tarihi: 31.03.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/11263 Esas 2022/3111 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Mahkeme, bir kadastro tespite itiraz davasında, davacıların tespit maliki olan bir kişinin mirasından pay talep ettiği durumda yapılan inceleme ve araştırmanın eksikliği ve hatalı hüküm verilmesi sebebiyle kararı bozmuştur. Davalıların veraset ilamı temin ederek hasımlı dava açmaları gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, davacılar ile davalılar arasında pay alım satımı olduğu iddiaları da incelemeye tabi tutulması gerektiği ifade edilmiştir. Karar, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 25. maddesi çerçevesinde veraset uyuşmazlığının çözülmesi gerektiğini hatırlatmaktadır. Hatalı hüküm verilmesi sebebiyle yerel mahkeme hükmü 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince bozulmuştur. Davalıların veraset ilamı temin etmeleri ve hasımlı dava açmaları gerektiği belirtilmiştir.
8. Hukuk Dairesi         2021/11263 E.  ,  2022/3111 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece verilen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Mahkemenin verdiği karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup, bozma ilamında özetle "öncelikle davacılardan ... Boz adına kadastroca tespit edilen paylara yönelik bir davaları olup olmadığının açıkça sorulması, davalılara miras bırakanları ...’nın 01.03.1926 yılında ölen ...’in mirasçısı olduğunu belgeleyen veraset ilamı temini yönünden hasımlı dava açmak için olanak tanınması, 3402 sayılı Kanun’un 25. maddesi göz önünde bulundurularak davalılar tarafından böyle bir dava açılmaması halinde Mahkemece veraset uyuşmazlığının çözülmesi gerektiğinin nazara alınması, ...’nın ...’in mirasçısı olduğunun belgelendirilmesinden sonra taraflardan taşınmazı ve öncesini iyi bilen tanık göstermelerinin istenmesi, daha sonra gösterilecek tanıklar ile tüm tespit bilirkişileri ve önceki keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve davacı tanığı huzurunda yeniden keşif yapılarak taşınmazların öncesinin ne olduğu, kimden kaldığı, üçüncü kişilere ait taşınmaz bulunduğu takdirde kim tarafından satın alındığı, yine ortak miras bırakan ...’dan kalmayan taşınmazlardan imar ihya sonucu elde edilen yer olup olmadığı, varsa kim tarafından imar ihya edildiği, her bir parselde hangi tarihten beri kimin zilyet olduğu, tüm taşınmazların ...’dan kaldığının belirlenmesi halinde terekenin taksim edilip edilmediği, mirasçılar arası pay alım satımı varsa kimin kime sattığı veya bağışladığı hususlarının ayrı ayrı sorulup saptanması, ...’nun ölüm tarihi itibariyle uzun süreli zilyetliğin taksime karine sayılması gerektiğinin dikkate alınması, bilirkişi ve tanık sözleri arasında aykırılık doğduğunda bunun giderilmesi, ayrıca fen bilirkişiye kroki düzenlettirilmesi” gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda çekişmeli 642 parsel sayılı taşınmazın ... adına, 669, 969, 1093, 1937 ve 1956 parsel sayılı taşınmazların 2/3 payının ..., 1/3 payının ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece özetle, çekişmeli 642 parsel sayılı taşınmazın kök muris ...’dan intikal etmediği, davacılar murisi ... tarafından ... ... isimli kişiden satın alınıp zilyet edildiği, diğer taşınmazların müşterek muris ...’dan intikal ettiği, mirasçılar arasında bir erkeğe bir kız kardeş düşecek şekilde taksim edildiği, dava konusu taşınmazların da davacılar murisi ... ile davalılar murisi ...’ya düştüğü, 01.03.1926 tarihinde ölen muris ...’nun mirasından feraiz hükümlerine göre ...’ın 2, ...’nın 1 pay alması gerektiği, ayrıca ... mirasçıları arasındaki davada ... ve ...’in paylarını kardeşleri olan davacılar ... ve ...’e sattığı iddia edilmiş ise de yer, zaman, miktar ve bedel içermeyen soyut ve dayanaksız beyanların hükme esas alınamayacağı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya elverişli bulunmamaktadır.
    Davacıların çekişmeli taşınmazlardaki ... Boz payına yönelik olarak açtıkları davada Mahkemece, davacılar murisi ... ile davalılar murisi ...’ın ...’in mirasçıları olduğu kabul edilmek suretiyle değerlendirme yapılmıştır. Ne var ki, payına itiraz edilen tespit maliki ... Boz, ... kızı olup, ayrıca anne ve baba kaydı bulunmayan davalılar murisi ...’ın nüfus kaydında ... ve ... kızı olarak göründüğü, ...’in nüfus kaydında ... adında bir kızı olmadığı gibi ...’in diğer çocuklarının kayıtlarında da ... isminde kardeşlerinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla davacıların kök murisi ... ile davalıların murisi ... arasında kayden bağ kurulamamaktadır. Bu nedenle önceki bozma ilamında ...’nın ...’in mirasçısı olduğunun belgelendirilmesinden sonra işin esasına girilmesi gereğine değinilmiş, ancak Mahkemece ...’in veraset ilamı dosya içerisine alınmamıştır. Davalılar murisi ...’ın ...’in mirasçısı olduğu veraset ilamı ile belgelendirilmeden dosyada taraf teşkilinin sağlandığından söz edilemeyeceği gibi tespit maliki ... Boz’un payına yönelik uyuşmazlığın çözülmesi de mümkün değildir.
    Hal böyle olunca, mahkemece 3402 sayılı Kanun’un 25. maddesi de göz önünde bulundurularak öncelikle muris ...’in veraset ilamı dosya içerisine alınmalı, buna göre davalılar murisi ...’ın ... mirasçısı olduğu kanıtlanamadığı takdirde kendisine ulaşılamayan tespit ... kızı ... Boz için 4721 sayılı TMK’nin 427/1. maddesi gereğince kayyım atanması gerektiği göz önünde bulundurulmalı, bundan sonra işin esasına girilerek hüküm kurulmalıdır.
    Öte yandan, dava konusu 642 ve 669 parsel sayılı taşınmazlarda tespit maliki ... mirasçılarından ...’nin miras payını kardeşi davacı ...’a, ...’in ise davacı ...’e devrettiği iddiasıyla dava açılmış; davalı ... 20.02.1992 tarihli celsede, dava konusu taşınmazlarda payı kalmadığını, kardeşi ...’e devrettiğini, davalı ... ise 07.05.1992 tarihli celsede, dava konusu taşınmazlardaki payını kardeşi ...’e devrettiğini beyan ettiği gibi, Mahkemece ... ve ...’nin payını davacı ... ve ...’a devrettiği kabul edilmek suretiyle verilen önceki tarihli karar davalı ... ve ... tarafından temyiz edilmemiş ve davacılar yararına usuli müktesep hak oluşmuştur. O halde, ... mirasçılarından ... ve ...’nin payının davacı ... ve ...’a verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile payın davalılar üzerinde bırakılması doğru değildir. Diğer parseller yönünden ise; kadastro tespiti ... mirasçılarından ...’nin miras payını kardeşi ...’a, ...’in ise kardeşi ...’e devrettiğinden bahisle yapılmış ve buna karşı ... ve ... tarafından dava açılmamıştır. Buna rağmen Mahkemece taşınmazın muris ...’a döndürülerek ... ve ...’e de pay verilmiş olması doğru olmamıştır.
    Mahkemece belirtilen hususlar yerine getirilmeden eksik inceleme ve araştırma ile dosya kapsamına da aykırı olacak şekilde hüküm kurulmuş olması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de; hem ... mirasçıları arasında taksim yapıldığı kabul edilip hem de çelişki yaratacak şekilde ... ve ...’nın feraiz hükümlerine göre miras payının belirlenmesi de isabetsiz olup, usul ve yasaya aykırı hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 31.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi