Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/11361
Karar No: 2022/3112
Karar Tarihi: 31.03.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/11361 Esas 2022/3112 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2021/11361 E.  ,  2022/3112 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece verilen davanın kabulüne dair kararın davalılar Hazine vekili, ... vekili ve ... ile arkadaşları tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    ... İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında 2613 sayılı Kanun uyarınca yapılan kadastro sırasında 443 ada 40 parsel sayılı 66.12 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, çifte tapu kaydı nedeniyle malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edildikten sonra, 1987 yılında yapılan imar uygulaması sonucunda 246 metrekare yüzölçümü ile 1876 ada 4 parsel numarası verilerek 111/246 pay ..., 68/246 pay ..., 67/246 pay ... Belediyesi adına tescil edilmiştir.
    Davacı ... mirasçıları, kadastro tespiti sırasında malik hanesi açık bırakılan çekişmeli taşınmazın murisleri ... adına kayıtlı tapu kapsamında kaldığını ileri sürerek, malik hanesinin adlarına doldurulması istemiyle dava açmıştır.
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne, çekişmeli 443 ada 40 parsel sayılı taşınmazın malik hanesinin payları oranında ... mirasçıları adına doldurulmasına ve taşınmazın bu şekilde tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili, ... vekili ve ... ile arkadaşları tarafından temyiz edilmiştir.
    Kadastro sırasında dava konusu 443 ada 40 parsel sayılı taşınmaz, hem davacılar murisi ... adına kayıtlı 21.08.1957 tarihli ve 104 sıra numaralı tapu kaydı, hem de ... ve müşterekleri adına kayıtlı 30.03.1949 tarihli ve 68 sıra ve 16.12.1949 tarihli ve 29 sıra numaralı tapu kayıtları kapsamında olduğu belirtilerek çifte tapu nedeniyle malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir.
    Davacı ... mirasçıları, dava konusu taşınmazın murisleri adına kayıtlı 21.08.1957 tarihli ve 104 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığı iddiasıyla malik hanesinin adlarına doldurulması istemiyle dava açmıştır.
    Davalı Hazine de dava konusu taşınmazın Hazineye ait 21.12.1951 tarihli ve 55 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında olduğunu belirterek davacı tapusunun mükerrer ihdas edildiği iddiasıyla malik hanesinin Hazine adına doldurulmasını istemiştir.
    Mahkemece, davacı tarafa ait tapu kaydının dava konusu parsele uyduğu, buna karşılık davalı Hazine tapusu ile davalı ... ... ve müştereklerine ait tapu kayıtlarının ise taşınmaza uymadığı, dolayısıyla bu tapu kayıtları arasında mükerrerlik bulunmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
    Davacı tarafın dayandığı 27.08.1957 tarihli ve 104 sıra numaralı tapu kaydının kök kaydı olan 25.09.1951 tarihli ve 26 sıra numaralı tapu kaydının tesisinden sonra idari yoldan ifraz edildiği, yine davalı Hazinenin dayandığı 21.12.1951 tarihli ve 55 sıra numaralı tapu kaydının, tesisinden sonra hükmen ve idari yoldan ifraz edildiği; davalı ... ... ve müştereklerinin 13.06.1949 tarihli ve 18 numaralı tapu kaydına dayanarak Hazineye karşı açtıkları dava sonucu ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1952/1 Esas, 1957/323 Karar sayılı kararı ile bir kısım yerin kök kaydı 21.12.1951 tarihli ve 55 sıra numaralı kayıt olan Hazine tapusundan terkin edildiği, dolayısıyla tarafların tümüne ait tapu kayıtlarının haritalarının bulunduğu anlaşılmaktadır.
    Bu duruma rağmen, Mahkemece ifraza ilişkin mahkeme kararları ve eki haritalar ile idari yoldan ifraza ilişkin haritalar getirtilip dosya ikmal edilmediğinden, hükme esas alınan bilirkişi raporu denetlenememektedir. Bunun yanı sıra ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.05.1957 tarihli ve 1952/1 Esas, 1957/323 Karar sayılı kararı ile Hazinenin dayandığı 21.12.1951 tarihli ve 55 sıra numaralı tapu kaydından ayrılan ve fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölüme ilişkin, söz konusu mahkeme kararından sonra Hazine tarafından kamulaştırma işlemi yapıldığı belirtildiği halde, kamulaştırma krokileri getirtilerek çekişmeli taşınmazın kamulaştırma alanında kalıp kalmadığı da tespit edilmemiştir.
    Öte yandan 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20/A maddesi uyarınca, kayıt ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta ise, kapsamlarının harita, plan ve krokideki sınırlar esas alınarak belirlenmesi zorunlu olup, Mahkemece, yöntemine uygun kayıt uygulaması yapıldığından da sözedilemez.
    Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, tarafların tutundukları tapu kayıtları ve tesislerinden itibaren tüm tedavülleri ile tesislerine esas alınan belgeler ve tesislerinden sonra ifrazlarına esas olan mahkeme kararlarıyla eki olan fen bilirkişi raporları ve idari yoldan yapılan ifrazlara ilişkin ifraz krokileri, kamulaştırma yapılan bölüme ilişkin kamulaştırma evrakları ve krokileri getirtilmeli, bundan sonra mahallinde, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve elverdiğince yaşlı kişiler arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve tarafların aynı yöntemle tespit edip bildirecekleri tanıklar ile fen bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında tarafların dayandığı tapu kayıtları ve tapu kayıtlarının dayanağı olan haritalar zemine uygulanıp kapsamları 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20/A maddesi gereğince haritalarına göre belirlenmeye çalışılmalı; tapu kayıtlarının haritalarının uygulanamaması halinde, tapu kayıtlarında okunan sınır yerleri okunup, sınırların mahalli bilirkişilerce zeminde tek tek göstertilmesi istenilmeli, bilirkişilerin gösteremediği hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı; kamulaştırma krokilerinin yöntemince uygulanması suretiyle, çekişmeli taşınmazın kamulaştırılan alan içerisinde kalıp kalmadığı kesin olarak belirlenmeli; taşınmazın birden fazla tapu kaydının kapsamında kaldığının anlaşılması halinde, önceki tarihli doğru temele dayanan kayda değer verileceği düşünülmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Mahkemece, açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, usul ve yasaya aykırı olan hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekili, ... vekili ve ... ile arkadaşlarının temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulüyle, Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 31.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi