9. Hukuk Dairesi 2011/54325 E. , 2014/4268 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 6. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/11/2011
NUMARASI : 2009/79-2011/607
DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile ücret alacaklarının faiziyle ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A)Davacı isteminin özeti:
Davacı, kıdem, ihbar tazminatı ve 20 günlük ücret alacağının faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
B)Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili, iş akdinin devamsızlık nedeniyle feshedildiğini savunmuştur.
C)Yerel Mahkeme Kararının Özeti.
Mahkemece, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının şikayeti üzerine İş Müfettişi tarafından davalı işyerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen rapordu, “davacının iş akdinin haksız olarak feshedildiğinin anlaşıldığı, 8 haftalık ücret tutarında ihbar tazminatının, kıdem tazminatının ve 2008 Yılı Mart ayı ücretinin ödenmesi gerektiğinin” tespit edildiği, 4857 Sayılı İş Kanunu"nun 92/son maddesi uyarınca aksi sabit oluncaya kadar geçerli bu raporun aksinin ispat edilmediği, davacının iş akdinin işveren tarafından haklı bir neden olmaksızın feshedildiği, davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına ve bir kısım işçilik alacaklarına hak kazandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D)Temyiz:
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E)Gerekçe:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davalı tarafın savunma hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı noktasında toplanmaktadır.
Somut olayda, yerel mahkemece 25.06.2009 tarihinde tensip yapılarak duruşma günü verildiği, 25.06.2009 tarihinde davacı asıl ve davalı vekilinin duruşmaya katıldığı, mahkemece bu duruşmada taraflara tanık dahil tüm delillerini liste halinde bildirmeleri için 20 günlük süre verildiği, duruşmanın 05.11.2009 tarihine ertelendiği, 05.11.2009 tarihinde davacının duruşmada hazır bulunduğu ve tanıklarının dinlendiği, mahkemece emsal ücret araştırmasına karar verilerek anılan ara kararı yerine getirildikten sonra dosyanın bilirkişiye tevdiine karar verildiği ve duruşmanın 17.03.2010 tarihine ertelendiği, anılan duruşmaya tarafların katıldığı, mahkemece taraflara bilirkişi raporunu inceleyip beyanlarını bildirmeleri için ayrı ayrı 20’şer gün süre verildiği, ayrıca davalı vekilinin tutanak tanıklarının dinlenmesi talebinin tetkik edilmesine, gerekirse celse arasında bu konuda karar verilmesine dair ara karar oluşturularak duruşmanın 18.08.2010 tarihine ertelendiği,
18.08.2010 tarihli duruşmaya davalı vekilinin mazeret bildirerek katılmadığı, mahkemece "davalı vekilinin mazeretinin kabulüne ve davalı vekilinin delili olan Bakırköy 11. İş Mahkemesinin kararın ve tanık anlatımlarının dosyaya sunulmasına, İş mahkemelerindeki dosyaların büyük çoğunluğunda dava dilekçesinin davalıya tebliğine rağmen davalının duruşmaya katılmadığı, bilirkişi raporu ve ıslah dilekçesi sunulduktan sonra duruşmalara katılarak tanık dinletmek talepleri olduğu, yargılama usulü açısından yargılamanın her aşamasında tarafların delillerini bildirebileceği ancak, yılda ortalama 2000-2500 adet dosyaya bakıldığı ve her dosyaya 5-6 ay sonraya gün verildiği ve ortalama 5-6 celsede karara çıktığı dikkate alındığında karar aşamasına gelmiş dosyalarda bu şekilde tanık dinletme talepleri yargılamayı tamamen başa döndüreceği, rapor ve ek raporların alınmasıyla yargılamanın uzayacağı anlaşıldığından işin sürüncemede kalmaması için davalı tanıklar E.. Y.. ve Y..’in dinlenmesine yer olmadığına karar verildiği" tespit edilmiştir.
Mahkemece davalı tarafın tanıkları dinlenmeden karar verilmekle HMK.nun 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkı davalı yönünden ihlal edilmiştir.
Taraflar yargılama ile ilgili açıklamada bulunma, bu çerçevede iddia ve savunmalarını ileri sürme ve ispat etme hakkına sahiptirler. Ve her iki taraf da bu haktan eşit şekilde yararlanır. Bu durum “silahların eşitliği ilkesi ” olarak da ifade edilmektedir. Bu sebeple Mahkemece davalı tanıkları dinlenerek, tüm deliller birlikte değerlendirmek suretiyle karar verilmelidir. Yasal olmayan gerekçe ile usule aykırı şekilde hukuki dinlenilme hakkının gereği yerine getirilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
F)Sonuç:
Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz istemlerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 12.02.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.