Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/539
Karar No: 2021/2115
Karar Tarihi: 16.11.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/539 Esas 2021/2115 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/539
KARAR NO: 2021/2115
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/12/2018
NUMARASI: 2014/1717 Esas, 2018/1330 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 16/11/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili şirketin davalının tesislerinde kullanılmak üzere ihtiyaç duyduğu ''toz boya pişirme fırını'' üretim ve montaj işini 17/12/2008 tarihli sözleşme ile üstlendiğini, davacı tarafından ürünün eksiksiz ve kusursuz şekilde davalıya ait tesiste montajı tamamlanarak davalıya teslim edildiğini ve sözleşme bedelinin davacı şirkete ödendiğini, sözleşmenin karşılıklı ifasının üzerinden yaklaşık dört yıl geçtikten sonra sözleşme konusu toz boya pişirme fırınında 31/05/2013 tarihinde patlama meydana geldiği bildirilerek davacı şirketten teknik yardım talebinde bulunulduğunu, davacının sistemin yeniden çalışır hale getirilmesi için gereken imal ve onarım malzemelerine ilişkin mali teklifini 05/06/2013 tarihinde e-posta yolu ile davalıya sunduğunu, hemen ertesi gün de teknik ekibin davalıya yönlendirildiğini, dört günlük çalışma sonunda onarım sağlanarak sistemin yeniden çalışır hale getirildiğini, gerçekleştirilen onarıma ilişkin düzenlenen 25.048,92 TL faturanın davalı şirkete 17/06/2013 tarihinde kargo yolu ile teslim edildiğini, ancak davalının faturayı müvekkiline iade ettiğini ve patlamanın kaynağının ayıplı imalat olduğunu ileri sürdüğünü, alacağın tahsili için davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalı tarafça yapılan itiraz sonucu takibin durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına ve %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin "Toz boya pişirme fırını" üretim ve montaj işini davacı şirkete sözleşme ile yaptırdığını, ancak davacının bu işi fenni ve mesleki gereklere uygun yapmadığından 31/05/2013 tarihinde fırında patlama meydana geldiğini, patlamanın davacının cehennemlik kısmındaki sacların kaynak işlerini gereği gibi yapmamasından kaynaklandığını, kaynak uygulamayıp sadece cehennemlik taban ve tavan saclarını belli noktalardan puntalamak suretiyle sabitlemeye çalışmış olduğunu, davacının patlama sonrası onarım işini gerçekleştirdiği iddiasının doğru olmadığını, müvekkilinin patlama nedeniyle taahhütlerini yerine getirebilmek için derhal davacıya inceleme yapılmak üzere haber verdiğini, fırının ilk yapımı sırasında proje müdürü olarak çalışan ...'nin yetkili sıfatıyla gelerek tespitlerde bulunduğunu, tesisin en kısa zamanda devreye alınması için yeni fırın duvar panellerini üç dört gün içinde getireceğini, termoblok ünitesindeki kaynakların da davalı tarafça tamir edilmesini, böylece elbirliği ile en kısa zamanda tesisin devreye alınacağını bildirerek işletmeden ayrıldığını, fırın panel saclarının 05/06/2013 tarihli irsaliye ile fabrikaya getirildiğini, fiyat teklifinin 05/06/2013 tarihinde kendilerine iletildiğini, ancak fiyat teklifinin onaylanmadığını ve kabule dair bir beyan verilmediğini, 6 Haziran günü davacının üç ustasının montaj için fabrikaya geldiğini, işletmenin bakım ustası ve diğer 5-6 kişinin davacıların ustaları idaresinde panel montaj işlerini yaptığını, panel montajının 4 gün içinde bitirildiğini ve davacı ustalarının işletmeden ayrıldığını, ancak davacının iddia ettiği gibi sistemin yeniden çalışır hale getirilmediğini, panel montajından sonra elektrik ve otomasyon çalışmalarının başladığını ve 14 Hazirana kadar devam ettiğini, termoblokta davacı elemanlarının çalışmadığını, davalının grup şirketinin kaynak elemanlarının yaptığını, diğer onarımları da üçüncü firmalara yaptırdıklarını, yeni sistemin işleyişini ve güvenliğini engelleyecek, kısıtlayacak, tehlike yaratacak cinsten bir müdahalede bulunmadıklarını, değişiklik ve modifikasyon yapmadıklarını, davacının imalatçı olarak imalat hatası ve eksik, ayıplı gerçekleştirdiği iş nedeniyle ve hatalı eksik imalat neticesinde meydana gelen hasarları gidermekle garanti süresi ile bağlı olmaksızın sorumlu olduğunu, davacının kendi kusurundan kaynaklanan bir sebepten ve kendisi tarafından ifa edilmeyen işler nedeniyle hak ve alacak talebinin hukuki dayanağı bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, tarafların 17/12/2008 tarihli sözleşme ile toz boya pişirme fırını imalatı ve montajı hususunda anlaştıkları, 2009 yılında fırının davacı tarafça davalıya teslim edildiği, teslimden 4 yıl sonra davaya konu fatura bedelini oluşturan hasara neden olan patlamanın meydana geldiği, mahkemece alınan 10/05/2016 tarihli ilk bilirkişi raporunda patlamanın davacının ayıplı ifasından kaynaklandığı, alınan ikinci rapor ve iki rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi için alınan son bilirkişi raporunda, davalının fırının ve baca sisteminin bakımlarını yaptırmaması nedeniyle patlamanın meydana geldiği, davacının ayıplı ifası nedeniyle de patlamanın şiddetinin arttığı, bu nedenle iki tarafın da kusurlu olduğunun belirtildiği, mahkemece son bilirkişi raporunun esas alındığı, davacının eseri ilk yaparken cehennemliklerde kullandığı kaynağın kalitesiz ve ayıplı ifa niteliğinde olduğu, ancak bu durumun patlamanın meydana gelmesine değil, şiddetinin artmasına etkisinin bulunduğu, davalının ise fırının ve fırından gaz çıkışını sağlayan bacanın bakımlarının yaptırıldığına dair herhangi bir belge ve delil sunmadığı, davalının söz konusu bakımların yapılmaması nedeniyle ve aradan geçen süre zarfında meydana gelen yıpranma neticesinde patlamanın meydana geldiği, ayıplı ifanın patlamaya sebebiyet vermediği, TBK'nın 478.maddesinde belirtildiği üzere yüklenicinin ayıplı bir eser meydana getirmesi halinde sorumluluğunun teslim tarihinden itibaren iki yıl ağır kusurunun bulunması halinde 20 yıl olduğu, davacıya izafe edilen ayıbın ağır kusur niteliğinde bulunmadığı, bu nedenle de sorumluluğunun teslimin yapıldığı 2009 yılından itibaren iki yıl sonra sona erdiği, patlamanın ise sorumluluk süresi geçtikten sonra teslimden 4 yıl sonra meydana geldiği, bu nedenle patlamadan doğan hasardan ve zarardan dolayısıyla da davalıya verilen onarım hizmetinin bedelinden sorumlu olmadığı ve davacının bedel isteme hakkına sahip olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile, davalının İstanbul Anadolu ... İcra Dairesinin ... Esas sayılı takibe yaptığı itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile kabul edilen alacak miktarının tamamı üzerinden %20 oranında belirlenecek icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar vermiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, davalı şirketin üretiminin aksamasına meydan vermemek bakımından ivedilikle Türk Loydu Vakfı ve Yıldız Teknik Üniversitesi nezdinde yaptırdıkları tespitlere mahkeme tarafından itibar edilmediğini, mahkemesince üç kez bilirkişi tetkikatı yaptırılmış olmasına karşın hukuki meselenin halen net olarak açıklığa kavuşturulmadığını, raporlar arasındaki çelişkiler ve raporlardaki belirsizliklerin giderilemediğini, mahallinde yapılan keşif ile ilk bilirkişi raporunun düzenlendiğini, ancak diğer bilirkişiler ile mahallinde keşif yapılmadan dosya üzerinden bilirkişi raporu düzenlendiğini, takip eden iki tetkikat sırasında ise mahallinde inceleme yapılmaksızın, dosya üzerinden inceleme yapılmak suretiyle bilirkişilerce kanaat raporlarını sunduklarını, teknik yönden mahallinde incelemeyi gerektiren bir hususta, patlamanın meydana geldiği davalı şirket işletmesinin ve mevcut boya fırınları mahallinde görülmeden, incelenmeden değerlendirme yapılarak rapor tanzim edilmesinin amacı karşılamayacağı ve belirtilen şekilde düzenlenen raporların her koşulda tartışmaya açık olduğunu, kesin bir kanaatin oluşması bakımından elverişli olamayacağını, bununla birlikte mahkemece hükme esas alınan bu raporlarda, kısmi olarak davacı tarafa da kusur atfedilmiş olmasına karşın, bu husus gözetilmeden dava değerinin tamamının kabulü cihetine gidilmiş olmasının çelişkili olduğunu, teknik yönden incelendiğinde elektrostatik boyama işi ile iştigal eden davalının ticari işletmesinde 31/05/2013 tarihinde bir patlamanın meydana geldiği ve patlamanın davacının imalatını gerçekleştirmiş olduğu boya fırınında gaz birikmesi neticesinde oluştuğu hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığını, uyuşmazlığın patlamanın nedenine ilişkin olduğunu, patlamanın gerçek nedenin, termoblok cehennemlik saclarında kaynak dikişlerinin sökülmesi sonucu yanmamış gazların kabin içindeki hava ile karışmış olması olduğunu, enerji kaynağı olan doğalgazın yanma odasında hapsolması ve hiçbir surette dışarıya sızmaması ve yanma olayının tamamen bu hacimde meydana gelmesi gerekirken, davacının yapılması gereken kaynak imalatını hiç yapmaması, imalatın eksik olması ve yanma odasında hapsolması gereken gazın buradan kabin içerisine sızmış olmasının patlamaya sebebiyet verdiğini, davacının ayıplı imalat bir tarafa, yapması gereken imalatı hiç yapmadığını, davacının bahsi geçen saclara kaynak uygulamadığını, sadece cehennemlik taban ve tavan saclarını belli noktalardan puntalanmak suretiyle sabitlenmeye çalıştığını ancak kaynak işlerinin gereği gibi yapılmadığını, puntalamanın kaynak öncesi yapılan bir işlem olduğunu, puntalama ile bir birine tutturalacak aksamın ölçü ve açılarında olması sağlandıktan sonra, asıl kaynak işlemine geçilerek birleşme noktalarının bir bölümden diğerine gaz ve sıvı akışını engelleyecek şekilde tamamen kapatılması gerekirken, davacının kaynak işlemini gerçekleştirmediğini, Türk Loydu’nun 17.06.2013 tarih, 9036/13 sayılı raporuna ve Yıldız Teknik Üniversitesi'nin 12.06.2013 tarihli Teknik İnceleme raporlarına göre davacıdan kaynaklanan sebeplerle patlamanın meydana geldiğini, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporları ile çelişkili olduğunu, itirazlarının dikkate alınmadığını, davacı tarafa da ikinci raporda % 25, üçüncü raporda % 30 oranlarında kusur izafe edilmiş olmasına karşın, ilk derece mahkemesinin, boya fırınında meydana gelmiş olan patlamada davalı şirketi tamamıyla kusurlu addederek, davacı tarafın dava değeri olarak talep etmiş olduğu tutarın tamamı üzerinden davanın kabulü cihetine gitmiş olmasında isabet bulunmadığını, davacının patlama öncesindeki imalatının ayıplı imalatın ötesinde, eksik imalat olduğu ve bu durumda herhangi bir süre sınırlaması olmaksızın sorumluluğunun gerektiği hususunun ilk derece mahkemesince gözardı edildiğini, patlama sonrasında, davacı tarafın iddia ettiği imalatın yapılıp yapılmadığının araştırılmadığını, davacı tarafın patlama sonrasında herhangi bir imalat gerçekleştirmediğini, onarım işlerinin kısmen davacı firma haricinde başkaca firmalarca ve kısmen de davalı şirket tarafından yapıldığını, temerrüt koşulları oluşmadığı halde ve ilk bilirkişi raporunda da bu hususa işaret edilmiş olmasına rağmen, davacı tarafın takip talebinin faiz tutarını da içermiş olduğunu dikkate almadan, takibin faiz talebini de kapsayacak şekilde kaldığı yerden devamı yönünde hüküm kurmuş olmasının hatalı olduğunu, davacı tarafın alacağının likit olmadığı, yargılamayı gerektirdiği ve dava sırasında ise üç kez tetkikat yapılmasına rağmen uyuşmazlık tam manasıyla çözümlenemediği halde, üstelik ilk derece mahkemesince esas alınan ikinci ve üçüncü bilirkişi raporları ile davacı tarafa da kısmi olarak kusur atfedildiği halde, davacı lehine icra inkar tazminatı takdir edilmiş olmasında isabet bulunmadığını, patlama öncesinde yapması gereken imalatı evsafına göre yapmadığı, eksik imalat yaptığı ve her koşulda meydana gelen patlamadan, hasarlardan ve hasarların onarımlarından sorumlu tutulması gerektiği halde ve patlama sonrasında herhangi bir onarım yapmadığı halde mahkemenin davanın kabulüne karar vermesinin hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Davaya dayanak İstanbul Anadolu ... İcra Dairesi'nin ... Esas sayılı dosyası ile alacaklı ... A.Ş tarafından borçlu ... Ltd. Şirketi'ne karşı 25.048,92 TL asıl alacak ve 2.685,45 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 27.734,37 TL üzerinden icra takibi başlatıldığı, takip dayanağının ... seri nolu 19.06.2013 tarihli 25.048,92 TL bedelli fatura olduğu, davalının yaptığı itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmaktadır. Mahkeme tarafından bilirkişi raporu alınmış, itiraz üzerine yeni bilirkişi heyeti oluşturularak ikinci bilirkişi raporu alınmıştır. İki bilirkişi raporu arasında çelişki olması sebebiyle de yeniden bilirkişi raporu alınmıştır. Mahkemece alınan 10/05/2016 tarihli bilirkişi raporunda davacı tarafından ... Ltd. Şirketi'ne toz boya fırını için yapılan fırın paneli imalat ve montajı için düzenlenen KDV dahil 25.048,92 TL tutarın serbest piyasa koşullarında kadri maruf değer taşıdığı belirtilmiştir. 05/07/2018 tarihli bilirkişi raporunda, fırının imalinden 4 sene sonra patladığı, Türk Loydu Vakfı, Yıldız Teknik Üniversitesi raporu ve dosya içerisindeki tüm delillerin incelenmesinde, davalı şirkete ait elektrostatik toz boya fırınının bakımlarının zamanında yapılmadığından bahse konu olayın önceden tespitinin önüne geçildiği, söz konusu fırına fabrika çıkışı orijinal aksamları dışında enerji tasarrufu amacıyla otomatik hava damperi takıldığı, fırının imalatı esnasında cehennemlik kısmındaki kaynakların punta kaynak seviyesinde kaldığı ve bu durumun meydana gelebilecek patlamanın şiddetini artırabileceği, fırın genelinde kaynakların kalitesiz ve özensiz yapıldığı, buna göre, hasara neden olan patlamanın nedenleri arasında fırın havalandırmasına müdahale edilmesi ve periyodik bakım yapılmaması nedeniyle davalı şirketin %70 oranında asli kusurlu olduğu, söz konusu hasarın yapılan kötü kalite kaynak sebebiyle patlamanın daha şiddetli meydana gelmesi nedeniyle davacı şirketin %30 oranında tali kusurlu olduğu belirtilmiştir. Taraflar arasında 17.12.2008 tarihinde toz boya pişirme fırını üretim ve montaj sözleşmesi yapılmış, bu sözleşme kapsamında davacı tarafından yüklenilen edim yerine getirilerek eser teslim edilmiş, iş sahibince buna ilişkin iş bedelinin ödendiği anlaşılmıştır. Davalı taraf, 31.05.2013 tarihinde toz boya pişirme fırınında meydana gelen patlama neticesinde oluşan zararın giderilmesi ve onarım yapılması için davacı şirketten talepte bulunmuş, davacı şirket gönderdiği e-mail ile fiyat teklifini bildirmiş, onarım bedeli olarak düzenlediği 25.048,92 TL faturanın davalı tarafından ödenmemesi üzerine, İstanbul Anadolu ...İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapılmıştır. Dosya kapsamına göre, davacı tarafından yapılan hava dolaşımlı konvenksiyonel box fırının Temmuz 2009'da İgdaş tarafından yapılan kontrolleri sonrasında sistemin çalıştırıldığı, 31.05.2013 tarihinde meydana gelen patlamadan sonra davalının başvurusu üzerine davacı tarafça e-mail ile fiyat teklifi yapıldığı ve bu teklif üzerine davacının tamirat işlerini yaparak davalı adına 13/06/2013 tarihli 25.048,92 TL bedelli "fırın paneli imalat ve montajı" açıklamalı fatura düzenleyerek göndermiş, davalı taraf Kadıköy ... Noterliği'nin 24/06/2013 tarih ve ... yevmiye nolu ihtarname ekinde faturayı davacıya iade etmiştir. Davacının teklifi üzerine davalı tarafça açıkça kabul beyanında bulunulmamış ise de davacı elemanlarının davalı işyerinde bulunan fırın üzerinde onarım çalışmalarına izin verilmiş olmakla, taraflar arasında işin yapılması konusunda anlaşılmış olduğu sonucuna varılmaktadır. Davalı taraf davacının patlama sonrası onarım işini gerçekleştirdiği iddiasının doğru olmadığını ileri sürmektedir. Ancak, davalı vekilince sunulan cevap dilekçesinde, "patlama sonrasında derhal davacıya haber verildiğini, davacı yetkilisi sıfatıyla ...'nin gelerek tespitlerde bulunduğunu, tesisin en kısa zamanda devreye alınması için yeni fırın duvar panellerini üç dört gün içinde getireceğini, termoblok ünitesindeki kaynakların da davalı tarafça tamir edilmesi ile en kısa zamanda tesisin devreye alınacağını bildirdiğini, fırın panel saclarının 05/06/2013 tarihli irsaliye ile fabrikaya getirildiğini,6 Haziran günü davacının üç ustasının montaj için fabrikaya geldiğini, panel montajının 4 gün içinde bitirildiğini, ancak sistemin yeniden çalışır hale getirilmediğini, panel montajından sonra elektrik ve otomasyon çalışmalarının başladığını ve 14 Hazirana kadar devam ettiğini, termoblokta davacı elemanlarının çalışmadığını, kaynak işlerinin grup şirketlerinin kaynakçısı tarafından, diğer onarımların da üçüncü firmalarca yapıldığını" belirtmiştir. Davacı tarafından davalı adına düzenlenen 13/06/2013 tarihli 25.048,92 TL bedelli faturada yapılan iş "fırın paneli imalat ve montajı" olarak açıklanmıştır. Davalı vekilinin beyanlarından da davacı işçileri tarafından "yeni fırın duvar panellerinin" getirilerek montajının yapıldığı, davacının talep ettiği alacağın davalının kabulünde bulunan "yeni fırın duvar panellerinin" montajına ilişkin olup, davalının davacı tarafından yapılmadığını belirttiği diğer işlerle ilgisinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacının fatura konusu "fırın paneli imalat ve montajı" işini yaptığının kabulünde zorunluluk bulunmaktadır. Tarafların iş bedeli üzerinde anlaşmaya varmamış olması halinde TBK'nın 481.maddesine göre "Eserin bedeli önceden belirlenmemiş veya yaklaşık olarak belirlenmişse bedel, yapıldığı yer ve zamanda eserin değerine ve yüklenicinin giderine bakılarak belirlenir." hükmü gereğince iş bedelinin işin yapıldığı yıl ve yerdeki serbest piyasa rayicine göre belirlenmesi gerekmektedir. Tarafların iş bedeli üzerinde anlaşmaya varmamış olduğu kabul edilse bile, işin yapımı sonrasında davacı tarafından düzenlenen faturada yapılan iş yönünden belirlenen KDV dahil 25.048,92 TL tutarın serbest piyasa koşullarında kadri marufunda olduğu bilirkişi tarafından belirtilmiştir. Bu nedenlerle davalının serbest piyasa rayicine uygun olduğu anlaşılan 25.048,92 TL iş bedelinden sorumlu olduğu sonucuna varılmıştır. Her ne kadar, son bilirkişi raporunda, patlama nedeniyle, fırın havalandırmasına müdahale edilmesi ve periyodik bakımının yapılmaması nedeniyle davalının %70 oranında asli kusurlu, kötü kalite kaynak yapılmasından kaynaklı olarak patlamanın daha şiddetli meydana gelmesi nedeniyle davacının %30 oranında tali kusurlu olduğu belirtilmiş ise de davalı tarafından söz konusu zararlar yönünden eldeki davada bir talepte bulunulmayıp, cevap dilekçesinde bu zararlara ilişkin talep hakkı saklı tutulduğundan ilk sözleşmedeki zarar nedeniyle davacının sorumlu olup olmadığı konusunda Dairemizce bir değerlendirme yapılmamıştır. Bununla birlikte, davacı taraf icra takibinde 25.048,92. TL asıl alacak ve 2.685,45 TL işlemiş faiz olmak üzere 27.734,37 TL'nin tahsilini istemiş ise de, dava dilekçesinde yalnızca 25.048,92. TL asıl alacak üzerinden harç yatırmak suretiyle itirazın iptalini talep ettiğinden, mahkemece harçlandırılmayan işlemiş faiz yönünden kabul kararı verilmesi hatalı olmuştur. Öte yandan, mahkemece davacının asıl alacağı üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. İtirazın iptâli davalarında borçlunun icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulabilmesi için İİK'nın 67/II. maddesi gereğince borçlunun itirazında haksız ve alacağın likit olması gerekir. Somut olayda, davacı yüklenici tarafından talep ve dava konusu edilen iş bedeli alacağının yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporları ile belirlendiği, bilinebilir ve likit olmadığı gözetildiğinde davacı yüklenici yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK'nın 353/1-b-2. bendi gereğince kaldırılarak, davanın kısmen kabulü ile, davalının İstanbul Anadolu ...İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı icra takibine yaptığı itirazın 25.048,92 TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, davacı tarafından icra takibindeki takip öncesi işlemiş faiz talebine ilişkin açılmış bir dava olmadığından, takip öncesi işlemiş faiz yönünden karar verilmesine yer olmadığına, dava konusu alacağın yargılama ile belirlenmiş olması ve likit bulunmaması sebebiyle davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A)1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 20/12/2018 tarih ve 2014/1717 Esas, 2018/1330 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davacının davasının KABULÜ İLE, davalının İstanbul Anadolu ...İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı icra takibine yaptığı itirazın 25.048,92 TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, Davacı tarafından icra takibindeki takip öncesi işlemiş faiz talebine ilişkin açılmış bir dava olmadığından, takip öncesi işlemiş faiz yönünden bir karar verilmesine YER OLMADIĞINA, Dava konusu alacağın yargılama ile belirlenmiş olması ve likit olmaması sebebiyle davacının icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
B) İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN 1-Alınması gereken 1.711,09 TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin ve tamamlama harcı olarak toplam yatırılan 339,18 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.371,91 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 2- Davacı tarafından yapılan 339,18 TL peşin ve tamamlama harcı, 25,20 TL başvurma harcı, 1.900,00 TL bilirkişi ücreti, 138,60 TL takip harcı, 184,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 2.586,98 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE, 3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 4.080,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 4-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN 1-Davalı tarafından yatırılan 308,45 TL istinaf karar harcı ve 119,33 TL tamamlama harcının hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde kendisine İADESİNE, 2-Davalı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 35,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 156,30 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa VERİLMESİNE, 3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere16/11/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi