Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/427
Karar No: 2021/2120
Karar Tarihi: 16.11.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/427 Esas 2021/2120 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/427
KARAR NO: 2021/2120
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/11/2018
NUMARASI: 2016/282 Esas, 2018/1183 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 16/11/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili, taraflar arasında 01/10/2015 tarihinde akdedilen sözleşme gereğince ana yüklenicisi olduktarı İstanbul Valiliğine ait arazi üzerinde gerçekleştirilecek olan ... İ.H.O ve ... Anadolu Lisesi yeniden yapım işleri konulu taşeron sözleşmesi gereğince davalı taşeronun işi anahtar teslim yapmayı üstlendiğini, müvekkili tarafından davalıya yer teslimi yapılmasına rağmen davalı yanca çalışmalara devam edilmemesi ve iş programına uyulmaması nedeni ile kendisine Beşimktaş ... Noterliği' nin 10/12/2015 tarihli, ... yevmiye nolu ve 24/12/2015 tarihli, ... yevmiye nolu, 19/01/2016 tarihli, ... yevmiye nolu, 25/01/2016 tarihli,03828 yevmiye nolu ihtarnamelerin gönderildiğini, taraflarınca Beykoz Sulh Hukuk Mahkemesi' nin 2016/13 D.İş sayılı dosyasından yaptırılan tespit akabinde düzenlenen 18/04/2016 tarihli bilirkişi raporunda; sözleşme konusu ... Anadolu Lisesi' nin hali hazır durumunun inşaat aşamasında olduğu, çalışmanın yanlar arasında imzalanan 01/10/2015 tarihli sözleşme programına uygun ilerlemediği, sözleşme gereğince inşaatın tespit tarihi itibariyle 3.kat kolon ve perde işlerinin yapılması gerektiği ve inşaatın seviyesi göz önüne alındığında işin 29/06/2016 tarihinde bitirilmesinin mümkün olmadığının belirlendiğini, bunun üzerine müvekkili tarafından davalı hakkında cari ilişkiden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla İstanbul ... İcra Müdürlüğü' nün ... Esas sayılı dosyası ile 369.579,29 TL üzerinden takip yapıldığını ve davalının itirazı üzerine yapılan incelemede davalının bakiye cari hesap borcunun 145.994,64 TL olarak belirlendiğini ileri sürerek, davalının itirazının bu miktar üzerinden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, yanlar arasında düzenlenen 01/10/2015 tarihli sözleşmede işin bedelinin 12.600.000,00 TL + KDV olarak belirlendiğini, işin teslim süresinin 29/06/2016 tarihi olarak kararlaştırıldığını, sözleşme süresince müvekkilinin yükümlülüğüne uygun olarak edimlerini yerine getirdiği halde, davacı tarafından hakedişlerin düzenlenmesine müsaade edilmediğini ve hakedişlerin süresinde ödenmediğini, sözleşmenin davacıdan kaynaklı nedenlerle 2016 yılı Mart ayında taraflarca karşılıklı olarak tasfiye edildiğini, bu süreçte müvekkili firmanın 10/03/2016 tarihli son tasfiye alt taşeron hakediş raporuna göre davacıdan alacağı bulunduğu 2.467.209,34 TL' den 30/11/2015 tarihli 1 nolu aylık hakedişte belirtilen 515.679,96 TL' nin mahsup edilmesi sonucunda bakiye alacağın ödenmesi amacıyla davacıyla defalarca görüşmeler yaptığını, ancak sonuç alınamadığını, müvekkili firmanın içinde bulunduğu mali güçlükler nedeniyle bakiye alacağın tahsili için davacıya düzenleyeceği faturaların ödenmemesi veya iade edilmesi halinde KDV ve diğer vergi yükümlülükleriyle karşılacağı ve bu yükümlülükleri yerine getiremeyeceği için davacıya fatura düzenleyemediğini, müvekkilinin 10/03/2016 tarihli son tasfiye hakediş raporu doğrultusunda 02/08/2017 tarihi itibariyle davacıdan 1.886.829,84 TL bakiye, 479.668,05 TL ise vade farkı alacağı bulunduğunu, bu alacakların ödenmesi amacıyla düzenlenen faturaların davacıya tebliğ edilmiş olmasına karşın herhangi bir ödeme yapılmadığını, taraflarınca dosyaya sunulan 10/03/2016 tarihli son tasfiye hakediş raporunun davacının yetkilileri tarafından imzalanması nedeniyle müvekkili tarafından yapılan iş miktarı ve buna karşılık gelen hakediş tutarının davacı yanca kabul edildiğini, bu anlamda müvekkili firmanın son hakediş raporu ile yapıtığı iş miktarı ve buna karşılık gelen hakedişini ispatladığından, bunun aksinin ispatının davacının yükümlülüğünde olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, takibe konu faturalar ve ticari defter ve kayıtlar üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda takip tarihi itibariyle davacının kendi ticari defter ve kayıtlarına göre davalıdan 108.230,23 TL alacaklı olduğu, BA-BS formlarında faturaların davalı taraf kayıtlarında da mevcut olduğu, faturalara itiraz edilmediğinden kesinleştiği, davacı taraf ticari defterlerine göre takipteki asıl alacak miktarının 108.230,23 TL olduğu, ancak davalının takipten önce temerrüde düşürülmediğinden işlemiş fazi talep edemeyeceği ve alacağın likit olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, İstanbul ... İcra Müdürlüğü' nün ... Esas sayılı takip dosyasında davalının yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 108.230,23 TL asıl alacak ve bu alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi yürütülmek suretiyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, kabul edilen asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesiyle, müvekkili tarafından davacı tarafa yapılan imalatların tespitinin keşfen inceleme sonucu tespit edilmesi gerektiğini, müvekkili tarafından yapılan imalatların tespiti akabinde davacının alacaklı olduğunun belirlenmesi halinde bu bedelin müvekkilinin alacağından mahsubunun gerektiğini, delillerinin mahkemece değerlendirilmediğini, müvekkilin ticari defter ve belgeleri incelenmeden eksik bilirkişi incelemesi sonucu verilen rapora göre karar oluşturulduğunu, müvekkilinin bilirkişi incelemesine esas olmak üzere ticari defter ve belgelerini flash disk içerisinde verdiğini, bilirkişilerin flash disk içerisindeki belgeleri açamaması üzerine bilirkişilerin sadece davacı tarafın defter ve belgelerine göre inceleme yaptığını, bilirkişi raporuna da bu durumun son derece hatalı yansıdığını, 10/10/2017 tarihli ilk bilirkişi raporunun 3.sayfasında müvekkili tarafından flash bellek içerisinde verilen ticari defterlerin açılamadığının belirtildiğini ve hemen devamındaki paragrafta ise müvekkilinin incelemeye gelmeyerek defterleri vermediğinin yazıldığını, ek raporda ise bu durumun biraz daha yumuşatılarak müvekkilinin ticari faaliyet merkezinin Muğla/Bodrum olduğu gerekçesiyle defter ve kayıtlar üzerinde inceleme yapılamadığı tespitine yer verildiğini, bu değerlendirmelerin hepsinin hatalı olduğunu, müvekkilinin defter ve belgelerini vermekten hiçbir zaman kaçınmadığını, müvekkilinin defter ve belgelerini flash bellek içerisinde verdiğini, ticari defterlerin elektronik ortamda olması ve şirketin merkezinin İstanbul dışında olması nedeniyle fiziksel olarak defterlerin getirilemediğini, flash belleğin bilirkişiler tarafından açılamaması halinde Bodrum Mahkemeleri'ne talimat yazılarak yerinde inceleme yapılması gerektiğini, müvekkilin uğradığı zararların tazmini için İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2018/112 Esas sayılı dosyasından alacak davası açıldığını, mahkemece 05/02/209 tarih, 2019/111 karar sayılı yetkisizlik kararı ile dosyanın İstanbul Ticaret Mahkemelerine gönderildiğini, bu iki dava dosyasının birlikte değerlendirilip karar verilmesi gerektiğini, müvekkili aleyhinde icra inkar tazminatına hükmedilmiş olmasının da hatalı olduğunu, davacının icra takibinde talep ettiği bedel ile yargılama sonunda hükmedilen bedel arasında 3-4 katı fark bulunduğunu, ve müvekkilin yapmış olduğu itirazında haklı olduğunu, böyle bir durumda müvekkili aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmiş olmasının kabul edilemeyeceğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise taşerondur. Davacı yüklenici tarafından davalı taşeron hakkında İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyasına sunulan faturalara istinaden toplam 369.579,29 TL asıl alacak ve işlemiş faiz alacağının tahsili için 23/02/2016 tarihinde ilamsız takip yapılmış, davalının itirazı üzerine takip durdurulmuştur. Davacı yanca takip konusu faturaların içeriği 25/10/2017 tarihli dilekçede açıklanmıştır. Davalı taşeron tarafından davacı yüklenici hakkında İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde 26/01/2018 tarihinde, 2018/112 Esas sayılı dosyası ile eldeki davanın dayanağı olan ve yanlar arasında imzalanan 01/10/2015 tarihli taşeron sözleşmesi kapsamında bakiye hak ediş bedeli alacağının tahsili talepli dava açıldığı, mahkemece 05/02/209 tarih, 2019/111 Karar sayılı yetkisizlik kararı ile dosyanın İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi' nin 2019/459 Esasına gönderildiği, davalı vekilince dosyaya ibraz edilen 19/02/2018 tarihli cevap dilekçesinde, istinafa konu eldeki davada alınan bilirkişi raporunda müvekkilinin davalıdan 386,900,43 TL alacaklı olduğunun tespit edildiğinin belirtildiği, bu itibarla eldeki davada alınan bilirkişi raporuna dayanıldığı, davanın halen derdest olduğu tespit edilmiştir. HMK'nın 166/4. maddesine göre davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır.O halde, eldeki dava ile İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi' nin 2019/459 Esas sayılı davanın konusu ve tarafları bakımından aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunduğundan, davalardan biri hakkında verilecek karar diğerlerini de etkileyeceğinden, iki davanın birlikte görülmesinde, gerek usûl ekonomisi ve gerekse birbirleriyle çelişkili kararların çıkmasının önlenmesi bakımından fayda bulunmaktadır. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, bu davaların birlikte görülüp, sonuçlandırılması için, 6100 sayılı HMK'nın 166. maddesi uyarınca birleştirme kararı verilerek, birleştirilen dosya üzerinden gerekirse aynı bilirkişi kurulundan ek rapor da aldırılmak suretiyle infazı kabil hüküm oluşturmaktan ibarettir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK'nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 16/11/2018 tarih, 2016/282 Esas, 2018/1183 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK'nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 16/11/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi