Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/485
Karar No: 2021/2122
Karar Tarihi: 16.11.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/485 Esas 2021/2122 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/485
KARAR NO: 2021/2122
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/06/2018
NUMARASI: 2016/698 Esas, 2018/804 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 16/11/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili, taraflar arasında davalının üretimini yaptığı tişörtlerin müvekkili tarafından boyanması konulu sözlü sözleşme yapıldığını, müvekkilinin davalı tarafın 1322 kg ağırlıktaki tekstil ürününü 18/10/2015 tarihinde, 520 ve 33 kg ağırlıktaki ürünü 19/10/2015 tarihinde ve yine 520 ve 33 kg ağırlıktaki ürünü 22/10/2015 tarihinde, 80 kg ağırlıktaki ürünü 15/11/2015 tarihinde, 60 kg ağırlıktaki ürünü ise 20/11/2015 tarihinde teslim aldığını, söz konusu teslime istinaden düzenlenen irsaliyeli faturaların da davalıya teslim edildiğini, ancak davalı yanca fatura bedellerinin müvekkillerine ödenmediğini, bunun üzerine müvekkili tarafından davalı hakkında İstanbul ... İcra Müdürlüğü' nün ... Esas sayılı dosyası ile 5 adet faturaya istinaden ilamsız takip yapıldığını, ancak davalının haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı yancaboyanan ürünlerin ayıplı olduğunu, bu nedenle bedellerine hak kazanmadığını, ayıp hususu maddi bir vakıa olduğundan Yargıtay’ın da yerleşik içtihatları gereğince, tanık dinletilmesinin hukuken mümkün olduğunu, ayrıca davacının tacir olduğu da gözetildiğinde, davacının taraflar arasında sözleşme bulunduğunu ve alacak iddiasını HMK' nın 200. ve devamı maddeleri uyarınca yazılı ve kesin deliller ile ispat etmek durumunda olduğunu, davacının iddiasını ispat edecek yazılı bir sözleşme bulunmadığını, davacının sadece tek taraflı olarak düzenlediği fatura ile kendisini alacaklandırmasının hukuken mümkün olmadığını, davacı tarafın, fatura muhtevası malı ayıptan ari bir şekilde müvekkiline teslim ettiğinin ispatının zorunlu olduğunu, davacı tarafın, müvekkilini temerrüde düşürmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, 14/05/2018 tarihli bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle, davacı şirketin e-defterlerinin kayıtlarını yasal sürede Gelir İdaresi sistemine aktararak E-Defter beratlarını aldığı,
e-defter kapsamında olmayan envanter defterinin de noterde açılış tasdiki süresinde yapıldığı ve her üç defter kayıtlarının birbirini teyit ettiği, davacı şirket ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, davalı şirketin ibraz edilen ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdikinin süresinde yapıldığı, defterlerin birbirini teyit ettiği ve defterlerin delil niteliği taşıdığı, davacı şirketin, takip tarihi itibariyle ticari defterlerinde 12.491,45 TL alacaklı olduğu, davacı şirketin, davalı şirket ticari defterinde 233,44 TL alacaklı olduğu, davalı şirketin, davacı şirket adına düzenlediği 24/11/2015 tarih ve 11.729,37 TL tutarındaki fatura ile ticari defterlerinde borcunu 233,44 TL’ye düşürdüğü, davalı şirketin, davacının boyama hizmetinde gecikme yaşandığı ve bu gecikmeden dolayı zarara uğradığını kanıtlayacak belge ibraz edemediğinden, davacı şirketin takip tarihi itibariyle davalıdan 12.480,15 TL alacaklı olduğu, taraflar arasında sözleşme bulunmadığından ve davalı şirketin takipten önce temerrüde düşürülmediğinden işlemiş faiz şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davalının İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin12.480,15 TL asıl alacak yönünden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, kabul edilen 12.480,15 TL asıl alacağın % 20 oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesiyle, mahkemenin gecikme yaşandığının ispat edilemediğine yönelik açıklamasının, dosyanın eksik inceleme ile hükme bağlandığını açıkça gösterdiğini, zira, davacı tanığı ...' in, müvekkili şirketin kendilerini aradığını, terminde problem olduğunu açıkça ifade ettiğini belirttiğini, o halde müvekkili şirketin ihbar ve bildirim yükümlülüklerini yerine getirdiğini, taraflar arasındaki akdi ilişkinin istisna akdi olduğunu, istisna akdinin karakteristik özelliğinin, yüklenicinin edimini eserden beklenen amaca uygun şekilde ifa ile zorunlu olması olduğunu, bu durumda eserin süresinde teslim edildiğinin ispat külfetinin davacı tarafta olduğunun gözetilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, gerek davacı, gerekse de davalı tanıklarının beyanları ile taraflar arasında termin (teslim süresi) süresi konusunda bir ihtilaf olduğunun açık olduğunu, nitekim davacı tarafın kendi tanığı, ...' ın ifadesinde “termin tekstil dilinde bir kumaş alındığı zaman teslim edileceği tarihtir. Bu süre işletme durumuna göre 1 hafta ile 15 gün arasında değişmektedir.” dediğini, taraflar arasındaki termin süresi konusunun araştırılması gerekirken, sırf davalı şirketin gecikmeden dolayı zarara uğradıklarını kanıtlayacak belge ibraz edemedikleri kanaati ile hüküm oluşturulmasının hatalı olduğunu, bilirkişi heyetinde sektör bilirkişisi bulunmasına rağmen, sektör bilirkişisinin dosyaya hiçbir katkısının olmadığını ve rapor tanziminde hiçbir çalışmasının bulunmadığını, sektör bilirkişisinin dosyada görevlendirilmesinin sebebinin, tekstil sektöründe makul termin süresinin ne kadar olduğu, davacı tarafın müvekkili şirketten dava konusu emtiayı hangi tarihte aldığı, davacı tarafın teslim aldığı bu emtiayı, edimini ifa ettikten sonra ne zaman iade ettiği, aradaki sürenin tekstil sektöründe makul olup olmadığı, tekstil sektöründe, terminde gecikme olması halinde bundan kimin sorumlu olduğu konularında sayın sektör bilirkişisinin çalışma yapması gerekirken, bu konuların hiçbirisine açıklık getirmediği, eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm oluşturulduğunu, müvekkili şirket aleyhine, % 20 oranında icra ve inkar tazminatına yönelik hüküm oluşturulmasının açıkça hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafın dava konusu iddialarının yargılamayı gerektirir nitelikte olduğunu, davacı tarafın dava konusu alacak iddiasının likit olmadığının açıkça ortada olduğu halde, davacı taraf lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, hükme dayanak bilirkişi raporunda, müvekkili şirketin 24/11/2015 tarihli fatura ile borcunu 233,44 TL’ye düşürdüğünden bahsedildiği, ancak bu faturanın davacı tarafa gönderilip gönderilmediğinden, davacı tarafın iş bu faturaya süresinde itirazı olup olmadığından hiç bahsedilmediği, mahkeme tarafından hükme dayanak bilirkişi raporuna yönelik haklı ve hukuka uygun itirazlarının gözetilmemesi ve itirazları doğrultusunda ek bilirkişi raporu alınmamasının yasaya aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Taraflar arasında davalı şirket tarafından üretimi yapılan tişörtlerin davacı şirketçe boyanması yönünde sözlü eser sözleşmesi kurulmuş olup, bu husus iki tarafın da kabulündedir. Davacı sözleşme gereğince edimini süresi içerisinde eksiksiz şekilde ifa ettiği halde bakiye iş bedelinin ödenmediğini ileri sürmüş, davalı ise teslimin 15 gün geç yapıldığını, bu nedenle zarara uğradığını, bu nedenle davacının bakiye iş bedeli alacağından zarar miktarını mahsup ettiklerini savunmuştur. Davacı yüklenici tarafından davalı hakkında İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyasından 5 adet faturaya istinaden toplam 12.844,15 TL asıl alacak ve işlemiş faiz alacağının tahsili için 21/01/2016 tarihinde ilamsız takip yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmaktadır. Karşılıklı edimleri içeren eser sözleşmelerinde yüklenicinin görevi eseri sözleşmesine, amacına ve tekniğine uygun tamamlayarak teslim etmek; iş sahibinin görevi ise, sözleşmede kararlaştırılan yükümlülükler varsa bunların yerine getirilmesiyle eserin bedelini ödemekten ibarettir. Kural olarak eser sözleşmesi ilişkisinin kurulması herhangi bir şekil şartına tabi olmayıp, tarafların "icap" ve "kabul" iradelerinin birleşmesiyle sözleşme ilişkisi kurulur. Şekil şartı, sözleşmenin geçerlilik şartı olmayıp, ispat şartıdır. (Yargıtay 15 Hukuk Dairesi'nin 25/09/2018 tarih, 2018/3698 Esas, 2018/3394 karar sayılı kararı) 4721 sayılı TMK’nın “İspat yükü” başlıklı 6. maddesi “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü amirdir. Somut olayda, davalı yan, davacının tişört boyama hizmetini gecikmeli yerine getirdiğini ve bu gecikmeden dolayı zarara uğradıklarını ileri sürdüğünden, bu hususu ispat külfeti davalı taraftadır. 6100 sayılı HMK'nın “Senetle ispat zorunluluğu” başlıklı 200. maddesinde düzenlenen “(1) Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. " hükmü gereğincen davalı taraf, bu iddiasını senetle ispat etmek zorundadır. Bu kapsamda, davalının dosyaya sunduğu delillerin değerlendirilmesi gerekmektedir. Davalı tarafça dosyaya bu iddiayı ispatlayacak yazılı bir belge sunulamadığı gibi, tanık dinlenmesini mümkün kılacak yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belge de dosya kapsamında bulunmamaktadır. O halde yapılan bu açıklamalar ışığında mahkemece; mali müşavir ..., hukukçu Doç. Dr. ... ile hukukçu Prof. Dr. ... tarafından hazırlanan 14/05/2018 tarihli, denetime elverişli bilirkişi kurul raporu hükme esas alınmak suretiyle ve ispat yükü doğru değerlendirilerek, taraf ticari defterlerinin sahipleri lehine delil niteliği taşıdığı, davacı şirketin ticari defterlerinde takip tarihi itibariyle davalıdan 12.491,45 TL alacaklı olduğu, davalı şirketin, davacı şirket adına düzenlediği 24/11/2015 tarih ve 11.729,37 TL tutarındaki fatura ile ticari defterlerinde borcunu 233,44 TL’ye düşürdüğü, davalı yanca davacı şirket defterlerinde rastlanılmayan faturaların davacıya tebliğ edildiğini ya da davacının boyama hizmetinden dolayı gecikme yaşandığı ve bu gecikmeden dolayı zarara uğradıklarını kanıtlayacak herhangi bir belgenin dosyaya sunulamadığı gerekçesiyle yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi dosya kapsamı ile usul ve yasaya uygun olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurularının HMK'nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 22/06/2018 tarih ve 2016/698 Esas, 2018/804 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 852,51 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan toplam 213,25 TL harcın mahsubu ile bakiye 639,26 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK'nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 16/11/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi