Abaküs Yazılım
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3035
Karar No: 2021/1869
Karar Tarihi: 16.11.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2018/3035 Esas 2021/1869 Karar Sayılı İlamı

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

...

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ... (...)
ÜYE : ... (...)
ÜYE : ....... (...)
KATİP : ... (...)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/09/2018
ESAS-KARAR NO ...
...
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 16/11/2021
YAZILDIĞI TARİH : 15/12/2021

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı-karşı davalı ve davalı-karşı davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı/karşı davalı vekili, taraflar arasında ... bayilik sözleşmesi akdedildiğini, teminat olarak toplam 700.000,00.-TL tutarında teminat mektubunu davalı dağıtıcı şirkete verdiklerini, bu teminat mektuplarından 500.000,00.-TL tutarlı olanının davalı yanca kısmen paraya çevrildiğini, davalı yanca sözleşmede süre taahhüdü bulunmamasına karşın sözleşmenin 6.5.1.4.2 maddesinin ihlal edildiği iddiası ile feshi ihbarda bulunulduğunu, ancak müvekkil tarafından verilen siparişlerin davalı yanca yerine getirilmediğini, feshin haksız olduğunu, cezai şart talep etmesinin kabul edilemeyeceğini, cari borcun ödenmediği, satış taahhüdünün yerine getirilmediği ve faaliyetin durmuş olduğu gerekçeleri ile sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiği, ancak davalının keşide etmiş olduğu ihtarnameden de anlaşılacağı üzere mal alımından kaynaklanan bir borcun bulunmadığını, dostane çözüm önerilerinin ise davalı yanca kabul edilmediğini, teminat mektuplarının paraya çevrilmesi yolu ile alacağın tahsili mümkün iken ihtilaf çıkartarak cezai şart elde etmeye çalıştığını, sözleşme ile kararlaştırılan taahhüdün yerine getirilip getirilmediğinin ancak sözleşmenin bitimi ile belirleneceğini, mahkemece feshin haklı olduğunun kabulü halinde ise fahiş cezai şartın tenkisini talep ettiklerini beyanla feshin haksız olduğunun tespiti ile satış taahhüdü ve cezai şartlar nedeni ile borçlu olmadıklarının tespitini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı/karşı davacı vekili, davacının menfi tespit davasını açmakta hukuki yararının bulunmadığını, zira ileri sürdüğü hususları savunma olarak getirebileceğini, davacının alım yükümlülüğünü, sözleşme hükümlerine aykırı hareket etmesi, ...’den ... almayarak faaliyetlerini tatil etmesi ve kredi ve ürün bedeli borçlarını da ödememesi nedeni ile ihtarname keşide edildiğini, ancak buna karşın ihtarın neticesiz kalması üzerine 08.12.2014 tarihli ihtarname ile sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, davalının ise feshi ihbar bildirimine karşı keşide etmiş olduğu ihtarnamede esasen feshin haklı olduğunun anlaşıldığını, alım taahhüdünü yerine getirmediğini, bu nedenle cezai şart borcu oluştuğunu, cezai şartın tenkisi talebinin de kabul edilemeyeceğini, yine ... tarafından sözleşmenin haklı nedenle feshi halinde uygulanmak üzere kararlaştırılan cezai şartın da makul düzeyde olduğunu ileri sürerek davanın reddi isteminde bulunmuş, karşı davasında ise davacı/karşı davalının açıklanan nedenlerle sözleşmeye aykırı davrandığını, feshin haklı nedene dayandığını, bayiinin asgari alım taahhüdüne uymaması nedeni ile 207.318,00.-USD cezai şart alacağının doğduğunu, bu ceza borcunun karşılığı olarak fatura düzenlendiğini, fatura tutarının kısmen davacı/karşı davalı bayiinin müvekkile vermiş olduğu teminat mektubundan karşılandığını, ancak bakiye alacaklarının bulunduğunu beyanla bakiye 231.097,98.-TL alacağın 08.12.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, asıl dava yönünden davacının fesih nedeni olarak gösterdiği kredi borçlarının ödenmemesi ve ürün alımının yapılmamasının sözleşmenin 8 ve 23. maddelerine aykırılık teşkil ettiği, bu nedenle feshin haklı nedene dayandığının kabulü gerektiği, alım taahhüdünün 5 yıllı kapsaması nedeni ile haklı neden olarak kabul edilemez ise de, diğer fesih nedenlerinin varlığı nedeni ile feshin haklı olduğu, sözleşmenin yürürlükte kaldığı süre nazara alınarak yapılan hesaplamaya göre davalı/karşı davacının davacı bayiden 117.359,21.-USD cezai şart alacağının bulunduğu, bu tutarın davalı/karşı davacının bayiden talep ettiği 207.318,00.-USD cezai şart bedelinden mahsubu ile bakiye 89.959,00.-USD cezai şart talebi yönünden davacı/karşı davalının menfi tespit talebinin yerinde olduğu, ancak haklı nedenle fesih halinde 64.250,00.-USD cezai şarttan sorumlu olacağı gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile 89.959,00.-USD borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş, karşı dava yönünden ise alım taahhüdünden kaynaklanan cezai şart bedeline ilişkin düzenlediği 27.04.2014 tarihli 333.276,86.-TL tutarındaki fatura bedelinin 102.097,98.-TL tutarını karşı davalıya ait nakde çevrilen teminat mektubu ile tahsil ettikleri, bakiye 231.097,98.-TL cezai şart bedelini talep etmiş olup davalı/karşı davacının bilirkişi raporunda da hesaplandığı üzere asgari alım taahhüdünü ihlal nedeni ile 319.451,77.-TL alacağının bulunduğu, bu alacağın bir kısmının nakde çevrilen teminat mektubundan karşılandığı, bakiye 217.272,89.-TL cezai şart alacağının talep edilebileceği gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile 217.272,89.-TL alacağın 15.12.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline fazlaya dair istemlerin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı/karşı davacı vekili, mahkemece asgari alım taahhüdüne uyulmaması nedeni ile belirlenmesi gereken cezai şart alacağının bilirkişi raporunda yapılan hesaplama hükme esas alınarak karar verilmesinin hatalı olduğunu, Bayilik Protokolünün 6.1.5.4.3 maddesinde yer alan düzenlemeye göre sözleşme süresinin sonunda ya da fesih tarihinde satış taahhüdü yerine getirmediği takdirde satın almadığı her m3 beyaz ürün için 109 USD cezai şart ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, davacı/karşı davalının 2.375 m3 beyaz ürün taahhüdünde bulunduğunu, ancak 473 m3 miktarındaki kısmını yerine getirdiğini, 1.902 m3 kısmının yerine getirilmediğini, buna göre 207.318,00.-USD cezai şart alacağının doğduğunu, mahkemece bilirkişi raporunda yapılan hatalı hesaplamanın hükme esas alınarak davacının davasının 89.959,00.-USD olarak kısmen kabulüne karar verilmesinin de doğru olmadığını, karşı dava yönünden de aynı gerekçe ile mahkemenin hükmüne esas aldığı hatalı bilirkişi raporundaki hesaplamaya göre karar verilmesinin doğru olmadığını, davanın tamamen kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek istinaf isteminde bulunmuştur.
Davacı/karşı davalı vekili, mahkemenin sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği yönündeki kabulünün doğru olmadığını, sözleşmenin taraflar arasında 5 yıl süre ile akdedildiğini, asgari alım taahhüdünün de bu süre içerisinde yerine getirileceğini, ancak davalı/karşı davacının sözleşmenin 3. yılında sözleşmeyi feshettiğini, kalan süreçte asgari alım taahhüdünün yerine getirilebileceğini, zira hükme esas alınan bilirkişi raporunda da sektör bilirkişisi enerji uzmanı bilirkişi bu yönde karşı oy kullandığını, bir diğer fesih gerekçesi olan 21.04.2014 tarihinden sonra ürün alımı yapılmaması bakımından ise sözleşmede bu hususta her hangi bir hüküm bulunmadığını, sözleşmenin 5 yıl süreli olduğunu, yenilik doğuran hak olan fesih bildiriminden sonra müvekkili tarafından keşide edilen ihbarnamede yer alan beyanların fesih gerekçesi yapılamayacağını, bir diğer fesih nedeni olarak ise ... tarafından temin edilen kredinin zamanında ödenmediği iddiası yönünden ise davalı/karşı davacı defterlerinde yapılan inceleme neticesinde müvekkilinin esasen alacaklı olduğunun tespit edildiğini, fazla tahsilatını kredi borcundan mahsup etmek yerine bir sonraki yıla borç olarak devrettiğini, davalının kötüniyetli olarak yedindeki paraları krediye mahsup etmediğini, müvekkilinin fesih tarihinde kredi borcunun bulunmadığını, hatta alacaklı olduğunu, ayrıca kredi borcunu karşılayacak miktarda teminat mektubunun da bulunduğunu, karşı dava yönünden ise sözleşme süresinin sona ermesinden önce asgari alım taahhüdüne uyulmadığının kabulü ile cezai şart alacağından sözedilemeyeceğini, ayrıca cezai şarta hükmedilmesinin müvekkili şirketin mahvına neden olup olmayacağı hususunda da her hangi bir araştırma ve değerlendirme yapılmadığını ileri sürerek istinaf isteminde bulunmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, taraflar arasında akdedilen bayilik sözleşmesinin haklı olarak feshedilip edilmediği; buna bağlı olarak cezai şart koşullarının oluşup oluşmadığı ile davacının davalıya borçlu olup olmadığı hususlarındadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Asıl dava, ... bayilik sözleşmesi nedeni ile borçlu olmadığının tespiti istemine karşı dava ise aynı sözleşme gereğince cezai şart alacağı istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Taraflar arasında 05.09.2011 tarihli "İstasyonlu ... Bayilik Sözleşmesi" ve aynı tarihli "... İstasyonu Bayilik Protokolü" imzalandığı hususu uyuşmazlık konusu değildir.
Davalı/karşı davacı ... şirketince 08.12.2014 tarihli noter ihtarnamesi ile taraflar arasında akdedilen bayilik sözleşmesinin feshedildiğinin bildirildiği, feshe dayanak olarak ise asgari alım taahhüdüne uyulmaması, ikazların dikkate alınmaması, sözleşmenin 23. Maddesi uyarınca kesintisiz biçimde ... ve türevlerinin satışının sürdürecek biçimde stokta bulundurulmaması, ayrıca kredi olarak verilen tutarın ödenmemesi olarak gösterilmiştir.
Sözkonusu fesih ihbarında davalı/karşı davacı dağıtıcı şirket cari borç yanında, asgari alım taahhüdüne uyulmaması nedeni ile 207.318,00.-USD ve sözleşmenin 24, protokolün ise 6.1.5.2 hükmü uyarınca 64.250,00.-USD cezai şartın ödenmesi talep edildiği anlaşılmaktadır.
Davacı/karşı davalı asıl davada dağıtıcı şirket tarafından fesih ihbarında asgari alım taahhüdünden ötürü ve haklı fesih nedeni ile talep edilen cezai şart nedeni ile borçlu olmadığının tespiti talep edilmiş, karşı davada ise asgari alım taahhüdüne uyulmaması nedeni ödemesi gereken cezai şart tutarı 122.438,22.-USD'nin karşılığı TL'den, bayi tarafından verilen teminat mektubunun paraya çevrilmesi neticesinde bakiye alacak tutarı olan 231.097,98.-TL cezai şart alacağının tahsili talep edilmiştir.
Öncelikle taraflar arasındaki sözleşmenin haklı nedenle feshedilip edilmediği hususu değerlendirildiğinde, özellikle davacı/karşı davalı bayiinin davalı/karşı davacı dağıtıcı şirketin fesih ihbarına cevabi ihtarnamesi içeriğinde "şirketin müzayaka içerisinde olduğu, sözleşmeden doğan yükümlülükleri yerine getiremediği ve yaklaşık sekiz aydan beri şirket kayıtlarında ekonomik hareket gözükmediği, bu durumun şirketin envanterine kayıtlı tankerin sicil kaydına bakılması halinde görüleceği" belirtildiği, bunun yanında mahkemece alınan 18.04.2017 tarihli bilirkişi görüşünde tarafların defterlerinin incelenmesinden sözleşme süresi içerisinde uzun süre ... alımı yapılmadığı ve sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği değerlendirilmiştir.
Buna göre hem davacı/karşı davalının 12.12.2014 tarihli noter ihtarnamesi içeriği, hem bilirkişi raporu hem de dosya kapsamında yer alan defter ve kayıtlardan davacı/karşı davalının sözleşmenin 23. maddesine aykırı davrandığı, mahkemece davalı/karşı davacı dağıtıcı şirket tarafından sözleşmenin fesihinin haklı nedene dayandığının kabulünde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
Sözleşmenin haklı nedenle feshi sonucu öngörülen cezai şart konusunda davalı/karşı davacının talep etmiş olduğu asgari alım taahhüdüne uyulmaması halinde taraflar arasında akdedilen "... İstasyonu Bayilik Protokolü"nün 6.1.5.4.2 maddesi "Bayi; Protokol süresince Perakende Satış olmak üzere 2.375 (ikibinüçyüzyetmişbeş) m3 beyaz ürünü ...'den satın almayı kabul ve taahhüt eder", 6.1.5.4.3. maddesi ise "Bayi, her ne sebeple olursa olsun, Sözleşme süresinin sonunda veya fesih tarihinde işbu satış taahhüdünü yerine getirmediği takdirde, taahhüt ettiği halde, Perakende Satış fiyatından ...'den satın almadığı beher m3 beyaz ürün için 109 USD (yüzdokuzamerikandoları) tutarında cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt eder" hükmünü içermektedir.
Görüldüğü gibi yukarıda değinilen asgari alım taahhüdüne ilişkin cezai şart hükümlerinin yorumlanması gerekmekte olup özellikle 6.1.5.4.3. maddesi uyarınca sözleşme için öngörülen sürenin bitiminden önce sözleşmenin haklı nedenle feshi halinde fesih tarihinde 6.1.5.4.2 maddesinde öngörülen asgari alım taahhüdünün yerine getirilmemiş olması halinde bakiye alım taahhüdünün her m3 tutarı için 109 USD cezai şart sorumluluğu doğacaktır. Anılan sözleşme hükümlerinin açıklanan biçimde yorumlanması gerekirken ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda sözleşmenin yürürlükte kaldığı süreye oranlama yapılarak belirlenen cezai şarta hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Bunun yanında Mahkemece alınan bilirkişi raporunda davacı/karşı davalının cezai şart nedeni ile şirketin mahfına neden olacağı yönündeki talebi değerlendirilmiş ise de, mahkeme gerekçesinde bu hususta olumlu ya da olumsuz her hangi bir değerlendirme yapılmamış ve sonuca varılmamıştır.
Az yukarıda cezai şarta yönelik davalı/karşı davacının istinaf isteminin kabulü yönündeki Dairemiz kararı nazara alındığında mahkemece yeniden bilirkişi raporu alınarak belirlenecek yeni cezai şart tutarlarına göre davacı/karşı davalının cezai şartın şirketin mahvına neden olacağı yönündeki istemi hususunda gerekli araştırma da yapılarak varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
Yapılan açıklamalar dikkate alındığında davacı/karşı davalının asgari alım taahhüdüne yönelik menfi tespit davasının yeniden değerlendirilmesi de gerekmektedir.
Mahkemece açıklanan yönlerden delil toplanmamış, ayrıca toplanan deliller de açıklanan yönlerden karar yerinde tartışılmamıştır. 6100 sayılı HMK’nin 353/1-a-6. maddesinde, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri uyuşmazlığın çözümünde etkili delillerin toplanmadan veya gösterilen deliller değerlendirilmeden karar verilmiş olması hususu davanın esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verilen hallerden sayılmıştır.
Davanın esasıyla ilgili olarak gösterilen “uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin” toplanmaması ile anlaşılması gerekenin hakimin belirli bir yargıya vararak karar vermesinde etkili/esaslı nitelikteki deliller sözedilmekte olup bu özellikte delillerin toplanmaması tahkikatın büyük ölçüde yeniden yapılmasını gerektirir nitelikte ise HMK’nin 353/I-a-6. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira somut olayda olduğu gibi asıl ve karşı davalardaki talepler hakkında tarafların sorumluluklarının belirlenmesi için yukarıda açıklanan yönlerden tahkikat yapılması zorunlu olup anılan araştırma ile delil toplanmaması ve bu delillerin değerlendirilmemiş olması halinde yargı sistemimiz bakımından benimsenmiş olan dar istinaf sisteminden uzaklaşılarak ilk derece mahkemesince değerlendirilmemiş olan konularda ilk defa istinaf mahkemesince bir delile ilişkin olarak tartışma yapılarak yargıya varılacaktır ki bu da iki dereceli yargılama olan istinaf yargı sistemi ile bağdaşmayacaktır.
Bu bakımdan ilk derece mahkemesince davanın esasına yönelik uyuşmazlığın giderilmesi için yukarıda açıklanan delillerin toplanmaması ve bu delillere ilişkin her hangi bir değerlendirme yapılmamış olması bakımından davacı/karşı davalı ve davalı/karşı davacı vekillerinin istinaf başvurusunun HMK'nin 353/1-a-6. maddesi uyarınca kabulüne ve ilk derece mahkemesinin kararının anılan gerekçelerle kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı/karşı davalı vekili ile davalı/karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE
2-Ankara 13.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ...Karar sayılı ve 13/09/2018 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
3-HMK.'nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde ilgili tarafa İADESİNE,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-HMK m. 359/4 uyarınca kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK m. 353 hükmü uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK m. 362/1-g maddesi uyarınca kesin olmak üzere 16/11/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

...

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
"5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur."

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi