17. Hukuk Dairesi 2015/7652 E. , 2015/11257 K.
"İçtihat Metni"Davacı Sağlık Bakanlığı ile davalı...Sigorta AŞ arasındaki dava hakkında Malatya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nce verilen 27/05/2014 gün ve 2013/303 Esas 2014/302 Karar sayılı hükmün, Dairemizin 25/12/2014 gün ve 2014/23206-2014/19504 sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiş olup, süresi içinde davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
1-Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat davasına ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmekle, Dairemizce, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, dava konusu araç hasarının kaza tarihindeki verilere göre hesaplanması gerektiği gerekçesiyle davacı vekili ve davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmiş, davalı vekilince karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan maddi tazminat talepleri sigorta ettiren ile sigortacının tarafı olduğu sözleşmeye dayanmakta olup, bu davalar 6762 S.TTK.nun 1268.maddesi gereğince 2 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. (6102 S.TTK.md.1420) Bu düzenleme Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarının C.9.maddesinde de açıkça ve aynen yer almaktadır. 6762 S.TTK.nun 1292 ve 1299.maddeleri (6102 S.TTK.md 1446 ve 1427) hükmü uyarınca zamanaşımı süresinin başlangıcı alacağın muaccel olduğu gün yani sigortalının rizikonun gerçekleştiğini öğrendiği günden itibaren başlayan 5 günlük ihbar tarihinin son günüdür.
Buna göre, 2918 sayılı KTK.nun 109/2 maddesinde geçen "maddi tazminat talepleri" kavramı ile kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan araç hasarına ilişkin davadaki maddi tazminat isteminin ilişkilendirilmesi mümkün olmadığı gibi, haksız eylemin özel bir türü olarak düzenlenen KTK.nun 109/2 maddesindeki yaralamadan veya ölümden dolayı zarar gören 3.kişilerin alacak hakkı yönünden açılacak davalarda,
haksız eylem aynı zamanda Ceza Kanunu bakımından suç oluşturmakta ve yasa daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmekte ise uzamış ceza zamanaşımı süresi uygulanabilir ise de kasko sigorta sözleşmesine dayalı eldeki davaya konu tazminat istemi bu madde kapsamında değerlendirilemeyeceğinden, bu davada uzamış ceza zamanaşımı süresi uygulanmayacaktır.
Yukarıdaki açıklanan ilkeler karşısında somut olaya baktığımızda; dava konusu riziko 08/03/2001 tarihinde meydana gelmiş olup, dava, 07/06/2013 tarihinde açılmıştır. Davalı vekili yasal süresinde zamanaşımı itirazında bulunmuştur.
O halde; dosya içeriğine göre zamanaşımını kesen veya durduran nedenlerin bulunmadığı da gözetildiğinde, mahkemece, davalı vekilinin zamanaşımı def"i dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Davalı vekilinin bu yöne ilişkin karar düzeltme isteminin kabulüne karar verilmesi ve Dairemizin 25/12/2014 gün ve 2014/23206 Esas 2014/19504 Karar sayılı ilamının ortadan kaldırılmasına karar verildikten sonra bu yöne ilişkin olarak yeniden yapılan temyiz incelemesi sonunda;
2-Yukarıda açıklanan nedenlerle, davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerekmiştir.
3-Bozma nedenine göre, davacı vekili ve davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 25/12/2014 gün ve 2014/23206 Esas 2014/19504 Karar sayılı ilamının ortadan kaldırılmasına, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili ve davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, tashihi karar peşin harcın davalıya geri verilmesine 26/10/2015 gününde oybirliği ile karar verildi.