8. Hukuk Dairesi 2016/13890 E. , 2017/243 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Mülkiyetin Tespiti
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili, 821 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalan ve dava dilekçesinde sınırlarını açıkladıkları yaklaşık 31.000 m2"lik taşınmaz bölümünün mülkiyetinin vekil edenine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuş, dahili davalılar .... Genel Müdürlüğü ve .... ... yargılama oturumlarına katılmamış, savunmada bulunmamışlardır.
Mahkemece; o yer Kadastro Mahkemesi tarafından verilen ve kesinleşen ilamda 821 sayılı parselin 705.477,77 m2"lik kısmının baraj suları altında kaldığından bahisle tespit harici bırakılmasına karar verildiği, 821 parsel sayılı taşınmazın davacının maliki olduğu ve sonrasında .... "ye kamulaştırma yolu ile tapuda devrettiği 541 ve 542 parsel sayılı taşınmazlara komşu olduğu, dinlenen tanık ve mahalli bilirkişi beyanları, ziraat bilirkişi raporunda belirtilen açıklamalar gözönünde bulundurulduğunda davacının dava konusu taşınmazın mülkiyetini iktisap ettiği kanaatine ulaşıldığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulü ile fen bilirkişisinin 23.01.2014 tarihli rapor ve krokisinde A harfi ile belirttiği 31.000 m2 yüzölçümlü taşınmazın davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesi üzerine, hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davanın kısmen kabulü ile, A harfi ile belirtilen 23.200,67 m2"lik yüzölçümlü taşınmazın davacıya ait olduğunun tespitine dair verilen ilk hüküm davalı ... vekilinin temyizi üzerine Dairece, 09.05.2013 tarih, 2012/13269 E- 2013/6821 K. sayılı ilâm ile; “... eldeki davanın davacısı yönünden Kahta Kadastro Mahkemesi"nin 2004/45 Esas ve 2006/29 Karar sayılı kararının kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılması, .. nizalı kısmın Kadastro Mahkemesi"nde hükme esas alınan ve 821 parsel sayılı taşınmazda A harfi ile gösterilen (tespit harici bırakılmasına karar verilmiştir) bölümde kalıp kalmadığının tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi, tespit harici bırakılan bölümde kaldığının tespiti halinde, davanın TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin tespitine ilişkin olduğu değerlendirilerek, davanın TMK"nun 713/3. maddesi gereğince ilgili Kamu Tüzel Kişileri durumunda olan .... ve Köy Tüzel Kişiliği"ne yöneltilmesinin sağlanması,.. bundan ayrı .... tarafından yapılan kamulaştırma işlemine ilişkin tüm belge ve haritaların getirtilerek, nizalı taşınmaz bölümüne paftası üzerinden uygulanması, ondan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi ...” gereğine değinilmek suretiyle bozulmuş; Mahkemece bozma kararına uyularak, yukarıda yazılı şekilde karar verilmiştir.
1-Mahkeme bozma kararına uymakla, bozma kararı çerçevesinde araştırma ve inceleme yapıp, bozmada belirtilen esaslar çerçevesinde hüküm vermek yükümlülüğü altına girer. Bozmaya uyulmakla usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Her ne kadar usuli kazanılmış hak usul hukukunda açık bir biçimde düzenlenmemiş ise de, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararlarıyla usuli kazanılmış hakkın varlığı uygulamada kabul edilmiştir. (04.02.1959 gün ve 13/5 YİBK ile 09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK). Somut olaya gelince; Yargıtay bozma kararına konu kararda, dava konusu 821 parsel sayılı taşınmaz içerisinde fen bilirkişisinin 13.01.2011 tarihli raporunda ve krokisinde A harfi ile belirttiği 23.200,67 m2"lik yüzölçümlü taşınmazın davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, davalı ... yararına bozulmuştur. Hükmün davacı tarafından temyiz edilmemiş olduğu da dikkate alındığında, A harfi ile gösterilen 23.200,67 m2"lik yüzölçümlü taşınmaz yönünden davalı ... lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu anlaşılmıştır. Mahkemece davalı yararına doğan usulü kazanılmış hak gözetilmeyerek yazılı şekilde 31.000 m2 yüzölçümlü taşınmazın davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
2-Kabule göre de; Mahkemece, bozmaya uyulmakla birlikte bozma gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma ilâmında, davaya konu nizalı kısmın Kadastro Mahkemesi"nde hükme esas alınan ve 821 parsel sayılı taşınmazda A harfi ile gösterilen (tespit harici bırakalmasına karar verilmiştir) bölümde kaldığının tereddüte yer bırakmayacak şekilde tespiti halinde, eldeki davanın TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14.maddesi gereğince açılan mülkiyetin tespitine ilişkin olduğu belirtilmiştir. Bozma sonrası alınan 29.01.2014 havale tarihli fen bilirkişi raporuda, Kadastro Mahkemesi"nin 2004/5 E, 2006/29 K sayılı kararın kesinleştiği ve Kahta Tapu Sicil Müdürlüğünde 26.04.2010 tarih ve 1039 yevmiye numaralı işlem ile infaz işleminin yapıldığını, 821 parsel nolu taşınmaz kapsamında bulunan A harfi ile gösterilen yerin tespit harici bırakılmasına karar verilen kısım içerisinde kaldığının belirtildiği görülmüştür.
Bir yerin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak edinilebilmesi için TMK"nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. maddeleri hükümlerine göre, kadastro tespit tarihine kadar 20 yıldan fazla süre ile anılan maddelerde belirtilen koşullar altında tasarruf edilmesi gereklidir. Davacı kendisine ait olup adına tespit edilmeyen araziler hakkında dava açtığını, taşınmazlardan iki tanesinin 541 ve 542 parsel olarak adına kayıt ve tescil edildiğini, dava konusu arazinin ise 821 parsel sayılı taşınmaz sınırları içerisinde kaldığının tespit edilmesi üzerine Kahta Kadastro Mahkemesi"nin 2004/45 Esas sayılı dosyası ile birleştirme kararı verildiğini bildirmiştir. Dosya arasına alınan Kahta Kadastro Mahkemesi"nin 2004/45 Esas ve 2006/29 Karar sayılı dosyanın incelenmesinde, 13.09.1977 tarihinde yapılan tapulama çalışmalarında 821 parsel sayılı taşınmazın 1976/104 Esas sayılı dava dosyasında davalı olduğu gerekçesiyle, taşınmazın malik ve miktarının tespiti için tutanağın ilgili Mahkemeye gönderilmesine karar verildiği, Mahkemece; 821 sayılı parselde A harfi ile gösterilen 705.477,77 m2"lik kısmın baraj suları altında kaldığı gerekçesiyle kadastro harici bırakılmasına, B harfi ile gösterilen 850.045,48 m2"lik bölümün ham toprak niteliğiyle Hazine, C harfi ile belirtilen 100.000 m2"lik kısmın .... , D, E, F, G, H, I, J, K, L, M, N, O, P ve R harfleri ile gösterilen bölümlerin Hazine adına tesciline karar verildiği, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi"nin 2006/4779-8873 Karar sayılı ilamıyla, Yerel Mahkeme kararının onandığı ve karar düzeltme yoluna gidilmeyerek 04.01.2010 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Davacı tarafından açılan ve Kahta Kadastro Mahkemesi"nin 2004/45 Esas (bozmadan evvel 1994/7 Esas) sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilen 1992/28 Esas sayılı dosyanın az yukarıda bahsi geçen Kadastro Mahkemesi dosyası arasında bulunmadığı, 821 parsel sayılı taşınmazın baraj suları altında kalmadan evvel davacının zilyet olduğu kısımlara ilişkin belirleme yapılmadığı, davacı lehine zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmediği görülmüştür.
Hal öyle olunca, Mahkemece davacı adına hükmen tesciline karar verilen 541 ve 542 parsel sayılı taşınmazların tesciline esas dava dosyaları ile Kahta Kadastro Mahkemesi"nin 2004/45 Esas, 2006/29 Karar sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilen Kahta Kadastro Mahkemesi"nin 1992/28 Esas sayılı dosyalarının bulundukları yerden getirtilerek dosya arasına alınması, davacının tespitini istediği taşınmazda, tespit tarihi olan 1977 tarihinden ve baraj suları altında kalmadan evvel zilyetliğinin bulunup bulunmadığının, taşınmazın sınırlarının ve üzerinde hangi tarihte zilyetlik yoluyla tasarrufta bulunulmaya başlandığının belirlenmeye çalışılması, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. maddesi hükmüne göre; davacı adına belgesizden tescil edilen taşınmaz veya taşınmazlar var ise bunların miktarlarının, çalışma alanlarının, tescil tarihlerinin Tapu Sicil Müdürlüğü ile Kadastro Müdürlüğün"den, zilyetliğe dayalı tescil davası açıp açmadıklarının o yer Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğü"nden sorulması, belgesizden alınan taşınmazlara ait kadastro tutanak ve ekleriyle tapu kayıtlarının Tapu Sicil Müdürlüğün"den, tescil davalarına ilişkin dosyaların ise bulundukları mahkemelerden getirtilerek miktar sınırlaması yönünden göz önünde tutulması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, soyut nitelikteki beyanlara dayalı olarak eksik inceleme ile hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. ve 2. bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla halen yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 16.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.