
Esas No: 2019/493
Karar No: 2021/1977
Karar Tarihi: 18.11.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/493 Esas 2021/1977 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/493 Esas
KARAR NO: 2021/1977
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/12/2016
NUMARASI: 2016/689 E. - 2016/1029 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/11/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin kimya sanayinde iştigal etmekte olduğunu, müvekkili şirketin, davalı şirketle iş yapılacağına duyduğu inanç ve güvenle bir çok çek vermesine rağmen müvekkili şirket ile davalı şirket arasında bu zamana kadar tek bir kuruşluk dahi iş ve ticaret yapılmadığını, müvekkili şirketin dava konusu çek nedeniyle davalı şirkete borçlu olmadığını ve taraflar arasında hiç bir ticari ilişki olmadığının tespit edildiğini, müvekkilinin bu çekleri avans olarak verdiğini, hem davacı hem de davalı şirkete ait 2014, 2015, 2016 yılına ait BA - BS formlarında taraflar arasında hiç bir ticari ilişkinin olmadığını, hiç bir fatura olmadığı açıkça görülmekte olduğunu belirterek davanın kabulüne, müvekkili şirketin davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine, alternatifbank ümraniye imes şubesine ait 24/07/2016 ödeme günlü ... nolu 143.930,00 TL bedelli çekin iptaline, dava sırasında çekin icra takibine konu edilmesi veya ödenmesi halinde davaya istirdat davası olarak devam edilmesine, bu durumda çek bedelinin ve ferilerinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek TCMB avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, davalının ayrıca % 40 tazminata mahkum edilmesine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konu olan çekin müvekkili tarafından değil, 3. bir şahıs tarafından tahsil edildiğini, bu hususun davacının da kabulünde olduğunu, böylece davacının borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının kalmadığını, menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşme ihtimali de bulunmamadığını, ayrıca ortada istirdat davasının dava şartı olan herhangi bir icra takibi de bulunmamadığını, bu nedenlerle davaya konu çekler tahsil edildiğinden ve menfi tespit davasının istirdada dönüşemeyeceğinden huzurdaki davanın konusuz kaldığını, menfi tespit davasının istirdada dönüşemeyeceğinden konusuz kaldığından davanın açılmamış sayılmasına, haksız ve kötüniyetli davanın reddine, çek miktarının %20’sinde az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 14.12.2016 tarih ve 2016/689 Esas - 2016/1029 Karar sayılı kararıyla; "...davacı ve davalı arasında ticari ilişkinin bulunduğu konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasında ki uyuşmazlık dava konusu yapılan çek sebebiyle davacının davalıya borçlu olup olmadığının tespit edilmesidir. Davacı taraf davalı tarafa dava konusu çeki verdiği ve verilirken herhangi bir sözleşme, protokol gibi yazılı bir belge ve delil olmadığı, çek bilindiği gibi mevzuatımız gereğince bir ödeme aracı olup kişi çek'i karşı tarafa vermekle artık bu çekten dolayı keşide tarihi itibariyle ödemek yükümü altına girmektedir. Davacı taraf sözkonusu çekin teminat çeki veya bir alışverişin avansı olarak verildiğine ilişkin dosya kapsamı itibariyle herhangi bir delil sunulmadığından davacının davasını ispatlayamamış olması sebebiyle reddine" karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; "Davalı taraf, çekin sözleşme yapılmadan avans olarak verilmesinin mümkün olmadığını iddia ederek delil listesinde şirket kayıtlarına dayandığını, TTK. madde 66 uyarınca alt ilişkinin incelenmesini davalı da açıkça talep etmesine rağmen ilk derece mahkemesince defter incelemesi talebinin reddedilmesi hukuka aykırı olduğunu, T.T.K.66 ve devamı maddelerine göre davalı, davacıdan çek sebebiyle alacaklı olduğunu ticari defterlerine kayıt etmekle yükümlü olduğunu, taraflar arasında herhangi bir borcun doğumuna sebep olabilecek herhangi bir ticari iş ve ilişki olmadığı vergi dairesine verilmiş olan BA- BS Formalarından da açıkça anlaşıldığını, Yargıtay'ın yerleşik kararları uyarınca; taraflara arasındaki borç miktarının saptanması, verilen çeklerle iş bedellerinin karşılaştırılması, bilirkişi incelemesi yaptırılıp sonuca göre karar verilmesinin gerektiği, Mücerretlik ilkesi, senedin el değiştirmesi, tedavülü halinde söz konusu olacağını, oysa davalının çekin lehdarı olduğunu, ciro ile almadığını, yani 3. kişi konumunda olmadığını, lehdar olan davalının çeki elinde bulundurması için hiç bir geçerli hukuki ilişki bulunmadığı anlaşıldığından, bunun karşılığında mal veya hizmet verdiğini ispat edemediğinden, çeki ne sebeple elinde bulundurduğunu da açıklamadığından/açıklayamadığından ve ispat edemediğinden, çekin bedelsiz olduğunun kabulünün gerektiğini." beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK'nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden önce açılan menfi tespit davasıdır. Çekin dava sırasında ödenmiş olması nedeniyle davacı çek bedelinin davalıdan istirdadını talep etmiştir. Davacı, davaya konu çekin keşidecisi olduğunu, çekin davalıya iş yapılacağı inancıyla avans olarak verildiğini, ancak davalının çek karşılığında herhangi bir mal veya hizmet vermediğini, çekin bedelsiz kaldığını, davalının lehdar olması nedeniyle bedelsizlik definin davalıya karşı ileri sürülebileceğini beyanla menfi tespit (çekin ödenmiş olması nedeniyle bedelin istirdadı) isteminde bulunmuş; davalı ise çekin kendileri tarafından değil üçüncü kişi tarafından tahsil edildiğini, ortada icra takibi olmadığından davanın istirdat davasına da dönüşemeyeceğini, bu nedenle davanın konusuz kaldığını, ayrıca davacının iddiasını yazılı delillerle ispatlamak zorunda olduğunu, çekin mücerretliği ilkesi de gözününde bulundurularak davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesi tarafından; "..davacı ve davalı arasında ticari ilişkinin bulunduğu, davacının davalıya dava konusu çeki verdiği ve verilirken herhangi bir sözleşme, protokol gibi yazılı bir belge ve delil olmadığı, çek bir ödeme aracı olup kişi çeki karşı tarafa vermekle artık bu çekten dolayı keşide tarihi itibariyle ödemek yükümü altına girmektedir. Davacı taraf sözkonusu çekin teminat çeki veya bir alışverişin avansı olarak verildiğine ilişkin dosya kapsamı itibariyle herhangi bir delil sunulmadığından davacının davasını ispatlayamamış olması sebebiyle reddine" karar verilmiştir. Karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Çek bir ödeme aracı olup kural olarak aksi yöndeki iddiayı ispat yükü davacı taraftadır. Davacı vekili çekin avans çeki olduğunu iddia etmiş, iddianın ispatı için tarafların ticari defter ve kayıtlarını göstermiştir. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Davaya konu çekin keşideci olan davacı tarafından lehdar davalıya verildiği ve kişisel defilerin (çekin avans olarak verildiği, bedelsiz kaldığı) davalıya karşı ileri sürülebilmesinin mümkün olduğu da gözetildiğinde tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmadan karar verilmesi hatalı olduğundan, davacı istinafının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-Bakırköy 6.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 14/12/2016 tarih, 2016/689 esas, 2016/1029 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde araştırma ve inceleme yapılarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 5-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 46,58 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 167,88 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK'nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.18/11/2021
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
