Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/348
Karar No: 2021/1966
Karar Tarihi: 18.11.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/348 Esas 2021/1966 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/348 Esas
KARAR NO: 2021/1966
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/11/2018
NUMARASI: 2017/552 E. - 2018/1117 K.
DAVANIN KONUSU: Borçtan Kurtulma Davası
KARAR TARİHİ: 18/11/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin diğer borçlu ...'nın hissedarları olduğunu, bu firmanın reklam sektöründe faaliyet gösterdiğini, müvekkillerinin alacaklı tarafa herhangi bir borcunun olmadığını, takibe konu alacak miktarının 3.853.305,51 TL olduğunu, takip dosyasında iki adet faktoring sözleşmesinin mevcut olduğunu, bu sözleşmelerin tutarının 943.715,00 TL ve 1.000.000-TL bedelli olduğunu, dava dışı ... ile alacaklı arasında başka bir sözleşmenin mevcut olmadığını, takibe mesnet gösterilen faktoring sözleşmeleri kapsamında yapılmış bir faktoring işleminin de olmadığını, ...nın müşterilerinin reklamlarını ..., ..., ..., ... A.Ş. vb. şirketlerde yayınlattığını, ancak ödemelerin yapılmaması üzerine bu şirketlerin alacaklarının davacı şirkete temlik etmiş olduğunu, dava dışı şirketin faturaları tebliğ aldığında fatura üzerindeki şerhe uyarak faturaya konu alacağı temlik alan ...'e fatura üzerindeki rakam miktarından keşidecisi kendisi, lehdarı ... olan çekler düzenlediğini, 2016 senesi ortasında yaşanan sıkıntı sebebiyle bu çeklerin ödenemediğini, dava dışı ... firmasının davalı ... firmasına bir faktoring sözleşmesinden borcunun bulunmadığını, dava dışı ...nın davalı faktöringe değil, faktoring müşterilerine borcunun olduğunu beyanla neticeden davanın her bir müvekkili için ayrı ayrı kabulüne, icra takibinin davacı müvekkilleri bakımından iptaline, icra takibinden dolayı müvekkillerinin uğradığı zararın davalıdan ayrı ayrı tahsiline, bu tahsil edilecek miktarın kanun gereği takibe konu alacağın %20 sinden az olmamak üzere tayinine, vekalet ücreti, yargılama harç ve masraflarının davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından davacılar aleyhine açılan davaların konusu ve tarafları aynı olması nedeniyle usul ekonomisi gereğince huzurdaki davanın derdestlik nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, davalı şirket ile dava dışı ... arasında faktoring sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye davacıların kefil olduğunu, somut olayda davacıların müşterek ve müteselsil kefili olduğu ... ile davalı arasında akdedilmiş faktoring sözleşmelerinin olduğunu, bununla birlikte müvekkili ile dava dışı şirketler arasında ayrı ayrı akdedilen faktoring sözleşmeleri ile temlik alınan faturalar nedeniyle dava dışı ... şirketinden 3.853.305,51-TL alacaklı durumda olduğunu, davacıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile asıl borçlu şirket gibi borçtan sorumlu olacağını, müvekkili şirketçe kendisine borcu bulunan ...nın vadesinde borçlarını ödememesi nedeniyle kefil olan davacılar ile birlikte aleyhlerine icra takibi yapıldığını, müvekkili ile davacılar arasında “alacak temlikinden" dolayı bir borç bulunduğunu, davacıların temlik alınan faturalardan dolayı müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfati ile müvekkili şirkete borçlu olduğunu, temlik alınan faturalar gereğince 3.853.305,51-TL davacıların iş bu borçtan dolayı sorumluluğu imzalanmış olan sözleşmelerden kaynaklanan kefalet sorumluluğu olduğunu beyanla davanın usulü itirazları kapsamında İstanbul Anadolu 16. Asliye Hukuk Mahkemesi 2017/172 E. ve İstanbul Anadolu 18. AHM 2017/130 E. sayılı dosyalarında derdest olması nedeniyle reddine, derdestlik itirazlarının yerinde görülmemesi halinde HMK 166 md. gereğince tefriki ile her bir davacı için daha önce aleyhine açılan dava ile birleştirilmesine, davacı ...'ın müvekkiline 1.943.715-TL ve davacı ...’ın müvekkiline 943.715-TL müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile bulunmaları nedeniyle davalarının reddine, dava değerinin %20'sinden az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatı ödemeye hükmedilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacılara yükletilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 22.11.2018 tarih ve 2017/552 Esas - 2018/1117 Karar sayılı kararıyla; "...takibin davacılara yöneltilmesi nedeninin kefalet şartındaki 'Sözleşmeden doğan tüm borçlarını kapsamak üzere' ibaresinin olmadığı, '..faktoring sözleşmesi kapsamında imza attığımız tarihten önce doğmuş borçları da dahil olmak üzere' ibaresinin olduğu; bu ibare gereğince davacıların dava dışı ... Ltd. Şti borcundan sorumlu olabilmesi için 02.06.2014 ve 11.06.2014 tarihinden önce doğrudan-alacağın devri yoluyla veya faktoring ile dava dışı şirketten davalı ... şirketinin alacaklı olması gerektiği; ancak takibe konu ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... şirketlerinin alacaklarının davalı şirkete faktoring yoluyla devrinin iş bu iki kefalet şartından sonra yapılması -davalının alacaklı sıfatının önce değil daha sonra doğması- nedeniyle takibe konu borçların bu kefalet şartı kapsamında kalmadığı anlaşıldığından davanın kabulüne; davalının kötüniyetli olduğuna dair delil ve ispat bulunmadığından davacıların kötüniyet tazminatı isteminin reddine" karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; "Davacıların faktoring sözleşmesinin müteselsil kefili olduklarını, sözleşmede davacıların 'daha önce doğmuş ve bundan böyle doğacak bütün borçlardan sorumlu oldukları' hususunun imza altına alındığını, Davacıların sözleşme ekinde verdikleri kefalet beyanlarında da tüm borçlara kefil olduklarının beyan ve taahhüt edildiğini, Asıl borçlu dava dışı ... ile davacılar arasında kesinleşen takip nedeniyle zorunlu dava arkadaşlığının bulunduğundan, ... davaya dahil edilmeden kurulan hükmün usule aykırı olduğunu, Bilirkişi raporuna yapılan itirazlar üzerine herhangi hüküm kurulmadan eksik inceleme ile karar verildiğini, Asıl borçlu dava dışı ... şirketinden 3.853.305,51 TL alacağının bulunması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini," beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK'nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacılar, dava dışı ... ile davalı arasında iki faktoring sözleşmesi bulunduğunu, kendilerinin sözleşmenin kefili durumunda olduklarını, ancak sözleşmeler kapsamında yapılan bir faktoring işlemi olmadığı için davalıya borçlarının bulunmadığından bahisle menfi tespit isteminde bulunmuş; davalı ise faktoring sözleşmelerinden kaynaklı olarak dava dışı borçludan ve dolayısıyla müteselsil kefil durumunda olan davacılardan alacaklı olduklarını beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesi tarafından; "...takibe konu ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... şirketlerinin alacaklarının davalı şirkete faktoring yoluyla devrinin işbu iki kefalet şartından sonra yapılması -davalının alacaklı sıfatının önce değil daha sonra doğması- nedeniyle takibe konu borçların bu kefalet şartı kapsamında kalmadığı anlaşıldığından davanın kabulüne; davalının kötüniyetli olduğuna dair delil ve ispat bulunmadığından davacıların kötüniyet tazminatı isteminin reddine" karar verilmiştir. Hüküm davalı ... vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava dışı ... ile davacılar arasında kesinleşen takip nedeniyle zorunlu dava arkadaşlığının bulunduğu ileri sürülmüş ise de; müteselsil sorumlular arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp ihtiyari dava arkadaşlığının bulunduğu ve bu nedenle davada taraf teşkilinde bir sorun olmadığı anlaşıldığından, davalının bu yöndeki istinaf istemi yerinde görülmemiştir. Mahkemece mali müşavir bilirkişiden alınan rapora davalı tarafından ayrıntılı olarak itiraz edilmesine rağmen itirazları karşılayacak şekilde ek rapor veya yeni bir rapor aldırılmadan karar verilmesi hatalı olduğundan; mahkemece tarafların iddia ve savunmalarını karşılayacak nitelikte aralarında faktoring uzmanı bilirkişinin de olduğu bilirkişi heyetinden rapor aldırılarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi usule aykırı olduğundan, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf isteminin kabulüyle, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul 14.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 22/11/2018 tarih, 2017/552 esas, 2018/1117 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde araştırma ve inceleme yapılarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 5-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 43,30 TL posta gideri olmak üzere toplam 164,60 TL'nin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK'nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.18/11/2021

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi