Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/446
Karar No: 2021/1976
Karar Tarihi: 18.11.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/446 Esas 2021/1976 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/446 Esas
KARAR NO: 2021/1976
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/07/2018
NUMARASI: 2016/304 E. - 2018/757 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/11/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; keşideci ... A.Ş.'nin davaya konu çeki davalı ... Ltd. Şti. lehine keşide ettiğini, davalının çeki müvekkiline ciro ettiğini ve çekin müvekkili tarafından cirolanmadan çalındığını, İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1039 E. sayılı dosyası ile kıymetli evrak iptali davası açıldığını ve davalı ... tarafından çek aslı sunulup, davaya müdahil olunduğu için de işbu çek istirdatı davasını açma zorunluluğunun doğduğunu; lehtar davalı şirketin cirosunun yetkili kişi tarafından yapılmaması nedeniyle çekteki ciro silsilesinin bozulduğunu ve bu haliyle de ciro silsilesi bozulmuş olan çekin iptali gerektiğini, ayrıca çek müvekkili şirket zilyetliğindeyken çalındığı esnada davalı ...’e ve ardından ...’ya da cirolandığını ve bilinmedik bir şekilde bir kısım faturalar düzenlendiğini, dava konusu çek ile ilgili Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2015/81116 Soruşturma numaralı dosyası mevcut olduğunu beyanla davalılar hakkında İİK md.72 uyarınca %20'den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, çalınarak, haksız biçimde ele geçirilen çekin muvazaalı işlem ile üçünü kişiye geçirildiğinin ve borçlu olmadıklarının tespiti, davalarının kabulü ile çekin istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar davaya cevap vermemişler, 09/03/2017 tarihli duruşmaya katılan davalı ... ve ... iddiaları kabul etmediklerini, avukat tutmak için süre talep ettiklerini, ticari defterlerinin olmadığını beyan etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 02.07.2018 tarih ve 2016/304 Esas - 2018/757 Karar sayılı kararıyla; "...davacının davaya konu çekte zilliyet olduğunu bildirdiği, ancak davacının davaya konu çekin yetkili hamil olduğu hususunda ve davalı şirket tarafından davacı şirkete verildiği hususunda davacı tarafça dosyaya herhangi bir delil sunulmadığı gibi davacı tarafa verilen ihtaratlı kesin süreye rağmen ticari defter ve kayıtlarını bilirkişi incelemesine sunmadığı defter ibrazından kaçındığı, davalı şirkete yapılan ihtaratlı tebligata rağmen davalı şirket tarafından da bilirkişi incelemesine ticari defter ve kayıtların sunulmadığı, ayrıca davacı tarafça davalı şirket cirosunun yetkili kişi tarafından yapılmadığı ciro silsilesinin bozuk olduğu ileri sürülmüş ise de davalı şirketin bu yönden herhangi bir iddiasının veya savunmasının da mevcut olmadığı, dava konusu çekin yukarıda bahsi geçen keşideci tarafından davalı şirkete lehtar sıfatıyla keşide edilerek verildiği, davalı şirket tarafından davalı ...'e davalı ... tarafından da davalı ...'ya cirolandığı, davalı ... tarafından süresinde bankaya ibraz edildiğinde banka tarafından ödeme yasağı kararına istinaden ibraz kaşesinin yapılarak imzalandığı gerekçeleriyle ispatlanamayan davanın reddine" karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde biraz ettiği istinaf dilekçesinde; "Ön inceleme aşamasında uyuşmazlık tespitinin usulüne uygun olarak yapılmadığını, Mahkeme kararının yeterli gerekçeyi içermediğini, Çekin lehtarı olan davalı ... şirketi cirosunun şirketin yetkilisi tarafından yapılmadığı için ciro silsilesinin koptuğunu, mahkemece imza yönünden inceleme yapılmamasının eksiklik olduğunu, Alınan bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu, müvekkil şirket defterlerinin savcılık soruşturmaları nedeniyle sunulamadığını, daha sonra hazır hale getirildiğini ancak taleplerine rağmen mahkemece defterlerin incelenmesi için ek rapor aldırılmadığını." beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: * Bursa C.Başsavcılığı'nın 2015/81116 Sor. Sayılı dosyası. (Başlatılan soruşturmada dava konusu çekin de aralarında olduğu birçok evrak ve belge yönünden el koyma kararı verildiği iddia edilmesine karşın; mahkemecenin bilgi talebine 'Dosyada gizlilik kararı' bulunduğundan bahisle bilgi verilmediği görülmüştür.)
GEREKÇE: Dava, icra takibinden önce açılan menfi tespit ve çekin istirdadı istemine yöneliktir. Davacı, davaya konu çekin zilyedinde iken henüz ciro edilmeden çalındığını, davalılar tarafından çekin haksız olarak ele geçirildiğini, ayrıca davalı lehtar şirketi adına atılı imzanın şirketin yetkilisine ait olmadığı için ciro silsilesinde kopukluk olduğunu beyanla menfi tespit ve çekin istirdadı isteminde bulunmuş; davalılar ise iddiaları kabul etmeyerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesi tarafından, "...davacının davaya konu çekin yetkili hamili olduğu ve davalı şirket tarafından verildiği hususunda dosyaya herhangi bir delil sunulmadığı gibi davacı tarafa verilen ihtaratlı kesin süreye rağmen ticari defter ve kayıtlarını bilirkişi incelemesine sunmadığı, davalı şirketin de yapılan ihtaratlı tebligata rağmen ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı, davalı şirket cirosunun yetkili kişi tarafından yapılmadığı ileri sürülmüş ise de davalı şirketin bu yönden herhangi bir iddiasının veya savunmasının da mevcut olmadığı, çekte ciro silsilesinin düzgün olduğu ve ispatlanamayan davanın reddine" karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacının uyuşmazlık tespitinin usulüne uygun olarak yapılmadığı iddiası yönünden yapılan incelemede; mahkemenin, 09.03.2017 tarihli ilk celsede ön inceleme aşamasına ilişkin usuli işlemleri ve bu arada uyuşmazlık tespitini usule uygun olarak yapmış olduğu anlaşıldığından, davacının bu yöndeki istinaf istemi yerinde görülmemiştir. Davacı, lehtar imzasının şirketin yetkilisi olmayan kişiye ait olduğundan bahisle ciro silsilesinin bozulduğunu ileri sürmüş ise de; imzaların bağımsızlığı ilkesi, poliçeye atılı her geçerli imzanın (keşidecinin, cirantanın, avalistin, kabul eden muhatabın imzası gibi) sahibini bağladığını, geçersiz imzaların sahiplerinin sorumlu tutulmamasına rağmen poliçenin geçerliliğini ortadan kaldırmadığını ifade eder. Geçerli imzaların sahipleri, başkasının imzasının geçersiz olduğunu ileri sürerek kambiyo sorumluluğundan kurtulamazlar. Geçersiz bir imza sahibini bağlamaz ise de, ciro zincirini de koparmaz. İmza sahibinin imzasını inkar etmediği de gözetildiğinde, mahkemenin çekteki ciro zincirinin düzgün olduğu tespitinin yerinde olduğu anlaşılmıştır. Davacının dava dilekçesinde menfi tespit isteminde de bulunduğu görülmüş ise de; dava konusu çekte davacı cirosunun bulunmadığı, dolayısıyla çek nedeniyle davacıya karşı ileri sürülebilecek bir talebin bulunmadığı gözetildiğinde davacının menfi tespit isteminde bulunmakta hukuki yararının bulunmadığı görülmüş ise de; mahkemece davanın tümüyle reddine karar verilmiş olması nedeniyle bu durum sonuca etkili görülmemiştir. Davacı, dava konusu çekin kendi zilyetliğinde iken çalındığını iddia etmektedir. Mahkemenin verdiği kesin süre ihtaratlı bilirkişi incelemesine davacı defterlerinin sunulmadığı sabittir. Bilirkişi incelemesinin 16.06.2017 tarihinde yapıldığı, davacı vekili tarafından defterlerin sunulamayacağına ilişikin inceleme öncesi bir beyanı olmadığı gibi, inceleme sonrasındaki 14.09.2017 tarihli celsede de bu konuda bir açıklama yapılmamıştır. Davacı vekilinin "Defterlerin Bursa C.Başssavcılığı'nın soruşturma dosyası nedeniyle sunulamadığı" yönündeki beyanının inceleme tarihinden çok sonra 29.11.2017 tarihli celsede olduğu gözetildiğinde; mahkemenin "Defterlerin sunulmaması halinde ibrazdan kaçınmış sayılacağı" şeklindeki ihtaratı nedeniyle gününde sunulmayan ve makul sürede sunulamama nedenleri de açıklanmayan davacı defterlerinin ibrazdan kaçınıldığı, bu yönüyle de yeniden defter incelemesi yapılmaması yönündeki mahkeme kararının isabetli olduğu görülmüştür. Dava konusu çek üzerinde davacı cirosu bulunmadığı da gözetildiğinde, davacının çekin zilyedi ve meşru hamili olduğu ispatlanamadığından, davanın reddine dair karar yerinde olmakla, davacı istinafının reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK'nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK'nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.18/11/2021

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi