Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2624
Karar No: 2021/1978
Karar Tarihi: 18.11.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2624 Esas 2021/1978 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2624 Esas
KARAR NO: 2021/1978
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/03/2019
NUMARASI: 2019/2 E. - 2019/313 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/11/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının, davalıya ait işyerini, Kadıköy ...Noterliğinin 21.05.2009 tarih, ... yevmiye numaralı işletme devir senedi ile satın aldığı, bu noter satış senedinde, davalının işletmeyi satıp devrettiği, satış bedelini de nakden ve tamamen aldığını beyan ettiği, ayrıca dosya kapsamına sunulan 20.05.2009, 19.06.2009 tarihli makbuzlarla da davalının alacağı aldığını beyan ettiği, ödemenin 10.000,00 TL'lik kısmının da makbuzlarda görüldüğü gibi çek ile yapıldığı, bu işlem sonrasında davalının devredilen işletmeye ait makineler için 30.05.2009 tarih ... numaralı faturayı kestiği, bu sözleşme ve ödeme sonrasında müvekkilinin davalıya bir borcunun kalmadığını, davalı tarafın bu ödemeden ve devirden 6 yıl sonra İstanbul Anadolu ...İcra Müdürlüğünün ... E. sayılı dosyasından icra takibi yaptığını, davacının davalıya hiçbir borcunun bulunmadığını, ayrıca davalının bu hususu noter huzurunda kabul ederek satış senedini imzaladığı, davacının tüm menkul ve gayrimenkul malvarlığı üzerine haciz konulması ile takibin devam ettiğini öğrenmiş olup, son derece mağdur bir duruma düştüğünü beyanla borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafça 20.05.2009 ve 19.06.2009 tarih olmak üzere iki ayrı belge sureti sunulmuş ise de belgelerin fotokopi olması nedeniyle belge üzerinde inceleme yapabilme imkanı bulunmadığını, özellikle söz konusu belgedeki imza ve yazılar yönünden ayrıntılı bir beyanda bulunabilmek için belge asıllarının davalının incelemesine imkan verecek şekilde dosyaya ibrazının talep edildiğini, davacı tarafça davalıya herhangi bir çek verilmediğini, banka yolu ile de bir ödeme yapılmadığını, belgeler üzerindeki yazıların bir kısmının sonradan eklendiği, imzaların şüpheli olduğu ve bu mahiyette hiçbir belgenin davacıya verilmediğini de dahil olmak üzere itirazda bulunulduğunu, icra takibinin 30.05.2009 tarih ve ... sıra numaralı 35.400 TL ve 30.05.2009 tarih ... sıra numaralı 7.080,00 TL miktarlı iki adet faturaya istinaden başlatıldığı, davacı tarafın, takip konusu fatura ve içeriklerine itiraz etmediğini, davacı tarafın bu iki adet fatura bedelini ödediğine dair ödeme belge asıllarının dosyaya ibrazı gerektiğini, ödeme belgesi adı altında dosyaya sunulan belgelerin ödeme ile bir bağlantısı bulunmadığını, ispat yükü kendisinde olan davacının taraf ödeme iddiasına dair dekont asılları ile sözleşme asıllarının dosyaya ibrazı gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI (İstanbul Anadolu 14.Asliye Hukuk): İstanbul Anadolu 14.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 29.05.2018 tarih ve 2015/285 Esas - 2018/213 Karar sayılı kararıyla; "Davanın kabulüne, davacının İstanbul Anadolu ...İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı takip dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespitine, şartları oluşmadığından davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine" karar verilmiştir.
DAİREMİZ KARARI (2018/3245 Esas - 2383 Karar): Kararın davalı tarafından istinafı üzerine Dairemizin 09.11.2018 tarih ve 2018/3245 Esas - 2383 Karar sayılı ilamıyla; "Uyuşmazlığın TTK'nın 4/1-c maddesinde düzenlenen işletmenin devrinden kaynaklandığı, bu nedenle ortada mutlak bir ticari davanın bulunması nedeniyle görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğu." gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Dairemiz kararı uyarınca İstanbul Anadolu 14.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 30.11.2018 tarih ve 2018/511 Esas - 2018/360 Karar sayılı görevsizlik kararı üzerine dosya İstanbul Anadolu 9.Asliye Ticaret Mahkemesine gelmiş ve yargılamaya burada devam edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI (İstanbul Anadolu 9.Asliye Ticaret): İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 28.03.2019 tarih ve 2019/2 Esas - 313 Karar sayılı kararıyla; "... Kadıköy ... Noterliği'nin 21/05/2009 tarih ve ... yevmiye nolu İşletme Hakkı Devir Senedi ile davalı ...'ye ait olan ...nın bilcümle demirbaşlarının tamamının 30.000,00 TL bedel karşılığında iş bu işyerinin işletme hakkı ile birlikte davacıya satılarak devredildiği, noter senedinde satış bedelinin nakden ve tamamen alındığının ve menkul mallar üzerinde herhangi bir tasarruf hakkının kalmadığının davalı tarafından beyan edildiği, davaya konu takip dosyasına dayanak 30/05/2009 tarih ve 7.080,00 TL bedelli faturanın bir kısım makinelere ilişkin olduğu, 30/05/2009 tarih ve 35.400,00 TL bedelli faturanın ise muhtelif mal için düzenlendiği, başlatılan bu takibe süresinde itiraz edilmemesi üzerine icra takibinin kesinleştiği, davacı tarafça yapılan ödemelere ilişkin sunulan bir kısım belgeler ile işletme hakkı devir senedindeki imzaların davalıya ait olduğunun yaptırılan bilirkişi incelemesi ile tespit edildiği, buna göre faturaların işletme hakkı devrine ilişkin (demirbaş ve stok emtianın devri) olması halinde noter senedinde bedelin tamamı nakden alındığı yazılı olduğundan bunun aksinin davalı tarafından yazılı bir delille ispatlanması gerektiği, ancak bunun aksini ispata elverişli dosyada herhangi bir yazılı delil bulunmadığı gibi davalının yemin deliline da dayanmadığı, bunların yanı sıra takibe konu faturaların iş yeri devri dışında başka bir ticari ilişki için kesildiği hususu iddia ve ispat edilemediği gibi bu ihtimal de dahil faturaya konu malların davacıya başka bir ticari ilişki kapsamında satılıp teslim edildiğine dair herhangi bir ispat bulunmadığı, noter devir senedinin aksi ispatlanamadığı gibi takibe konu faturaların noter devir senedinde düzenlenen başka hususlara ilişkin olduğu ve bu halde faturaya konu malların davacıya teslim edildiği ispatlanamadığından davaya konu icra takibi nedeniyle davacının davalıya borcunun bulunmadığı, takip haksız olmakla birlikte davalı/takip alacaklısının kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından kötü niyet tazminatı talebinin yerinde olmadığına" karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; "Görevsizlik kararı üzerine dosyanın geldiği mahkemece, ilk duruşmada, ön inceleme gibi usul hükümleri uygulamadan görevsiz mahkemenin verdiği kararının aynısını verdiğini, Yerel mahkemenin re'sen, savunmanın genişletilmesi gibi bir değerlendirme yapması hukuken mümkün olmadığını, kaldı ki savunmanın genişletilmesi gibi bir beyanlarının da olmadığını, Davacının fatura miktarına herhangi bir itirazda bulunmadığı gözetildiğinde, davacının fatura bedelleri kadar bir ödeme yaptığını ispatlamak zorunda olduğunu, kaldı ki faturaların toplam bedeli 42.480,00 TL olmasına rağmen davacı/ borçlunun sunduğu 2 adet belgenin toplamı 60.000 TL olması nedeniyle rakamlar arasında çelişki bulunduğunu, Fatura konusu malların teslim edilmediği iddia edilmemesi nedeniyle, bu hususun mahkemece re'sen tartışma konusu yapılamayacağını, Davacının noter devir senedine rağmen iki ayrı belge sunduğunu, bu nedenle sadece ödeme belgesi olarak sunulan belgelere göre bir değerlendirme yapılabileceğini, Adli Tıp Kurumu raporu ile belgelere sonradan eklemeler yapıldığı tespit edildiğinden işbu belgelerin delil olma vasıflarının ortadan kalktığını, Belgelerde yazılı olan çek/ banka havalesi gibi hiçbir ödeme müvekkile yapılmamış olup, buna dair çek veya banka havale dekontu, talebimize rağmen mahkeme tarafından celp edilmediğini ve davacı tarafça da ibraz edilmediğini, Yerel mahkeme, protokolün anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunun davalı alacaklı tarafından yazılı delille ispatlanması gerektiğini iddia etmiş ise de davalı alacaklı müvekkilin bu hususta hiçbir yükümlülüğünün bulunmadığını, Yerel mahkemenin, faturaların işletme devri ile ilgili olduğuna dair iddiasını kabul etmemekle birlikte, yine de davacı taraf ödeme yaptığını ispat edemediği için davanın reddinin gerektiği" beyanıyla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *İstanbul Anadolu ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası (davaya konu). Davacı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlatıldığı, davacı/takip borçlusunun süresinde takibe itiraz etmemesi nedeni ile takibin kesinleştiği; Takip dosyasında sunulu fatura suretleri incelendiğinde, 30/05/2009 tarihli ... nolu faturanın 7.080,00 TL, aynı tarihli ... nolu faturanın ise 35.400,00 TL bedelli olduğu ve davalı ... tarafından, davacı ... adına düzenlendiği anlaşılmıştır. *Dosyaya sunulan Kadıköy ... Noterliği'nin 21/05/2009 tarih ve ... yevmiye nolu İşletme Hakkı Devir Senedi. (Devredenin davalı ..., devralanın ... ve konusunun ise ... Mah. ... Cad. ... Sk. No:... Kadıköy adresindeki işyerinin demirbaşlarının ve işletme hakkının tamamının satımı ve devrine ilişkin olduğu.) *19/06/2009 tarihli belge incelendiğinde; dükkanın devri için (KDV dahil 30.000,00 TL) 10.000,00 TL nakit ve 10.000,00 Çekin ... 'ye teslim edildiği yazılarak ... ve ... tarafından imzalandığı, yine 20/05/2009 tarihli belgeye göre, 20.000,00 TL çek ve 10.000,00 TL'nin ... 'ye teslim edildiği yazılarak ... ve ... tarafından imzalandığı anlaşılmıştır. *Grafoloji Uzmanı bilirkişi 10/01/2017 havale tarihli raporunda özetle; inceleme konusu belgelerdeki imzaların davalı ... 'nin eli ürünü olduğunu beyan ve rapor etmiştir. *19/12/2017 tarihli ATK Fizik İhtisas Dairesi raporu. (20/05/2009 tarihli, 19/06/2009 tarihli belgeler ile Büyük Makinalar başlıklı belge ve Kadıköy ... Noterliği tarafından düzenlenen İşletme Hakkı Devir Senedi üzerinde yapılan incelemeler sonucunda inceleme konusu olan bu belgelerdeki imzaların ... 'nin eli ürünü olduğu; 20/05/2009 tarihli belge ile 19/06/2009 tarihli belgeye ve Büyük Makinalar Başlıklı Belgeye farklı kalemlerle farklı yazı özellikleri taşıyan ilavelerin yapıldığı, ancak bu belgelerde hangilerinin önce, hangilerinin sonra yazıldığı hususunun, tespit edilmediğine dair.) *Mali Müşavir bilirkişi 14/03/2018 havale tarihli raporunda; icra takibinin fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılmış olduğu, faturaların işyerinin devrine ilişkin düzenlenen demirbaş ve stok emtianın devrine ilişkin düzenlenen faturalar olduğu, davacının davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığı, davalı adına düzenlenmiş olan iki adet faturanın taraflar arasındaki iş yeri devrine ilişkin olmadığı hususunda itirazların olması halinde bu faturaların davalı adına hangi sebeple düzenlenmiş olduğunun izah edilmesi gerektiği, her ne kadar İşletme Hakkı Devir Senedinde demirbaşların tamamının 30.000,00 TL bedel karşılığı ifadesinin oludğu KDV konusunda herhangi bir ifadenin yer almadığı, ancak taraflar arasında düzenlenen iki farklı tarihteki evrakta da 30.000,00 TL (KDV dahil) ifadelerinin her iki evrakta da sonradan ilave edilmiş oldukları yönünde sundukları üzere, davalıya ait menkul ve demirbaşlara ilişkin 30.000,00 TL % 18 KDV bedeli olan 5.400,00 TL kadar davacının davalıya borçlu olabileceğini beyan ve rapor etmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK'nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı, icra takibine konu edilen fatura bedelleri yönünden davalıya borcunun bulunmadığını, davalıya ait işletmeyi noterde düzenlenen işletme devir senedi ile satın aldığı, bu noter satış senedinde satış bedelini de nakden ve tamamen aldığının beyan edildiği, ayrıca dosya kapsamına sunulan 20.05.2009, 19.06.2009 tarihli makbuzlarla da davalının alacağı aldığını beyanla menfi tespit isteminde bulunmuş; davalı ise davacı iddialarını ve sunulan makbuzları kabul etmeyerek, davacının ödeme iddiasını yazılı delillerle ispatlaması gerektiğini beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesi tarafından; "...takibe konu faturaların iş yeri devri dışında başka bir ticari ilişki için kesildiği hususu iddia ve ispat edilemediği gibi bu ihtimal de dahil faturaya konu malların davacıya başka bir ticari ilişki kapsamında satılıp teslim edildiğine dair herhangi bir ispat bulunmadığı, noter devir senedinin aksi ispatlanamadığı gibi takibe konu faturaların noter devir senedinde düzenlenen başka hususlara ilişkin olduğu ve bu halde faturaya konu malların davacıya teslim edildiği ispatlanamadığından davaya konu icra takibi nedeniyle davacının davalıya borcunun bulunmadığı, takip haksız olmakla birlikte davalı/takip alacaklısının kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından kötü niyet tazminatı talebinin yerinde olmadığına"" karar verilmiştir. Karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Tarafların işlemleri tamamlaması üzerine görevli mahkemede görülmeye başlanan dava yeni bir dava değildir. Görevsiz mahkemede başlayan davanın devamı niteliğinde kabul edilir. Görevsiz mahkemede tarafların yaptığı usul işlemleri görevli mahkemede de geçerlidir. Görevsiz mahkeme tarafından yapılan usul işlemleri ise kural olarak geçersizdir. Ancak görevli mahkeme, görevsiz mahkemenin yapmış olduğu işlemleri bunların tekrarlanması için neden yoksa kararına esas alabilir. Somut olayda görevsiz mahkeme tarafından yapılan usul işlemlerinin tekrarlanması için bir neden bulunmadığından, daha önce yapılan işlemler tekrar edilmeden karar verilmesinde usule aykırılık bulunmamaktadır. Mahkemece "...takibe konu faturaların iş yeri devri dışında başka bir ticari ilişki için kesildiğine dair herhangi bir ispat bulunmadığı, noter devir senedinin aksi ispatlanamadığı gibi takibe konu faturaların noter devir senedinde düzenlenen başka hususlara ilişkin olduğunun ispatlanamadığı" gerekçesiyle davanın kabulüne dair vermiş olduğu karar isabetli olduğundan, davalı istinafının reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK'nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 5.496,26 TL harçtan, peşin alınan 1.374,06 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.122,20 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.18/11/2021

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi