Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/577
Karar No: 2021/2163
Karar Tarihi: 18.11.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/577 Esas 2021/2163 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/577
KARAR NO: 2021/2163
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/11/2018
NUMARASI: 2016/344 Esas, 2018/747 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 18/11/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, taraflar arasında iplik bükülmesi işi kapsamında yapılan işten kaynaklanan bedelin ödenmemesi sebebiyle alacak istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen karara karşı, davacı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, davacının tekstil ürünleri üretimi ile iştigal ettiğini, bu kapsamda davalıya tekstil ürünleri sattıklarını ancak bedelinin ödenmediğini, bu nedenle davalı hakkında Bakırköy ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini, davalı tarafın iade ettiği faturanın tekrar davalıya gönderildiğini, iade edilen fatura dışındaki borca ilişkin itiraz bulunmadığını ve davalının ödeme yapmadığını belirterek, davalının itirazının iptaline, takibin devamına, %20 oranında tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının yaklaşık 10 yıl gibi bir süre alacağını talep etmediğini, taraflar arasında fason olarak iplik bükümü işi nedeniyle ticari ilişki bulunduğunu, davacının bükümünü yaptığı bu ipliklerin davalı tarafından örme işi yapan kendilerine ait diğer firmaya satıldığını, ipliklerden kumaş imal edilerek konfeksiyona satıldığını, mallarda problem olduğunun iletilmesi üzerine hatalı ürünlerin geri gönderildiğini, sonuçta 16.495,44 TL tutarındaki mal iadesi ile 8.023,34 TL reklamasyon faturası kesilmesi suretiyle davalının zarara uğradığını, davacı firma ile görüşülerek karşılıklı mutabakat ile kendilerine 9.025,21 TL fatura gönderildiğini, ancak davacının iade faturası düzenleyerek davalıya gönderdiğini, kalan ürünlere ilişkin hatalar davacı tarafından kabul edilerek bu ipliklerin davacıya tamir için gönderildiğini, ticari ilişki sebebiyle bakiye miktar olan 10.617,30 TL davacı şirket yetkilisi ...'ya elden ödendiğini, ancak makbuz alınmadığını belirterek, davanın reddine, %20 oranında tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, taraflar arasında cari hesap benzeri ticari ilişki bulunduğu, bu kapsamda davacının davalıya fason olarak iplik bükümü işi yaptığı, yapılan iş bedeli olarak fatura düzenlendiği ancak davalı tarafından fatura bedelinin ödenmediği, 10.617,30 TL tutarındaki borç yönünden taraf ticari defter kayıtlarının birbirini doğrular nitelikte bulunduğu, davacının talep ettiği fark olan 9.025,22 TL tutar yönünden oluşan farkın bu tutardaki davalının iade faturasının davacı tarafından muhasebe kayıtlarına işlenmeyerek yeni mal satışı gibi fatura edilmesinden kaynaklandığı, ancak söz konusu davacı faturasının davalının yasal defterlerinde kayıtlı olmadığı gibi söz konusu faturanın davalı tarafça kabulüne ilişkin olarak da hiçbir delil bulunmadığı, davalının elden ödeme yaptığına yönelik iddiasına ilişkin yazılı delil bulunmadığı, bu hususta davacı şirkete teklif edilen yeminin şirket yetkilisi tarafından eda edilmiş olduğu, sonuç olarak davacının davalıdan 10.617,30 TL alacaklı olduğundan davanın kısmen kabulü gerektiği, davalının borca itirazında haksız olduğu ve alacağın likit olduğundan kabul edilen kısım yönünden davacı yararına tazminata hükmedilmesi gerektiği, reddedilen kısım yönünden davacının takipte haksız ve kötüniyetli olduğu sonucuna varılarak, davalı yararına tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçeleriyle, davanın kısmen kabulüne, davalının Bakırköy ...İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı icra takibine yönelik itirazının kısmen iptaline, takibin 10.617,30 TL asıl alacak üzerinden ve bu tutara takip tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari avans faizi uygulanmak sureti ile devamına, kabul edilen 10.617,30 TL üzerinden hesaplanacak %20 oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, reddedilen 9.025,22 TL üzerinden hesaplanacak % 20 oranında tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, davalı tarafından tanzim edilen 9.025,22 TL faturanın kayıtlara alınmadan iade edilerek davacı aleyhine mükerrer borçlanma işlemi yapıldığının iddia edildiğini, ek bilirkişi raporunda davalının faturasının davacı şirket ticari kayıtlarında kayıtlı olduğu, mükerrer bir borçlandırma olmadığı tespit edilmesine rağmen, mahkemece kök rapordaki kanaat ile yeni mal satışı faturalandırması yapıldığı kabul edilerek 9.025,22 kısım yönünden red kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, bahse konu faturanın davalının alacağı olarak 320 kodlu cari hesap kayıtlarına işlendiğini, aynı gün davacı tarafından iade faturası düzenlenerek 120 kodlu cari hesaba davacının borcu olarak kaydedildiğini, davalı tarafından ayıbın ispatlanamadığını, ayrıca taraflar arasında bu faturanın düzenlenmesine yönelik bir mutabakat olmadığını, davalı tarafından hukuka aykırı olarak ispatlanamayan ayıp iddiası ile tanzim edilen faturaya karşı davacı şirketin iade faturası düzenlendiğini, bilirkişinin 4.6.2018 tarihli ek raporunda davalı tarafça tanzim edilen ... no'lu, 9.025,22 TL bedelli faturanın davacı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olduğunun tespit edildiğini, davacı tarafından düzenlenen iade faturasının davalının kayıtlarında olmadığının kabulü ile kök rapordaki görüşün aynen kabul edilmiş olmasının hatalı olduğunu, basiretli bir tacir gibi hareket etmeyen davalı yanın kanunun amir hükmü gereği faturayı kabul etmiş sayılacağını, bilirkişi tarafından yapılan tespitlerin son derece hukuka aykırı olduğunu, mahkeme aksi kanaatte ise mahkemece reddedilen miktar yönünden davacı şirket aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Bakırköy ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı ... AŞ tarafından borçlu ... AŞ aleyhine fatura ve cari hesap ekstresine dayalı olarak 19.642,52 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsili istemiyle ilamsız takip başlatıldığı, borçlunun yasal süresinde borca itiraz ettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece tarafların ticari defter kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi tarafından düzenlenen 23/02/2017 tarihli raporda, davacının defter kayıtlarına göre davalıdan 19.642,52 TL alacaklı olduğu, davalının defter kayıtlarına göre borcun 10.617,30 TL olduğu, taraflar arasında cari hesap benzeri ilişki bulunduğu, fark olan 9.025,22 TL'nin davalı tarafından düzenlenen bu tutardaki iade faturasının davacı tarafından muhasebe kayıtlarına işlenmeyerek yeni mal satışı gibi tekrar fatura düzenlenmesinden kaynaklandığı, bu nedenle gerçek borcun 10.617,30 TL olduğu, davalının ödeme iddiasının kanıtlanamadığı belirtilmiştir. Yargılama sırasında davalının elden ödeme iddiasına ilişkin olarak, davacı şirket yetkilisine davalı tarafından cari hesap borcuna mahsuben para alıp almadığı hususunda yemin teklif edilmiş, davacı şirket yetkilisi ..., cari hesaba ilişkin davalıdan elden para tahsil etmediğini belirterek yemin teklifini kabul ederek yemin etmiştir. Somut olayda, davacı tarafça davalı için üretilen tekstil ürünlerinin bedelinin ödenmemesi üzerine ilamsız icra takibi yapıldığı, davalının icra takibine itiraz üzerine durmasından dolayı itirazın iptali ile takibin devamı talep edilmiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir. Davacı ile davalı arasında uzun süre devam eden ticari ilişki kapsamında davacının davalıdan fason iplik bükümü işi talep ettiği, taraflar arasında yazılı olmayan sözleşme gereğince davacının talep edilen edimi yerine getirerek iplikleri davalıya teslim ettiği, davalı tarafından söz konusu ipliklerin başka şirkete satıldığı, bu şirket tarafından ipliklerin kumaş haline getirilerek dava dışı konfeksiyon şirketine satıldığı anlaşılmaktadır. Davalı taraf, dava dışı konfeksiyon şirketi tarafından kumaşların ayıplı olması sebebiyle davalı tarafa hatalı ürünlerin gönderildiğini, bu kapsamda 16.945,44 TL tutarında mal iadesi ve 8.023,34 TL reklamasyon faturası ile malları almak zorunda kaldığını beyan etmiştir. Mahkeme tarafından alınan bilirkişi raporunda görüldüğü üzere davacı taraf edimini yerine getirerek ürünleri davalı tarafa teslim etmiş, faturasını düzenlemiştir. Davalı taraf toplam fatura bedelinin 10.617,30 TL kısmını elden davacıya ödendiğini iddia etmiş, davalının davacı tarafa yemin teklif etmesi üzerine davalı şirket yetkilisi bu miktar bir ödemenin olmadığına ilişkin mahkeme huzurunda yemin etmiştir. Davalı taraf fatura bedelinin 10.617,30 TL kısmının ödendiğini ispat edememiştir. İcra takibinde talep edilen alacağın bakiye 9.025,22 TL kısmı yönünden ise, davalı tarafından davacı adına reklamasyon faturası düzenlenmiş, davacı bu reklamasyon faturasını defterlerine işlemiştir. Davacı tarafça, 9.025,22 TL bedelli yeni bir fatura düzenlenerek davalıya tebliğ edildiği ileri sürülmüş ise de, söz konusu faturanın davalıya tebliğine dair yazılı delil sunulmamıştır. Bu durumda, davacı tarafın 9.025,22 TL reklamasyon faturasını defterlerine kaydettiğinden ayıp iddiasını kabul ettiği sonucuna varılmış olup, mahkemece 10.617,30 TL yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi yerinde olmuştur. Ancak, davacının icra takibi yapmakta kısmen haklı olduğu anlaşılmış ve kötü niyetle takip yaptığı ayrıca ve açıkça ispatlamamış olduğundan, davalının kötüniyet tazminatı talebinin kabulü ile reddedilen 9.025,22 TL üzerinden hesaplanacak % 20 oranında tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmesi hatalı olmuştur. Öte yandan, alacak likit olmayıp, bilirkişi raporu ve yapılan yargılama ile anlaşıldığından, her ne kadar davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesinin koşulları bulunmasa da istinaf başvurusunda bulunanın sıfatına göre, bu husus istinaf sebebi yapılmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, kısmen usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının HMK'nın 353/1-b-2.bendi gereğince kaldırılarak, davanın kısmen kabulü ile itirazın 10.617,30 TL alacak yönünden kısmen iptaline, fazla talebin reddine, davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulüne, davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine dair yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A)1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, 2-Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 20/11/2018 tarih ve 2016/344 Esas, 2018/747 Karar sayılı kararında KALDIRILMASINA, 3- Davanın KISMEN KABULÜ ile, davalının Bakırköy ...İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı icra takibine yönelik itirazının kısmen iptaline, takibin 10.617,30 TL asıl alacak üzerinden ve bu tutara takip tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari avans faizi uygulanmak sureti ile DEVAMINA, 4-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, 5-Kabul edilen 10.617,30 TL üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 6-Yasal koşulları bulunmadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
B) İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN 1-Alınması gereken 725,27 TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 335,45 TL harcın mahsubu ile bakiye 389,82 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 2-Davacı tarafından yatırılan 335,45 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 3-Davacı tarafından yapılan 184,10 TL tebligat ve posta gideri, 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.319,55 TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre takdiren 713,25 TL'nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye miktarın davacı üzerinde BIRAKILMASINA, 4-Davalı tarafından yapılan 100,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 45,95 TL'nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye miktarın davalı üzerinde BIRAKILMASINA, 5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, 7-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN 1-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL istinaf karar harcının hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde kendisine İADESİNE, 2-Davacı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 73,10 TL tehir-i icra karar harcı, 96,00 TL posta gideri olmak üzere toplam TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE, 3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK'nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 18/11/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi