17. Hukuk Dairesi 2015/10871 E. , 2015/11015 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bursa 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 15/12/2014
NUMARASI : 2013/669-2014/462
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı yargı yolu nedeniyle görev itirazının reddine ve dava dilekçesinin yetki nedeniyle reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı B.. B.. Başkanlığı vekili ve davalı B.. M.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, davacı müvekkil sigorta şirketine “ticari paket sigorta poliçesi” ile sigortalı olan işyerindeki kumaşların ana binanın pis su borularının rögara bağladığı noktada tıkanarak geri tepmesi sonucu zarar gördüğünü, dava dışı sigortalı M.S.G."na hasara ilişkin olarak 13.12.2012 tarihinde 54.724,62 TL müvekkil şirket tarafından ödendiğini, zarardan davalı kiraya veren H.. K.."nın bina maliki olarak gerekli önlemleri almadığından, diğer davalıların ise kanalizasyon, rögarla ilgili gerekli bakımları yapmadığından sorumlulukları bulunduğunu belirterek ödenen bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Gemlik Belediye Başkanlığı vekili, rizikonun gerçekleştiği yer Gemlik olup ortak yetkili mahkemenin olan Gemlik mahkmeleri olduğunu, mahkemenin yetkisiz olduğunu, zarardan müvekkil idarenin olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı H.. K.., zararın aşırı yağan yağmurun belediyeye ait rögarların tıkanarak binabın pis su borularının geri tepmesi sonucu meydanageldiğini, kiraya veren olarak sorumluluğu bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili, davanın hizmet kusuru iddiasına dayandığını, idari yargının görevli olduğunu,rögar kapaklarının bakım ve sorumluluğunun B.. M..ne ait olduğu için müvekkil idarenin sorumluluğu bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı B.. M.. vekili, müvvekil idarenin kusuru bulunmadığını, hasardan pis suların geri tepmemesi için gerekli önlemleri almayan, rögar kapağı ile pis su bağlantı yerine çekvalf koymayan taşınmaz sahibinin sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 6100 sayılı HMK 7/2 maddesi gereğince dava sebebine göre tüm davalılar yönünden Gemlik mahkemelerinin ortak yetkili mahkme olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin yetki yönünden reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın yetkili Gemlik Asliye Hukuk Mahkmesine gönderilmesine; davada adli yargı görevli olduğundan görev itirazının reddine karar verilmiş, karar davalı Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili ve davalı B.. M.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, işyeri sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
1-Somut olayda, tazminat istemine konu edilen olayın, davalı Büyükşehir belediyesi ve ilçe belediyesinin görevleri arasında bulunduğu iddia edilen rögarların bakımı ile ilgili bulunduğu anlaşılmaktadır.
Olayda, davalı Bursa Büyükşehir Belesiyesi ve G.. B..nin görevini yasa ile belirlenen şekilde yerine getirip getirmediğinin, kamu hizmetini yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütüp yürütmediğinin, idarenin hizmet kusurunun bulunup bulunmadığının yargısal denetimi 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinde “idari dava türleri” arasında sayılan “idari işlem ve eylemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılacak tam yargı davası” kapsamında, idari yargı yerlerine aittir.
Bu durumda mahkemece, davalı Bursa Büyükşehir Belesiyesi ve G.. B.. yönünden yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilmesi gerekirken davada adli yargının görevli olduğu gerekçesiyle davalı B.. B..nin görev itirazının reddine karar verilerek işin esasının çözümlenmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2-6100 sayılı HMK."nin genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesininin 1. fıkrasına göre; "Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. "7. maddesinde de," davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır. Birden fazla davalının bulunduğu hâllerde, davanın, davalılardan birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı, deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkeme, ilgili davalının itirazı üzerine, onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir." denilmektedir. Yine aynı Yasa"nın 16. maddesinde ise, "Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir." hükmü yer almaktadır.
Diğer taraftan 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 110. Maddesinde ise "Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir." ifadesine yer verilmiştir.
Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalılara geçer.
Mahkemece, haksız fiilden kaynaklanan davada, HMK."nin 16. maddesi gereğince tüm davalılar yönünden ortak yetkili mahkeme olan Gemlik Asliye Hukuk Mahkemesi"nin yetkisinin HMK."nin 7. maddesine göre kesin olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.
HMK 16. madde hükmü, HUMK.’daki düzenlemeye oranla daha genişletilmiş ve ayrıntılandırılmıştır. Ancak, HMK."nda kesin yetki halleri açıkça sayılmış olup, haksız fiile ilişkin davalardaki yetki, kesin yetki olmayıp, bir seçimlik yetkidir. Ortak yetkili mahkemede dava açılmasının zorunlu olması durumu, ancak zorunlu dava arkadaşlığına ilişkin hükümlerin varlığı halinde uygulanır.
Yetki itirazının ileri sürülmesi ile ilgili kurallar Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 19.maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin 4. bendine göre; “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir.”
Bu durumda, davacı seçimlik hakkını kullanarak davayı davalı Bursa Büyükşehir Belesiyesi ve B.. M..nün bulunduğu Bursa"da açtığına göre, Mahkemece, HMK."nin 7. maddesi hatalı yorumlanmak suretiyle kesin yetki kuralından bahisle, yetkisizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1 ve 2 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili ve davalı B.. M.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile B.. M..ne geri verilmesine, 21/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.