Abaküs Yazılım
13. Daire
Esas No: 2017/941
Karar No: 2021/1062
Karar Tarihi: 24.03.2021

Danıştay 13. Daire 2017/941 Esas 2021/1062 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2017/941
Karar No:2021/1062

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Kurulu
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ... TV Televizyon ve Radyo Yayıncılık A.Ş.
VEKİLLERİ : Av. ...
Av. ...

İSTEMİN_KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirkete ait "... " logolu yayın kuruluşunda hafta içi 12.45, hafta sonu 09.40'ta yayınlanan "... " isimli dizi filmin 28/01/2015 tarihinde yayınlanan bölümünde, 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 2. fıkrasının tekraren ihlal edildiği gerekçesiyle aynı Kanun'un 32. maddesi uyarınca 22.401,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin Radyo Televizyon Üst Kurulu'nun ... tarih ve ... sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesi Hâkimliği'nce verilen ... tarih ve E: ... , K: ... sayılı kararda; çocukların ekran başında olabilecekleri zaman dilimindeki yayınlarda, ses ve görüntüler yoluyla verilmek istenen mesajların, çocuklar dikkate alınarak özenle hazırlanması gerektiği, aksi durumda çocukların bu yayınların olumsuz etkisi altında kalabileceği ve kişilik gelişiminde telafısi imkansız zararlar meydana gelebileceği, dava konusu yayındaki skeçlerde geçen diyalog ve görüntülerde içki içmeyi teşvik edici nitelikte sahneler bulunması, cinsel içerikli ifade, sahne ve diyalogların yer alması, Tanrı'ya ilişkin kullanılan ifadelerle de çocuk ve gençlerin fıziksel, zihinsel veya ahlaki gelişimine zarar verebilecek türde unsurlar ihtiva etmesi nedeniyle 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 2. fıkrasında yer alan “… çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlaki gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman diliminde ve koruyucu sembol kullanılmadan yayınlanamaz” hükmünün ihlal edildiği anlaşıldığından, aynı Kanunun 32/2. maddesi gereğince davacı yayın kuruluşu hakkında Üst Kurulca daha önce 03/03/2011 tarihli yayın nedeniyle ... tarih ve ... sayılı toplantıda alınan ... no'lu
kararla 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 2. fıkrası gereğince uyarı yaptırımı uygulandığından, aynı maddenin tekraren ihlali nedeniyle 22.401,00-TL idari para cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nce; dava konusu işleme dayanak alınan dizi içerisindeki skeçlerin, 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 2. fıkrası yönünden değerlendirilmesi amacıyla, Mahkemece üç kişilik bilirkişi heyeti (Prof. Dr. ...; Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi / Doç. Dr. ...; Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi Toplumsal Yapı ve Değişme Anabilim Dalı Öğretim Üyesi / Prof. Dr. ...; Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi) oluşturulduğu, bu heyet tarafından Mahkemeye sunulmuş olan 08/06/2016 tarihli raporda, " ... Bu nedenle cinsel içerikli şakaların olduğu bir tv programının herhangi bir ergeni erken cinselliğe yönlendirmesi, ne maruziyet yoğunluğu açısından, ne de toplumsal normlar çısından mümkün görünmemektedir. Benzer şekilde, kayıtlarda yer alan içki içme görüntülerinin ve baba-oğul ile iki kadın arasında geçen Tanrıya ilişkin kısa diyalogların çocuk ve gençleri içki içmeye özendirici, dini aşağılayıcı ve çocuğun dinden uzaklaşmasına neden olacak bir etkisinin olabileceği düşünülmemektedir. Çocuğun aile ortamının ve aile içi ilişkilerinin niteliğinin, ailediki tutum ve inanışlarla, alışkanlık biçimlerinin ve çocuğun içinde bulunduğu diğer sosyal ortamların niteliğinin, belirtilen konularda etki yaratabilecek unsurlar olduğu ifade edilebilir. / Sonuç olarak; davacı ve davalı tarafların savunmalarından ve dizinin RTÜK tarafından iletilen kopyasının izlenmesinden elde edilen veriler birlikte değerlendirilerek, davaya konu olan görüntülerin çocuk ve gençlerin fiziksel, bilişsel ve ahlaki gelişimlerine zarar verebilecek unsurlar içermediği ve 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 2. fıkrasının ihlal edilmediği sonucuna oy birliği ile ulaşılmıştır." yönünde görüş bildirildiği ancak, Mahkeme tarafından uyuşmazlığın çözümü için, bilirkişi incelemesine gerek duyulması ve bu yönde de rapor alınmasına karşın, bu raporun içeriğinin ve sunulan görüşlerin hukuki değerlendirmeye alınmadığı, alınmama nedenlerinin hukuki ve teknik yönlerden açıklanmadığı,
Oysa ki, Mahkeme tarafından oluşturulmuş olan bilirkişilerin akademik unvan ve uzmanlık alanlarının, dava konusu işleme gerekçe yapılan yayının değerlendirilmesi ve sonucunda da, 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin (2). fıkrası yönünden ihlal bulunup bulunmadığının tespiti için uygun olduğu gibi, üzerinde uzlaşarak oybirliği ile sonuca bağladıkları görüşün ise, hükme esas alınabilecek nitelikte ve bilimsel yeterlilikte bulunduğu,
Buna göre; Mahkeme tarafından oluşturulan bilirkişi heyetince hazırlanan raporda belirtilen görüşlerle birlikte, dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler değerlendirildiğinde; dava konusu işleme gerekçe yapılan yayın içeriğiyle, 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 2. fıkrasında hükme bağlanmış olan yayın ilkesinin ihlal edilmediği sonucuna ulaşıldığından, tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile ... İdare Mahkemesi'nce verilen ... gün ve E: ..., K: ... sayılı kararın kaldırılmasına, 2577 sayılı Kanun'un değişik 45. maddesinin 4. fıkrası uyarınca esastan incelenen davada, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, ilk derece mahkemesince bilirkişi raporunda belirtilen kanaatin aksi yönünde karar tesis edilirken, bölge idare mahkemesince bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle dava konusu işlemin iptaline karar verildiği, bilirkişi incelemesinin hukuki bilgiyle çözülmesi mümkün olmayan uyuşmazlıklar için başvurulan bir yol olduğu, bilirkişi raporunun takdiri delil niteliği taşıdığı, ilk derece mahkemesince verilen ret kararının hakimin hür vicdanının yansıması olduğu, dava konusu yayında toplumun milli ve manevi değerlerinin aşağılandığı, çocukların ekran başında olduğu saatlerde yayınlanan görüntülerin çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimine zarar verebileceği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, dava konusu işlemin hukuki dayanaktan yoksun olduğu, toplumun farklı kesimlerinin farklı değer yargılarına sahip olduğu, Danıştay'ın yerleşik içtihatları uyarınca çocuk ve gençlerin zihinsel, fiziksel ve ahlaki gelişimlerinin olumsuz etkilenip etkilenmediğinin belirlenebilmesi için bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği, ilk derece mahkemesince yaptırılan ancak kararda hükme esas alınmayan 13/06/2016 tarihli bilirkişi raporunda davaya konu görüntülerin çocuk ve gençlerin fiziksel, bilişsel ve ahlaki gelişimine zarar verecek unsurlar içermediği ve 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 2. fıkrasının ihlal edilmediği sonucuna oybirliği ile varıldığı, ilk derece mahkemesince söz konusu raporun hangi gerekçeyle hükme esas alınmadığının açıklanmadığı, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre, bilirkişi raporu hilafına karar verilmesi durumunda, bu aksi yönlü kararın gerekçelerine açıkça yer verilmesi gerektiği belirtilerek, istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'NİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile dava konusu işleme dayanak teşkil eden "Ah Biz Kadınlar" adlı dizi filmin CD'sinin birlikte incelenmesinden; yayının iki bölümünde yer alan skeçte; Baba-oğlu ile iki kadının diyalogu: "Çocuk: (İşaret parmağıyla göstererek) Baba o kadın ne yapıyor orada? / Baba: Sana parmağınla gösterme demedim mi, çünkü Tanrı her yerde olduğuna göre parmağınla onu poposundan dürtüyor olabilirsin, hadi yürü bakalım." şeklindeki konuşmaya tanık olan iki kadın arasında geçen diyaloğun "İlk kadın oyuncu: İnsanlar çocuklara ne zırvalar anlatıyor böyle, anlamıyorum, evet... / İkinci kadın oyuncu: (İşaret parmağını havaya kaldıran kadın "Hey" diye nerden geldiği belli olmayan bir ses duyar, irkilir ve şaşkınlıkla şu ifadeleri kullanır) Haklıymışlar, evet. .. " şeklinde olduğu, diğer bir skeçte; eğlence partisinden bir sahnede tuhaf hareketlerle dans eden bir kadın oyuncunun görüldüğü ve dans eden kadın iç çamaşırı üzerindeyken cinsel organına dokunduğu, bir başka skeçte, bara gelen kadının, barmenden içki istediği, akabinde barmenin getiridiği içkiyi içerek barmenle arasında; "Merhaba, bir kova krema ve bir şişe votka lütfen." Votka şişesindeki içkiyi hızlıca içip bitiren kadın, önündeki krema kovasına yüzünü daldırıp çıkardıktan sonra, "Sarhoş olunca çok esrarengiz oluyorum, değil mi?" şeklinde diyalog geçtiği, başka bir klipte ise; Garsondan sipariş edilen şükrutun ve şampanyanın yemek masasına geldiği "Garson: Buyrun Şakrot tabağı, Oscar Fontan Berk şampanyası, 1986 yılı, afiyet olsun efendim." Kadın oyuncunun masaya gelen şampanya şişesini ağzına dikerek şişedeki içkinin büyük bir kısmını içtiği ve yüzünü önündeki yemek tabağına daldırıp çıkardıktan sonra "Sarhoş olunca nasıl da kendimi azzaslı (?) hissediyorum." biçiminde ifadeler geçtiği görülmektedir.
Yukarıda bazı sahneleri tasvir edilen, "..." logolu yayın kuruluşunda hafta içi saat 12.45'te, hafta sonu saat 09.40'ta yayınlanan "..." isimli dizi filmin 28/01/2015 tarihinde hafta içi çocukların ekran başında olabilecekleri yayın saatindeki bölümünde cinsel içerikli ifade, sahne ve diyalogların yer alması nedeniyle 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 2. fıkrasında yer alan "Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlâkî gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanılmadan yayınlanamaz." hükmüne aykırılık bulunduğundan bahisle davacı şirkete aynı Kanun'un 32. maddesinin 2. fıkrası uyarınca idari para cezası verilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:
6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'un, işlem tarihinde yürürlükte olan hâlleriyle, 8. maddesinin ikinci fıkrasında, "Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanılmadan yayınlanamaz."; 32. maddesinin ikinci fıkrasında ise, "8. maddenin birinci fıkrasının diğer bentleri ile ikinci ve üçüncü fıkralarında ve bu Kanunun diğer maddelerinde belirlenen ilke, yükümlülük veya yasaklara aykırı yayın yapan medya hizmet sağlayıcıları uyarılır. Uyarının ilgili kuruluşa tebliğinden sonra ihlalin tekrarı hâlinde medya hizmet sağlayıcıya ihlalin ağırlığı ve yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlâlin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde birinden üçüne kadar idari para cezası verilir. İdarî para cezası miktarı, radyo kuruluşları için bin Türk Lirasından, televizyon kuruluşları ve isteğe bağlı medya hizmet sağlayıcıları için onbin Türk Lirasından az olamaz. " kurallarına yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesiyle atıfta bulunulan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Bilirkişi İncelemesi" başlıklı beşinci bölümünde yer alan 266. maddesinde, mahkemenin çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar vereceği; ancak, genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamayacağı; 273. maddesinde, mahkemenin bilirkişinin görevlendirilmesine ilişkin kararında inceleme konusunun bütün sınırlarıyla açıkça belirlenmesine ve bilirkişinin cevaplaması gereken sorulara ilişkin hususlara yer vermek zorunda olduğu; 275. maddesinde, bilgisine başvurulan bilirkişinin kendisine tevdi olunan görevin uzmanlık alanına girmediğini mahkemeye bildirme yükümlülüğünün bulunduğu; 278. maddesinde, bilirkişinin görevini mahkemenin sevk ve idaresi altında yürüteceği, bilirkişinin görev alanı veya sınırları hakkında tereddüde düşerse, bu tereddüdünün giderilmesini her zaman mahkemeden isteyebileceği; 279. maddesinde, bilirkişi raporunun gerekçeli olması gerektiği, bilirkişinin hukuki değerlendirmelerde bulunamayacağı belirtilmiş; anılan maddenin gerekçesinde, bilirkişinin raporunu mahkemece belirlenen sınırlar dâhilinde tümüyle maddi vakıalara hasrederek kendisine yöneltilen somut soruları bilimsel dayanaklarını açık ve anlaşılır biçimde göstermek ve eksiksiz olarak cevaplandırmak suretiyle hazırlaması ve ayrıca raporunu kaleme alırken özel ve teknik bilgi bağlamında uzman kimliği bulunmayan hâkimin ve tarafların anlayabileceği kavramları ve terimleri kullanmaya özen göstermesi gerektiği vurgulanmış; 281. maddesinde, mahkemenin gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla tekrar inceleme de yaptırabileceği; 282. maddesinde ise, hâkimin bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendireceği kurala bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Aktarılan kurallara göre genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkesin bilmesi gereken konularla, hâkimlik mesleğinin gereği olarak hâkimin hukukî bilgisi ile çözümleyebileceği konular dışında kalan ve çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hâllerde bilirkişi oy ve görüşünün alınmasının zorunlu olduğu; bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmesi hâlinde bilirkişilerce hazırlanan raporların olayın özel veya teknik bilgi gerektiren yönlerini hiçbir tereddüde yer vermeyecek şekilde aydınlatan bilimsel esaslara dayalı gerekçeleri içermesi gerektiği, bu nitelikte olmayan bilirkişi raporlarının hükme esas alınamayacağı, mahkemenin böyle bir durumda yeni bir bilirkişi heyeti oluşturabileceği ve hükme esas alınabilecek rapor elde edinceye kadar bilirkişi incelemesine devam edebileceği; kural olarak bilirkişi raporunun hâkimi bağlamayacağı ve hâkimin raporu serbestçe takdir edeceği açıktır.
Dosyanın incelenmesinden, "..." isimli dizi filmin 28/01/2015 tarihinde hafta içi çocukların ekran başında olabilecekleri yayın saatindeki bölümünde cinsel içerikli ifade, sahne ve diyalogların yer alması nedeniyle 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 2. fıkrasında yer alan "Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlâkî gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanılmadan yayınlanamaz." hükmüne aykırılık bulunduğundan bahisle davacı şirkete aynı Kanun'un 32. maddesinin 2. fıkrası uyarınca idari para cezası uygulanmasına ilişkin dava konusu işlemin tesis edildiği, işlemin iptali istemiyle açılan davada ilk derece mahkemesince bilirkişi incelemesine müracaat edildiği ancak, ilgili yayında ihlal bulunmadığı yönündeki 13/06/2016 tarihli bilirkişi raporundaki kanaatin aksine, "dava konusu yayındaki skeçlerde geçen diyalog ve görüntülerde; içki içmeyi teşvik edici nitelikte sahneler bulunması, cinsel içerikli ifade, sahne ve diyalogların yer alması, Tanrı'ya ilişkin kullanılan ifadelerle de çocuk ve gençlerin fıziksel, zihinsel veya ahlaki gelişimine zarar verebilecek türde unsurlar ihtiva etmesi nedeniyle; ... logolu yayıncı kuruluşun söz konusu yayını nedeniyle, çocukların ekran başında olabilecekleri zaman dilimindeki yayınlarda, ses ve görüntüler yoluyla verilmek istenen mesajların, çocuklar dikkate alınarak özenle hazırlanması gerektiği, aksi durumda bu yayınların olumsuz etkisi altında kalabileceği ve kişiliklerinin gelişiminde telafısi imkansız tahribatlar meydana getirmesinin muhtemel olduğu" yönünde bir değerlendirme ile davanın reddi yönünde karar tesis edildiği, ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdarî Dava Dairesi tarafından ise 13/06/2016 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alınabilecek mahiyette olduğu değerlendirilerek, rapor doğrultusunda, ... İdare Mahkemesi'nin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının kaldırılması ve dava konusu işlemin iptali yönünde karar verildiği görülmektedir.
Bilirkişi heyeti, mahkeme tarafından kendisine yöneltilen sorulara cevap oluşturacak nitelikte ve görüşüne başvurulan hususu tam olarak açıklayıcı mahiyette bir rapor vermelidir. Somut duruma uygun olmayan ya da somut durum karşısında yetersiz kalan beyanlar, bilirkişi raporu olarak kabul edilmemelidir (ATALAY Oğuz, Pekcanıtez Usûl Medeni Usûl Hukuku, 15. Bası, İstanbul, 2017, s.1940-1941).
İlk derece mahkemesince her ne kadar uyuşmazlık konusu yayının ihlal teşkil etmediğine ilişkin rapor hükme esas alınmamış ise de yeni bir inceleme de yaptırılmadığı, bölge idare mahkemesi tarafından ise rapor hükme esas alınarak karar verildiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu işlemin tesis edilmesine sebep olan yayının 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 2. fıkrasını ihlâl eder nitelikte olup olmadığının, başka bir anlatımla çocukların fiziksel, zihinsel veya ahlâkî gelişimine zarar verme ihtimali bulunup bulunmadığının belirlenmesi özel bilgiyi gerektirdiğinden, çocuk ve ergen ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı hekimler ile çocuk ve ergen psikologundan oluşturulacak bilirkişi heyetince rapor düzenlendikten sonra hüküm kurulması gerekmekle birlikte, anılan mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen raporda, ilgili yayının hangi gerekçelerle gençleri ve çocukları olumsuz etkilemediğine yönelik bilimsel esaslara uygun, yeterli bir gerekçenin ortaya konulamadığı anlaşıldığından anılan raporun hükme esas alınamayacağı sonucuna varılmıştır.
Öte yandan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nca 20/11/1989'da kabul edilen ve ülkemiz tarafından 14/09/1990 tarihinde imzalanan, 09/12/1994 tarih ve 4058 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan, 27/01/1995 tarih ve 22184 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Bakanlar Kurulu kararıyla onaylanan Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi (Çocuk Haklarına Dair Sözleşme)'nin 1. maddesinde, " ...daha erken yaşta reşit olma durumu hariç, onsekiz yaşına kadar her insan çocuk sayılır"; 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'a dayanılarak çıkarılan Yayın Hizmeti Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin birinci fıkrasına 27/03/2018 tarih ve 30373 sayılı Resmî Gazete yayımlanan değişiklikle eklenen (ii) bendinde, "Çocuk: Henüz on sekiz yaşını doldurmamış kişiyi ifade eder" kuralları yer almaktadır.
Belirtilen bu duruma göre düzenlenecek bilirkişi raporunda mevzuatta yer alan "çocuk" kavramı doğrultusunda, yaş grupları bilimsel açıdan ayrıştırılarak çocukların ve gençlerin yaş grupları itibarıyla somut ve soyut algılama ve görsel-işitsel içeriklerden etkilenme seviyelerinin yayın içeriği ve saati dikkate alınarak ayrı ayrı irdelenmesi, yayın içeriklerinin 18 yaş altındaki çeşitli yaş gruplarında bulunanlar -örneğin, 0-7 yaş, 8-12 yaş, 13-15 yaş ve 18 yaş altındakiler- için ne gibi etkiler doğuracağının ayrı ayrı irdelenmesi, çocukların ve gençlerin tek bir grup gibi ele alınarak değerlendirme yapılmaması gerekmektedir.
13/06/2016 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu işlemde belirtilen ihlâlin konusunu oluşturan yayınlar bilimsel esaslara uygun bir biçimde kapsamlı şekilde değerlendirilmediğinden ve yayın içeriğinin çocuk ve gençler üzerindeki etkisi değerlendirilirken yaş tasnifi yapılmadığından, hazırlanan bilirkişi raporunun hükme esas alınabilecek nitelikte olmadığı sonucuna ulaşılmış ve bu itibarla davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf isteminin hükme esas alınabilecek nitelikte bilirkişi raporu temin edilmeden eksik incelemeye dayalı olarak kaldırılmasına ve dava konusu işlemin iptaline ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin kabulüne;
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile dava konusu işlemin iptali yolundaki temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'ne gönderilmesine, 24/03/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi