11. Ceza Dairesi 2019/276 E. , 2019/1434 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanunu"na muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
A) 2006 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik sanık müdafiinin temyiz talebinin incelenmesi:
Sanığa yüklenen suç için öngörülen cezanın üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK"nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde yer alan uzatılmış dava zamanaşımı süresinin, suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar dolduğu anlaşılmış, sanık müdafiiinin temyiz nedenleri yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak bu hususta yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadan karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı Kanun"un 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak sanık hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, 5271 sayılı CMK"nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE,
B) 2007 ve 2008 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik sanık müdafiinin temyiz talebinin incelenmesi:
... Teknik Hırdavat Makina Temizlik Otomotiv San.Tic.Ltd.Şirketinin %50 ortağı ve müdürü olan sanık hakkında, 2007 ve 2008 yıllarında sahte fatura düzenleme suçundan açılan davada; vergi raporlarında, şirketin, kuruluş tarihinden yaklaşık bir ay öncesinden fatura düzenlemeye başlamış olduğunun, işçi çalıştırmadığının, yapılan yoklamalarda adreslerde bulunamadığının, mal alışı bildirmediği halde satış yaptığına dair pekçok şirkete fatura düzenlendiğinin, faturaların gerçek alışverişe dayanmadığının tespit edilmiş olması; sanığın, “...açık kimliğini bilmediğim ... Çalışkan isimli bir kişi beni bekçi olarak işe alacağını söyledi ve nüfus cüzdanı fotokopimi almıştı, ancak ben işe de girmedim, orada çalışmaya da başlamadım,...verdiğim fotokopi ile benim adıma işlemler yapılmış,...ben şirketle ilgili bir fatura basımı veya kullanımı yapmadım, o nedenle suçlamaları kabul etmiyorum.” şeklinde savunma yapması; soruşturmadaki ifadesinde ise, “...Sahte olduğu ileri sürülen faturalarda gerçek faturalardır. Faturaların düzenlendiği şirketler faal şirketlerdir. Ancak tam olarak ne ile uğraşıyorlar ben bilmiyorum...şirketin kayden yetkilisi benim ancak ben şirketin yetkilisi olmak karşılığı para aldım. Bu nedenle resmi yetkili görünüyorum. Ancak fiilen işlerle ilgilenmedim bununla birlikte düzenlenen faturaların gerçek olduğunu biliyorum.” demiş olması; ancak sanığın savunmalarını destekler belge bulunmaması ve ... Çalışkan’ın kimlik bilgilerini sunmaması; 04.07.2014 tarihli grafolog raporunda, incelenen belgelerden 2 ve 3 numaralı tebliğ zarfı alındısındaki imzanın sanığa ait olduğunun tespit edilmesi karşısında; 5271 sayılı CMK’nin 217. maddesi uyarınca duruşmadan edindiği kanaate göre delilleri değerlendirip, sanığın suç kastı ile hareket ettiği yönünde vicdani kanıya ulaşan Mahkemenin takdir ve kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Yargılama süresindeki işlemlerin hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülaen görüşler ile delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışılarak değerlendirildiği, vicdanî kanının deliller ve dosyadaki bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, fiilin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, fiile uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlenip uygulandığı, kurulan hükümlerde bir aykırılık bulunmadığı anlaşılmış; sanık müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan, hükümlerin ONANMASINA, 13.02.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.