Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2016/14768
Karar No: 2021/1377
Karar Tarihi: 25.03.2021

Danıştay 10. Daire 2016/14768 Esas 2021/1377 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/14768
Karar No : 2021/1377

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Müdürlüğü / …
VEKİLİ : Av. …

DİĞER DAVALI : … Kaymakamlığı / …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İstanbul ili, Sarıyer ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın ¾ payının vakıf yolu ile oluştuğundan bahisle … Vakfı adına tescil edilmesine ilişkin Sarıyer Kaymakamlığı Tapu Sicil Müdürlüğünün 19/11/2014 tarihli işleminin iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince; taşınmazın vakıf yolu ile oluştuğunun gerekçesi olarak gösterilen şerhin 1959 yılında tapudan terkin edildiği gibi şerhin tek başına taşınmazın vakıf yoluyla oluştuğu anlamına gelmeyeceği, öte yandan, taşınmazın vakıf yolu ile meydana geldiğine dair başka hiçbir bilgi ve belgenin davalı idarece ortaya konulamadığı göz önüne alındığında, anılan taşınmaz için 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 30. maddesinin uygulanma olanağı bulunmadığından, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından, dava konusu taşınmazın ¾ payı 22/07/2008 tarihi itibarıyla Maliye Hazinesi adına kayıtlı iken anılan taşınmazın İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 18/01/1990 tarih ve 1678 sayılı kararı ile korunması gerekli eski eser olarak tescil edildiğinin anlaşıldığı, 5737 sayılı Vakıflar Kanunu’nun 30. maddesi gereğince … tarih ve … yevmiye sayılı kayıt ile mazbut ... Vakfı adına tescil edilerek tapu senedinin alındığı, İdare Mahkemesince dava konusu istemin hatalı olarak kurulduğu, eksik inceleme yapıldığı, en azından vakıf uzmanı bir bilirkişiye dosyanın incelettirilmesi, davanın husumet ve görev yönünden de reddi gerektiği, davacının aynı taşınmaz için tapu iptal ve tescil davası da açtığı, İdare Mahkemesi kararının bozulmasının icap ettiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, dava konusu taşınmazın Vakıflar Kanunu'nun 30. maddesi ve Yönetmelik’in 178. maddesi kapsamında kalmadığı, kadastro tespit tutanaklarına göre taşınmazın murisi …’ye ve mirasçılarına ait olduğu, vakıf yolu ile meydana gelmediği, kadastro sonucunda taşınmazın ¾ payının …, ¼ payının … adına 21/04/1952 yılında tescil edildiği, 13/10/1959 tarihinde murisinin kızları … ve … tarafından taviz bedelinin ödendiği ve "… Vakfından icarelidir" şerhinin terkin edildiği ve böylelikle taşınmazın ¾ payının vakıfla olan ilişkisinin kesildiği, Türk parasının korunması amacı ile bu paya vakıf adına şerh konulduğu, idarenin taşınmazın vakıf yolu ile meydana geldiğini ortaya koyamadığı, İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY:
Vakıflar Genel Müdürlüğü İstanbul ... Bölge Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı, Sarıyer Tapu Müdürlüğüne hitaplı yazısı ile; İstanbul ili, Sarıyer ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın mazbut … Vakfından icareli, “bahçeli ahşap iki ev” vasıflı ¾ payının Maliye Hazinesi adına kayıtlı olduğu, kaydındaki vakıf nev’iyetinin terkin edildiğinin tapu kaydından anlaşıldığı, söz konusu taşınmazın vakıf yoluyla meydana geldiği tapu kaydıyla sabit olduğundan, ayrıca korunması gerekli eski eser olduğuna dair tapu kütüğüne şerh işlendiği anlaşıldığından Maliye Hazinesi adına kayıtlı ¾ payının … Vakfı adına tescil edilmesi gerektiği belirtilerek tescil işleminin yapılması istenilmiştir.
Tapu Müdürlüğünce de 19/11/2014 tarihinde tapu işlemi gerçekleştirilmiştir.
Davacı tarafından da taşınmazın ¾ payının murisi …'nin mülkiyetinde olduğu, vakıf malı olmadığı ileri sürülerek tapu işleminin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1013. maddesinde, tescilin, tasarrufa konu olan taşınmaz malikinin yazılı beyanı üzerine yapılacağı; edinen kimsenin, kanun hükmüne, kesinleşmiş mahkeme kararına veya buna eş değer bir belgeye dayanması hâlinde, bu beyana gerek olmadığı; 1014. maddesinde, bir tescilin terkin edilmesi veya değiştirilmesinin; ancak bu kaydın kendilerine hak sağladığı kimselerin yazılı beyanı üzerine yapılabileceği; 1027. maddesinde ise ilgililerin yazılı rızaları olmadıkça, tapu memurunun, tapu sicilindeki yanlışlığı; ancak mahkeme kararıyla düzeltebileceği; düzeltmenin, eski tescilin terkini ve yeni bir tescilin yapılması biçiminde olabileceği; tapu memurunun, basit yazı yanlışlıklarını, tüzük kuralları uyarınca re'sen düzelteceği kurala bağlanmıştır.
Anılan Kanun'a dayanılarak çıkarılan Tapu Sicili Tüzüğü'nün 69. maddesinin 1. fıkrasında da "Tapu sicilinde terkin, tescilin kendisine hak sağladığı kimsenin istemine ya da yetkili makam veya mahkeme kararına istinaden yapılır." kuralına yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Tapu sicilinde tescil, terkin ve tashih istemlerinden kaynaklanan uyuşmazlıklar; kural olarak, bu istemlerin mülkiyet veya sınırlı ayni hakların doğması, kısıtlanması ya da ortadan kalkmasına yönelik olması nedeniyle, adli yargı yerinin görevine girmektedir. Bununla birlikte, mülkiyet veya diğer ayni haklarda herhangi bir değişiklik meydana getirmeyen tescil, terkin ve tashih işlemlerinden (cins tashihi veya basit maddi yanlışlıklar gibi) kaynaklanan uyuşmazlıkların görüm ve çözümünün idari yargı yerine ait olduğu kabul edilmektedir. Aynı şekilde, söz konusu işlemlerin, idareye verilen kamusal bir yetkiye, diğer bir ifadeyle kamu hukukuna dayanması (örneğin, kamulaştırma şerhi) veya bu yetkinin kullanılması sonucu tesis edilen işlemin doğal sonucu olarak ortaya çıkması, uygulaması niteliğinde bulunması (örneğin, imar planı uygulaması sonucu tescil) hâlinde, uyuşmazlığın, idare hukuku ilke ve kuralları çerçevesinde idari yargı yerlerince görülmesi gerekmektedir. Zira, böyle bir durumda, idarenin kamu gücüne dayanarak, re'sen ve tek yanlı beyanıyla işlem tesis etmesi söz konusu olup; bu idari işlem hukuk aleminden kaldırılmadıkça sicildeki kaydın düzeltilmesi olanağı bulunmamaktadır. Nitekim, Uyuşmazlık Mahkemesi içtihatlarında da, tapu sicilinden kaynaklanan görev uyuşmazlıklarının çözümlenmesinde, bu ölçüt esas alınmıştır. (Uyuşmazlık Mahkemesinin 08/07/1991 tarih ve E:1991/10, K:1991/14; 09/02/1998 tarih ve E:1998/5, K:1998/7 sayılı kararları)
Öte yandan, taşınmazın aynına bağlı haklarda değişiklik meydana getirecek olması nedeniyle adli yargı yerinde dava konusu edilmiş olan tescil, terkin ve tashih istemlerinin; dava sonucunda verilen karar uygulanmayarak sicile işlenmemesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların da Anayasa'nın 138. maddesi uyarınca yargı kararını uygulamakla yükümlü olan idareye mevzuatla çizilen sınır dahilinde işlem tesis edilip edilmediğinin hukukilik denetiminin yapılmasını gerektirmesi nedeniyle, idari yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir. İdare, kendisine yasalar ve bu yasaların uygulamasını göstermek üzere çıkarılan düzenlemelerle verilen görev ve yetkiler çerçevesinde işlem tesis etmeye mecbur olup, kamusal yetkinin bu sınırlar içerisinde kullanılıp kullanılmadığını denetlemek idari yargının görevinde bulunmaktadır.
Dava dosyasının ve davacı tarafın beyanlarının incelenmesinden, uyuşmazlıkta, taşınmazın aynına bağlı haklarda değişiklik meydana getirecek olan tescil işleminin davalı Tapu Sicil Müdürlüğünün kusurundan kaynaklandığı ileri sürülerek iptalinin talep edildiği anlaşılmaktadır. Mevzuat hükümleriyle Uyuşmazlık Mahkemesi ve Yargıtay içtihatları uyarınca tescile yönelik idari işlemler, bir başka ifadeyle tescil işlemleri aleyhine açılacak davalar adli yargının görev alanında bulunmaktadır.
Bu durumda, davanın görev yönünden reddi gerekirken dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalı Vakıflar Genel Müdürlüğünün temyiz isteminin kabulüne,
2. Dava konusu işlemin iptaline ilişkin ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un (geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi