Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/19282 Esas 2013/21100 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/19282
Karar No: 2013/21100
Karar Tarihi: 11.9.2013

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/19282 Esas 2013/21100 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacılar, davalı ile kardeş olduklarını, babalarından kalan taşınmazlarla ilgili davalıya vekaletname verdiklerini, davalının taşınmazları kiraya verdiğini ve paylarına düşen miktar parayı ödemediğini ileri sürerek fazlası saklı 10.000,00 TL ve ıslah ile de 32.137,00 TL'nin faiziyle tahsiline karar verilmesini istemişlerdir. Ancak, mahkeme davacıların iddialarının somut olarak tespit edilememesi nedeniyle davayı reddetmiştir. Davacılar tarafından yapılan temyiz başvurusu üzerine Yargıtay, vekilin hesap verme yükümlülüğü bulunduğu ve davalının hesap vermeye ilişkin tüm delilleri toplanması gerektiğini belirterek kararın bozulmasına karar vermiştir.
Kanun maddeleri: (B.K. md. 390/2, B.K.md. 392/1, HUMK’nun 440/1)
B.K. md. 390/2: Vekil, vekaleti iyi bir surette ifa ile yükümlüdür.
B.K.md. 392/1: Vekil, müvekkilin talebi üzerine, yapmış olduğu işin hesabını vermekle, almış olduğu şeyi müvekkile tediye etmekle yükümlüdür.
HUMK’nun 440/1: Bozma kararı verilen kararların düzeltilmesi istenebilir.
13. Hukuk Dairesi         2013/19282 E.  ,  2013/21100 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacılar, davalı ile kardeş olduklarını, babalarından kalan taşınmazlarla ilgili davalıya vekaletname verdiklerini, davalının taşınmazları kiraya verdiğini ve doğrudan gelir desteği aldığını, ancak paylarına düşen miktar parayı ödemediğini ileri sürerek fazlası saklı 10.000,00 TL"nin, ıslah ile de, 32.137,00 TL"nin faiziyle tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı, davacıların iddialarının kısmen doğru olduğunu, taşınmazlara kendi cebinden masraflar yaptığını ve annelerine de 2006 tarihinden beri baktığını savunmuştur.
    Mahkemece, davacıların iddialarının somut olarak tespitinin yapılamadığından bahisle açılan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, davacıların vekil olarak atadıkları davalının, vekalet görevinin kötüye kullanılması, özellikle de, vekilin özen ve sadakatle iş görme ve hesap verme yükümlülüğüne aykırı davranılması hukuksal nedenine dayandırılarak açılmıştır. Gerçekten de vekil, vekaleti iyi bir surette ifa ile yükümlüdür. (B.K. md. 390/2) Eş söyleyişle, müvekkilin kendisine verdiği görevi özen ve sadakatle ifa etmek yükümlülüğü altındadır. Öte yandan, müvekkilin talebi üzerine, yapmış olduğu işin hesabını vermekle, her ne nam ile olursa olsun, almış olduğu şeyi müvekkile tediye etmekle yükümlüdür. (B.K.md. 392/1). Mahkemece her ne kadar iddia
    edilen zararın tespitinin yapılamadığından davanın reddine karar verilmiş ise de, vekilin hesap verme yükümlülüğü bulunduğundan, davada ispat yükü vekil olan davalıdadır. Öyle olunca Mahkemece davalının hesap vermeye ilişkin tüm delilleri davacının karşı delilleri toplanıp konusunda uzman bilirkişilerden Yargıtay ve mahkeme denetimine elverişli rapor alınarak, sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, zararın tespitinin yapılamadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma gerektirir.
    SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan 18.40 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.9.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.