Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/28298
Karar No: 2019/2291
Karar Tarihi: 24.01.2019

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2015/28298 Esas 2019/2291 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2015/28298 E.  ,  2019/2291 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    YARGITAY KARARI
    A) Davacı isteminin özeti:
    Davacı vekili, davacının davalı şirkette 07.03.2012-11.11.2013 tarihleri arasında depo sorumlusu olarak çalıştığını, 11.11.2013 tarifinde şirketin üretim müdürü olan ... tarafından darp edildiğini, davacının bu şahsa yönelik kötü sözü ve davranışı olmadığı halde ...’nun davacıya kafa attığını, davacının aynı gün şikayetçi olduğunu ve darp raporu aldığını, bu durum üzerine şirket yetkililerinin, davacıya, yıllık izinden sayılmak üzere birkaç gün işe gelmemesini söylediğini, davacının birkaç günün ardından işyerine gittiğinde, yaşanan olaydan dolayı üretim müdürünün kendisiyle çalışmak istemediğinin belirtildiğini, davacıya, işletme müdürü hakkında şikayetinden vazgeçmesi halinde tazminatlarının ödeneceğinin söylendiğini, davalı şirkette hafta içi 08.30-18.00 saatleri arasında, Cumartesi günleri ise 08.30-16.00 saatleri arasında çalışıldığını, 18.00’den sonra her akşam mecburi mesai uygulandığını ve 18.00’den sonraki fazla mesai ücretlerinin ödendiğini, ancak normal çalışmasındaki fazla mesai ücretlerinin ödenmediğini, ayrıca, davacının resmi tatil ve dini bayramlarda da çalıştığını, yıllık izinlerinin gereği gibi kullandırılmadığım, ücretinin de ödenmediğini, davacının fazla mesai ücretleri hariç olmak üzere son aylık net ücretinin 1.050,00 TL. olduğunu, yemek ve yol giderlerinin de davalı işveren tarafından karşılandığını, bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarını istemiştir.
    B)Davalı cevabının özeti:
    Davalı vekili, davacının davalı işyerinde 01.06.2012 tarihinden itibaren depo sorumlusu olarak çalışmaya başladığını, aylık net ücretinin 1.045,00 TL. olduğunu, ... Özel Güvenlik firmasının 11.11.2013 tarihli tutanağından da anlaşılacağı üzere, davacının üretim müdürü olan ...’ya el kaldırdığını, ancak güvenlik elemanlarının müdahalesi sonucu fiilin teşebbüs aşamasında engellediğini, davacının üretim müdürüne karşı herhangi bir sözü ve davranışı olmamasına karşın üretim müdürünün kendisine kafa atarak darp ettiği yönündeki iddiasının gerçek dışı olduğunu, yaşanan bu olaydan sonra davacıya yıllık izinden sayılmak üzere birkaç gün işe gelmemesinin söylendiği iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacının 22.01.2013 tarihleri arasında işe gelmemesine meşru zemin hazırlandığını, iş akdinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinin 2. fıkrasının d ve g bentleri gereği haklı nedenle feshedildiğini, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
    C)Yerel Mahkeme kararının özeti:
    Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacının kızkardeşi E.C.in işyerinde birkaç arkadaşı ile birlikte uyurken amiri tarafından yakalandığı bunun üzerine birkaç gün işten uzaklaştırıldığı bu olay nedeni ile davacının amirine karşı bağırdığı üzerine yürüdüğü amiri ..."nun boğazına sarıldığı sıktığı, daha sonra oradaki diğer çalışanların araya girip ayırdıkları davacının amirine ve çalışma arkadaşına yönelik darp eylemi gerçekleştirdiği ve iş akdinin 4857 sayılı İş Kanunu"nun 25. maddesi uyarınca haklı nedenle feshedildiğinin anlaşıldığı böylece davacının kıdem ve ihbar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Yıllık izinlerin kullanıldığının ispat külfetinin davalıya ait olduğu davalının bu yükümlülüğü yerine getiremediği böylece davacının yıllık ücretli izin alacağının bulunduğu, davacının fazla mesai çalışması ve resmi tatil çalışması yaptığı ancak bunların ücretinin ödendiğinin davalı tarafından ispatlanamadığı böylece davacının resmi tatil çalışması alacağı ve fazla mesai alacağının da bulunduğu, 1/3 oranında hakkaniyet indirimi yapıldığı gerekçesi ile kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine, sair taleplerin kabulüne karar verilmiştir.
    D)Temyiz:
    Kararı taraf vekilleri süresinde temyiz etmiştir.
    E)Gerekçe:
    A-) Davalı temyizi bakımından;
    5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 8. maddesine göre iş mahkemesinden verilen kararlar tefhim ve tebliğ tarihinden itibaren 8 gün içinde temyiz olunabilir. Bu süre içinde temyiz dilekçesinin hakime havale edildikten sonra temyiz defterine kaydının yaptırılması ve harcının yatırılması gerekir. 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. madde 1. fıkrasına göre; “Bölge Adliye Mahkemelerinin, 26/09/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun"un geçici 2"nci maddesi uyarınca Resmî Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanun"un temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” 2. fıkrasına göre; Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanun"un 26/09/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454"üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.
    Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar HUMK.un 427/2 maddesi uyarınca temyiz edilemez.
    Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyiz kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra (inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz.
    Birleştirilen davalarda, temyiz sınırı her dava için ayrı ayrı belirlenir.
    İhtiyari dava arkadaşlığında, temyiz sınırı her dava arkadaşının davası için ayrı ayrı belirlenir.
    Karşılık davada, temyiz sınırı asıl dava ve karşılık dava için ayrı ayrı belirlenir.
    Tespit davalarında, temyiz sınırı tespit davasının öncüsü olduğu eda davasının miktar ve değerine göre belirlenir.
    Temyiz sınırından fazla bir alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, hükümde asıl istemin kabul edilmeyen bölümü temyiz sınırını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Kısaca temyize konu edilen miktara bakılarak kesinlik belirlenir.
    Alacağın bir kısmının dava edilmesi halinde, kısmi davada kesinlik sınırı dava edilen miktara göre değil, alacağın tamamına göre belirlenir.
    Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.06.1975 gün ve 1975/6-8 sayılı içtihadında, “5521 sayılı Yasada açık düzenleme olmamakla birlikte, bu Yasa"nın 15. maddesindeki düzenleme gereği HUMK.un 427. maddesindeki kesinlik sınırının iş mahkemelerinde verilen kararlarda da uygulanması gerektiği, grup halinde açılan davaların salt iş mahkemelerine özgü bir dava türü olmadığı, bu nedenle seri olarak açılan davalarda her dosya için kesinlik sınırına bakılması gerektiği” açıkça belirtilmiştir.
    Dosya içeriğine göre temyize konu edilen miktar 1.719,86 TL. olup, karar tarihi itibariyle 2080 TL. kesinlik sınırı kapsamında kaldığından davalının temyiz isteminin HUMK.un 427/2, 432/4 maddeleri, uyarınca REDDİNE,
    B-)Davacı temyizine gelince;
    1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2- Somut uyuşmazlıkta, davacının kıdem tzminatı ve ihbar tazminatı talepleri Mahkeme tarafından reddedilmiştir.
    Dava dilekçesinde davacının kötü söz ve davranışta bulunmadığı, ancak üretim müdürü S.G. tarafından darp edildi, davalının diğer yetkililerinin davacıya, yıllık izinden sayılmak üzere birkaç gün işe gelmemesini belirttiklerini, birkaç gün sonra işe gittiğinde ise S.G.nin davacı ile çalışmak istemediğini belirtilerek davacının işten çıkarıldığı ileri sürülmüştür.
    Davalı cevap dilekçesinde, davacının üretim müdürü S.G.ye el kaldırdığını, güvenlikçilerin engellemesi sonucu teşebbüs aşamasında kaldığını, S.G.nin davacıyı darp etmediğini, davacının yıllık izinden sayılmak üzere izne gönderilmediğini, davacının 18-22/11/2013 tarihleri arasında işe gelmediğini savunmuştur.
    Davalının 25/11/2013 tarihli fesih yazısında davacının devamsızlık etmesi ve amiri veya iş arkadaşı ile ciddi geçimsizliği, kavgası nedenine dayanılmıştır.
    Asliye Ceza Mahkemesi yargılamasında davalı ... S.G. sanık sıfatı ile davacıyı basit yaralama suçu nedeni ile mahkum edilmiş, hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.
    Dosyada davacının darba uğradığına ilişkin doktor raporu mevcuttur.
    Birden fazla günler için tek tutanak tutulmuştur.
    Davacı olay sonrasında diğer davalı yetkililerince birkaç gün yıllık izinden sayılmak üzere izne gönderildiğini dönüşte çıkarıldığını ileri sürmüştür. Olay 11/11/2013 tarihlidir davacının devamsızlık ettiği davalı tarafından savunulan ilk gün 18/11/2013 olup aradaki günler için devamsızlık tutanağı veya devamsızlık iddiası bulunmamaktadır. Oysa davalı ... S.G.nin ifadesinde "bu olaydan sonra davacı işe gelmedi işi bıraktı ve gitti" dediği görülmektedir. Buna göre 12/11/2013 ve sonrasında davacının devamsızlığına dair tutanak ve sair delil bulunması gerekir, ancak, yoktur. Savunma çelişiktir.
    Davalı ... S.G.nin polis ifadesinde davacının kızkardeşini uyurken yakaladığı için kızkardeşini bir süreliğine ücretsiz izne gönderildiği ifade edilmiştir. Tüm bunlar, davalı işverenlikte, problem yaşayan işçinin ücretsiz izne gönderilmesi gibi bir uygulama olduğu yönünde kanaat oluşturmaktadır.
    Bir kısım diğer davalı tanık beyanlarında aşamalarda/farklı mercilerdeki ifadeleri arasında da bazı çelişkiler mevcuttur.
    Yukarıdaki delil durumu da göz önüne alındığında davalının haklı feshi ispatlayamadığı, davacı lehine kıdem tazminatı ve ihbar tazminatına hükmedilmesi gerektiği gözetilmeksizin, bu taleplerin reddi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    F)SONUÇ:
    Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24/01/2019tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi