
Esas No: 2021/340
Karar No: 2021/612
Karar Tarihi: 29.03.2021
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/340 Esas 2021/612 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/340
Karar No : 2021/612
TEMYİZ EDENLER : I-DAVALILAR:
1- …
2- … Bakanlığı
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …
II- DAVALILAR YANINDA MÜDAHİL: ... Turizm İnşaat Gayrimenkul Yatırım A.Ş.
VEKİLİ : Av. Eyüp Kul
KARŞI TARAF (DAVACILAR) :
1-...
…
37- …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU: Danıştay Altıncı Dairesinin 23/09/2020 tarih ve E:2020/5351, K:2020/8080 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 10/02/2017 tarih ve 29975 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, İstanbul ili, Zeytinburnu ilçesi, ... Mahallesi sınırları içerisinde bulunan ve dava konusu Bakanlar Kurulu kararına ekli kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alanın, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun'un 2. maddesi uyarınca riskli alan ilan edilmesine ilişkin 06/02/2017 tarih ve 2017/9867 sayılı Bakanlar Kurulu kararının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Ondördüncü Dairesinin 15/01/2019 tarih ve E:2017/826, K:2019/81 sayılı kararının; davacılardan, ..., …, ... yönünden verilen davanın ehliyet yönünden reddine ilişkin kısmı ile dava konusu işlemin iptali yönünde verilen kısmının onanmasına, davacılardan, ..., …, … ve … yönünden verilen davanın ehliyet yönünden reddine ilişkin kısmının bozulmasına yönelik Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 03/10/2019 tarih ve E:2019/803, K:2019/4047 sayılı kararının bozmaya yönelik kısmına uyularak ve işin esası incelenerek verilen Danıştay Altıncı Dairesinin 23/09/2020 tarih ve E:2020/5351, K:2020/8080 sayılı kararıyla;
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın ve 20/03/1952 tarihinde kabul edilen İnsan Haklarının ve Temel Özgürlüklerinin Korunmasına İlişkin Sözleşmeye Ek 1 Nolu Protokol'ün mülkiyet hakkına ilişkin ilgili maddelerine ve 6306 sayılı Kanun ile Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliği'nin konuyla ilgili maddelerine yer verildikten sonra,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile dava konusu alanda yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunun ve bilirkişi ek raporunun birlikte değerlendirilmesinden;
Dava konusu alan küçük olduğundan tüm yapıların incelendiği, 1970'li yılların sonunda inşa edilen yapıların tümünün 2 katlı, bitişik nizam, betonarme çerçeveli, görünen malzeme ve bakım kalitesi düşük ve nakliye ambarı olarak kullanılan sanayi yapıları olduğu,
Yapıların iki farklı gruba ayrılabileceği, ilk grup yapıların moment taşıyan rijit kiriş kolon bağlantılarına sahip betonarme çerçeveli olduğu, ikinci grup yapıların ise, kolon kiriş bağlantıları oturtmalı prekast türü betonarme yapılar olduğu,
Deprem riski değerlendirmesi yapılırken alanda bulunan iki grup yapının ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği, çünkü bu yapıların deprem davranışları ve yük aktarım sistemlerinin birbirinden farklı olduğu,
Dava konusu alanın yapılaşma nedeniyle can ve mal kaybına yol açma riskinin bulunup bulunmadığını değerlendiren en önemli çalışmanın IBB-JICA raporu olduğu, bu rapora göre söz konusu alanda önemli seviyede deprem riski olduğu ve olası bir deprem sonrası bölgede can ve mal kaybı yaşanacağının tahmin edildiği, ancak bu değerlendirmenin en zayıf yanının, IBB-JICA çalışmasında bina sınıflandırmasının ve buna bağlı yapı kırılganlık özelliklerinin çok kabaca ifade edilmiş olduğu, diğer bir ifadeyle, özellikle konut yapılarından farklı özelliklere sahip sanayi tipi yapıların bulunduğu bölgede bu tür deprem hasar tahmin yöntemlerinin yanılma payının yüksek olduğu,
Sanayi yapılarının yüksekliği az, hafif ve basit çerçeve sistemlerinden oluşan yapılar oldukları için kurallara uygun bir şekilde inşa edilmeleri durumunda deprem sırasında ciddi hasar görmelerinin beklenmeyeceği, ancak dava konusu yapıların, bazı zayıflıklara sahip olduğunun gözlemlendiği ve bu açıdan düzgün sanayi yapılarına göre deprem açısından daha riskli durumda olsalar da bu riskin hangi seviyede olduğunu kesin olarak belirlemek için detaylı yapı analizleri yapılması gerektiğinden, alan üzerindeki yapılaşma dolayısıyla riskli olup olmadığını söyleyebilmek için, dosyada bulunan veri ve çalışmaların yetersiz olduğu,
Zemin yapısı açısından ise alanda oluşmuş herhangi bir hasar tespit edilemediği, yeraltı suyunun yüzeye çok yakın olmaması, yapay dolgunun hemen altında kaya özelliği taşıyan zeminin bulunması nedenleriyle, mühendislik hizmeti almak kaydıyla alanın zemin yapısı sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski oluşmasının beklenmediği,
Olası deprem durumunda yüksek olmayan ve alana yayılmış olarak bulunan bu sanayi yapılarının hasar görmesi durumunda, deprem sonrası değerlendirmelerde konum açısından ulaşımı engelleme veya altyapı hasarı gibi riskler oluşmasının beklenmediği,
191 adet riskli binanın her biri için düzenlenmiş riskli bina inceleme formlarına göre; binaların mevcut beton dayanımının alınan 5 karot numuneden elde edilen verilere göre genelde 6 MPa ile 13 MPa arasında değiştiği, ortalamanın 10-11 MPa civarında olduğu, mevcut donatı sınıfının S220 olduğu, binaların statik projesinin olmadığı ve değerlendirme için seçilen bilgi düzeyinin “asgari” olduğu, bu verilerle gerçekleştirilen analiz sonuçlarına göre binaların “riskli” çıktığı ve bunun sebebinin kritik katta tüm yönlerde “m” sınır değerinin aşılması olduğunun anlaşıldığı,
Detaylı analiz raporlarının ise, dava konusu alanda bulunan her sokaktaki (1-3-5-7 sokak) bir adet taşınmaza ait olduğu, bu raporlar incelendiğinde; yapının malzeme özelliklerini belirlemek amacıyla karot alma, kolon sıyırma, röntgen ve çekiç deneyinin gerçekleştirildiği, bu verilerin yapının modellenmesi aşamasında kullanıldığı, söz konusu yapıların STA4CAD V13.1 modeli ile modellenerek analiz edildiği, analiz sırasında deprem katsayısı 0.4, yapı tipi katsayısı 4 ve yapı önem katsayısının 1.0 olarak alındığı,
Yapının risk değerlendirmesi için kullanılan analiz ve hesap yöntemlerinin 6306 sayılı Kanun ve Uygulama Yönetmeliğine uygun olduğu,
Analizlerin sonucunda, yukarıda da belirtildiği üzere, kritik kattaki yapısal elemanların “m” sınır değerleri aşıldığı için incelenen yapıların “riskli” olarak sınıflandırıldığı, bina modellemelerinin gerçek durumu yansıtmadığı, binaların dilatasyonlardan ayrılmış bloklar halinde modellenmesinin gerektiği, bina eğer tek birim olarak çözülecekse bitişik nizamdaki yapıların etkisinin eşdeğer yük olarak modellenen yapıya yansıtılması ve uygun mesnet koşullarının modele dahil edilmesi, prefabrik bağlantılara sahip yapı grubunu temsil eden analizler ve değerlendirmelere ilişkin detaylı raporların sunulmasının gerektiği,
Hesaplarda kullanılan beton dayanımı değerinin hatalı olduğu, ara kat rijit diyafram varsayımının geçerli olmadığı, zemin ile ilgili olarak sunulan ek belgeler dahil tüm belgelerin incelenmesi sonrasında daha önce hazırlanan raporda belirtildiği gibi, söz konusu alanın zemin açısından riskli olmadığı sonucuna varılarak, dava konusu 06/02/2017 tarih ve 2017/9867 sayılı Bakanlar Kurulu kararının iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davalı idareler ve davalı idareler yanında müdahil tarafından, dava konusu alanın yaklaşık %91,43'ü için satın alma veya kat karşılığı anlaşma yöntemi ile anlaşma sağlandığı ve 6306 sayılı Kanun kapsamında aranan 2/3 çoğunluğun oluştuğu, yapılan incelemeler sonucunda, dava konusu alanın sağlıksız ve afet riskine karşı güvensiz yapı stoğu barındırmasının yanı sıra, olası afet durumunda da kendi ve çevresi için erişilebilirlik sıkıntılarına sahip olduğu ve çevre fonksiyonlarıyla entegrasyon problemleri taşıdığı, yıllar önce kurulmuş olan nakliye ambarlarının, Zeytinburnu ilçesinin gelişmesi ile ağırlıklı olarak konut ve ofis alanlarının ortasında kalmış ve bu alanlar açısından özellikle geceleri güvenlik sorunları yaratan bir alan haline geldiği, ayrıca, nakliye ambarlarını kullanan kamyon ve tırların ilçeye giriş ve çıkışlarda trafik kirliliği oluşturduğu, sonuç olarak, 6306 sayılı Kanun açısından riskli alan ilanını gerektiren şartların oluştuğu, temyize konu Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davacılar tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 20/A maddesi uyarınca gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, davalı idarelerin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Diğer yandan, temyiz istemine konu Daire kararında, uyuşmazlığa konu alanın "riskli alan" ilan edilmesine ilişkin 06/02/2017 tarih ve 2017/9867 sayılı Bakanlar Kurulu kararı hakkında iptal hükmü kurulmuş ise de; anılan iptal kararının, Kurulumuzun bozma kararıyla dava açmaya ehliyetli görülen davacılara ait taşınmaz yönünden hüküm ifade edeceği tabiidir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idareler ve davalı idareler yanında müdahilin temyiz istemlerinin reddine,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin Danıştay Altıncı Dairesinin temyize konu 23/09/2020 tarih ve E:2020/5351, K:2020/8080 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davalı idareler yanında müdahile iadesine,
4. Kesin olarak, 29/03/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
