
Esas No: 2021/1923
Karar No: 2021/1747
Karar Tarihi: 29.03.2021
Danıştay 12. Daire 2021/1923 Esas 2021/1747 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/1923
Karar No : 2021/1747
DAVACI : … Sendikası
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1- …
2- … Başkanlığı
VEKİLİ : 1. Hukuk Müşaviri …
DAVANIN KONUSU :
25/10/2011 tarih ve 28095 mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin, 6. maddesinin "Görevde yükselme suretiyle atanacaklarda aranacak özel şartlar" başlıklı ikinci fıkrasının (d) bendinin (2) numaralı alt bendinde yer alan "İlahiyat alanında yüksek lisans yapmış olmak" ibaresinin; 6. maddesinin ikinci fıkrasının (h) bendinin (3) numaralı alt bendinde yer alan "Milli Eğitim Bakanlığı onaylı" ibaresinin; 10. maddesinde yer alan "asgari üç" ibaresinin, 20. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendinde yer alan "üç yılını tamamlayanlar" ibaresinin; 11. maddesinin birinci fıkrasında yer alan "sınıf hizmetine tabi personelin de bütün coğrafi bölgelerde" ibaresinin; 11. maddesinin ikinci fıkrasının tamamının; 19. maddesinin birinci fıkrasının (ç) ve (d) bentlerinin; 20. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "Cami görevlilerinin birinci fıkra dışında kalan isteğe bağlı atanmalarında, Diyanet İşleri Başkanlığı Sınav Yönetmeliğinin ekinde yer alan (Ek-1) Cami Görevlileri Sözlü Sınavı Değerlendirme Formundan en az yetmiş puan alınması esastır." cümlesinin; 24. maddesinin ikinci fıkrasının ve Yönetmeliğin ekinde yer alan Ek- 6 Cami Görevlileri Değerlendirme Kıstasları Formunun E bölümünün (II) numaralı kısmının iptali istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI :
Dava konusu Yönetmeliğin iptali istenilen madde ve ibarelerinin; düzenlemelerde belli bir kadroya atama yapılırken iki yıllık yüksek lisans eğitimi görenlerle, dört yıl süreli ilahiyat eğitimi alan arasında eşitsizlik yarattığı; bazı görevlere atanabilmek için zorunlu şart olarak ileri sürülen Milli Eğitim Bakanlığı onaylı sertifikanın, eşit şartlardaki memurların yükselebilmelerine engel teşkil ettiği, grup ve sınıflardaki zorunlu hizmet süreleri belirlenirken, kamu yararı, ölçülülük, kamu hizmetinin sürekliliği ilkelerine uyulmadığı, il ve ilçe sınıflandırılmasında da aynı ilkelerin ihlal edildiği, yer değiştirme kriterleri belirlenirken muğlak ifadelerle keyfilik yaratıldığı, suistimallere açık olduğu, belli görevlere atanmak için getirilen puan sınırının çok yüksek tutulduğu, ölçülülük ilkesine uymadığı, ek formda yer alan puanlama süresinin de hakkaniyet ilkesine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
DAVALI İDARELERİN SAVUNMASI :
Öncelikle, usule ilişkin olarak, davanın derdestlik yönünden reddi gerektiği; dava konusu Yönetmeliğe ilişkin olarak; 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'un Resmi Gazetede yayımlandığı 02/07/1965 tarihinden itibaren, İlahiyat Fakültelerinde görevli bulunan akademisyenlerden hizmetine ihtiyaç duyulanların Başkanlıkta çalışabilmelerini sağlamak amacıyla kanunun verdiği yetki ve sınırlar gözetilerek mevzuatta düzenlemeler yapıldığı, dava konusu düzenlemelerin ilk kez getirilmiş düzenlemeler olmadığı, daha sonra teşkilat yapısında 6002 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler üzerine, dava konusu düzenlemelerin yer aldığı Yönetmeliğin yayınlandığı, İlahiyat Fakültesi öğretim üyelerinden, Başkanlığın kadrolarına atama ve görevlendirme yapılmasının tabii olduğu, grup ve hizmet bölgeleri ile buralardaki zorunlu hizmet süreleri tespit edilirken, Devlet Memurlarının Yer Değiştirmeleri Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmelik hükümlerinin dayanak alındığı, yer değiştirilme esasları belirlenirken keyfiliğe imkan vermeyecek şekilde düzenlemeler yapıldığı, Diyanet İşleri Başkanlığınca yürütülen kamu hizmetinin niteliği itibariyle kendisine has özellikleri bulunduğu, din hizmetlerinde güven ve itimadın esas olduğu, bu hususlardaki en küçük bir güvensizliğin ve itimatsızlığın telafisi imkansız sonuçlara sebepler verdiğinin yaklaşık 14 asırlık deneyimlerle gözlendiği, din hizmletlerinin boşluk kabul etmediği; iptali istenilen Yönetmelik maddeleri hukuka uygun olduğundan davanın reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ : Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararıyla Yönetmeliğin 19. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendine ilişkin kısmının bozulmasına karar verildiğinden, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 4. fıkrasına ve 6. fıkrasına göre, Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davalarda, temyiz incelemesi sonucu bozulan kararlar üzerine, Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurullarının kararlarına uyulması zorunlu olup; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararına uyularak, bozma kararı doğrultusunda karar verilmesi gerektiğinden, anılan bozma kararı doğrultusunda hüküm kurulması gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : 25/10/2011 tarih ve 28095 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin, 6. maddesinin "Görevde yükselme suretiyle atanacaklarda aranacak özel şartlar" başlıklı 2. fıkrasının d bendinin 2. alt bendinde yer alan "İlahiyat alanında yüksek lisans yapmış olmak" ibaresinin; 6. maddesinin 2. fıkrasının h bendinin 3. alt bendinde yer alan "Milli Eğitim Bakanlığı onaylı" ibaresinin; 10. maddesinde yer alan "asgari üç" ve 20. maddesinin 1. fıkrasının b bendinin 1. alt bendinde yer alan "üç yılını tamamlayanlar" ibarelerinin; 11. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "sınıf hizmetine tabi personelin de bütün coğrafi bölgelerde" ibaresinin; 11. maddesinin 2. fıkrasının tamamının; 19. maddesinin 1. fıkrasının ç ve d bentlerinin; 20. maddesinin 2. fıkrasında yer alan "Cami görevlilerinin birinci fıkra dışında kalan isteğe bağlı atanmalarında, Diyanet İşleri Başkanlığı Sınav Yönetmeliğinin ekinde yer alan (Ek-1) Cami Görevlileri Sözlü Sınavı Değerlendirme Formundan en az yetmiş puan alınması esastır." cümlesinin; 24. maddesinin 2. fıkrasının ve Yönetmeliğin ekinde yer alan Ek- 6 Cami Görevlileri Değerlendirme Kıstasları Formunun E bölümünün (II) numaralı kısmının iptali istemiyle açılmıştır.
Dava konusu Yönetmeliğin 19. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendiyle ilgili olarak; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararıyla Yönetmeliğin 19. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendine ilişkin kısmının bozulmasına karar verildiğinden Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararına uyularak, bozma kararı doğrultusunda karar verilmesi, 2577 sayılı yasa hükmü gereği olduğundan, anılan bozma kararı doğrultusunda hüküm kurulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince; Danıştay Başkanlık Kurulu'nun 18/12/2020 tarih ve 2020/62 sayılı "Danıştay Dava Daireleri Arasındaki İş Bölümü Kararı" uyarınca Dairemize devredilen dosyada; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 07/02/2018 tarih ve E:2015/2202, K:2018/252 sayılı kararı ile; Danıştay Beşinci Dairesi'nin 07/11/2014 tarih ve E:2011/8904, K:2014/7574 sayılı kararının, dava konusu Yönetmeliğin 19. maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi dışındaki kısımları yönünden kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı gerekçesiyle, tarafların temyiz isteminin reddi ile kararın, Yönetmeliğin 19. maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendine ilişkin kısmı dışındaki kısımlarının onanmasına, davalı idarenin temyiz isteminin kısmen kabulü ile anılan kararın Yönetmeliğin 19. maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendine ilişkin kısmının bozulmasına karar verilmesi üzerine; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen, 3622 sayılı Kanunla değişik 49. maddesinin dördüncü fıkrasıyla, Danıştayın bozma kararlarına karşı mahkemelere "bozmaya uymayarak eski kararında ısrar edebilme" yetkisi tanındığı halde, aynı maddenin altıncı fıkrasında yer alan "Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesinde de bu maddenin dördüncü fıkrası hariç diğer fıkraları kıyasen uygulanır" yolundaki düzenlemeyle, Danıştay'da ilk derece mahkemesi olarak bakılan davalarda, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca verilen bozma kararlarına karşı, Danıştay dava dairelerine eski kararlarında ısrar edebilme yetkisinin tanınmaması ve söz konusu bozma kararlarına uyulmasının zorunlu olması nedeniyle, kısmen bozma kararına uyularak bozulan kısım yönünden işin gereği düşünüldü:
MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Davacı Sendika tarafından, 25/10/2011 tarih ve 28095 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin, 6. maddesinin "Görevde yükselme suretiyle atanacaklarda aranacak özel şartlar" başlıklı ikinci fıkrasının (d) bendinin (2) numaralı alt bendinde yer alan "İlahiyat alanında yüksek lisans yapmış olmak" ibaresinin; 6. maddesinin ikinci fıkrasının (h) bendinin (3) numaralı alt bendinde yer alan "Milli Eğitim Bakanlığı onaylı" ibaresinin; 10. maddesinde yer alan "asgari üç" ve 20. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendinde yer alan "üç yılını tamamlayanlar" ibarelerinin; 11. maddesinin birinci fıkrasında yer alan "sınıf hizmetine tabi personelin de bütün coğrafi bölgelerde" ibaresinin; 11. maddesinin ikinci fıkrasının tamamının; 19. maddesinin birinci fıkrasının (ç) ve (d) bentlerinin; 20. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "Cami görevlilerinin birinci fıkra dışında kalan isteğe bağlı atanmalarında, Diyanet İşleri Başkanlığı Sınav Yönetmeliğinin ekinde yer alan (Ek-1) Cami Görevlileri Sözlü Sınavı Değerlendirme Formundan en az yetmiş puan alınması esastır." cümlesinin; 24. Maddesinin ikinci fıkrasının ve Yönetmeliğin ekinde yer alan Ek- 6 Cami Görevlileri Değerlendirme Kıstasları Formunun E bölümünün (II) numaralı kısmının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bakılan dava açılmıştır.
Danıştay Beşinci Dairesinin 07/11/2014 tarih ve E:2011/8904, K:2014/7574 sayılı kararı ile, kısmen karar verilmesine yer olmadığına ve kısmen davanın reddine karar verilmiştir.
Anılan kararın karar verilmesine yer olmadığına ve vekalet ücretine ilişkin kısmının davalı idarelerden Diyanet İşleri Başkanlığı, davanın reddine ilişkin kısmının ise davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 07/02/2018 tarih ve E:2015/2202, K:2018/252 sayılı kararı ile davacının temyiz isteminin reddine, davalı idarenin temyiz isteminin kısmen reddine, Danıştay Beşinci Dairesinin 07/11/2014 tarih ve E:2011/8904, K:2014/7574 sayılı kararının, Yönetmeliğin 19. maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi dışındaki kısımlarının onanmasına, davalı idarenin temyiz isteminin kısmen kabulü ile anılan kararın Yönetmeliğin 19. maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendine ilişkin kısmının bozulmasına karar verilmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT:
25/10/2011 tarih ve 28095 mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin "Hizmet gereği görev veya görev yeri değiştirme" başlıklı 19. maddesinde; "(1) Hizmet gereği görev veya görev yeri değişikliği, aşağıdaki hallerde yapılır....
ç) Başkanlıkça veya mahalli mülki amir tarafından görülecek idarî lüzum ve zaruretler bulunması," hükmü yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yönetmeliğin 19. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinin incelenmesi:
Anılan bent ile, Başkanlıkça veya mahalli mülki amir tarafından görülecek idarî lüzum ve zaruretler bulunması hali, hizmet gereği görev veya görev yeri değişikliği sebepleri arasında sayılmıştır.
Hizmetin gerektirdiği hallerde, kamu yararı doğrultusunda idarece işlem tesis edilmesi her zaman mümkün olduğundan, idarenin bu yetkisini kullanmasına olanak veren düzenlemede hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Nitekim, idarece işlem tesis edilmesi durumunda, bu işlemlerin kamu yararı ve hizmet gerekleri yönünden hukuka uygunluğunun denetlenebilmesi için yargı yoluna başvurulabileceği de açıktır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Dava konusu 25/10/2011 tarihli, 28095 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin 19. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinin iptali istemi yönünden DAVANIN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen, temyiz aşamasında yapılan toplam …-TL yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Temyiz aşamasında Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yapılan ...TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacı ve davalı idarelerden Diyanet İşleri Başkanlığına iadesine,
5. Bakılan davanın kesinleşen kısmı için davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedildiğinden, bu aşamada yeniden vekalet ücretine hükmedilmemesine,
6. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 29/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
