
Esas No: 2019/6400
Karar No: 2021/1426
Karar Tarihi: 29.03.2021
Danıştay 10. Daire 2019/6400 Esas 2021/1426 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/6400
Karar No : 2021/1426
TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : Kendi adlarına asaleten çocukları …'a velayeten … ve …
VEKİLLERİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
İSTEMİN_KONUSU : ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından, küçük …'ın doğumu sırasında idarenin ağır hizmet kusuru nedeniyle %94 oranında özürlü doğduğundan bahisle uğranıldığı ileri sürülen zarara karşılık ... için 390.000,00 TL maddi ve ... ve … için ayrı ayrı 50.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 490.000,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; olaya yönelik olarak Adli Tıp 2. İhtisas Kurulunca hazırlanan … tarih ve … sayılı raporda, ebelerin gebe takibini yapma ve normal yolla doğum yaptırma yetki ve yeterliliklerinin bulunduğu, multipar gebenin Erzurum Hınıs Şehit Yavuz Yürekseven Devlet Hastanesinde yapılan travay takibinin ve normal yolla doğuma alınması kararının tıbben doğru olduğu, gebelerde ıkınma zaafının normal yolla doğum eyleminde aksamaya neden olan ve en önemli faktörlerden biri olduğu, gebenin mevcut tıbbi durumunun bir üst merkeze sevkini gerektirdiği ve sevk işleminde gecikme tespit edilmediği, sevk edildiği hastanede sezaryenle doğuma alınması kararının ve yapılan işlemlerin tıbben doğru olduğu, dolayısıyla gebenin sezaryen ameliyatı ile sonlanan doğum eylemi açısından ilgili hekimlere ve diğer sağlık görevlilerine atfı kabil bir kusur tespit edilmediği yönünde görüş bildirildiği, Mahkemenin 30/05/2014 tarihli ara kararı ile, Adli Tıp 2. İhtisas Kurulundan, davacılardan ...'ın %94 oranında özürlü doğmasının, doğum sırasında uygulanan tedavi sonrasında mı yoksa kalıtsal nedenlerden mi kaynaklandığı, söz konusu özür durumunun Hınıs Şehit Yavuz Yürekseven Hastanesi'nde yeterli müdahalenin yapılamamış olmasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı, Hınıs Şehit Yavuz Yürekseven Hastanesinde uzman hekim (kadın hastalıkları ve doğum uzmanı) bulunsa idi aynı oranda özür durumunun oluşup oluşmayacağı, hastanın Erzurum Nenehatun Kadın Doğum Hastanesine sevkinin yapıldığı saat ile Erzurum Nenehatun Kadın Doğum Hastanesine kabulünün yapıldığı saat arasında geçen zamanın çocuğun özürlü doğumuna etkisi olup olmadığı hususlarında ek rapor hazırlanmasının istenmesi üzerine, düzenlenen 15/10/2014 tarih ve 7281 sayılı ek raporda, genel uygulamalarda HİE (hipoksik iskemik ensefalopati)nin prenatal (doğum öncesi), natal (doğum sırasında) ve postnatal (doğum sonrası) olarak incelendiği, bu vakada gebenin travayının yaklaşık 10 saat sürmüş olduğu, doğum sonrası tespit edilen serebral palsy hastalığının nedeninin tam olarak bilinemediği gibi doğumun hangi aşamasında geliştiğinin de tıbben tespit edilemediği, gebenin Erzurum Hınıs Şehit Yavuz Yürekseven Devlet Hastanesinde 6 saat süren travay takibinin ardından sevk edildiği Erzurum Nenehatun Hastanesine varır varmaz değil, yaklaşık 1 saat sonra sezaryen ameliyatına alınmış olduğu da dikkate alındığında, doğumun başlamasından sezaryen ameliyatı yapılana kadar geçen sürenin, sonuca ne derecede ve ne aşamada katkısının olduğunun tıbben bilinemeyeceği; ilçe devlet hastanesinde sezaryen ameliyatı yapılması için gerekli teknik alt yapı ve kadın hastalıkları ve doğum uzmanı bulunması durumunda bile bebekte oluşan nörolojik tablonun gerçekleşme ihtimali bulunduğu yönünde görüş bildirildiği, bu durumda, hizmetten yararlananın kişisel özelliklerine ve hizmetin yürütülmesine bağlı olarak önceden öngörülemeyen bazı riskleri bünyesinde taşıyan sağlık hizmetlerinden dolayı idareyi tazminat ödemekle yükümlü tutmanın, hizmet kusurunun ve zararla yürütülen sağlık hizmeti arasında nedensellik bağının bulunması halinde olanaklı olduğu, anılan bilirkişi raporu ve ek raporda davacıya uygulanan tedavi yöntemlerinin tıp kurallarına uygun olduğu hususunun tespit edilmesi karşısında, davalı idareye yüklenebilecek herhangi bir hizmet kusurunun bulunmadığı anlaşıldığından, davacının tazminat talebinin kabulüne olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, doğumda yapılan tıbbi hata nedeniyle küçüğün engelli olduğu, operasyon hakkında hiçbir açıklama yapılmadığı, aydınlatılmış onamlarının alınmadığı, sevkin geç yapıldığı, sevk sırasında ambulansın lastiğinin patladığı, davalının gerekli tüm hizmetleri sunamadığı, bilirkişi raporunda bebekteki sakatlığın gecikmeden kaynaklanabileceği ihtimali belirtildiği halde bu konuda bir değerlendirme yapılmadan karar verildiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, davacı annenin muayene, tetkik ve tedavisinde gerekli özen ve dikkatin gösterildiği, gerekli izahatın yapılıp risklerin anlatıldığı, normal doğum için zorlanmadığı, gecikmeden, doğum konusunda daha yetkin olan hastaneye sevk edildiği, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'na ekli (I) sayılı cetvelde yer aldığı cihetle 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 2/1-ç ve 6/1 maddeleri uyarınca taraf sıfatını haiz bulunduğundan bakılan davada hasım mevkiine alınan Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu'nun, 25/08/2017 tarih ve 30165 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 694 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 203/1-ğ maddesi ile 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'na ekli (I) sayılı cetvelden çıkartılarak anılan Kanun Hükmünde Kararname'nin 184. maddesi ile Kamu Hastaneleri Genel Müdürlüğü adıyla Sağlık Bakanlığı'nın hizmet birimi olarak teşkilatlandırıldığı anlaşıldığından, dosya Sağlık Bakanlığı husumetiyle ele alınıp, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenerek dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz istemlerinin reddine,
2.Yukarıda özetlenen gerekçeyle davanın reddi yolundaki ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
