17. Hukuk Dairesi 2015/7323 E. , 2015/10221 K.
"İçtihat Metni"Davacılar ..., ... ve... ile davalılar ... Sigorta A.Ş., ... ve ... arasındaki dava hakkında ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 13/12/2012 gün ve 2011/431-2012/632 Esas-Karar sayılı kararı ile reddine dair verilen hükmün, Dairemizin 30/09/2014 gün ve 2013/11231 - 2014/13018 Esas-Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içerisinde davalılar ... ve ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya incelendi,gereği düşünüldü;
-K A R A R-
Dosyanın incelenmesinde, davacıların miras bırakanları (destek) ..."in davalılardan ..."in işleteni, ..."un sürücüsü, ..."nin ise ..."si olduğu araçta yolcu olarak bulunmakta iken 3.12.2010 gününde meydana gelen trafik kazasında vefat etmesi nedeniyle davacıların maddi ve manevi tazminat talep ettikleri anlaşılmıştır.
Davalılar ... ve ... aşamalarda verdikleri beyanlarında, davacıların hem noter kanalıyla, hem de ceza davası sırasında kendilerini ibra ettiğini, 30.000 TL ödeme yaptıklarını ileri sürmüşler, davalı ... şirketi de maddi tazminat yönünden haklarında ibra ve feragatin bulunduğunu savunmuş; mahkemece feragat ve ibralar gözönüne alınarak davanın reddine karar verilmiş; karar Dairemizin 30/09/2014 gün ve 2013/11231 - 2014/13018 Esas-Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.
Dava, destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davalılar, davacıların talepleri ile ilgili haklarında feragat ve ibra olduğunu savunmuşlar bununla ilgili belgelerini ibraz etmişlerdir.
Olay ve dava tarihinde ibra Borçlar Kanunu"nda düzenlenmemiştir. Yargıtay uygulamaları ve yerel düzenlemelere göre tarafların aralarındaki hukuki ilişkiden kaynaklanan uyuşmazlıkları anlaşma ve ibra yoluyla çözüme kavuşturmaları mümkündür. Bu tür sözleşmeler iki taraflı hukuki işlem, sözleşme olmaları itibariyle Borçlar Kanunu"nun sözleşmelere ilişkin genel hükümleri uygulanabilecektir. Ayrıca ihtilafla ilgili başka düzenlemeler var ise onlarda uygulanabilecektir. Feragat ve ibraname işlemi, borcu ve sorumluluğu ortadan kaldıran
irade açıklamalarıdır. Bu niteliği itibariyle borcu söndürür.
KTK.111.maddesi hükmünün her somut olaya uygulanması, gerekir görüşünde olmak, bazen bu hakkın kötüye kullanılması durumunu ortaya çıkarır. M.K 2.maddesi hükmüne göre; herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kuralına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.
Somut olaya baktığımızda, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle davalı ... hakkında ceza davası açılmıştır. Ceza yargılaması sırasında (8.Asliye Ceza 2011/53 esas) mahkemeye hitaben davacımız ... 29.3.2011 tarihli şikayetten vazgeçme dilekçesi vermiş "Kaza nedeniyle tüm maddi ve manevi tazminat haklarımı aldığımdan ötürü herhangi bir zararımda söz konusu değildir. Zararım karşılanmıştır." demiştir. Yine aynı tarihte "ibraname" başlıklı belge düzenlemiş kendi adına asaleten küçük çocuklara velayeten ... "maddi ve manevi tazminat olarak tüm tazminat haklarını aldıklarını, zararın tümüyle karşılandığını sürücü ... ve işleten ..."yı tümüyle ibra ettiğini bildirmiştir. Davacı ... Sarı, 20.1.2011 tarihli düzenlediği belge ile de eşi ... ..."ın ölüm tazminatı ile ilgili tüm hak ve alacaklarından feragat ettiğini açıklamıştır. Yine aynı tarihte noterde düzenlediği "ibraname" ile kazadan dolayı araç sürücüsünü, araç sahibini ve sigorta şirketini hak ve alacağı olmadığından dolayı borçtan kurtarmıştır.
Açıklanan bu belgelerin tarihlerine bakıldığında, noterde düzenlenen ibraname ve sigorta şirketine hitaben yazılan feragat belgesi 20.1.2011 tarihlidir. Asliye Ceza Mahkemesine verilen şikayetçi olmadığı ve tüm tazminatların alındığı yolundaki beyanları içeren belgeler ise 29.3.2011 tarihlidir. Ocak 2011 tarihinde hiç bedel alınmadan verildiği kabul edilen feragat ve ibranamelerden iki ay sonra yine bedel alınmadan ceza mahkemesine verilen beyan ve ibraname düzenlemesi hayatın olağan akışına aykırıdır. Yine bu belgelerden 7-9 ay sonra tazminat davası açıp kendilerine ödeme yapılmadığı yolundaki beyanlara itibar etmek ve herhangi bir bedel yazmadığından şekli olarak itiraza uğramayan ve hukuki ilişkiyi gösteren belgeleri geçersiz kabul etmek mümkün değildir. Bu itibarla; hakkın açıkça kötüye kullanılması niteliğinde olan davanın mevcut feragat ve ibranameler nedeniyle reddinde usul ve yasaya
aykırı bir yön bulunmayıp, Dairemizin 30/09/2014 gün ve 2013/11231 - 2014/13018 Esas-Karar sayılı bozma ilamının ortadan kaldırılarak, anılan kararın onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan gerekçelerle, Dairemizin 30/09/2014 gün ve 2013/11231 - 2014/13018 Esas-Karar sayılı bozma kararının ORTADAN KALDIRILARAK, usul ve yasaya uygun bulunan ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 13/12/2012 gün ve 2011/431-2012/632 Esas-Karar sayılı kararının ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 3,40 TL kalan onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, tashihi karar peşin harcın karar düzeltme isteyen davalılar ... ve ..."ya geri verilmesine 06/10/2015 tarihinde Üye ..."ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
(Karşı oy)
-KARŞI OY-
Dairemizce incelemesi yapılan 30.9.2014 tarih ve 2013/11231-2014/13018 esas-karar sayılı kararın bozulmasına karar verilmiş, süresi içinde davalılar ... ve ... vekili tarafından karar düzeltilmesi istenilmiş olup, dairemizce yapılan incelemede 6.11.2015 tarihinde davalıların karar düzeltme talebinin kabulü ile
bozma kararının ortadan kaldırılarak usul ve yasaya uygun olan ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.12.2012 tarih ve 2011/431-2012/632 sayılı kararın onanmasına karar verilmiştir.
Sayın Dairenin karar düzeltme talebinin kabulü ile mahkeme kararının onanmasına ilişkin görüşüne katılmıyorum.
Dava, destektan yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, davalı tarafa ait araç sürücüsünün kusurlu haraketi ile meydana gelen kazada desteklerinin öldüğünü açkılayarak maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
Davalıların davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dosya kapsamında toplanan kanıtlara göre feragat ve ibrada nazara alınarak davanın reddine karar verilmiştir.
2918 sayılı Yasanın 111 maddesinde “bu kanunda öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran ve daraltan anlaşmaların geçersiz olduğu, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar ve uzlaşmaların yapıldıkları tarihten başlayarak 2 yıl içinde iptal edilebileceği” ve 5237 sayılı TCK"nın 73/7 maddesi ile de, “kamu davasının düşmesinin, suçtan zarar gören kişinin şikayetten vazgeçmiş olmasından ileri gelmesi ve vazgeçtiği sırada şahsi haklarından da vazgeçtiğini ayrıca açıklaması durumunda artık Hukuk Mahkemesinde dava açamayacağı” düzenlenmiştir.
Somut olayda kaza 3.12.2010 tarihinde meydana gelmiş, davacı eş 20.1.2011 tarihinde noterde bedelsiz ibra vermiş, aynı tarihte sigortaya feragat dilekçesini vermiş, yine 29.3.2011 tarihinde bedeli yazılı olmayan ibra ve vazgeçme dilekçesini verdikten sonra 11.10.2011 tarihinde bu davayı açmıştır.
Yapılan tüm bu işlemler davadan önce ve kazadan sonra 4 ay içersinde gerçekleşmiştir. Bir yıllık süre içerisinde de dava açılmıştır.
Bozma ilamında belirtildiği gibi ibraname ve feragat beyanı bedel içermemesi ve davanın iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması nedeniyle bu belgelerin 2918 sayılı yasanın 111 maddesi gereğince tartışılması gerekmek-
tedir. Kaldıki bedel içermeyen bu belgeler makbuz niteliğide taşımamaktadır. Bu nedenle bozma kararında hukuki gerekçe yerinde olmakla birlikte ilgili belgelerin davalılar tarafından ibraz edilmesi karşısında ödeme belgesinin de sunulmaması nedeniyle davalı yemin deliline dayandığından bu belgelere dayalı davacılara yapılmış bir ödeme bulunup bulunmadığı hususunda davalıların yemin hakkıda hatırlatılarak öncelikle ödeme araştırması yapıldıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken red kararının karar düzeltme aşamasında onanması görüşüne katılmıyorum.
...
(Karşı oy)