
Esas No: 2021/12302
Karar No: 2022/4876
Karar Tarihi: 24.05.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/12302 Esas 2022/4876 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/12302 E. , 2022/4876 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalılar Hazine ve Orman İdaresi vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Bursa Kadastro Mahkemesinin verdiği önceki karar Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 12.02.2018 tarih ve 2017/10748-2018/872 sayılı ilam ilamı ile bozulmuş olup, bozma ilamında özetle; Dairenin 2011/17428 Esas 2012/366 Karar sayılı sayılı bozma ve 2012/12453 Esas 14185 Karar sayılı karar düzeltme ilamında 107 ada 192 nolu orman parseli içerisinde kalan (40/B) ve (D), (41/C), (D), (E) ve (192/B) ve (C) ile gösterilen bölümlerine ilişkin alınan bilirkişi raporuna göre çekişmeli taşınmazların üzerinde 5-6 ve 20 yaşlarında zeytin ağaçları bulunduğu, öncesinde tarım alanı olarak kullanıldıkları, eski tarihli hava fotoğrafı ve memleket haritasında 41 nolu taşınmazın orman parseli içerisinde kalan (D) bölümünün %10 eğimli çalılık olarak, diğer taşınmazların açık alanda görüldükleri anlaşılmakla orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlenen (40/B) ve (D), (41/C), (D), (E) ve (192/B) ve (C) ile gösterilen taşınmazlara yönelik davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilmesine rağmen davacılar tarafından 6 aylık askı ilan süresinde açılan orman kadastrosuna itiraz davasına yönelik mahkemece hüküm kurulmamış olup uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşılan çekişmeli taşınmaz bölümlerine ilişkin orman kadastro komisyonu işleminin iptali ile taşınmazların orman sınırları dışarısına çıkarılmasına karar verilmesi gerekirken davacıların bu talepleri yönünden hüküm kurulmaması ile 107 ada 192 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağı düzenlenmeksizin orman kadastrosu sonucu düzenlenen haritalar esas alınmak suretiyle 25.01.2008 tarihinde tapuya tescil edildiği anlaşılmış olup, davacıların hakkında tutanak düzenlenmeyen 107 ada 192 parsel sayılı taşınmaz içerisinde yer alan (40/B) ve (D), (41/C), (D), (E) ve (192/B) ve (C) ile gösterilen bölümlere ilişkin tescil talepleri hakkında görevsizlik kararı verilerek dosyanın Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi gerekirken davaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirdiği hususlarına değinilmiştir.
Kadastro Mahkemesince bozma ilamına uyulmak suretiyle Mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir. Dosyanın gönderildiği Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; dava ve birleşen Mudanya Kadastro Mahkemesinin 2008/5 Esas, 2008/9 Esas, 2008/346 Esas sayılı dosyalarındaki davaların kısmen kabul kısmen reddine, Mudanya ilçesi Evciler Köyü 107 ada 192 parsel sayılı taşınmaza ilişkin kadastro tespitinin kısmen iptali ile; iş bu dosyada (Mudanya Kadastro Mahkemesinin 2008/3 Esas sayılı dosyasında) davacı ...'ın davasının kısmen kabul kısmen reddine, buna göre, 07.05.2010 tarihli keşfe katılan bilirkişiler ..., ... ... ve ...'ün vermiş oldukları 20.09.2010 tarihli bilirkişi raporları ve ekindeki krokide 39 ve 40 nolu orman sınır noktalarının güneyinde bulunan 107 ada, 192-B harfi ile işaretlenen 6.807,96 m2'nin 107 ada, 192 parselden ifrazı ile son parsel numarası verilmek suretiyle zeytinlik vasfı ile davacı ... adına kayıt ve tesciline, Mudanya Kadastro Mahkemesinin 2008/5 Esas sayılı dosyasında davacı ...'ın davasının kısmen kabul kısmen reddine, buna göre 07.05.2010 tarihli keşfe katılan bilirkişiler ..., ... ... ve ...'ün vermiş oldukları 20.09.2010 tarihli bilirkişi raporları ve ekindeki krokide 38 ve 39 nolu orman sınır noktalarının güneyinde bulunan 107 ada, 192-C harfi ile işaretlenen 18.740,51 m2'nin 107 ada, 192 parselden ifrazı ile son parsel numarası verilmek suretiyle zeytinlik vasfı ile davacı ... adına kayıt ve tesciline, Mudanya Kadastro Mahkemesinin 2008/346 E. sayılı dosyasında davacı ...'nın davasının kısmen kabul kısmen reddine, buna göre, 07.05.2010 tarihli keşfe katılan bilirkişiler ..., ... ... ve ...'ün vermiş oldukları 20.09.2010 tarihli bilirkişi raporları ve ekindeki krokide 41 nolu kadastro parselinin kuzey, doğu ve güneyinde bulunan 107 ada, 192-C (629,29 m2) - D (12.190,88 m2) - E (4.485,24 m2) harfleri ile işaretlenen toplam 17.305,41 m2'lik alanın 107 ada, 192 parselden ifrazı ile son parsel numarası verilmek suretiyle zeytinlik vasfı ile davacı ... adına kayıt ve tesciline, Mudanya Kadastro Mahkemesinin 2008/9 Esas sayılı dosyasında davacı ...'ın davasının kısmen kabul kısmen reddine, buna göre, 07.05.2010 tarihli keşfe katılan bilirkişiler ..., ... ... ve ...'ün vermiş oldukları 20.09.2010 tarihli bilirkişi raporları ve ekindeki krokide 40 nolu kadastro parselinin kuzey ve güneyinde bulunan 107 ada, 192- B(1.057,39 m2) -D (3.986,24 m2) harfleri ile işaretlenen toplam 5.043,63 m2'lik alanın 107 ada, 192 parselden ifrazı ile son parsel numarası verilmek suretiyle zeytinlik vasfı ile davacı ... adına kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar Hazine ve Orman İdaresi vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1. Kadastro Mahkemesince yapılan yargılama sırasında verilen kararlar Yargıtay tarafından bozulmuş olup, bozma ilamında "Uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşılan çekişmeli taşınmaz bölümlerine ilişkin orman kadastro komisyonu işleminin iptali ile taşınmazların orman sınırları dışarısına çıkarılmasına karar verilmesi gerekirken davacıların bu talepleri yönünden hüküm kurulmaması hukuka aykırı olup bozmayı gerektirmiştir." denilmiştir.
Mahkemece eldeki davada, sözkonusu bozma ilamı doğrultusunda, orman vasfıyla tapuda kayıtlı 107 ada 192 parsel sayılı taşınmazdan orman olmadığı tespit edilen bir kısım arazilerin ifraz edilerek tapuya tesciline karar verildiğine göre, bu alanlar yönünden orman kadastro komisyonu işleminin iptali ile taşınmazların orman sınırları dışarısına çıkarılmasına karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru olmamıştır.
2. 6100 sayılı HMK'nin 297. maddesine göre; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Somut olaya gelince, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu ekindeki krokiler ana taşınmaz olan 107 ada 192 parselden ifraz edilecek taşınmazların kodlanması yönünden infazda tereddüt uyandıracak niteliktedir. Şöyle ki; hükümde ve raporda ve ifraz edilecek alanlar; 39 ve 40 nolu orman sınır noktalarının güneyinde bulunan 107 ada 192-B harfi ile işaretlenen 6.807,96 m2'; 38 ve 39 nolu orman sınır noktalarının güneyinde bulunan 107 ada 192-C harfi ile işaretlenen 18.740,51 m2; 41 nolu kadastro parselinin kuzey, doğu ve güneyinde bulunan 107 ada 192-C (629,29 m2) - D (12.190,88 m2) - E (4.485,24 m2) harfleri ile işaretlenen toplam 17.305,41 m2'lik alan; 40 nolu kadastro parselinin kuzey ve güneyinde bulunan 107 ada 192- B (1.057,39 m2) -D (3.986,24 m2) harfleri ile işaretlenen toplam 5.043,63 m2'lik alan olarak gösterilmiş ve taşınmazlar kodlamalara ek olarak bulundukları yönleri ve OS noktaları ile de tarif edilmiştir. Ancak tüm taşınmazlar aynı tarihli rapor ekine ekli krokilerde gösterildiğinden ve sonuç itibariyle hükümde aynı parselden ifrazına karar verilen birden fazla 107 ada 192-B, 107 ada 192-C, 107 ada 192-D harfleri ile işaretlenen bölümler bulunduğundan infazda tereddüt uyandıracak hükmün bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de, Mahkemece taşınmaz malın aynına dair eldeki davada dava konusu taşınmazların keşfen belirlenecek değeri üzerinden peşin harcın alınması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek işin esası bakımından hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,24.05.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
