9. Hukuk Dairesi 2011/52131 E. , 2014/2283 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/10/2011
NUMARASI : 2010/388-2011/358
DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş akidinin emekliliğine bir ay kala haksız ve kötüniyetli olarak feshedildiğini iddia ederek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve fazla mesai alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davalı tarafından her ay belirlenen satış şartları çerçevesinde bayi ile satış faaliyetlerini organize eden davacının, işi nedeniyle öğrendiği davalının satış şartlarını, bu şartları erken öğrendiği takdirde bu bilgiye göre pozisyon alıp haksız rekabet yapabilecek rakibin bölge müdürüne e-mail aracılığı ile gönderdiğini ve bu şekilde süreçlere açıkça aykırı davrandığını, davacının fazla çalışmaya ait iddialarının da haksız ve yersiz olduğunu, davacının mevzi eleman olarak bölge müdürlüğünün olmadığı bir ilde çalışma programını kendisi belirleyip uygulayan bir çalışan olduğunu, almakta olduğu ücret dışında yaptığı satış faaliyetleri sonucunda belirli kriterlerin yerine getirilmesi sonucu prim de aldığını savunarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davalının faaliyette bulunduğu sektörde bütün rakip firmaların birbirlerinin fiyat listelerini takip ettiklerinin anlaşıldığı, ancak satış şartlarının 1 Ocakta yayınlandığı, bu tarihte marketlerde rafa yansıdığı, gizliliği kalmadığı, listeler üzerinden satışların ayın 20"sinde kapandığının belirlendiği, ürün satış fiyatı rafa yansıdıktan sonra listenin gizliliğinin de kalmadığı, davacının, şirketin eski Bölge müdür yardımcısı, halen rakip firmanın bölge müdürü olarak görev yapan O.. G."ye Nisan ayının 20"sinde listeyi e-mail yoluyla gönderdiğinin anlaşıldığı ancak bu tarihte listenin satışı kapanmış olduğundan ve ürün fiyatı ayın birinde rafa yansıdığından bu listenin gizliliğinin kalmadığı, davalının da rakip firmalardan benzer şekilde fiyat listelerini elde ettiği, davacının emekliliğine az bir süre kala o ayın satışları kapandıktan sonra ve her satış noktası ile marketten kolaylıkla sağlanabilecek satış listesinin rakip firmaya gönderilmesinde rekabet hukukuna aykırılık yada bir zarar oluşmayacağı, bu nedenle davacının iş akdinin haksız olarak feshedildiği gerekçesiyle açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı süresi içersinde davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Davacının işvereni ile aynı iş alanında faaliyet gösteren rakip firmanın bölge müdürüne, şirketin satış fiyatları ile ilgili e-mail gönderdiği kabulündedir. Bu bilgilerin şirket sırrı olmadığı veya bu eylem sonucu işverenin bir zararının oluşup oluşmadığı, eylemin niteliğini değiştirecek unsurlar değildir. Davacı, işverenin fiyat politikası ile ilgili olarak rakip firma bölge müdürüne doğrudan doğruya bilgi vermekle doğruluk ve bağlılık ilkesine aykırı davranışta bulunmuş olup işverence bu nedenle süresinde yapılan fesihin haklı olduğu ve kıdem-ihbar tazminatı talebinin reddi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
2- Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Satış temsilcilerinin fazla çalışma yapıp yapmadıkları hususu, günlük faaliyet planları ile iş çizelgeleri de dikkate alınarak belirlenmelidir. Genelde belli hedeflerin gerçekleşmesine bağlı olarak prim karşılığı çalışan bu işçiler yönünden prim ödemelerinin fazla çalışmayı karşılayıp karşılamadığı araştırılmalıdır. İşçiye ödenen satış priminin fazla çalışmaların karşılığında ödenmesi gereken ücretleri tam olarak karşılamaması halinde aradaki farkın işçiye ödenmesi gerekir.
Somut olayda; davacının satış temsilcisi olarak yaptığı satışlardan prim aldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Bu nedenle mahkemece, yukarıdaki ilke kararı doğrultusunda davacının primleri ile fazla çalışmaları karşılaştırılarak, prim ödemelerinin fazla çalışmayı karşılayıp karşılamadığı araştırılıp, varsa aradaki farkın fazla çalışma olarak ödenmesi gerekeceğinin düşünülmemesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 29.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.