9. Hukuk Dairesi 2019/484 E. , 2019/2023 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ ...HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 32. İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, sendika delege seçiminin iptali ile 15 gün içinde tüzüğe uygun şekilde yeniden yapılmasına karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin ret kararına karşı taraflar avukatları istinaf başvurusunda bulunmuştur.
... Bölge Adliye Mahkemesi ...Hukuk Dairesi taraflar avukatlarının istinaf başvurusunu ayrı ayrı esastan reddetmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi ...Hukuk Dairesi"nin kararı süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davalı Sendika’nın 11-12 Kasım 2017 tarihinde 300 kişiden oluşan 28. olağan genel kurul delege seçimi yapacağını, seçimin Delege Seçim Yönetmeliğine uygun yapılması gerektiğini, seçim listelerine ilişkin ilan ve duyuru şartlarının yerine getirilmediğini, seçimde aday olan genel merkez yönetim kurulu dışında kimse tarafından takvimin bilinmediğini, rakip sendika başkan adayının seçilmesinin engellendiğini, 18.09.2017 tarihinde gerçekleşen her 3 delege seçiminin de Sendika Tüzüğü ve Yönetmeliğine aykırı olması nedeniyle iptali gerektiğini, ayrıca oy kullanacak delege listesinin de en az 3 gün önceden ilan edilmesi gerekirken bir gün önce günün bitimine doğru mail yoluyla üyelere gönderildiğini bu nedenlerle seçimlerin iptali ile 15 gün içinde Tüzüğe uygun şekilde yeniden yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen ... 25. İş Mahkemesinin 2018/54 E. 2018/176 K. sayılı dosyada ise davacı vekili, aynı davalı Sendikanın 28/09/2017 tarihinde gerçekleştirilen 28 delegenin seçildiği delege seçimlerinin iptaline ve 11-12 Kasım 2017 tarihinde gerçekleşecek ve seçilmiş üst kurul delegelerinden oluşacak 28. Olağan Genel Kurul delege seçimlerinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı Sendika vekili asıl ve birleşen davalarda; görevli mahkemenin iş mahkemesi olmadığını, davanın usulden reddinin gerektiğini, ayrıca davacının dürüst davranmadığını, doğruları söylemediğini, dava ile ilgili ve delege seçimleriyle ilgili hiçbir işyerinde çalışmadığını, yapılan seçimlerin ve ilanların tüzük yönetmeliğine uygun şekilde yapıldığını savunarak davanın reddini savunmuştur.
C) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, her iki dosyanın davacısı..."nın 09/01/2018 tarihinde Havayolu Çalışanları Sendikasını kurarak ve bu Sendikanın başkanlığını üslenerek 18/01/2018 tarihinde davalı Sendikanın üyeliğinden istifa ettiği ve bu kapsamda üyesi olmadığı bir sendikanın delege seçimlerinin iptali konusunda mevcut hukuki bir yararı kalmadığı gerekçesiyle hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
D)İstinaf başvurusu:
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı, taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur..
E)İstinaf Sebepleri:
Davacı vekilince 19/06/2018 tarihinde gerekçeli istinaf dilekçelerinde açıklayacağı sebeplerle istinaf istemli süre tutum dilekçesi verilmiş ancak gerekçeli kararın 23/07/2018 tarihinde tebliğine rağmen gerekçeli istinaf dilekçesinin iki haftalık süre süreden sonra olmak üzere (UYAP kayıtlarına göre) 19/09/2018 tarihinde verildiği görülmüştür.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davaların birleştirilmesi durumunda asıl ve birleşen davaların birbirinden bağımsız, müstakil davalar olması nedeniyle hüküm kısmında her bir dava hakkında o davaya ilişkin vekalet ücretleri ve mahkeme masraflarıyla birlikte ayrı ayrı hüküm kurulması zorunlu olmasına rağmen bu konularda ayrı ayrı hüküm kurulmamış olmasının hatalı olduğunu ileri sürüp bu hususun düzeltilerek yeniden karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
F)Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince; davacı tarafın istinaf başvurusu yönünden, İlk Derece Mahkemesinin kısa kararı tefhim etmesi sonrası davacı vekilince 7036 sayılı Kanunun 7/3. maddesi yollamasıyla HMK" nun 345. maddesindeki iki haftalık süreye uygun olarak 19/06/2018 tarihinde süre tutum dilekçesi verildiği; sonradan yazılan gerekçeli kararın 23/07/2018 tarihinde tebliğine rağmen gerekçeli istinaf dilekçesinin 7036 sayılı Kanunun 7/3. maddesi yollamasıyla HMK" nun 345/1. maddesinde öngörülen kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre süreden sonra olmak üzere (Uyap kayıtlarına göre) 19/09/2018 tarihinde verildiği; iki haftalık istinafa başvuru süresinin HMK"nun 92/2. maddesi uyarınca 31/05/2018 günü tatil saatinde sona erdiği; istinaf süresi içinde verilmediğinden bu dilekçede belirtilen sebep ve gerekçelerin incelenemeyeceği; ayrıca süre tutum dilekçesinde istinaf gerekçelerinin yazılmadığı ve yine dosyada HMK"nun 355.maddesi uyarınca hukukilik denetimi kapsamında re"sen gözetilecek dava şartları ile kamu düzenine aykırı bir halin de bulunmadığı; süre tutum dilekçesindeki "...hükmün usul ve yasaya aykırı ..." iddiasının da istinaf sebeplerini açık ve net olarak belirtir nitelik taşımadığı anlaşılmakla davacının istinaf başvurusunun HMK" nun 353/1-b.1 maddesi uyarınca reddine,
Davalı vekilinin istinaf başvurusu yönünden ise; her ne kadar asıl ve birleşen davaların birbirinden bağımsız ve müstakil davalar olması nedeniyle her bir dava hakkında vekalet ücretleri ve mahkeme masrafları konusunda ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiği ileri sürülmüşse de İlk Derece Mahkemesince verilen hükümde asıl ve birleşen dosyadaki davacı talebinin reddine karar verildiği, tarafları aynı her iki dosyadaki istemin davalı sendikanın delege seçimlerinin mevzuat ve yönetmelik hükümlerine uyulmadığından iptali ve ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına ilişkin olduğu, dolayısıyla dava konu ve sebebinin ortak olduğu dikkate alındığında davalı lehine tek vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle tarafların istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
G)Temyiz başvurusu :
Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararına karşı davacı vekili tarafından süresinde temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
H) Gerekçe:
Uyuşmazlıkta, davacının dava açmakta hukukî yararının bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulması gereklidir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 114/1-h. maddesine göre hukukî yarar dava şartları arasında sayılmıştır. Madde gerekçesinden, burada sözü edilen hukukî yarardan maksadın davacının sübjektif hakkına hukukî korunma sağlanması hususunda mahkemeye başvurmasında halihazırda hukuken korunmaya değer bir yararının bulunmasının şart olarak arandığı anlaşılmaktadır.
İlk Derece Mahkemesince; asıl ve birleşen davalarda, davacının 09/01/2018 tarihinde Havayolu Çalışanları Sendikasını kurarak ve bu Sendikanın başkanlığını üslenerek 18/01/2018 tarihinde davalı Sendikanın üyeliğinden istifa ettiğinden, üyesi olmadığı bir Sendikanın delege seçimlerinin iptali konusunda mevcut hukukî bir yararı kalmadığı gerekçesiyle davanın hukukî yarar yokluğundan reddine karar verilmiştir
Somut uyuşmazlıkta asıl ve birleşen davalarda, davacı genel başkan adayı olarak katıldığı 11.11.2017 tarihli genel kurulun delege seçimlerinin iptalini talep etmiştir. Davacının genel başkan adayı olmasının doğal sonucu olarak bu delege seçimlerinin iptalini talep etmekte hukukî yararının olduğu tartışmasızdır.
Öte yandan herne kadar İlk Derece Mahkemesince dava devam ederken davacının davalı Sendikanın üyeliğinden istifa ederek başka bir sendika kurup bu sendikanın başkanlığını üstlenmesi hasebiyle delege seçimlerinin iptalinde hukukî yararının kalmadığı kabul edilmiş ise de; uyuşmazlığın esasına girilerek verilebilecek delege seçimlerinin veya genel kurulun iptali halinde, davacının davalı Sendikaya yeniden üye olup yapılabilecek genel kurulda aday olmasını engelleyen yasal bir düzenlemenin bulunmaması karşısında da yerinde değildir.
Bu durumda İlk Derece Mahkemesince yapılacak iş; davacının dava tarihi itibariyle hukukî yararı olduğundan uyuşmazlığın esasına girilerek karar verilmesinden ibarettir. Yazılı şekilde davanın usulden reddi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Bölge Adliye Mahkemesi ile İlk Derece Mahkemesi"nin kararlarının yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, 23.01.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
KTA