14. Hukuk Dairesi 2013/14282 E. , 2013/15885 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.06.2010 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27.02.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ile davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, ortaklığın bilirkişi raporunda belirtilen muhdesatlar ile birlikte satış yoluyla ortaklığın giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ile davalılar ..., ... ve ... vekili temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları paylı ve elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi mallarda paydaşlar veya ortaklar arasındaki hukuki ilişkiyi sona erdiren, birlikte mülkiyetten ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Mahkemece paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi halinde satışın nasıl yapılacağının ve satış bedelinin ne şekilde dağıtılacağının karar yerinde gösterilmesi gerekir. Satış bedelinin, satışına karar verilen taşınmaz paylı mülkiyet hükümlerine konu ise paydaşların tapudaki payları oranında, elbirliği halinde mülkiyet hükümlerine tabi olması halinde mirasçılık belgesindeki payları oranında hem paylı, hem de elbirliği mülkiyet halinin bir arada bulunması halinde ise tapudaki ve mirasçılık belgesindeki paylar nazara alınarak dağıtılmasına karar verilmesi gerekir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs. gibi bütünleyici parça (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar (ortaklar) ittifak ediyorlarsa veya muhdesat ile ilgili kesinleşmiş karar var ise muhdesat arzın değerinde de bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Somut olaya gelince; dava konusu edilen ve satışına karar verilen 117 ada 31 parsel sayılı taşınmaz üzerinde onyedi adet bina ile ağaçlar bulunduğu, davalıların muhdesatların kendilerine ait olduğunu ileri sürdükleri, gerektiğinde muhdesatın aidiyeti hakkında dava açacaklarını beyan ettikleri, davacının da muhdesatın aidiyetine ilişkin itirazda bulunmadığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece, muhdesat iddiasında bulunan paydaşlara diğer paydaşlar tarafından itirazda bulunulduğu takdirde mülkiyetin tespiti davası açılması için 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 165. maddesi uyarınca süre verilmeli, davanın açılması halinde sonucunun beklenmesi ve oluşacak sonuca göre yukarıdaki esaslara uygun şekilde dağıtım kararı verilmesi gerekirken belirtilen hususlar üzerinde durulmadan, davacı ile diğer davalıların muhdesatın kime ait olduğuna ilişkin beyanları alınmadan, satış bedelinin nasıl dağıtılacağı gösterilmeden yazılı şekilde davalı lehine takdir edilen vekalet ücretinin de davacıya verilmesine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine 19.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.