Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/2625
Karar No: 2022/5918
Karar Tarihi: 20.06.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2022/2625 Esas 2022/5918 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, müdahalenin men'inden gelen kadastro tespitine itirazla ilgilidir. Mahkeme önce davanın reddine karar vermiş, ancak Yargıtay'ın bozma kararı sonrasında taraflar arasında yapılan keşiflerde öncesinde taşınmazların kök muris'e ait olduğu, mirasın taksim edildiği ancak taşınmazların davalıya düştüğünün ispatlanamadığı belirlenmiştir. Mahkeme sonucunda, 1) davalı Orman İdaresinin temyiz itirazları reddedilmiştir. 2) Davacılara yapılan gerekçeli karar tebliği usulüne uygun olmadığından, davacıların temyiz haklarını kullandığı kabul edilerek ek kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. 3) Taşınmazların tesciliyle ilgili hüküm bozulmuştur; davacıların kendi miras payları ile annelerinin payı adına tescili, kalan payların davalı adına tescil edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri olarak, tebligat usulleri ve değişikliklerine ilişkin olarak 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve 6099 sayılı Kanun'un ilgili hükümleri verilmiştir.
8. Hukuk Dairesi         2022/2625 E.  ,  2022/5918 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Müdahalenin Men'inden Gelen Kadastro Tespitine İtiraz

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili ve Orman İdaresi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Mahkemece verilen önceki hüküm Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince bozulmuş olup, bozma ilamında özetle; "davada, ...'in, ..., ... ve ... dışındaki tüm mirasçılarının, Orman İdaresinin ve Hazinenin davada taraf olmadığı, yeterli orman ve zilyetlik araştırması yapılmadığı, taksim ve satış iddialarının değerlendirilmediği açıklanarak, bu hususların araştırılması ve sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davacıların davalarının reddine, 117 ada 7 ve 10 nolu parsellerin kadastro işlemlerinin olağan usullere göre tamamlanmak üzere tutanak asıllarının kadastro müdürlüğüne gönderilmesine, 125 ada 4, 126 ada 3, 122 ada 13, 121 ada 13 ve 117 ada 1 parsel sayılı taşınmazların ... adına tespit ve tapuya tesciline karar verilmiş; hükmün, davacılar vekili ile davalı ... İdaresi tarafından temyiz edilmesi üzerine ek kararla, davacılar vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddine karar verilmiş ve iş bu ek karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
    1. Davalı ... İdaresinin temyiz itirazları bakımından; Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre, davalı ... İdaresinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine karar verilmiştir.
    2. Davacılar vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddine ilişkin ek karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Davacılara yapılan gerekçeli karar tebliği usulüne uygun değildir. Şöyle ki;7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında, tebligatın tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılacağı, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligatın yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinin bilinen en son adresi olarak kabul edileceği ve tebligatın buraya yapılacağı; "tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina" kenar başlıklı 21. maddesinde ise, kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memurunun tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim edeceği ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildireceği; maddenin ikinci fıkrasında, gösterilen adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim edeceği ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştıracağı hükme bağlanmıştır.
    Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir. Bu değişikliğe göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligat, bilinen veya gösterilen adresine yapılacaktır. Buna göre, ilk defa bildirilen adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi veya başka bir adres olması arasında fark yoktur. Her iki adres de Tebligat Kanunu'nun 10/1. maddesi kapsamında bilinen adrestir. Bildirilen adrese çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi de nazara alınarak muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre tebligat çıkarılacaktır.
    Somut olayda; gerekçeli kararın davacıların doğrudan MERNİS adresine tebliği usulsüz olup Mahkemece, davacılar vekilinin temyiz istemi, usulsüz tebligata dayalı olarak süre yönünden reddedilmiş ise de, gerekçeli karar, davacılara usulüne uygun olarak tebliğ edildiğinden, davacılar vekilinin temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek mahkemenin temyiz isteminin reddine ilişkin ek kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
    3. Davacılar vekilinin işin esasına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece, dava konusu taşınmazların kök muris ...’den kaldığı, mirasçılar arasında yapılan taksimle davalı ...’e düştüğü ve onun tarafından zilyet edildiği gerekçesiyle davacıların davasının reddi ile dava konusu taşınmazların davalı ... adına tesciline karar verilmiş ise de, delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülmüştür.
    Şöyle ki; mahallinde 05.10.2005, 21.05.2014 ve 03.06.2017 tarihlerinde olmak üzere üç kez keşif yapıldığı, yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarına ve ayrıca dosya kapsamına göre taşınmazların öncesinde kök muris ...’e ait olduğu, ancak kök murisin 26.03.1984 tarihinde vefatı sonrası mirasının usulüne uygun şekilde taksim edildiğinin ve taksim yapılmış olsa dahi dava konusu taşınmazların kök muris ...' in eşi ...’e veya davalı ...’e düştüğünün ispatlanamadığı, ancak ...’in, eşinden gelen miras payını oğlu olan davacı ...’e devretmesinin 3402 sayılı Kanun'un 15. maddesi gereğince mümkün olduğu, bu durumda, kendi miras payı ile annesi ...’e düşen payın davacı ... adına, kalan payların kök murisin diğer mirasçıları adına tesciline karar verilmesi gerekmekte ise de, dava konusu taşınmazların davalı ... adına tesciline ilişkin temyize konu hükmü, kök muris ...’in davacılar dışındaki mirasçıları temyiz etmediklerinden hükmün aleyhlerine kesinleştiği anlaşıldığından, davacı ...' in kök muristen gelen kendi miras payı ile annesi ...' in miras payının davacı ... adına, kalan payların ise ... adına tesciline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, bu nedenle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... İdaresinin temyiz itirazlarının reddine; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, mahkemenin 05.09.2017 tarihli temyiz isteminin süre yönünden reddine ilişkin ek kararın kaldırılmasına ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, 20.06.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi