17. Hukuk Dairesi 2014/7144 E. , 2014/6492 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İzmir 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 13/02/2014
NUMARASI : 2013/169-2014/25
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkiline ait aracın, davalıya trafik sigortalı aracın çarpması sonucu hasarlandığını, ekspertiz raporuna göre aracın pert olduğunu, kazanın meydana gelmesinde davalıya sigortalı araç sürücüsünün tamamen kusurlu olduğunu belirterek 9.500,00 TL tazminatın ekspertiz rapor tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile tazminat taleplerini 10.500,00 TL"ye yükselttiklerini bildirmiştir.
Davalı vekili, ekspertiz raporuna göre bildirilen kaza ile hasarın uyumlu olmadığını, doğru ihbar yükümlülüğünün yerine getirilmediğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan hasar bedelinin, karşı aracın trafik sigortacısından tazmini istemine ilişkindir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A/1 maddesinde, "sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı KTK.na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder. Meydana gelen bir kazada zararın ödenmesi veya azaltılması amacıyla, sigorta ettirenin yapacağı makul ve zorunlu masraflar sigortacı tarafından karşılanır. Bu sigorta işletenin (sigorta ettirenin) haksız taleplere karşı savunmasını da temin eder." hükmüne yer verilmiştir. Aynı genel şartların A/3 maddesinde" teminat dışında kalan haller", B/1 maddesinde "rizikonun gerçekleşmesi halinde sigorta ettirenin yükümlülükleri", B/3 maddesinde "sigortacının halefiyeti", ve B/4 maddesinde ise "zarar görenlerin haklarının saklı tutulması ve sigortacının işletene rücu hakkı" hüküm altına alınmıştır.
Diğer taraftan, TTK. 1282. maddesi uyarınca, sigortacı, geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı Yasanın 1281. maddesi hükmüne göre, kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de, sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin ZMSS Genel Şartlarının A.3.maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir.
İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte, sigortalı, ZMSS Genel Şartlarına ve TTK. 1292/3. maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde kalmış gibi ihbar edildiği somut delillerle kanıtlanırsa, ispat külfeti yer değiştirip sigortalıya geçer.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; kazaya ilişkin jandarma görevlileri tarafından kaza tespit tutanağı düzenlenmiş ve olaya ilişkin şüpheli bir durumdan bahsedilmemiş, kazanın oluşumunda davalıya sigortalı araç sürücüsünün şerit ihlali yapması nedeniyle tamamen kusurlu olduğu belirtilmiştir. Kaza tespit tutanağı, aksi kanıtlanıncaya kadar geçerli resmi belge niteliğindedir. Yine dosya arasında kaza sonrası araçların birbirine çarptıkları haline, hasarlı durumlarına ve olay yerine ilişkin fotoğraflar bulunmaktadır. Davacı ile davalıya sigortalı araç sürücüsünün anlaşarak davalı sigorta şirketinden haksız kazanç elde etmeye çalıştıkları iddiasına ilişkin dosyaya bir delil de sunulmuş değildir.
Bu durumda mahkemece, kazanın tespitine ilişkin tutanağın aksi ve hasarın teminat dışında kaldığı hususu, davalı sigorta şirketince somut delilerle ispatlanamadığından kazanın belirtilen yer, şekil ve zamanda meydana geldiği, sigorta geçerlilik süresi içinde gerçekleşen rizikonun teminat kapsamında kaldığı kabul edilerek davacıya ait araçta oluşan gerçek zarar yönünden tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bilirkişinin varsayım ve tahminlere dayalı değerlendirmeleri benimsenerek kaza ile araçlardaki hasarın uyumlu olmadığından bahisle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 28.4.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.